hayatımdaki insanları; sevgilim, sevdiğim dahi olsa hatta, gösterdikleri saygısızlıktan dolayı tek kalemde silip, hayatımdan çıkarıyorum. kimi zaman istemsizce de olsa...
ercüment çözer'in kayıp kardeşi gibi bi' şey işte, düşün sözlük. takıntı mı dersin, hayal kırıklığı mı dersin, daha fazla acı çekmemek için mi dersin, artık ziyâdesiyle yorulmuş olmaktan mı dersin; ne dersin?
en güzeli, adını sen koy da, bitsin gitsin.
sözlük yazarlarının itirafları
küçükken dedemden habersiz iş yerini kapatıp maça giden ve beni "deplasman maçı kızım seni götüremem" diye ağlatan babamı dedeme ispiyonlamıştım. aynı maça dedemin de bilet aldığından haberim yoktu ve işin komiği koltukları yan yana çıkmıştı.babam dedemden paparayı yemiş ama maçı alınca yumuşamış tabi.pişman olmam, babam ve kocaman göbeğine dar gelen çizgili formasıyla dedemin,ellerinde bayrak eşliğinde sarılarak geldiğini görünce geçti.hala eşek kadar bi çocuk olduğumu söylesem de hey gidi günler be...
az önce resmen rüşvet verdim.
az önce resmen rüşvet aldım.
az önce resmen ağrıyan boğazımın maç saatine kadar düzelmesi için kendimi anne tedavisine bıraktım. ballı limonlu bir şeyler içip üstüne pastil atıp duruyorum, bira içemeyecek miyim lan bugün?!
az önce resmen ukte doldurup başka bir ukte verdim.
az önce resmen rüşvet alan ve veren yakaladım, ukte yapmaya teşebbüsü engelledim...
az önce keşke rüşvet alsaydım sözlük.
19 mart 2013 beşiktaş 110. yıl kutlamalarına yetişebilmek için müdürüme yalan söyledim ve şimdi hiç gitmemiş gibi davranıyorum. çok zordayım. [ybkz]swh[/ybkz]
#89903 başlık başıma kalmış, kendimi nedense suçlu gibi hissettim.
abanmayın lan kalede kız var.
abanmayın lan kalede kız var.
yaklaşık 2-3 gündür iç organlarıma kadar acı doluyum sözlük ve acımı başkalarına acı vererek bastırmaya çalışıyorum. yardım et.
gidemiyorum diye bir şey yokmuş.gidiliyormuş.gittim.
göründüğüm kadar umursamaz değilim, sadece öyle sanması gerekenler öyle sanıyor. saatlerce felsefe yapıyorum içimde. depresif değilim ama ne bileyim. öyle işte.
dün gece yine tunalı'da bir sokak arasında bira içiyorduk.
kimsenin kimseyle ilgilenmediği bi’ yerdir tunalının ara sokakları. belki bilirsiniz. gözüme küçük bi’ kız takıldı, elleri yaralanmış, kanı çekilmiş gibi duruyordu. kimse yüzüne bakmadığı gibi, görmemezlikten gelip omzuna vuran bile olmuştu. özür bile dilemeden, yokmuş gibi davranıp geçip giden piçin biri.
kız, gülüyordu. acıkmıştı, çok belliydi. gidecek bi’yeri yoktu, sığınacağı bi’ ailesi de. kim bilir ne dertleri vardı, küçücük bi’ kızın. hala gülüyordu. gelip geçenlere, gidenlerin ardından, belki de kendi kendine.
beni gördü. uzun süre sadece baktı. bakışlarımı arada kaçırıyor olsam da onu izlediğimi biliyordu. sonra gülümseyerek geldi yanıma. ”güzel mi tadı, ben hiç içmedim?” dedi.
dün gece ilk defa biradan nefret ettim.
