1965 bingöl doğumlu devlet tiyatrosu oyuncusu. 1987'de msü konservatuarı tiyatro bölümünden mezun olmuştur. trabzon ve antalya devlet tiyatrolarında görev yapmış, 2010'dan beri istanbul devlet tiyatrosu bünyesindedir. 2010 yılında bedensiz kadın adlı oyundaki performansıyla afife jale en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. bahtı kara adlı filmde oynamış ve başarılı bir performans göstermiştir. şu anda istanbul devlet tiyatrosu'nda yücel erten rejisiyle oynanan sezuan'ın iyi insanı'nda oynamaktadır.
deli beşiktaşlı bir ağabeyimizdir.
1949 yılında kurulan "devlet tiyatro ve operası" adı altında kurulan ve 1958'de "devlet operası" ile ayrılan devlet tiyatrolarının istanbul ayağı.
8 temmuz 2009'dan bu yana genel müdürlüğünü şakir gürzumar yapmaktadır.
sahneleri:
Küçük Sahne (istiklâl - beyoğlu)
Küçükçekmece CKSM
Cevahir Salon 1
Cevahir Salon 2
Zeytinburnu Sahnesi
üsküdar Tekel Sahnesi
üsküdar Stüdyo Sahne
Beykoz Ahmet Mithat Efendi Sahnesi
Kartal Bülent Ecevit Sahnesi
2012-2013 sezonunda yer alan oyunlar:
Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını
Ay Ecesi
çirkin
Düğün şarkısı ya da Akhilleus ile Ophelia
Yağmur Durduğunda
Yanık
Aşkın Sıradanlığı
Kırmızı
At
Sidikli Kasabası Müzikali
Sezuan'ın iyi insanı
Antigone
Anita'nın Aşkı ya da Antigone New York'ta
Ne Güzel şey Hatırlamak Seni
Michelangelo
Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk
Birdy
Ne Dersin Azizim?
ölüleri Gömün
Vahşet Tanrısı
imparatorluk Kuranlar
Profesyonel
Kontrabas
Benerci Kendini Niçin öldürdü
Açıl Kafam Açıl
Herkesin Bildiği Sırlar
çehov Makinesi
Zalım Mahmut Bir Kurtlu Kıssa (Gençlik Oyunu)
Sihirli Hediyeler (çocuk Oyunu)
8 temmuz 2009'dan bu yana genel müdürlüğünü şakir gürzumar yapmaktadır.
sahneleri:
Küçük Sahne (istiklâl - beyoğlu)
Küçükçekmece CKSM
Cevahir Salon 1
Cevahir Salon 2
Zeytinburnu Sahnesi
üsküdar Tekel Sahnesi
üsküdar Stüdyo Sahne
Beykoz Ahmet Mithat Efendi Sahnesi
Kartal Bülent Ecevit Sahnesi
2012-2013 sezonunda yer alan oyunlar:
Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını
Ay Ecesi
çirkin
Düğün şarkısı ya da Akhilleus ile Ophelia
Yağmur Durduğunda
Yanık
Aşkın Sıradanlığı
Kırmızı
At
Sidikli Kasabası Müzikali
Sezuan'ın iyi insanı
Antigone
Anita'nın Aşkı ya da Antigone New York'ta
Ne Güzel şey Hatırlamak Seni
Michelangelo
Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk
Birdy
Ne Dersin Azizim?
ölüleri Gömün
Vahşet Tanrısı
imparatorluk Kuranlar
Profesyonel
Kontrabas
Benerci Kendini Niçin öldürdü
Açıl Kafam Açıl
Herkesin Bildiği Sırlar
çehov Makinesi
Zalım Mahmut Bir Kurtlu Kıssa (Gençlik Oyunu)
Sihirli Hediyeler (çocuk Oyunu)
son yılların yazılmış en iyi metinlerinden kabul edilen, 2012-2013 sezonunda istanbul devlet tiyatrosu tarafından hakan çimenser rejisiyle sahnelenen, andrew bovell oyunu.
oyunu çarşamba akşamı izledim. metni 1-2 yıldır duyuyordum şöyle iyi böyle iyi diye. az bile söylemişler. hayatımda gördüğüm en iyi metinlerden biri yağmur durduğunda. enfes bir metin. öyle böyle değil yani..
istanbul dt'nin sahneleyişine gelince, genel itibariyle beğendiğimi söyleyebilirim. zaten karşımızda öyle kuvvetli bir metin var ki, bu metinden kötü bir oyun çıkartmak için baya uğraşmak lazım. onların da bu anlamdaki emeğini yadsıyamayacağım ama kötü bir oyun haline getirememişler yine de..
rejiyi pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. evet hakan çimenser zeki bir adamdır. önceki oyunlarından bildiğim ve oyunda rol alan arkadaşlarımın bana aktardığı kadarıyla da oyundaki trajedi dozunu mümkün olduğu kadar az tutmak için elinden geleni yapmış. büyük oranda başarmış da. ancak bazı oyuncuların bu konuya gereken hassasiyeti göstermemesi bazen bu ilkeyi bozmuş..
metnin rejisel anlamda yorumunu genel anlamda başarılı buldum. ancak bazı sahne çözümlemelerini beğenmedim.
oyunculara gelirsek, Levent Güner ortalama, Okday Korunan, ezgi yentürk ve Kemal Doğantan kötü, Rüçhan çalışkur, Eray Cezayirlioğlu, şebnem Dilligil iyi, ali ipin ve burcu aslan'ı çok iyi buldum. özellike burcu aslan'a kelimenin tam anlamıyla bayıldım.
oyun 2 saat 35 dakika söylüyor ve insanı sıkabilen bir ilk perdesi var baştan söyleyeyim. ancak karşımızda mükemmel bir metin, müthiş bir iki oyuncu ve gayet iyi bir oyun var. ben yine de mutlaka izlenmesini tavsiye ediyorum. kaçırmayın bence..
