dün geceki Beşiktaş-Braga maçında maçın ikinci yarısında yapılan ortaya, kaleye takriben yüzü 160 derece dönük olduğu halde (bu da demek oluyor ki neredeyse tamamen sırtını dönmüş bir vaziyette) ayağının üstüyle -bak bi daha söylüyorum ayağının üstüyle- çektiği şut bir şekilde gol olmuş olsaydı, onu bin kere gömenlerin nasıl binlerce mısralık methiyeler düzeceklerini merak ettiğim yetenek.
23.02.2012 saat 22.38 sularında hayatının geri kalanını etkileyecek çok önemli bir karar almıştır.
Almedia'yı oyuna almıştır.
Bu hayati kararı almamış olsaydı hayatı belki de (ki bayaaaa büyük bi ihtimalle) başka bir yola sapacakken, el frenini çekip viraj alır misali bir keskinlik ve cesaretle bu hamleyi yaparak çok şeyi değiştirmiştir.
Herkes yapamaz o dakkada böle değişiklik. Ben helal olsun diyorum sadece.
Yanlıştan dönmek de büyük erdemdir. Hem de bayaaaa bi büyük.
Yok esnemezsen kırılırsın demicem[ybkz]swh[/ybkz]
Almedia'yı oyuna almıştır.
Bu hayati kararı almamış olsaydı hayatı belki de (ki bayaaaa büyük bi ihtimalle) başka bir yola sapacakken, el frenini çekip viraj alır misali bir keskinlik ve cesaretle bu hamleyi yaparak çok şeyi değiştirmiştir.
Herkes yapamaz o dakkada böle değişiklik. Ben helal olsun diyorum sadece.
Yanlıştan dönmek de büyük erdemdir. Hem de bayaaaa bi büyük.
Yok esnemezsen kırılırsın demicem[ybkz]swh[/ybkz]
bana 1,5 kilo, sinirden kırdığım bir fincan, 18-19 tel saç, üst kat komşunun duvarımı -bağırmamam hususunda- 3 kez inletmesi, stresin yol açtığı sakarlıkla kırılan kumandanın pil bölümünün kapağı, sevgiliden işitilen bir azar, bünyede depolanmış huzurun %90'ı, depolanmış neşenin %95'ine mal olan maçtır.
ha bi de bu saatte entry giriyor olmamdan da anlaşılacağı üzere uykuma ve bir çift göz ferine mal olmuştur. ya da o bir şeye mal olmamıştır ben mal olmuşumdur artık.
arkadaş tur mu atladık, tur mu bana atladı bilemiyorum walla
ha bi de bu saatte entry giriyor olmamdan da anlaşılacağı üzere uykuma ve bir çift göz ferine mal olmuştur. ya da o bir şeye mal olmamıştır ben mal olmuşumdur artık.
arkadaş tur mu atladık, tur mu bana atladı bilemiyorum walla
---------------------alıntı------------------------
isviçreli bilim adamları, Cnbc-e'yi okurken ilk 4 harfi ingilizce okuyup 5. harfi Türkçe okumamıza sebep olan geni buldu...
---------------------alıntı------------------------
isviçreli bilim adamları, Cnbc-e'yi okurken ilk 4 harfi ingilizce okuyup 5. harfi Türkçe okumamıza sebep olan geni buldu...
---------------------alıntı------------------------
başkalarını bilmem ama ben çok özleyeceğim... "bizim mekan" diye bahsettiğimiz yerlerdendi..
teselli: neyse ki bu şekilde çağırdığımız çok yer var beşiktaşımızda
teselli: neyse ki bu şekilde çağırdığımız çok yer var beşiktaşımızda
hem hesaplaşma fırsatını hem de nispeten daha zayıf bulduğum bir takımla oynama şansını bize tanımamış olan takımdır.
bkz. "20 mart 2003 beşiktaş lazio maçı"
nereyee kadar kaçacaksın lazioooo?
bkz. "20 mart 2003 beşiktaş lazio maçı"
nereyee kadar kaçacaksın lazioooo?
normal bir gelişmedir. zaten olması gerekendir. oğuz çetin'in nihayet şutlanması sonucunda gerçekleşen doğal bir olaydır.
hatta başlığın "milli takım kadrosuna en çok beşiktaş'tan futbolcu alınması" olarak değiştirilmesi gerekir. bi sayınız isterseniz.