kimsenin kimseyle ilgilenmediği bi’ yerdir tunalının ara sokakları. belki bilirsiniz. gözüme küçük bi’ kız takıldı, elleri yaralanmış, kanı çekilmiş gibi duruyordu. kimse yüzüne bakmadığı gibi, görmemezlikten gelip omzuna vuran bile olmuştu. özür bile dilemeden, yokmuş gibi davranıp geçip giden piçin biri.
kız, gülüyordu. acıkmıştı, çok belliydi. gidecek bi’yeri yoktu, sığınacağı bi’ ailesi de. kim bilir ne dertleri vardı, küçücük bi’ kızın. hala gülüyordu. gelip geçenlere, gidenlerin ardından, belki de kendi kendine.
beni gördü. uzun süre sadece baktı. bakışlarımı arada kaçırıyor olsam da onu izlediğimi biliyordu. sonra gülümseyerek geldi yanıma. ”güzel mi tadı, ben hiç içmedim?” dedi.
dün gece ilk defa biradan nefret ettim.
matematiği seviyorum.
türkiye'de yaşamaktan nefret ediyorum.
bir gün çocuğum olursa adını deniz koyacağım.
istanbul'dan nefret ettiğim kadar da seviyorum.
özlemenin yasaklanması gerektiğini düşünüyorum.
bok kafalıyım ve bok kafalı arkadaşlarımı seviyorum.
sırf totomu bir deniz canlısı ıssırır diye çıplak denize giremiyorum.
masallara inanıyorum.
heyecanlandığımda ishal oluyorum.
çoğu zaman bir erkek kadar odun olabiliyorum.
asla kusacak kadar alkol almadım.
ilk alkolümü aldığımda birini öpmüştüm.
sessizce ossurabiliyorum.hatta avucuma ossurup kokladığım bile olmuştur.
çoğu zaman korkak biriyim fakat bazen aklıma ilk geleni yapacak kadar cesaretle dolu olabiliyorum.
bir gün bir süper kahramanın sevgilisi olacağım.
şimdiye kadar sayamayacağım kadar yalan söyledim.
o kadar üşengecim ki çişim gelmesine rağmen wc'ye bile gitmiyorum.
bir kız arkadaşımın sevdiği adamla yattım.
bir çok kere hırsızlık yaptım.
öldüğümde topuklu ayakkabılarımla gömülmek istiyorum.
banyo yaparken birilerinin beni gözetlediğini düşünüyorum.
izlediğim filmlerin etkisi altında kalıyorum.
ömrüm boyunca asla ve asla mhp'ye oy vermedim vermeyeceğim de.
boyum kısa ama çok uzun taç atışlarım var ve bir çok bebeyi yüzmede geçebiliyorum.
hayatımda sadece 1 kere balık yedim ve bir daha asla yemedim.
banyo yapmaktan nefret ediyorum.
sigarayı ve alkolü bırakmayı hiç düşünmüyorum.
çok konuşan erkeklerden nefret ediyorum.
lisedeyken inektim ve hiç kopya çekmedim hatta bir arkadaşım kopya vermedim diye beni dövmüştü.
yüksekten korkuyorum hatta atakule'ye hiç çıkmadım.
asansörden de korkuyorum ama yine de..
hep bir kardeşim olsun istedim.
ilk aşkım ukraynalı taş gibi bir hatunla evlendi.
ağustosta bile boku donanlardanım.
uzun süre sağ aynayı hiç kullanmadım üstelik çok saçma buluyordum.
bazen çekip gidesim geliyor ama sonra annem, sonra babam, sonra x derken hep vazgeçiyorum.
çoğu zaman karamsarım.
kendi hayatımı tamamen mantıksız bir şekilde sürdürsem de çoğu arkadaşımın beni arayıp fikrimi alması üstelik mantıklı cevaplar vermem tuhafıma gidiyor.
bugüne kadar yaptığım sadece tek bir şeye pişmanım.
ve ayrıca gerçekten alışmak bence sevmekten daha zor.
türkiye'de yaşamaktan nefret ediyorum.
bir gün çocuğum olursa adını deniz koyacağım.
istanbul'dan nefret ettiğim kadar da seviyorum.