(b: Yazan:) Andrew Bovell
(b: çeviren:) Ezgi Yentürk
(b: Yöneten:) Hakan çimenser
(b: Dekor Tasarımı:) Zehra Uzunali
(b: Kostüm Tasarımı:) Müge Orhan
(b: Işık Tasarımı:) Akın Yılmaz
(b: Dramaturg:) Günay Ertekin
(b: Asistan:) Demet Başkaya
Oyuncular:
(b: Henry Law:) Okday Korunan
(b: Elizabeth Law 1): Rüçhan çalışkur
(b: Gabrieller York 1:) şebnem Dilligil
(b: Joe Ryan:) Ali ipin
(b: Gabrielle York:) Levent Güner
(b: Elizabeth Law 2:) Ezgi Yentürk
(b: Gabriel Law:) Eray Cezayirlioğlu
(b: Gabrielle York 2:) Burcu Aslan
(b: Andrew Price:) Kemal Doğantan
(b: şemsiyeliler:) Demet Başkaya, şeyda Pektok, Selda Soylu, Kerem Kurt
oyunu çarşamba akşamı izledim. metni 1-2 yıldır duyuyordum şöyle iyi böyle iyi diye. az bile söylemişler. hayatımda gördüğüm en iyi metinlerden biri yağmur durduğunda. enfes bir metin. öyle böyle değil yani..
istanbul dt'nin sahneleyişine gelince, genel itibariyle beğendiğimi söyleyebilirim. zaten karşımızda öyle kuvvetli bir metin var ki, bu metinden kötü bir oyun çıkartmak için baya uğraşmak lazım. onların da bu anlamdaki emeğini yadsıyamayacağım ama kötü bir oyun haline getirememişler yine de..
rejiyi pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. evet hakan çimenser zeki bir adamdır. önceki oyunlarından bildiğim ve oyunda rol alan arkadaşlarımın bana aktardığı kadarıyla da oyundaki trajedi dozunu mümkün olduğu kadar az tutmak için elinden geleni yapmış. büyük oranda başarmış da. ancak bazı oyuncuların bu konuya gereken hassasiyeti göstermemesi bazen bu ilkeyi bozmuş..
metnin rejisel anlamda yorumunu genel anlamda başarılı buldum. ancak bazı sahne çözümlemelerini beğenmedim.
oyunculara gelirsek, Levent Güner ortalama, Okday Korunan, ezgi yentürk ve Kemal Doğantan kötü, Rüçhan çalışkur, Eray Cezayirlioğlu, şebnem Dilligil iyi, ali ipin ve burcu aslan'ı çok iyi buldum. özellike burcu aslan'a kelimenin tam anlamıyla bayıldım.
oyun 2 saat 35 dakika söylüyor ve insanı sıkabilen bir ilk perdesi var baştan söyleyeyim. ancak karşımızda mükemmel bir metin, müthiş bir iki oyuncu ve gayet iyi bir oyun var. ben yine de mutlaka izlenmesini tavsiye ediyorum. kaçırmayın bence..
(b: Yazan:) Andrew Bovell
(b: çeviren:) Ezgi Yentürk
(b: Yöneten:) Hakan çimenser
(b: Dekor Tasarımı:) Zehra Uzunali
(b: Kostüm Tasarımı:) Müge Orhan
(b: Işık Tasarımı:) Akın Yılmaz
(b: Dramaturg:) Günay Ertekin
(b: Asistan:) Demet Başkaya
Oyuncular:
(b: Henry Law:) Okday Korunan
(b: Elizabeth Law 1): Rüçhan çalışkur
(b: Gabrieller York 1:) şebnem Dilligil
(b: Joe Ryan:) Ali ipin
(b: Gabrielle York:) Levent Güner
(b: Elizabeth Law 2:) Ezgi Yentürk
(b: Gabriel Law:) Eray Cezayirlioğlu
(b: Gabrielle York 2:) Burcu Aslan
(b: Andrew Price:) Kemal Doğantan
(b: şemsiyeliler:) Demet Başkaya, şeyda Pektok, Selda Soylu, Kerem Kurt
video: atilla taş'ın beyaz show'daki yam yam style şarkısı ve performansıhttp://www.youtube.com/watch?annotation_id=annotation_538613&feature=iv&src_vid=MJ-KtaknTMk&v=iCE3kWkJ2A4
açıklama: bizim türkler atilla taş'ın yarattığı utancı azaltmak adına, yabancı kullanıcılar atilla taş'ı yunanlı sansın die videonun altına "(b: I LOVE GREECE SONG REAL GREEK MAN ATiLLA TAş 3)" "(b: Atilla Tashannis ! we're proud of you ! GO HELLAS GO !)" gibi yorumlar yapıyorlar. belli ki arada atilla taş malezyalı falan diyenler olmuş ki;
videonun içindeki yorum: lan ipneler bir ülkede karar verin ona yıkalım ihaleyi bütün dünyayı bu bokun içine çekmeye hakkımız yok
açıklama: bizim türkler atilla taş'ın yarattığı utancı azaltmak adına, yabancı kullanıcılar atilla taş'ı yunanlı sansın die videonun altına "(b: I LOVE GREECE SONG REAL GREEK MAN ATiLLA TAş 3)" "(b: Atilla Tashannis ! we're proud of you ! GO HELLAS GO !)" gibi yorumlar yapıyorlar. belli ki arada atilla taş malezyalı falan diyenler olmuş ki;
videonun içindeki yorum: lan ipneler bir ülkede karar verin ona yıkalım ihaleyi bütün dünyayı bu bokun içine çekmeye hakkımız yok
(bkz: kezban detected)
ben inanırım sen inanmasan da aşkın saflığına..
yaramazlık yok binmeden evlilik sandalına..
kofpsıodfj
yaramazlık yok binmeden evlilik sandalına..
kofpsıodfj
şimdi aslında fani madida arkadaşıma cevap olan bu entry'i buraya yazmam doğru değil. bunu özel mesaj kısmından atmalıydım. ama buraya yazmam daha doğru olacak..