hatta başlığın "milli takım kadrosuna en çok beşiktaş'tan futbolcu alınması" olarak değiştirilmesi gerekir. bi sayınız isterseniz.
yaşıyormuş lan
"moneyball" filminde müthiş bir performans çıkartmıştır. ancak ne yazık ki son derece hak etmesine rağmen kulislerde dönen dedikodulardan anlaşıldığı üzere heykelciği kucaklama ihtimali yok denecek kadar azdır.
akademinin aynı oranda bu ödüle hasret ve "the descendants" filminde müthiş bir performans sergileyen george cloony'i ya da düşük bir ihtimalle gary oldman'ı tercih edeceği aşikârdır.
üzgünüm brad. ilk defa bu kadar yaklaşmıştın ve ben biliyorum ki kesinlikle sen hakediyordun.
akademinin aynı oranda bu ödüle hasret ve "the descendants" filminde müthiş bir performans sergileyen george cloony'i ya da düşük bir ihtimalle gary oldman'ı tercih edeceği aşikârdır.
üzgünüm brad. ilk defa bu kadar yaklaşmıştın ve ben biliyorum ki kesinlikle sen hakediyordun.
1 gol atacak. net söylüyorum. 2 maçta toplam 1 gol atacak. nasıl, neden diye sormayın.
ahmet dursun'un sergen'e frikik kullanmak için topu alırken söylediği gibi:
"içime doğdu"
ahmet dursun'un sergen'e frikik kullanmak için topu alırken söylediği gibi:
"içime doğdu"
beklemek lazım ancak ne yazık ki çok umut vaadettiğini söylemek iyimserlik olur. çok çalışıyor o yüzden sempatimi kazandı ama önemli hatalar da yapıyor. neyse bekleyelim görelim, birbirimizi kazanırız inşallah. ayrıca ameliyat geçirecek, şimdiden geçmiş olsun
eski sınıf arkadaşım. tanısanız bile tanıyamazsınız, gariptir. hep çok gariptir
iyi filmdir. diğer fincher filmleri gibi.
bu sene istanbul devlet tiyatrolarında yücel erten tarafından sahnelenen bertolt brecht oyunu. yücel erten her zaman yapmayı sevdiği gibi başarılı bir brecht yorumuyla müthiş bir oyun çıkartmış ortaya. her ne kadar 3 saatlik süresiyle bazı izleyicilerin sıkılabileceği ihtimali söz konusu olsa da oyunun normal süresi aslında 5 saattir. kısaltılıp ve budanıp 3 saate indirilmiştir. sezuan'ı oynayan ve trabzonlu tiyatro izleyicilerinin yakından tanıdığı eski trabzon dt sanatçısı zeynep ekin öner muhteşem. kendine hayran bırakıyor. hem oyunculuğu hem sempatisi hem de.... her şeyiyle işte :) bu sene en iyi kadın oyuncu'da afifeyi banko alır, dediydi dersiniz.
tff başkan adayı. bir kaç gün önce yaptığı basın açıklamasında "en büyük sorunumuz ahlaki çöküntüdür. ne pahasına olursa olsun kazanmak adına neler kaybettiğimizin farkındamıyız? tek büyük olma, pastanın büyük dilimini alma, şampiyonluk ya da küme düşmemek adına ne kadar bencilleştiğimizin, adaletten ne kadar uzaklaştığımızın, futbolu nasıl unuttuğumuzun farkındamıyız?" demiş insandır. ancak haysiyetsizliğin 3 temmuz'dan beri meşru bir şekilde kol gezdiği ülkemde bu açıklamasını zerre kadar sallayan bir yorumcu ya da köşe yazarı bile olmamıştır. olduysa bile bir kaç kişidir benim gözümden kaçmış olabilir.
muhtemelen başkan olamayacak ve bizim demirören başkan olacak. ondan sonra da herkesin tahmin ettiği üzere kimseyi küme düşürmemek için gerekirse uefa'ya bile sırtını çevirip bir kaç yıl takımlarımızı göndermeyecek uluslararası müsabakalara(kendi söylemi). yani küme düşme olmaması için ne gerekirse yapacak. şike yapılmış, yapılmamış, onursuzluk, şerefsizlik olmuş olmamış ne onun ne de çoğunluğun umrunda.. bu da aslında doğal karşılanabilir.