özlemenin yasaklanması gerektiğini düşünüyorum.
bok kafalıyım ve bok kafalı arkadaşlarımı seviyorum.
sırf totomu bir deniz canlısı ıssırır diye çıplak denize giremiyorum.
masallara inanıyorum.
heyecanlandığımda ishal oluyorum.
çoğu zaman bir erkek kadar odun olabiliyorum.
asla kusacak kadar alkol almadım.
ilk alkolümü aldığımda birini öpmüştüm.
sessizce ossurabiliyorum.hatta avucuma ossurup kokladığım bile olmuştur.
çoğu zaman korkak biriyim fakat bazen aklıma ilk geleni yapacak kadar cesaretle dolu olabiliyorum.
bir gün bir süper kahramanın sevgilisi olacağım.
şimdiye kadar sayamayacağım kadar yalan söyledim.
o kadar üşengecim ki çişim gelmesine rağmen wc'ye bile gitmiyorum.
bir kız arkadaşımın sevdiği adamla yattım.
bir çok kere hırsızlık yaptım.
öldüğümde topuklu ayakkabılarımla gömülmek istiyorum.
banyo yaparken birilerinin beni gözetlediğini düşünüyorum.
izlediğim filmlerin etkisi altında kalıyorum.
ömrüm boyunca asla ve asla mhp'ye oy vermedim vermeyeceğim de.
boyum kısa ama çok uzun taç atışlarım var ve bir çok bebeyi yüzmede geçebiliyorum.
hayatımda sadece 1 kere balık yedim ve bir daha asla yemedim.
banyo yapmaktan nefret ediyorum.
sigarayı ve alkolü bırakmayı hiç düşünmüyorum.
çok konuşan erkeklerden nefret ediyorum.
lisedeyken inektim ve hiç kopya çekmedim hatta bir arkadaşım kopya vermedim diye beni dövmüştü.
yüksekten korkuyorum hatta atakule'ye hiç çıkmadım.
asansörden de korkuyorum ama yine de..
hep bir kardeşim olsun istedim.
ilk aşkım ukraynalı taş gibi bir hatunla evlendi.
ağustosta bile boku donanlardanım.
uzun süre sağ aynayı hiç kullanmadım üstelik çok saçma buluyordum.
bazen çekip gidesim geliyor ama sonra annem, sonra babam, sonra x derken hep vazgeçiyorum.
çoğu zaman karamsarım.
kendi hayatımı tamamen mantıksız bir şekilde sürdürsem de çoğu arkadaşımın beni arayıp fikrimi alması üstelik mantıklı cevaplar vermem tuhafıma gidiyor.
bugüne kadar yaptığım sadece tek bir şeye pişmanım.
ve ayrıca gerçekten alışmak bence sevmekten daha zor.
marketime müşteri olarak gelen ve hoşuma giden kısa saçlı bayanın, "kardeşim 3 bira verir misin?" demesi çok koyuyomuş la adama.
niye beni bulur ki bunlar...
niye beni bulur ki bunlar...
lise zamanlarımda cenk akyol'a aşıktım.
benden iki yaş büyük zaten kendisi. bence tam bana göre bi insandı. o basketbolcu ben voleybol. üstelik babası da antrenörümüzdü. bizim antrenmanlar onların antrenmanlarından ya önce ya sonra oluyordu. onların antrenmanı bizden sonra olunca bizi izlerdi bazen. sanki beni izliyormuş gibi deli deli smaçlar, servisler falan kullanırdım. önce olunca da ben izlerdim. ama ben onu izlerdim bak orası kesin bilgi.
