confessions

kerami pestenkerani

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 2426
  2. takipçi 0
  3. puan 58950

çarşı'nın 28 mayıs'taki rolü

kerami pestenkerani
tarihler 28 mayıs 2013'ü gösterdiğinde taksim'deki gezi parkı'nı işgal eden bir grup aktivist, türk siyasi tarihinde 28 mayıs'ı özel bir süreç olarak(umarım devrim) tarihe kazımıştır. beşiktaş çarşı grubu ise bu direnişte en spektaküler rolü oynayarak dünyanın en seçkin taraftar gruplarından birisi olduğunu kanıtlamıştırlar. gerek toma gerekse kepçe anaforlamadaki maharetleriyle şu anda olası devrimin sembollerinden iki tanesine olmuştur bile.

(bkz: gurur duymak)

refuse/resist

kerami pestenkerani
çarpıcı görüntülere sahip gaz bir sepultura şarkısı. 28 mayıs'ta başlayan ulvî taksim gezi parkı direnişi münasebetiyle aklıma geldi:
http://www.youtube.com/watch?v=6ODNxy3YOPU

türkçe çevirisi:

kaos m.s.
tanklar caddelerde
polis karşı koyuyor,
proletarya ölüyor.
kalabalık öfkeleniyor,
arabalar yanıyor.
kan dökülmeye başlanıyor
kim sağ kalacak?

kaos m.s.
ordu kuşatmada,
genel alarm.
tiksiniyorum bundan
eyaletin içinde,
savaş yaratıldı.
kimsenin toprağı değil,
nedir bu bok?

reddet / diren / reddet

kaos m.s.
karışıklık serbest bırakıldı.
yakmaya başlıyor,
lince başlıyor.
sessizlik ölüm demek
ayaklarının üzerinde dur!
içindeki korku,
senin en kötü düşmanın.
reddet / diren.
reddet / diren.

polise taş atıp sevgilinin gözünde kahraman olmak

kerami pestenkerani
bugünlerde yazın da gelmesiyle yeşilliği bol alanlarda revaçta olan pestenkerani hareket.


şimdi bu çiftlerin temsili bir diyaloğunu yazıyorum siz çok sevgili okurlarım için:
- bak burcusu; 50 kilo, sakallı, gözlüklü, at hırsızı tipli biri olarak şimdi nasıl da polise taş atıp ülkeyi kurtaracam, seyret.
- aslan toygar'ım benim. yaparsan sana vereceğim.
- agggh gözüüüüm! limoooooooaaaaghh. anneciiiiiim!
- ayy toygiiii, geçen sefer de arkadaşların olan adamlara beni ellettirmiştin de sanki tanışmıyormuşsunuz gibi beni onların elinden kurtarmaya yeltenmiştin. amman.. neyse ki ben çok azgın, ahlak fukarası, kaşar bir kızım da herkese veriyorum. gel de şu çalılığa, sana da vereyim.

ay bana bakın nasıl da savunuyorum parkı

kerami pestenkerani
birtakım ergen dimağların ülkesine karşı başkaldırılarının esas tümcesi. bakar twitter'da "takipleşiyoruz" heşteginden beklediği verimi alamaz, devletine umarsızca saldırarak takipçi toplamaya çalışır. evde babasının konuştuğu saksı çiçeğini kıskanıp, "ya moruk iyice şizoya bağladın ha" diyerek içten içe onu huzurevine yatırmayı düşünen ve "çimlere basmak yasaktır" tabelasına inat ekseriya çimlere basan bebelerin iki ot uğruna kendi kaplarına sıçmalarıdır.
inanıyorum ki ulvi devletimiz onlara gereken müdahaleyi edecektir.

biber gazı

kerami pestenkerani
azgın anarşistlere karşı hiçbir can güvenliği olmayan saygıdeğer polis memurlarımızın asayişi sağlayabilmek amacıyla tamamen kararında kullandıkları organik mamul. devletine, milletine karşı ayaklananlara müstahak bu bombacık.