bana asıl koyan: ulan bak biri namus dedi, ahlak dedi, şeref dedi, adalet dedi amk! bunca zaman kimsenin ağzından duymadık bunları 3 temmuz'dan beri. çünkü bu kelimeler ağza alınırsa birileri feci şekilde gocunuyor. ama dedi artık birisi. bu adam dedi. üstelik aday olduğu halde. hani her zaman koltuk adayları her kesime yaranmak için böle yavşak yavşak, politik ve her yöne çekilebilir laflar ederler ya, bu adam etmedi işte.
ahlak dedi. ahlak. ahlak ulan!
ve kimse, hiç ama hiç kimse umursamadı. sıradan bir açıklama saydı. herhangi bir açıklama.
umarım bir mucize olur da başkan olur ata aksu. yoksa gerçekten ahlaklı insanların bile akıl tutulması yaşadığı bu süreçte para, şöhret, şampiyon olma, küme düşmeme uğruna çok şeyi satacağız.
ve tarih bizi affetmeyecek. ilerde bir gün oğlum bana soracak, baba bu insanlar bunları nasıl yaptı diye?
ve ben cevap veremeyeceğim. bunların çanak tutucusunun demirören olması ayrı bir yaradır ki ona hiç girmek istemiyorum
bu da basın açıklaması:http://www.haber61.net/news_detail.php?id=106399
muhtemelen başkan olamayacak ve bizim demirören başkan olacak. ondan sonra da herkesin tahmin ettiği üzere kimseyi küme düşürmemek için gerekirse uefa'ya bile sırtını çevirip bir kaç yıl takımlarımızı göndermeyecek uluslararası müsabakalara(kendi söylemi). yani küme düşme olmaması için ne gerekirse yapacak. şike yapılmış, yapılmamış, onursuzluk, şerefsizlik olmuş olmamış ne onun ne de çoğunluğun umrunda.. bu da aslında doğal karşılanabilir.
bana asıl koyan: ulan bak biri namus dedi, ahlak dedi, şeref dedi, adalet dedi amk! bunca zaman kimsenin ağzından duymadık bunları 3 temmuz'dan beri. çünkü bu kelimeler ağza alınırsa birileri feci şekilde gocunuyor. ama dedi artık birisi. bu adam dedi. üstelik aday olduğu halde. hani her zaman koltuk adayları her kesime yaranmak için böle yavşak yavşak, politik ve her yöne çekilebilir laflar ederler ya, bu adam etmedi işte.
ahlak dedi. ahlak. ahlak ulan!
ve kimse, hiç ama hiç kimse umursamadı. sıradan bir açıklama saydı. herhangi bir açıklama.
umarım bir mucize olur da başkan olur ata aksu. yoksa gerçekten ahlaklı insanların bile akıl tutulması yaşadığı bu süreçte para, şöhret, şampiyon olma, küme düşmeme uğruna çok şeyi satacağız.
ve tarih bizi affetmeyecek. ilerde bir gün oğlum bana soracak, baba bu insanlar bunları nasıl yaptı diye?
ve ben cevap veremeyeceğim. bunların çanak tutucusunun demirören olması ayrı bir yaradır ki ona hiç girmek istemiyorum
bu da basın açıklaması:http://www.haber61.net/news_detail.php?id=106399
başka bir takımın bestesi ve marşıdır. asla ama asla beşiktaş taraftarının ne söylemesinden ne şovunu yapmasından ne stadta çalınmasından ne de bjk tv'de üzerine türkçe söz yazılmış halinin söylenmesinden mutlu olmadım, her zaman feci şekilde rahatsız oldum.
taklitler asıllarını yaşatır arkadaş. boca juniors avrupa takımı değil diye, herhangi bir turnuvada karşımıza çıkma ihtimali yok diye başka bir takımın marşının bu kadar rahatlıkla sahiplenilmesini hep çok saçma buldum. boca'nın değil de juventus'un marşı olsaydı kafamıza silah dayasalar söyletemezlerdi ama dimi.
tamam neredeyse bütün marşlar başka şarkıların besteleri ya da melodilerinden yapılır çok yerde. ama bir besteden şarkıdan yapmak başka, başka bir takımın şarkısından yapmak başka!