şimdi sevgili kardeşim baştan söyleyeyim ki bu entry'me cevap yazmazsan sevinirim. yok eğer illa ki yazacaksan ya da yazma ihtiyacı hissedersen seninkine ben cevap yazmayacağım şimdiden söyleyeyim..
sözlüğün asıl sakatlığını sen zaten ##232820 no'lu entry'i girerek göstermişsin.
sen neden savunma yapıyorsun ki?
bu başlık sözlüğün daha da büyümesi için yapılması gerekenler başlığı
sen burada yazanları oku, alacaklarını cebine al, yoluna devam et.
buradan cevap yazmak bu olayın dinamiğine taban tabana aykırı değil mi? oturum mu yapıyoruz burada güzel kardeşim?
aha işte forum yaptın sözlüğü! yine yaptın. yine forum yaptın sözlüğü. anladın mı?
işte sen ve senin gibi yazarların bu amatörlüğü mahvediyor sözlüğü. ben tam da bunu kastediyorum işte.
"ideal sözlük" algını bilmiyorum. kafandaki ideal sözlüğü de bilmiyorum.
ekşisözlüğe falan benzemeyelim demişsin.
ekşisözlük ideal bir formata sahip midir, ben de bilmiyorum. ama ##232742 de verdiğim istatistiğe bakılırsa, kartalsözlük'ün formatı dünyanın en kötü formatı olduğu kesin ve ne yapsak bundan daha iyi olur..
ekşisözlükte açılan (b: whatever benle yemeğe çık ulan allahsız) başlığını örnek göstermişsin..
senin de olsun 80.000 tane yazarın, hepsi de aktif olsun, en az 2-3 günde 1 entry girip online olsunlar, sen de sözlükte istediğin kadar panpa muhabbeti yap..
senin yapacağın o muhabbet 80.000 yazarlı sözlükte sayfalar arasında kaybolur zaten merak etme. ama şu an yaptığınız, bunun dar kotu, şunun çorabı, "bilmem kim çok kral arkadaştır, onun gibisi yoktur, adamın hasıdır" falan filan muhabbetleri kusra bakma ama sadece öğürtü hissi veriyor.
kaldı ki bu muhabbetin ekşisözlükte var olması da bunun doğru bişey olduğunu anlamına gelmez.
ayrıca sözlük yapısı ve formatı itibariyle "gizem" kavramı ortadan tamamen kalkarsa sözlük yok olur. bu sözlük formatının olmazsa olmazlarındandır.
haklısın deplasmanda, maçlarda, sosyal sorumluluk projelerinde ya da sadece keyfen buluşup zaman geçirilebilir. bunlara lafım yok.
ben ne demişim yukarda? oralara gittikten sonra dönüp bunları sözlükte cıvıklaştırmayın demişim. sorun orda.. yoksa allah'ın günü buluşun bana ne? kime ne? ama ertesi günü;
(b: "içince çok pis azıtan gözleri çipil çipil yazar. yirim ben onu.. bi de bana tişört sözü var. midye yiyince de gözlerine bişi oluyor ki o da ben de saklı söylemicem kimseye. öpücük, sen anladın onu ;)" )
gibi entryler havalarda uçuşunda resmen kusasım geliyor orta yere. sözlük sözlükten başka her şeye benziyor. bak 1-2 tane demiyorum, havalarda uçuşuyor diyorum. hatta daha da ötesi adeta başka muhabbet geçmiyor..
gidin tanış olun ne olursanız olun buraya bu kadar yansıtmayın.
yani "gizem" kavramının ortasına balta vurmayın. o anonim dediğin adamların anonim olması da anlamsızlaşıyor..
anonim bu şartlarda neden entry girsin ki sözlüğe? sevaba girmek için m? adam sözlüğe insan gibi entry girmeye çalışıyor, ama sözlükte zibil gibi aman sabahlar olmasın panpa muhabbeti dönüyor.
ha ne zaman aktif yazar sayımız 3000 falan olur, o zaman istediğini yap. ama bu durumda sözlükte başka muhabbet dönmüyor resmen.
gizemin olmaması sözlüğü olumsuz etkiler demiyorum ben. (b: "yok eder") diyorum.
trollerden de rahatsızlık duyulmasının sebebi bu zaten. tam da bu..
sözlüğü aile çardağı haline getirmişsiniz, haliyle 1-2 troll olunca, evinize yabancı girmiş gibi rahatsız oluyorsunuz.
bunda rahatsız olacak ne var yahu normalde? adamların troll olduğu zaten 10 km'den belli.
troller sözlüğün tuzu biberi. ben çok keyif alıyorum, gülüyorum okurken.
burayı kahvehaneye çevirmeseydiniz bence siz de keyif alabilirdiniz.
-------------------------------------------------------------------------------------------
zaten bu sözlükten bu şekilde bir yol olmayacağını söylemiştim. hala da aynı fikirdeyim.
bu entry'nin tanım bkz. olmadığının da farkındayım. başlık müsait diye bu şekilde yazdım. ama dilerseniz 24 saat sonra silinmesinde benim için bir sakınca yok.
herhangi bir karşılığa tekrardan cevap yazmayacağım. çünkü cevap ve savunma falan yersiz bu konuda. şurada biz kullanıcılar olarak şikayetlerimizi dile getiriyoruz. karşılık yazmaya mahal vermeye hacet yok. zaten yetki moderatörlerin elinde. ister bir şeyleri değiştirmeye karar verirler ister vermezler. bu kadar basit.
fani madida arkadaşıma haksızlık yaptıysam da özür dilerim.
şimdi sevgili kardeşim baştan söyleyeyim ki bu entry'me cevap yazmazsan sevinirim. yok eğer illa ki yazacaksan ya da yazma ihtiyacı hissedersen seninkine ben cevap yazmayacağım şimdiden söyleyeyim..
sözlüğün asıl sakatlığını sen zaten ##232820 no'lu entry'i girerek göstermişsin.
sen neden savunma yapıyorsun ki?
bu başlık sözlüğün daha da büyümesi için yapılması gerekenler başlığı
sen burada yazanları oku, alacaklarını cebine al, yoluna devam et.
buradan cevap yazmak bu olayın dinamiğine taban tabana aykırı değil mi? oturum mu yapıyoruz burada güzel kardeşim?
aha işte forum yaptın sözlüğü! yine yaptın. yine forum yaptın sözlüğü. anladın mı?
işte sen ve senin gibi yazarların bu amatörlüğü mahvediyor sözlüğü. ben tam da bunu kastediyorum işte.
"ideal sözlük" algını bilmiyorum. kafandaki ideal sözlüğü de bilmiyorum.
ekşisözlüğe falan benzemeyelim demişsin.
ekşisözlük ideal bir formata sahip midir, ben de bilmiyorum. ama ##232742 de verdiğim istatistiğe bakılırsa, kartalsözlük'ün formatı dünyanın en kötü formatı olduğu kesin ve ne yapsak bundan daha iyi olur..
ekşisözlükte açılan (b: whatever benle yemeğe çık ulan allahsız) başlığını örnek göstermişsin..
senin de olsun 80.000 tane yazarın, hepsi de aktif olsun, en az 2-3 günde 1 entry girip online olsunlar, sen de sözlükte istediğin kadar panpa muhabbeti yap..
senin yapacağın o muhabbet 80.000 yazarlı sözlükte sayfalar arasında kaybolur zaten merak etme. ama şu an yaptığınız, bunun dar kotu, şunun çorabı, "bilmem kim çok kral arkadaştır, onun gibisi yoktur, adamın hasıdır" falan filan muhabbetleri kusra bakma ama sadece öğürtü hissi veriyor.
kaldı ki bu muhabbetin ekşisözlükte var olması da bunun doğru bişey olduğunu anlamına gelmez.
ayrıca sözlük yapısı ve formatı itibariyle "gizem" kavramı ortadan tamamen kalkarsa sözlük yok olur. bu sözlük formatının olmazsa olmazlarındandır.
haklısın deplasmanda, maçlarda, sosyal sorumluluk projelerinde ya da sadece keyfen buluşup zaman geçirilebilir. bunlara lafım yok.
ben ne demişim yukarda? oralara gittikten sonra dönüp bunları sözlükte cıvıklaştırmayın demişim. sorun orda.. yoksa allah'ın günü buluşun bana ne? kime ne? ama ertesi günü;
(b: "içince çok pis azıtan gözleri çipil çipil yazar. yirim ben onu.. bi de bana tişört sözü var. midye yiyince de gözlerine bişi oluyor ki o da ben de saklı söylemicem kimseye. öpücük, sen anladın onu ;)" )
gibi entryler havalarda uçuşunda resmen kusasım geliyor orta yere. sözlük sözlükten başka her şeye benziyor. bak 1-2 tane demiyorum, havalarda uçuşuyor diyorum. hatta daha da ötesi adeta başka muhabbet geçmiyor..
gidin tanış olun ne olursanız olun buraya bu kadar yansıtmayın.
yani "gizem" kavramının ortasına balta vurmayın. o anonim dediğin adamların anonim olması da anlamsızlaşıyor..
anonim bu şartlarda neden entry girsin ki sözlüğe? sevaba girmek için m? adam sözlüğe insan gibi entry girmeye çalışıyor, ama sözlükte zibil gibi aman sabahlar olmasın panpa muhabbeti dönüyor.
ha ne zaman aktif yazar sayımız 3000 falan olur, o zaman istediğini yap. ama bu durumda sözlükte başka muhabbet dönmüyor resmen.
gizemin olmaması sözlüğü olumsuz etkiler demiyorum ben. (b: "yok eder") diyorum.
trollerden de rahatsızlık duyulmasının sebebi bu zaten. tam da bu..
sözlüğü aile çardağı haline getirmişsiniz, haliyle 1-2 troll olunca, evinize yabancı girmiş gibi rahatsız oluyorsunuz.
bunda rahatsız olacak ne var yahu normalde? adamların troll olduğu zaten 10 km'den belli.
troller sözlüğün tuzu biberi. ben çok keyif alıyorum, gülüyorum okurken.
burayı kahvehaneye çevirmeseydiniz bence siz de keyif alabilirdiniz.
