ben öyle bi insan mıyım

son dönemde formunun zirvesine çıkmış futbolcumuzdur.

kendisi için ağır sözlerimiz, eleştirilerimiz de oldu zamanında; yalan yok. bunda her ne kadar form düşüklüğü etkiliyse de, takımın oyun sisteminin ve kendisinin oynatıldığı pozisyonun ne derece önemli olduğunu görmekteyiz.

istanbul dahi benim için bir deplasman vaziyetinde iken, ankara'ya giderek deplasman tâbirinde kombo çekmek konusunda çok ciddi olduğum maçtır.

sezon başında, teknik direktör belirsizliği içinde boğulmakta olduğumuz dönemlerde, takımımızın başına geçmesi için deli divâne olduğum şifo mehmet'in[ybkz]swh[/ybkz] eseri olan takımdır.

adam gibi çıkıp, baltalaşmadan, oyunlarını oynuyor; puanları da, çoğunlukla üçer üçer, topluyor bu adamlar. lige bu sezon güzellik katan; bu ligde, az da olsa, hâlâ bazı değerlerin sürdürülebildiğini bize gösteren iki takımdan biridir. ailecek, severek izliyoruz.

oğlum! abilere birer menemen çek ordan.

lojistik olarak mâbede daha yakın olan ve işten çıkış saati itibari ile ancak oraya yetişebilme olasılığı olan beşiktaşlı da olabilir.

basketbol maçımızın daha elzem olduğu âşikâr; fakat hangi maçı tercih edeceğinden, kişinin beşiktaşlılık analizini yapmak da bir o kadar yersiz.

kombinelerinin tekrar satışa çıkmasının ardından, satışlara tahminlerin ötesinde rağbet gösterilmesi durumunda; samimiyetsizliğimizi yüzümüze vurmamıza olanak sağlayacak olan tribündür.

ortalama fiyat olarak değişen çok fazla bir şey yok sonuçta; değişen şey, sadece, futbol takımının genel kanıdan çok daha üst düzeyde yer alması ve futbol oynaması. sevinmek için sevmiyorduk ya hani, ondan bahsediyorum işte.

zago30' un, sağanak şeklinde gelen goller ve alkolün etkisiyle, leylâ olduğu maç olmuştur. cila yapacağıdık, kokoya dalacağıdık; bi' ufak vodkaya teslim olacak adam mıydın sen be reyiz?[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

ayrıca; sonuç itibariyle, öngörümü haklı çıkartan ve şahsımı hiç şaşırtmayan maç olmuştur.

kazanacağımıza inandığım maçtır.

nedeni ne takımın formda oluşu ne de kazanmamız adına beslediğim umuttur. nedeni şudur ki: bizim takım bu tip maçlarda, hemen hemen her zaman, rakiplerinin ekmeğine yağ sürecek sonuçlar almak konusunda uzmanlaşmış bir ekiptir. bu uzmanlığını bu akşam da göstereceğini düşünmekteyim.

fakat; kâğıt üzerinde, bizim için, oldukça zor bir maç olacağı su götürmez bir gerçek. rakibin çok iyi kontratağa çıktığını ve beklerimizin de geriye dönüş konusunda evlere şenlik olduğunu[ybkz]swh[/ybkz] düşünürseniz, analiz edecek başka bir duruma gerek kalmıyor.

derin ikilemler içerisindeyim ama; yazımın sonunu, yine başladığım cümleyi hatırlatarak bitirmek isterim.

yine, başlama saatinden saatler öncesinden, semtteki yerimi aldığım maçımızdır.

doğum gününü şaşkınlıkla kutladığım, yaşlı yazardır.

bilemedik; bileydik sofrayı donatırdık, mekân kapatırdık, dansöz oynatırdık falan; güzel olmaz mıydı be? [ybkz]swh[/ybkz]

nice güzel yılları olsun.

dağları denizleri aşıp, yine, geleceğim maçımızdır.

Renklere bezenmiş futbol federasyonumuzun, cuma gününe koymaktan sakınmadığı maçımızdır. Mersin maçının ardından, yine, bir süre hasret kalacağız Beşiktaşımız'a anlaşılan.

kararsız, zor durumda bir orhan gencebay şarkısıdır.
zara'nın, orhan gencebay ile bir ömür albümündeki yorumu da tavsiye edilir.
efendim, sözlerini mi sordunuz?