rakı içen hatun

kerami pestenkerani
ağır sürtüktür. ortalık malı olmayı sever. kocasının yanında masa altından alelade başka bir adamın penisini okşamayı huy edinmiş kadınlardır bunlar. toplumumuzu çökerten, ana olamayacak kadar yüzüne tükürülesi ahlak fukarası orospulardır. evleri işaretlenip yakılmalılar.

aczmendi

kerami pestenkerani
dinsel kaidelerden yola çıkarak bedensel acının, ruhanî arınmışlığı da beraberinde getireceği inancı dünyada oldukça yaygındır. ülkemizde de bu inancın en şöhretli savunucusudur aczmendi tarikatı. peki onları diğer radikal tarikatlardan ayırıp 90'lı yıllarda şöhrete kavuşturan anahtar davranışları nelerdi? isterseniz siz sevgili okuyucularım için anlatayim:

öncelikle ritüellerlerini bir karnaval havasında gerçekleştirirdi aczmendiler. gerek beş numara şişleri bir yanaklarından sokup diğer yanaklarından çıkarmaları, gerekse sırtlarında zincirler kırmalarıyla extreme ruhunu izleyicilere bolca aşıladılar. bu mazoşist eylemlerini iki yüz kişilik seçkin gruplar eşiliğinde yaparak görsel şovlara olan yatkınlıklarını kanıtlayan aczmendiler, ritüel esnasında emprovize bir şekilde hep bir ağızdan "hayya huyya hayda hurra haydi hoppa" nidalarını müthiş bir harmoniyle söyleyerek de izlemeye gelenleri ters köşeye yatırarak kulaklarını mest eder, müzik ziyafeti verirlerdi. ayrıca, salladıkları kafalarıyla bilvasıta türkiye'de heavy metal müziğin gelişmesine sağladıkları katkıyı bugün asım can gündüz bile yadsımıyor. gündüz demişken, tarikat liderleri olan müslüm gündüz'ün renkli hayatı ülkede büyük yankı uyandırmıştı. fadime şahin'le yatakta basılmaları insanın aklına edip akbayram'ın şarkısında geçen "boşuna çekilmedi bunca acılar" dizelerini getirdi. davet edildikleri siyaset meydan'ı programına salonda kadın olduğu gerekçesiyle yan stüdyodan bağlanmaları ile de fikirlerinden asla taviz vermeyen kararlı kişiler olduklarını gösterdiler. ali kırca'nın "niçin gelmediniz buraya?" sorularına cevaben verdikleri "şomdu aliğ baey, o karıynan biz dünimüzce..." şeklinde süregelen izahatlarınıyla da ne denli retorik üstadı olduklarını kanıtlamışlardır.
tüm bu bileşenler ülkede aczmendileri haklı bir üne kavuşturmuştur. şimdi daha soft kesimlerce başları ezildi galiba.

evdeki taharet musluğuna ve kalorifer peteğine sarılıp çılgınca ağlamak

kerami pestenkerani
sakal kılımdan çok sivilcelerimin çehremi sarmaladığı lise dönemimde 10-d'deki nermin'in eteğinde teyakkuz halinde bulunurcasına sıkı ve geniş götü, üşüdüğü için her teneffüs sınıfının karşısındaki kalorifer peteğinin aralarını doldururdu. bu durum bana, ağzı kapandığında dişleri karşı cephedeki dişleriyle bütünleşen bir timsahı hatırlatırdı. her okul çıkışında uzun koridorda koşarak, kalorifere iki metre mesafe kala da ayaklarımı boşa alıp zeminde kayarak allah'la vuslata erişen bir derviş gibi peteği kokluyor, öpüyor, dilliyor ve sevinçten eşek gibi ağlıyordum. bir gün hoca kameradan görmüş neriman'ın adet kokusu sinmiş peteği koklarken beni. sallapati durarak yayık yayık güldüm, tokat attı.

taharet musluğuyla pek bir ilişiğim yok. yalnız ağzımı dayayarak kana kana su içtiğim ve babam beni kemerle dövdüğü anlarda tuvalete kapanıp ağlarken sesim duyulmasın diye taharet musluğunu açtığım çok olmuştur. sanki hıçkırarak ağlamama o da ortak oluyor, derdimi benimle paylaşıyordu taharet musluğu.
73 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol