(bkz: beşiktaş'sın sen)
bu arada, mukavemet gösteren mazlum gecekondu sakinlerini örnek göstermek yerine kavga eden çingeneleri ayırmak için birden gırnata çalınmaya başlanmasını göstermek daha iyi olacaktır.
esprileri yerlerde yuvarlanmama, hatta hızımı alamayıp daireden çıkarak apartman merdivenlerini de yuvarlanarak inmeme neden olan komedi ve ses üstadı. mumya firarda filmiyle oyunculuk dersi de vermişliği vardır.
bakımı yapılmamış lunapark balerini gibi bir sese sahip olan pestenkerani şarkıcı. zeki bir adam olduğu için rahatsız edici sesinin farkına varmış, bu yüzden de politik şarkılara girişmiştir. mamafih sinan özen'in şarkıları kadar bile politik olamadığını anlayınca muazzam bir dönüşle tasavvufla voliyi vurmaya çalışmışsa da güzel halkım bu çirkin oyuna gelmeyerek barış manço'nun üçte biri kadar bile kıymet vermemiş hatta sinirinden mezarını açmışlardır.
mükemmel bir senarist. dizilerini izlerken her seferinde kopuyorum da tekrar bağlamak zorunda kalıyorlar beni. ince espri ve muazzam bir kurgunun efsanevi uyumudur birol güven. beşiktaşlıların ne denli iyi işler çıkarttığının en büyük kanıtıdır yaptığı işler.
bırakın ülkeyi kendilerine faydası olmayan, ömürlerini bilgisayar başında tüketen sivilceli otuzbirci ergenler. half-life comandante'leri. okuyarak büyümek yerine beklerler kutudan mantar çıksın. sefil hayatlarında bir şeyleri beğenmeyince hayatı kaydettikleri yerden geri load'lamak için aranır, üç canları olduklarını sanırlar.
adam öldürmekten daha aşağılık olan durum.
götümüz dondu burada, keşke kaliforniya'da olaydık da içimiz ısınaydı teması işlenir. tamamen suavi'nin şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayim şarkısının kaliforniya versiyonu.
sıkça kullandığım ve ilk duyduğumda tuvalet pompasının gırtlağıma kaçmasına, ikinci duyduğumda tırnak makasıyla serçe parmağımı koparmama, üçüncü duyduğumda arkadaşımın yüzüne sirke püskürtmeme, dördüncü duyduğumda direksiyonun hakimiyetini kaybedip bir ağaca toslamama, beşinci duyduğumda bir saat aralıksız hıçkırığa boğulmama, altıncı duyduğumda monitörü dişlememe neden olan müthiş ince espri. beşiktaş taraflarlarının yaptığı saçma pankartlardan beş gömlek üstün bir mizah anlayışı. salih memecan ve selami şahin üstatların seviyesinde.
solda tekrar görünce belimdeki amörtisör disk attı bu sefer de. leonardo da vinci kullanıyormuş ya. hahahahahah! vinç rönesansta var mıydı ki? mona lisa bu duruma ne diyecek. hoahaha!.. göz yaşlarımda boğuluyorum.
solda tekrar görünce belimdeki amörtisör disk attı bu sefer de. leonardo da vinci kullanıyormuş ya. hahahahahah! vinç rönesansta var mıydı ki? mona lisa bu duruma ne diyecek. hoahaha!.. göz yaşlarımda boğuluyorum.
savaş alışkanlığı, çok cepli ceketini yatarken de çıkarmadığı yönünde ciddi şüphelerim olan savaş muhabiri.
90'ların atv'sinde savaş ay'ın a takımı'yla birlikte haberci adıyla diğer kült programa imza atmıştır.
90'ların atv'sinde savaş ay'ın a takımı'yla birlikte haberci adıyla diğer kült programa imza atmıştır.