şimdi ona yapılan haksızlık sanki erkek arkadaşıma yapılmış gibi geliyor. ama bize karşı oynarken hiç öyle gelmiyordu bak. çok da güzel küfür edip "annen baban hariç" diye ekliyordum. [ybkz]swh[/ybkz]
hayat gerçekten çok tuhaf arkadaşlar, cenk akyol'lar falan.
benden iki yaş büyük zaten kendisi. bence tam bana göre bi insandı. o basketbolcu ben voleybol. üstelik babası da antrenörümüzdü. bizim antrenmanlar onların antrenmanlarından ya önce ya sonra oluyordu. onların antrenmanı bizden sonra olunca bizi izlerdi bazen. sanki beni izliyormuş gibi deli deli smaçlar, servisler falan kullanırdım. önce olunca da ben izlerdim. ama ben onu izlerdim bak orası kesin bilgi.
şimdi ona yapılan haksızlık sanki erkek arkadaşıma yapılmış gibi geliyor. ama bize karşı oynarken hiç öyle gelmiyordu bak. çok da güzel küfür edip "annen baban hariç" diye ekliyordum. [ybkz]swh[/ybkz]
hayat gerçekten çok tuhaf arkadaşlar, cenk akyol'lar falan.
iki elimi bırakıp yaşayabiliyorum.
tuhaf biriymişim, bilmiyorsun, bilmiyorum açıkçası. kalbinden girip gözlerinden çıkamıyorum ama hala, hala saçlarıma bırakamadığın bir engelin var. yanımdayken sensizliğe alıştırdığın bir yönün var ve bu senden kalan her noktadan nefret etmemi sağlıyor.
üzgünüm, benden haberin yok ve adımı bile bilmiyorsun. Senin bu şehri neresinden tutacağına dair bilmek istediklerim olumsuzluk olumsuzu.
ölü bir şarap var, ve ölümü bekleyen bir çift saç telinin yamacında bekliyorum. seni düşünecek vaktim yok, çünkü ölüme şapka çıkartıyorum. mürekkepsiz kaldım sana, bize, birilerine ve ölüme. uyumak istediğimde uykusuz kalıyorum yastığa ve konuşmak istediğimde kelimeler kilometrelerime düşüyor. Ölüme şiirsiz kaldım sanırım ve bu beni en güçsüz adam yapıyor.
baksana bana, o kadar ben değilim ki, o kadar soğuktan kalma bir suratım var ki ne düşünsem insanlar onlardan nefret ettiğimi anlıyor. kime günaydın desem ”sana günaymamış” cevabı alacağım gibi görüyor şu kalem.
insanların beni görmesinden korkacak kadar kapattığım bir deftere sığdıramadığım duygulara dağıldım bugün.
nereye geldim, sana neden anlattım, nereye gidiyorum, sana kalmadım değil mi? bu sabah benden şiir olur,sevgilim; ben bu sabah ölümün merkezi acısına ortağım.
üzgünüm, benden haberin yok ve adımı bile bilmiyorsun. Senin bu şehri neresinden tutacağına dair bilmek istediklerim olumsuzluk olumsuzu.
ölü bir şarap var, ve ölümü bekleyen bir çift saç telinin yamacında bekliyorum. seni düşünecek vaktim yok, çünkü ölüme şapka çıkartıyorum. mürekkepsiz kaldım sana, bize, birilerine ve ölüme. uyumak istediğimde uykusuz kalıyorum yastığa ve konuşmak istediğimde kelimeler kilometrelerime düşüyor. Ölüme şiirsiz kaldım sanırım ve bu beni en güçsüz adam yapıyor.
baksana bana, o kadar ben değilim ki, o kadar soğuktan kalma bir suratım var ki ne düşünsem insanlar onlardan nefret ettiğimi anlıyor. kime günaydın desem ”sana günaymamış” cevabı alacağım gibi görüyor şu kalem.
insanların beni görmesinden korkacak kadar kapattığım bir deftere sığdıramadığım duygulara dağıldım bugün.