biz beşiktaşız ulan! tillahı bizde var marşın bestenin. ne gereksiz ne lüzumsuz bir iş bu dale cavase'yi söylemek. ha diyeceksiniz ki başka avrupa takımları da söylüyor, bize ne kardeşim, özentilik onların özentiliği, hırsızlık onların hırsızlığı.. popülermiş, herkesin ağzına pelesenkmiş bana ne!
liverpool maçındaki şov nedeniyle biraz olsun -mecburen- sahiplenmek durumunda kaldım ok. ama stadta maçtan önce ya da devre arasında ve bjk tv'de görmeye katlanamıyorum. hele ki hala taraftarın yapmasını hiç!
bi de üstüne çakma sözler yazılmış. bırakın kardeşim bu işleri. bütün marşlarımızın arasından seçki yapıp söylemeye kalksan maça sığmaz hala dale cavase amk..
biz beşiktaşız ulan!
taklitler asıllarını yaşatır arkadaş. boca juniors avrupa takımı değil diye, herhangi bir turnuvada karşımıza çıkma ihtimali yok diye başka bir takımın marşının bu kadar rahatlıkla sahiplenilmesini hep çok saçma buldum. boca'nın değil de juventus'un marşı olsaydı kafamıza silah dayasalar söyletemezlerdi ama dimi.
tamam neredeyse bütün marşlar başka şarkıların besteleri ya da melodilerinden yapılır çok yerde. ama bir besteden şarkıdan yapmak başka, başka bir takımın şarkısından yapmak başka!
biz beşiktaşız ulan! tillahı bizde var marşın bestenin. ne gereksiz ne lüzumsuz bir iş bu dale cavase'yi söylemek. ha diyeceksiniz ki başka avrupa takımları da söylüyor, bize ne kardeşim, özentilik onların özentiliği, hırsızlık onların hırsızlığı.. popülermiş, herkesin ağzına pelesenkmiş bana ne!
liverpool maçındaki şov nedeniyle biraz olsun -mecburen- sahiplenmek durumunda kaldım ok. ama stadta maçtan önce ya da devre arasında ve bjk tv'de görmeye katlanamıyorum. hele ki hala taraftarın yapmasını hiç!
bi de üstüne çakma sözler yazılmış. bırakın kardeşim bu işleri. bütün marşlarımızın arasından seçki yapıp söylemeye kalksan maça sığmaz hala dale cavase amk..
biz beşiktaşız ulan!
boşver arkadaş filminde yediği tokatlardan ziyade güzelliği ve taşlığı ile hatırladığımız eski fıstık oyuncu şimdinin emektarı
yakışmıyor hacı bize. küfürü herkes eder. en basiti. en kolayı. ayrıca en bayağısı ki tabi onu demiyorum bile. en basiti sadece..
bizim sadece bir "gücenme" dememiz efsane olmadı mı? ananı sikeyim demek yerine annene selam söyle demek daha acı gelmedi mi karşı tarafa?
küfrü herkes eder. yaratıcı beşiktaş taraftarına yakıştıramıyorum. bir gücenme demek bin tane küfrün yapacağı etkiyi 80 kez katlar. hem daha işlevsel hem daha bize yakışan olur.
ben yakıştıramıyorum böle tezahüratları. hem hiç gerek de yok
bizim sadece bir "gücenme" dememiz efsane olmadı mı? ananı sikeyim demek yerine annene selam söyle demek daha acı gelmedi mi karşı tarafa?
küfrü herkes eder. yaratıcı beşiktaş taraftarına yakıştıramıyorum. bir gücenme demek bin tane küfrün yapacağı etkiyi 80 kez katlar. hem daha işlevsel hem daha bize yakışan olur.
ben yakıştıramıyorum böle tezahüratları. hem hiç gerek de yok
bazı kimseler tarafından sevilmemesinin nedeni yaptığı acımasız ve yer yer terbiyesizliğe varan açıklamalarıdır.