-------------------------------------------------------------------------------------------
zaten bu sözlükten bu şekilde bir yol olmayacağını söylemiştim. hala da aynı fikirdeyim.
bu entry'nin tanım bkz. olmadığının da farkındayım. başlık müsait diye bu şekilde yazdım. ama dilerseniz 24 saat sonra silinmesinde benim için bir sakınca yok.
herhangi bir karşılığa tekrardan cevap yazmayacağım. çünkü cevap ve savunma falan yersiz bu konuda. şurada biz kullanıcılar olarak şikayetlerimizi dile getiriyoruz. karşılık yazmaya mahal vermeye hacet yok. zaten yetki moderatörlerin elinde. ister bir şeyleri değiştirmeye karar verirler ister vermezler. bu kadar basit.
fani madida arkadaşıma haksızlık yaptıysam da özür dilerim.
madem öyle;
1- derhal ama derhal sözlüğün (b: aile çardağı) modundan çıkması gerekiyor. yürüyün gidin bireysel muhabbetlerinizi özel mesaj sisteminde halledin. buranın adı kartalsözlük!
ister sen kurmuş ol, ister moderatör ol, ister herkesin abisi ol, ister kaynı ol, ister bacısı ol, ister manevi abisi ol.. fark etmez. burası ahmetsözlük ya da mehmetsözlük değil, kartal sözlük! yani önce beşiktaşlıyım diyen, sonra da bunu demese de buranın bir şekilde kullanıcısı olan herkesin sözlüğü.. birbirinizi yalayarak, ne kadar harikulade insanlar, arkadaşlar olduğunuzu ikide de bir de söyleyerek, sözlüğü aile forumu haline getiriyorsunuz. sözlük sözlükten başka herşeye benziyor. elbette yazarlar arası dolaylı muhabbetler olur, bir iç dinamik olur. ama siz işin iyice bokunu çıkartmışsınız. sözlüğü resmen kendi facebook'unuz haline getirmişsiniz haberiniz yok. sol frame'e ne zaman baksam 3 başlıktan 1'i bir yazarın adının başlığı. o onu yalıyor, bu bunu seviyor, beraber bilmem ne yapmışlar, yok geçen gece içmişler, yok o gece onun çorabı kokmuş.. oldu amına koyim! "(b: yengeyi de al gel bilmem ne başkan)" diye başlık açan oldu mına koyim! yuh ebenin .mı!
ben o başlığı açana da kızmıyorum. bu zihniyeti yaratan sizlersiniz. hepimiziz.
bu sözlük bu kafada giderse lokal kalmaya mecbur. çünkü yeni kaydolan her yazar bir bakıyor içerde kahvehane muhabbeti dönüyor. dışardan son derece itici bir görüntü. e adam buraya yazar olmaya mı geldi, arkadaşlık sitesine mi geldi? eeee? sonra noluyor?
ne olduğunu toplam yazar sayısıyla, aktif ve günde online olan ortalama yazar sayısına bakarak görebilirsiniz..
hadi sizi uğraştırmayayım ben söyleyeyim;
(i: toplam yazar sayısı:) (b: 3058 (üç bin elli sekiz))
(i: günde ortalama online olan yazar sayısı :) (b: 21) (b: (yirmi bir)) (b: amına koyim)
aha işte eseriniz.
sonra fener'in cincon'un sözlüklerinde ne kadar çok yazar olduğunu, ne kadar çok entry girildiğini söyleyip yanar durursunuz.. siz burada kahvehane muhabbetini yapıyorsunuz, sözlük adı altında arkadaşlık sitesi açmış egolarınız tatmin ediyorsunuz sonra neden biz daha gerideyiz! çok bile ilerdeyiz mına koyim. size rağmen!
bu arada zirve, piknik ve maç organizasyonlarını kast etmiyorum tabi ki.. gidin oralarda dilediğiniz kadar sosyalleşin.. bunlar güzel şeyler. ben de çok takdir ediyorum..
ama sonra piknikten dönüp de sözlükte 1 hafta boyunca çeşitli entry ve şakalarla başlıklar açıp entryler girmeyin. işte bunu yapmayın!
2- niteliksizliği yok etmek.
arkadaşım. mal sözlük yazarı arkadaşım. bezdirdin beni yemin ediyorum. evet sen. sen sen. bakma başka yere. sırf günlük girilen entry sayısı artsın diye rasgele butonuna tecavüz edip önüne gelen başlığa alakalı alakasız entry yazan senden bahsediyorum arkadaşım. hayattan soğuttun beni. yemin ediyorum sözlüğe girince seni görürsem eğer derhal sözlükten ayrılıyorum..
bi kere sol framede popüler olan başlık en üstte ya da üstlerdedir. sen bu kavramı bu hareketinle yok ediyorsun. popülerlik ve trend algısı yok oluyor, çünkü sıçar gibi boş ve anlamsız entry giriyorsun. yaptığın şeyin iyi bir şey olduğunu mu sanıyorsun? içi boş ama bir sürü entry girilmiş bir sözlük oluyoruz sayende..
herşeyi geç bir entry giricem, insanların tepkisi merak ediyorum, entry'yi giriyorum, sol frame'e bakıyorum, ana! benim entry yok! sonra fark ediyorum ki taaa 2. sayfanın ortasına gitmiş mına koyim.. orda kim görecek deeee kim eksi butonunaa basacak.. ben beşiktaş hakkındaki bir mevzuyu dillendirmiş, taraftar arkadaşlarımın tepkilerini merak ediyorum, sen ortalığı piç ediyorsun..
3- ##218156
4- daha önce defalarca kavgasını verdiğim gibi, bir insana fikirlerinden dolayı hakaret ve küfür etmemek. ama işte 1. maddedeki durum bazılarının götünü öyle kaldırmış ki, burası adamların kahvehanesi haline gelmiş, kendileri de o şekilde takılıyor abilerimiz ablalarımız.