nereye geldim, sana neden anlattım, nereye gidiyorum, sana kalmadım değil mi? bu sabah benden şiir olur,sevgilim; ben bu sabah ölümün merkezi acısına ortağım.
bugün mutlu, yine huzura çalan bir ifadem var ve bu durumdan yeterince memnunum. kimseye ihtiyacımın olmadığı bir sabaha uyandım ve bu beni en güçlü bilinçaltı yapıyor.
insanlara ihtiyacınız yokken ve onlara olan sevginizi bile unuttuğunuz sokaklarda rahat olmak,onların size aslında kim olduğunu görmek çok farklı.
yersiz karakter ve yersiz bilinçaltlarına ”bu ne amına koyayım? ne diyorsun sen?” deyişlerimi kutluyorum ve artık insanlara ”özür dilerim” dememeyi de öğrenir gibiyim. hoşlanmadığım adamlara ”senin sorunun ne lan, kimde ya, bunun oyuncağı?” dediğim günleri özlemişim ve uzun süre böyle kalacak gibiyim. ihtiyaçlarım tabii ki var hala, sütlü çikolata ve sigaraya sadece.
sigara demişken, onu da mutluluktan içmeyi öğrenecek gibiyim. mutluluğa bağlayacağım sigaramı ve izmaritine güleceğim artık, ”sen de ne güzel şeysin lan!” diye. kalbimden önce kendime ihtiyacım var ve bunu farkettiğim geceden beri kendime hergün bir kahve ısmarlıyorum.
değişmeyen şeylere değinmek bile tuhaflaştırmıyor parmaklarımı artık çünkü siyah değişmedi sadece. Ve hala insanların beni yargılayabileceği düşüncesinin düşmanıyım, böyle öleceğim herhalde.
tamam tamam, artık beni yargılayanlara mantıklı soru sormak yerine ”git kendi çöplüğünde öt lan” demeyi de unutmam.
ihtiyacım var buna ve seviyorum bu sabah,kendimi.
açıkçası neden yazdım, sen neden okuyorsun bu saçma yazıyı sevgili yazar kardeşim bilmiyorum ama,seni de seviyorum. bunu da öğreneceğim.
insanlara ihtiyacınız yokken ve onlara olan sevginizi bile unuttuğunuz sokaklarda rahat olmak,onların size aslında kim olduğunu görmek çok farklı.
yersiz karakter ve yersiz bilinçaltlarına ”bu ne amına koyayım? ne diyorsun sen?” deyişlerimi kutluyorum ve artık insanlara ”özür dilerim” dememeyi de öğrenir gibiyim. hoşlanmadığım adamlara ”senin sorunun ne lan, kimde ya, bunun oyuncağı?” dediğim günleri özlemişim ve uzun süre böyle kalacak gibiyim. ihtiyaçlarım tabii ki var hala, sütlü çikolata ve sigaraya sadece.
sigara demişken, onu da mutluluktan içmeyi öğrenecek gibiyim. mutluluğa bağlayacağım sigaramı ve izmaritine güleceğim artık, ”sen de ne güzel şeysin lan!” diye. kalbimden önce kendime ihtiyacım var ve bunu farkettiğim geceden beri kendime hergün bir kahve ısmarlıyorum.
değişmeyen şeylere değinmek bile tuhaflaştırmıyor parmaklarımı artık çünkü siyah değişmedi sadece. Ve hala insanların beni yargılayabileceği düşüncesinin düşmanıyım, böyle öleceğim herhalde.
tamam tamam, artık beni yargılayanlara mantıklı soru sormak yerine ”git kendi çöplüğünde öt lan” demeyi de unutmam.
ihtiyacım var buna ve seviyorum bu sabah,kendimi.
açıkçası neden yazdım, sen neden okuyorsun bu saçma yazıyı sevgili yazar kardeşim bilmiyorum ama,seni de seviyorum. bunu da öğreneceğim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?