(i: sevmek çok zormuş
sevmemek çok zor
sevilmemek çok zor
sevdim ama sevildim mi, bilemiyorum

ağlamak çok zor
ağlamamak çok zor
ağlayamamak çok zor
her gün seni kaderimden dileniyorum

bir dilenciyim, senden aşkı dilenen
her fırsatta hor görülüp
belki gülüp, alay edilen
bir dilenciyim, geleceğini bilmeyen
senden ne para ne de pul
ne de acımanı bekleyen

kırdın kırılmayan gururumu
ve o çok değer verdiğim onurumu
serdim yollarına
ömür boyu beslediğim, büyüttüğüm
yaşatan umudumu
bekliyorum her gün
seni görmek için ve çizmen için
kaderimin yolunu

beklemek çok zor
sabretmek çok zor
bekletilmek çok zor
ömrümün her köşesinde, seni bekliyorum

aşk olmasaydı böylesine yanmazdım
senden bir melek yaratıp
secde edip kalmazdım
ben ne dilenci
ne de bir gurursuzum
çok sevdiğim için böyle âşık
böyle mutsuzum

kırdın kırılmayan gururumu
ve o çok değer verdiğim onurumu
serdim yollarına
ömür boyu beslediğim, büyüttüğüm
yaşatan umudumu
bekliyorum her gün
seni görmek için ve çizmen için
kaderimin yolunu)

sözleri ve cem karaca'nın büyülü sesiyle, masal gibi bir şarkıdır.

hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını, eş zamanlı ve karşılıklı olarak, o kadar sevmedi be ustam. (i: aşkın karın doyurmadığı); (i: yokluğun sevdalara dahil olamadığı, sığamadığı); (i: gözyaşlarının içe akıtıldığı), (i: zira adam gibi ağlayanın da kalmadığı), (i: ağlansa da hep yanlış omuzlara başvurulduğu); "(i: elveda)" (i: dahi demeden hükmün verildiği); (i: aşkın gün,) (i: güneş altında), (i: ya da gecenin koynunda değil); (i: loş odalarda yaşandığı) bir dünya çünkü burası.

ama dersen ki: "(i: bir varmııış, bir yokmuş...)"; biz yine dayanamaz, rüyaya dalar, öyle bir dünyanın ve o biçim bir sevginin varlığına kanaat getiririz. fakat her seferinde, sonunda, o biçim uyandırırlar yine bizi. biz, yine, döner ve bu sayfaya bir çizik daha atarız.

uzakdoğu'dan zerre kadar hazzetmeyen yazardır.

yalnız, şöyle enteresan bir durum vardır ki; hayatında milat olarak isimlendirebilmeyi umduğu bir olayın gerçekleşmesi durumunda dahi, uzakdoğu'ya kısa süreli seyahatler yapmak zorunda kalacaktır.

kısacası; hayatındaki hiçbir şeyin, istediği gibi, yolunda, gitmediği yazardır.

edit: milat falan yok çocuklar, her şey bok yolunda.

hayal meyal hatırladığım; haluk bilginer'in oynadığı, 90'lı yıllarda trt'de yayınlanan bir komedi dizisidir.

(i: "gülşen abi, yani bizim abidin, derdime bir çare...")

edit: selim naşit, leman çıdamlı ve nilüfer açıkalın'ı unutmuşum, af buyrun; eksiklik kendi özümde.

promili yüksek; çoğunluğa eğlenceyi, kimine de hüznü bol miktarda takdim etmekten çekinmeyen; haftanın en uzun gecesidir.

(bkz: bir başka gece)

balkona sigara içmeye çıkarken, üzerinize hırka giyip de ayaklarınızdan bir çift çorabı ihmal etmeyin; çok görmeyin onlara bunu. sonra, orta yolu bulan bir sıkıntıyla baş başa kalınca, hep bana dert yanıyorsunuz.

bilinç altına vurulan kırbacın mahsûllerini ortaya çıkaran harekettir.

fakat, hasattan önce nadas farzdır; demedi demeyin.

edit: efendim, serbest mi çağrıştı?
(bkz: hadesten taharet)

kimi zaman da, çileğin şekerinin yanılttığı dil hücrelerinin, bir süre sonrasında ağız tadını kaçırmasıyla sonuçlanan kura türüdür.

iyimser ve duygusal bir beşiktaşlı, adam.

hep öyle kal be abi. ben olsam olsam biri, hadi zorlasan bir buçuğu olabiliyorum onların; sen öyle kal.