5- 1. maddedeki gerçeğin bir başka tezahürü olarak "(b: gizemin)" bu sözlükte hiç ama hiç bulunmaması. herkes birbirinin tipini, ıcığını cıcığını her bokunu biliyor mına koyim..
eee haliyle noluyor? dinle mına koyim şimdi:
ben, gamze, mehmet, gürkan ve dilek'in sözlük yazarı olduğu bir sözlükte yazarım. ben de muhlis'im..
e ben zaten 2 haftada 1 bu kopillerle buluşuyorum bir şekilde. yok düğün oluyor, yok piknik, yok maç yok bilmem ne..
e sözlükte kimler online? yine ben, gamze, mehmet, gürkan ve dilek.
eeeee?
o zaman ne sikime ben buraya bir şey yazayım ki? ben gider gamzeye mehmet'e ne düşünüyorsam söylerim..
tutup da buraya "quaresma sorunsalı" diye başlık açmamın ne anlamı kalıyor?
zaten okuyacak olanlar yine bu 4 kişi..
e zaten daha geçen gün bıtbıtın düğününde konuşmuştuk, bilmem ne maçını izlerken bira içiyorduk konuşmuştuk..
eee ben bunları, bu adamlar bir daha okusun diye mi yazıcam buraya?
sonra niye sözlükte entry az..
az olur tabi amk..
--------------------------------------------------------------------------
bunlar şimdilik bu kadar ve yangında ilk kurtarılması gerekenler listesi..
bazı maddelerin derhal tam aksi uygulanması gerekiyor, bazı maddeler içinse yapacak çok bir şey yok..
haa ama dersen ki pratikte ne olabilir diye?
hiç bi bok olmaz! net!
neden mi?
çünkü burası bazılarının kahvesi olmuş ve o adamlar da bundan müthiş derecede mutlu.. acaip zevk alıyor..
benim çok umrumda mı? değil..
bana 2-3 senede bir "hep kol kola bir gün değil her gün beşiktaş" gibi beste yapsın, senede 3-4 sivil harekete katılsın, isterse sözlükte at koştursun.. hiç önemli değil..
ama bunlar da hayatın ve sözlüğün gerçekleri..
1- derhal ama derhal sözlüğün (b: aile çardağı) modundan çıkması gerekiyor. yürüyün gidin bireysel muhabbetlerinizi özel mesaj sisteminde halledin. buranın adı kartalsözlük!
ister sen kurmuş ol, ister moderatör ol, ister herkesin abisi ol, ister kaynı ol, ister bacısı ol, ister manevi abisi ol.. fark etmez. burası ahmetsözlük ya da mehmetsözlük değil, kartal sözlük! yani önce beşiktaşlıyım diyen, sonra da bunu demese de buranın bir şekilde kullanıcısı olan herkesin sözlüğü.. birbirinizi yalayarak, ne kadar harikulade insanlar, arkadaşlar olduğunuzu ikide de bir de söyleyerek, sözlüğü aile forumu haline getiriyorsunuz. sözlük sözlükten başka herşeye benziyor. elbette yazarlar arası dolaylı muhabbetler olur, bir iç dinamik olur. ama siz işin iyice bokunu çıkartmışsınız. sözlüğü resmen kendi facebook'unuz haline getirmişsiniz haberiniz yok. sol frame'e ne zaman baksam 3 başlıktan 1'i bir yazarın adının başlığı. o onu yalıyor, bu bunu seviyor, beraber bilmem ne yapmışlar, yok geçen gece içmişler, yok o gece onun çorabı kokmuş.. oldu amına koyim! "(b: yengeyi de al gel bilmem ne başkan)" diye başlık açan oldu mına koyim! yuh ebenin .mı!
ben o başlığı açana da kızmıyorum. bu zihniyeti yaratan sizlersiniz. hepimiziz.
bu sözlük bu kafada giderse lokal kalmaya mecbur. çünkü yeni kaydolan her yazar bir bakıyor içerde kahvehane muhabbeti dönüyor. dışardan son derece itici bir görüntü. e adam buraya yazar olmaya mı geldi, arkadaşlık sitesine mi geldi? eeee? sonra noluyor?
ne olduğunu toplam yazar sayısıyla, aktif ve günde online olan ortalama yazar sayısına bakarak görebilirsiniz..
hadi sizi uğraştırmayayım ben söyleyeyim;
(i: toplam yazar sayısı:) (b: 3058 (üç bin elli sekiz))
(i: günde ortalama online olan yazar sayısı :) (b: 21) (b: (yirmi bir)) (b: amına koyim)
aha işte eseriniz.
sonra fener'in cincon'un sözlüklerinde ne kadar çok yazar olduğunu, ne kadar çok entry girildiğini söyleyip yanar durursunuz.. siz burada kahvehane muhabbetini yapıyorsunuz, sözlük adı altında arkadaşlık sitesi açmış egolarınız tatmin ediyorsunuz sonra neden biz daha gerideyiz! çok bile ilerdeyiz mına koyim. size rağmen!
bu arada zirve, piknik ve maç organizasyonlarını kast etmiyorum tabi ki.. gidin oralarda dilediğiniz kadar sosyalleşin.. bunlar güzel şeyler. ben de çok takdir ediyorum..
ama sonra piknikten dönüp de sözlükte 1 hafta boyunca çeşitli entry ve şakalarla başlıklar açıp entryler girmeyin. işte bunu yapmayın!
2- niteliksizliği yok etmek.
arkadaşım. mal sözlük yazarı arkadaşım. bezdirdin beni yemin ediyorum. evet sen. sen sen. bakma başka yere. sırf günlük girilen entry sayısı artsın diye rasgele butonuna tecavüz edip önüne gelen başlığa alakalı alakasız entry yazan senden bahsediyorum arkadaşım. hayattan soğuttun beni. yemin ediyorum sözlüğe girince seni görürsem eğer derhal sözlükten ayrılıyorum..
bi kere sol framede popüler olan başlık en üstte ya da üstlerdedir. sen bu kavramı bu hareketinle yok ediyorsun. popülerlik ve trend algısı yok oluyor, çünkü sıçar gibi boş ve anlamsız entry giriyorsun. yaptığın şeyin iyi bir şey olduğunu mu sanıyorsun? içi boş ama bir sürü entry girilmiş bir sözlük oluyoruz sayende..
herşeyi geç bir entry giricem, insanların tepkisi merak ediyorum, entry'yi giriyorum, sol frame'e bakıyorum, ana! benim entry yok! sonra fark ediyorum ki taaa 2. sayfanın ortasına gitmiş mına koyim.. orda kim görecek deeee kim eksi butonunaa basacak.. ben beşiktaş hakkındaki bir mevzuyu dillendirmiş, taraftar arkadaşlarımın tepkilerini merak ediyorum, sen ortalığı piç ediyorsun..
3- ##218156
4- daha önce defalarca kavgasını verdiğim gibi, bir insana fikirlerinden dolayı hakaret ve küfür etmemek. ama işte 1. maddedeki durum bazılarının götünü öyle kaldırmış ki, burası adamların kahvehanesi haline gelmiş, kendileri de o şekilde takılıyor abilerimiz ablalarımız.
5- 1. maddedeki gerçeğin bir başka tezahürü olarak "(b: gizemin)" bu sözlükte hiç ama hiç bulunmaması. herkes birbirinin tipini, ıcığını cıcığını her bokunu biliyor mına koyim..
eee haliyle noluyor? dinle mına koyim şimdi:
ben, gamze, mehmet, gürkan ve dilek'in sözlük yazarı olduğu bir sözlükte yazarım. ben de muhlis'im..
e ben zaten 2 haftada 1 bu kopillerle buluşuyorum bir şekilde. yok düğün oluyor, yok piknik, yok maç yok bilmem ne..
e sözlükte kimler online? yine ben, gamze, mehmet, gürkan ve dilek.
eeeee?
o zaman ne sikime ben buraya bir şey yazayım ki? ben gider gamzeye mehmet'e ne düşünüyorsam söylerim..
tutup da buraya "quaresma sorunsalı" diye başlık açmamın ne anlamı kalıyor?
zaten okuyacak olanlar yine bu 4 kişi..
e zaten daha geçen gün bıtbıtın düğününde konuşmuştuk, bilmem ne maçını izlerken bira içiyorduk konuşmuştuk..
eee ben bunları, bu adamlar bir daha okusun diye mi yazıcam buraya?
sonra niye sözlükte entry az..
az olur tabi amk..
--------------------------------------------------------------------------
bunlar şimdilik bu kadar ve yangında ilk kurtarılması gerekenler listesi..
bazı maddelerin derhal tam aksi uygulanması gerekiyor, bazı maddeler içinse yapacak çok bir şey yok..
haa ama dersen ki pratikte ne olabilir diye?
hiç bi bok olmaz! net!
neden mi?
çünkü burası bazılarının kahvesi olmuş ve o adamlar da bundan müthiş derecede mutlu.. acaip zevk alıyor..
benim çok umrumda mı? değil..
bana 2-3 senede bir "hep kol kola bir gün değil her gün beşiktaş" gibi beste yapsın, senede 3-4 sivil harekete katılsın, isterse sözlükte at koştursun.. hiç önemli değil..
ama bunlar da hayatın ve sözlüğün gerçekleri..
##232687
##232654
allah allah dedirten durum. bekliyorum hala yok. çok enteresan..
neyse gelir bir kaç dakikaya bir şeyler. gözden kaçmıştır. olur öle..
##232654
allah allah dedirten durum. bekliyorum hala yok. çok enteresan..
neyse gelir bir kaç dakikaya bir şeyler. gözden kaçmıştır. olur öle..
kartalsozluk'ün lokal kalmasının sebeplerinden sadece biri.
http://www.tribundergi.com/haber/q7-den-misilleme
haber doğru mudur, yalan mıdır bilemeyiz.
ama doğru olsa kimse şaşırır mı? hayır. net.
işte bu yüzden, sırf bu yüzden allah sizi bildiği gibi yapsın fikret orman başkanlığındaki sikindirik beşiktaş yönetimi
haber doğru mudur, yalan mıdır bilemeyiz.
ama doğru olsa kimse şaşırır mı? hayır. net.
işte bu yüzden, sırf bu yüzden allah sizi bildiği gibi yapsın fikret orman başkanlığındaki sikindirik beşiktaş yönetimi
eğer fatih doğan'ın haberi doğruysa, ki doğruymuş son derece berbat durumda olan takımdır.
resmen bitmişiz okeye dönüyoruz. ve bunun tek müsebbibi fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimidir.
hala şu adamların çapsızlığını "yd'nin borçları kulüp zorda yeaa" diyerek ört pas etmeye çalışanların beynine de ayrı sıçayım. taraftarından medyasına, tribündekinden sözlük yazarına hepsinin!
aşağıdaki haberin (b: ne anlama geldiğini hakkıyla anlayamayan) kısa hayatında futbola çok yer ayırmasın. ziyan etmesin kendini..
işte haber:
http://www.kartalbakisi.com/ozel/ekstra-kondisyon-calistiklari-ortaya-cikti-h15398.html
resmen bitmişiz okeye dönüyoruz. ve bunun tek müsebbibi fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimidir.
hala şu adamların çapsızlığını "yd'nin borçları kulüp zorda yeaa" diyerek ört pas etmeye çalışanların beynine de ayrı sıçayım. taraftarından medyasına, tribündekinden sözlük yazarına hepsinin!