ayrıca çok kimse bilmez ama tiyatro camiası bilir. bu sene prömiyer yapan bir oyununa rol vererek davet ettiği sema çeyrekbaşı'nı provalar esnasında göndermiş, aynı rol için daha sonra suna keskin'i çağırıp daha sonra onu da göndermiştir. bu iki ustalar ustası insana bu şekilde davrandığı için de antipati toplamıştır tiyatro camiası içinde (bunlar tevatürdür, kulislerde konuşulanlardır, %100 doğru olduğunu iddia edemem)
ha eğer bu yukarda yazdıklarım doğruysa herkes istediği yorumu yapabilir. her oyuncunun provalar esnasında gönderilebilecek kadar profesyonel bir tutum içersinde olan tiyatro kavramının ülkemde yerleşmesi taraftarı olsam da, bu kadar usta bu kadar el üstünde tutmamız gereken insana eğer bu şekilde davranıldıysa, ben yine de bunu içime sindiremem. bu görüşte olmama rağmen. çünkü bu iki sanatçı, bilenler bilir, gerçekten el üstünde tutmamız gereken ustalardır.
tabi bu tutum kimine doğru kimine yanlış gelebilir.
ayrıca son yıllarda oyunlarındaki kalite düşüşü de izleyicileri ve tiyatro camiasını üzmüştür. eski sezonlarını feci şekilde aratmaktadır şu anda oyun atölyesi. bu da inkar edilemez bir gerçek.
ayrıca çok kimse bilmez ama tiyatro camiası bilir. bu sene prömiyer yapan bir oyununa rol vererek davet ettiği sema çeyrekbaşı'nı provalar esnasında göndermiş, aynı rol için daha sonra suna keskin'i çağırıp daha sonra onu da göndermiştir. bu iki ustalar ustası insana bu şekilde davrandığı için de antipati toplamıştır tiyatro camiası içinde (bunlar tevatürdür, kulislerde konuşulanlardır, %100 doğru olduğunu iddia edemem)
ha eğer bu yukarda yazdıklarım doğruysa herkes istediği yorumu yapabilir. her oyuncunun provalar esnasında gönderilebilecek kadar profesyonel bir tutum içersinde olan tiyatro kavramının ülkemde yerleşmesi taraftarı olsam da, bu kadar usta bu kadar el üstünde tutmamız gereken insana eğer bu şekilde davranıldıysa, ben yine de bunu içime sindiremem. bu görüşte olmama rağmen. çünkü bu iki sanatçı, bilenler bilir, gerçekten el üstünde tutmamız gereken ustalardır.
tabi bu tutum kimine doğru kimine yanlış gelebilir.
ayrıca son yıllarda oyunlarındaki kalite düşüşü de izleyicileri ve tiyatro camiasını üzmüştür. eski sezonlarını feci şekilde aratmaktadır şu anda oyun atölyesi. bu da inkar edilemez bir gerçek.
ofansif oynayalım en az berabere kalırız. çok net söylüyorum. çoook net! her pozisyonda arkadan dalıp her an maximum düzeyde kırmızı kart görme potansiyeli bulunan semih kaya ve panik halinde ne yapacağını şaşıran ujfalusi var bu defans ikilisinde. ilerde basarsak felekleri şaşar.
ama heyhaaatt.. carlos hocanın böle bir taktikle sahaya çıkma ihtimali yok denecek kadar az. bu durumda kısmet diyeceğiz ki işimiz Allah'a kalmış gibi olacak. zira adamların orta sahasının tamamı ofansif.
fenerbahçenin yenildiği bu haftada deplasmanda alacağımız gasssaray galibiyeti ise bizi feci şekilde şampiyonluk mücadelesinin as takımı yapacaktır.
haydi beşiktaş. şiMDi TAM SIRASI!
hani diyorduk ya her kaybettiğimiz maçtan sonra, bir şekilde telafi etmeliyiz, bir fırsatını buluruz nasılsa diye.
işte o gün bugündür. fırsat her haliyle ayağımıza gelmiştir. haydi karakartal!
ama heyhaaatt.. carlos hocanın böle bir taktikle sahaya çıkma ihtimali yok denecek kadar az. bu durumda kısmet diyeceğiz ki işimiz Allah'a kalmış gibi olacak. zira adamların orta sahasının tamamı ofansif.
fenerbahçenin yenildiği bu haftada deplasmanda alacağımız gasssaray galibiyeti ise bizi feci şekilde şampiyonluk mücadelesinin as takımı yapacaktır.
haydi beşiktaş. şiMDi TAM SIRASI!
hani diyorduk ya her kaybettiğimiz maçtan sonra, bir şekilde telafi etmeliyiz, bir fırsatını buluruz nasılsa diye.
işte o gün bugündür. fırsat her haliyle ayağımıza gelmiştir. haydi karakartal!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?