ülkenin açık ara en büyük takımı olan galatasaray'ın aynı adlı semtinde her daim bastonuyla karşınıza çıkabilen bin yaşındaki fotoğrafçı. yaşında büyük, branşında büyük. atölyesinin altında cafe'si vardır "ara" diye.
modern türk hikâyeciliğinin avangart yazarlarından bir abi. burgaz adası'nın ebedî ve edebî sakinlerinden.
birbirlerine güvenerek etrafa orta çağ yağmacıları gibi saldıran ve insanları korkutan fenerbahçeli bir kümenin, galatasaraylı birini gördüklerinde iyice çıldırarak tam saldırmaya yeltenirlerken bir psikopata denk geldiklerini acı şekilde öğrenmelerine yol açan konunun öznesi.
isa'dan pek önce tüm coğrafyadaki düşmanlarının midesine korkudan 1,5 iskender yemeye muadil seviyede bir kramp geçirttiği için insanlarca büyük iskender adıyla anılmış makedonya imparatoru. belki de bursalıların inceden dünyaya yaydığı bir iskender pazarlama stratejisidir bu, bilemiyorum.
(bkz: gordion düğümü)
başkasının zevki farklı olabilir ama şahsen ben pasif tarafta olmayı yeğliyorum. çünkü aktif olmak sana bazı sorumluluklar yüklüyor. gidişatı yönlendirmen, durumu kontrol etmen gerekiyor. babadan görme yöntemlerle hep aynı şekilde idare etmek, çağa ayak uydurmamak onu yıpratabilir. girişimlere dinamizm katmak için bazen sizden bağımsız bu işte uzman üçüncü bir kişiyi araya sokmak faydalı olabilir. aktif tarafta olduğunda onu daha güçlü yapabilmek, iyi becerebilmek için dünyadaki öğretileri tetkik etmek gerekiyor.
aktif olmak insanın enerjisini bitirir. zor iş. gerekli disiplini sağlayabilmek için bu işin içinde çok fazla yer almak gerekiyor. ama en önemlisi de çoşkun akan bir şevke sahip olmaktır. biz çok gördük; genç, dinamik ve ihtiraslı bu işe girişip sonradan pasif olan.
aktif olmak insanın enerjisini bitirir. zor iş. gerekli disiplini sağlayabilmek için bu işin içinde çok fazla yer almak gerekiyor. ama en önemlisi de çoşkun akan bir şevke sahip olmaktır. biz çok gördük; genç, dinamik ve ihtiraslı bu işe girişip sonradan pasif olan.
barbar conan'ın türk miti uyarlaması. sezgin burak'ın çizgilerine daha sonraları kartal tibet can vermiştir. röportajında duyduğuma göre filmde altar'ın oğlu tarkan'ın bebekliğini mahallenin muhtarları'nda muhtar rolüyle hatırlayacağımız cihat tamer'in çocuğu canlandırmış.
body building'e gönül vermiş kertenkele. tarihte son dinozor, 15 haziran 2000'de istanbul topraklarında görülmüştür.
nefes darlığı çektiği için oksijen maskesi takan mafyatik bir adam vardı filmde.[ybkz]swh[/ybkz] takıntılıydı. oksijen maskesini taktığında biri ona bakarsa çıldırıyordu falan. bir de dolabın içinde isabella rosellini'yi röntgenleyen bir genç vardı. ağır abi rosellini'yi taciz tecavüz arası ince çizgide bir faaliyetle yoklarken genç bunları izliyordu. sonra rosellini çocuğu fark edip kendini ona ellettiriyordu diye hatırlıyorum. 20. yy'da izlediğim bir filmdi. etraflıca hatırlamıyorum filmi. lynch'in has kadınlarından laura dern de gencin sevgili rolündeydi galiba.
(bkz: alex ferguson)
başlıklarda unvanların verilmemesi lâzım. şayet veriliyorsa yazılması gerekenlere örnek:
başbakan bülent ecevit,
prof. dr. kurthan fişek,
sovyetler birliği komünist partisi genel sekreteri nikita kruşçev,
mareşal jozip tito,
kont lev nikolayeviç tolstoy
başlıklarda unvanların verilmemesi lâzım. şayet veriliyorsa yazılması gerekenlere örnek:
başbakan bülent ecevit,
prof. dr. kurthan fişek,
sovyetler birliği komünist partisi genel sekreteri nikita kruşçev,
mareşal jozip tito,
kont lev nikolayeviç tolstoy
şayet beşiktaş forması giyiliyorsa muhakkak fenerbahçe forması o gün kirlilerdedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?