aşağıdaki haberin (b: ne anlama geldiğini hakkıyla anlayamayan) kısa hayatında futbola çok yer ayırmasın. ziyan etmesin kendini..
işte haber:
http://www.kartalbakisi.com/ozel/ekstra-kondisyon-calistiklari-ortaya-cikti-h15398.html
pek çoğunun hala nasıl intihar etmeğini anlayamadığım insanlar topluluğu.
bu ne lan? insanlıktan soğudum sabah sabah.. nasıl mideniz var yemin ediyorum anlamıyorum;
http://tinyurl.com/93gxs5o
bu ne lan? insanlıktan soğudum sabah sabah.. nasıl mideniz var yemin ediyorum anlamıyorum;
http://tinyurl.com/93gxs5o
az önce yayınlanan spor servisi programında yine zekasını sergilemiş yorumcu.
(b: ercan taner): ronaldo mu, messi mi?
(b: mehmet demirkol) : bu bir soru değil, bu bir cevap.
(b: ercan taner): ronaldo mu, messi mi?
(b: mehmet demirkol) : bu bir soru değil, bu bir cevap.
evet 800. defa söylüyorum, siktir olup gitsinler! siktir olası destekçilerini de yanlarına alıp..
dünki mağlubiyet için değil, bülent yıldırım hala hakemlik yapabildiği için,
bi de bunun için;
https://twitter.com/Zeki_Demirkubuz/status/255087705233424385
dünki mağlubiyet için değil, bülent yıldırım hala hakemlik yapabildiği için,
bi de bunun için;
https://twitter.com/Zeki_Demirkubuz/status/255087705233424385
içimin yağlarını eridiği, kazandığımız karşılaşma.
bi de beyinsiz cinconlular twitterda orda burda abuk subuk "sizin onları yendiğiniz müsabaka uefa kupası müsabakasıydı. bu şampiyonlar ligi" falan demez mi! offffffff.. mına kodumun beyinsizleri ya..
sanki uefa kupası, muz kupası da adamlar ciddiye almayacak amk. madem öyle zike sürülmeyecek bi kupa, niye 12 yıldır vıdı vıdısını ediyorsunuz beyinsizler? tam tersi uefa kupası tam da braga'nın dişine göre olan bir kupa olduğu için daha pis yardırır, daha çok kasar.
zikim gibi bir manchester ve aşağı gördüğünüz bizim bile, geçen sene kendi evlerinde handikaplı yendiğimiz braga karşısında 2 maçta 0 gol 0 puan mına koyim.
şimdi siktirin gidin..
yok 2 maçta da üstün oynamış da, yok bilmem neymiş de.. oldu amk! bunların dişi anca bizim ligdeki pısırık korkaklara geçer, cümle alem bunu bir kez daha gördü.
ayrıca övündüğünüz o takımın zikim gibi olduğunuz iddia ediyorum evet;
(bkz: fatih terim'in cm mantığıyla takım kurması)
bi de beyinsiz cinconlular twitterda orda burda abuk subuk "sizin onları yendiğiniz müsabaka uefa kupası müsabakasıydı. bu şampiyonlar ligi" falan demez mi! offffffff.. mına kodumun beyinsizleri ya..
sanki uefa kupası, muz kupası da adamlar ciddiye almayacak amk. madem öyle zike sürülmeyecek bi kupa, niye 12 yıldır vıdı vıdısını ediyorsunuz beyinsizler? tam tersi uefa kupası tam da braga'nın dişine göre olan bir kupa olduğu için daha pis yardırır, daha çok kasar.
zikim gibi bir manchester ve aşağı gördüğünüz bizim bile, geçen sene kendi evlerinde handikaplı yendiğimiz braga karşısında 2 maçta 0 gol 0 puan mına koyim.
şimdi siktirin gidin..
yok 2 maçta da üstün oynamış da, yok bilmem neymiş de.. oldu amk! bunların dişi anca bizim ligdeki pısırık korkaklara geçer, cümle alem bunu bir kez daha gördü.
ayrıca övündüğünüz o takımın zikim gibi olduğunuz iddia ediyorum evet;
(bkz: fatih terim'in cm mantığıyla takım kurması)
1961-75 yılları arasında fenerbahçe'de forma giymiş olan 1944 doğumlu eski milli futbolcu. şimdilerde futbol yorumcusu.
dün gece yayınlanan telegol programında saat 01:35 sularında harika bir laf etmiştir.
alex'in fenerbahçe'den gönderilişi hakkında konuşuluyor;
erman toroğlu: alex'e yapılan bu muamele kime yapılır biliyor musun? maç satan futbolcuya yapılır. ben bu muameleyi yalnızca maç satan futbolcuya yaparım.
ziya şengül: peki maç satanı baş tacı ederlerse ne yaparsın?
erman toroğlu: onu bilmem..
rakibin geçen şampiyonlar ligi maçında iyi bir performans gösteren oyuncularından hamit'in sakat olması ve elmander'in de zehirlenme suretiyle maçta oynama durumunun belirsiz olması bizim için gayet olumlu. ayrıca rakibin geçen hafta ligde gösterdiği performans da hiç parlak değil.
deplasmanda oynayacağız ama kazanacağımızı düşünüyorum. benim için beraberlik de gayet iyi sonuç. ama kazanma ihtimalimiz yüksek.
deplasmanda oynayacağız ama kazanacağımızı düşünüyorum. benim için beraberlik de gayet iyi sonuç. ama kazanma ihtimalimiz yüksek.
http://www.kartalbakisi.com/futbol/cekin-sametayin-kulagini-makale,733.html
not: bence harika bir yazı.
not: bence harika bir yazı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?