pilli bebek'in, behzat ç. dizisinde nadir de olsa duyduğumuz, enfes parçasıdır.
"sayende peşinde koştuğum kendi kaderim,
düştüğüm boşluğun karanlığını taşıyor.
sahipsiz kalmış bir söz gibi seni sevmek,
ve çok çok önce yenilmişim sana, bilmeyerek...
belki olmuş olan,
bu belki yalan,
her sorgu yalan,
sensin tek kalan...
bu akla ziyan
bir armağan,
benim midir...?"
ilerideki yıllarda, başlık altına imlâ düzeltmek amacıyla entry girecek olan, öğrenme kabızıdır.[ybkz]swh[/ybkz]
son albümleri itibari ile; vokal ve gitar tonları gibi en önemli iki faktörde değişikliğe gidince, kendilerini uzun yıllardan beri takip eden tayfayı[ybkz]swh[/ybkz] hayal kırıklığına uğratmış olan gruptur.
sanırım başka da albüm yapmayacaklar.
sanırım başka da albüm yapmayacaklar.
kandil günü bira içmemeleriyle bilinen gürûhtur.[ybkz]swh[/ybkz]
ramiz dayı'nın[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] sesiyle bambaşka bir hâl alan şiirdir.
"...oysa herkes öldürür sevdiğini.
kulak verin bu dediklerime...
kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle.
korkaklar öpücük ile öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle.
kimi gençken öldürür sevdiğini,
kimi yaşlı iken.
şehvetli ellerle boğar kimi,
kimi altından ellerle.
merhametli kişi bıçak kullanır;
çünkü bıçakla ölen, çabuk soğur.
kimi yeterince sevmez,
kimi fazla sever.
kimi satar, kimi de satın alır.
kimi gözyaşı döker öldürürken,
kimi kılı kıpırdamadan...
çünkü herkes öldürür sevdiğini;
ama herkes, öldürdü diye ölmez..."
"...oysa herkes öldürür sevdiğini.
kulak verin bu dediklerime...
kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle.
korkaklar öpücük ile öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle.
kimi gençken öldürür sevdiğini,
kimi yaşlı iken.
şehvetli ellerle boğar kimi,
kimi altından ellerle.
merhametli kişi bıçak kullanır;
çünkü bıçakla ölen, çabuk soğur.
kimi yeterince sevmez,
kimi fazla sever.
kimi satar, kimi de satın alır.
kimi gözyaşı döker öldürürken,
kimi kılı kıpırdamadan...
çünkü herkes öldürür sevdiğini;
ama herkes, öldürdü diye ölmez..."
simsiyah tarafından itiraf edilmiş durumdur.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
adam yaşlı beyler, fazla uzun yazmayın.[ybkz]swh[/ybkz]
adam yaşlı beyler, fazla uzun yazmayın.[ybkz]swh[/ybkz]
aşka davet diye bir kavram varsa eğer; bu, tam olarak, "aşka veda et" şiiridir.
insanın kaç kez, kaç yıl acı çekmesi gerekir bu dizeleri yazmak için be can baba... fakat, sen ne kadar öğütlemiş olsan da, hayatın kuralı bu; zayıf olan insanoğlu yaradılışı, ayakta durabilmek adına bir bağlılık seçiyor kendine[ybkz]swh[/ybkz]. bir kez canı gerçekten yanıyor belki, hatta belki çok kez... ama uslanmıyor, uslanamıyor, acılarından doğamıyor çünkü; bilakis acıları, onun, ayakta daha da zor durmasına neden oluyor. çok sevenin her zaman çok acı çeken olmasından dolayıdır ki; bu ritüel, sadece, onun tükenmesine neden oluyor.
fakat, yine bu noktada, üstâda kulak vermek gerekiyor: "... çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. senin değillermiş gibi davranacaksın. hem, hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın...".
insanın kaç kez, kaç yıl acı çekmesi gerekir bu dizeleri yazmak için be can baba... fakat, sen ne kadar öğütlemiş olsan da, hayatın kuralı bu; zayıf olan insanoğlu yaradılışı, ayakta durabilmek adına bir bağlılık seçiyor kendine[ybkz]swh[/ybkz]. bir kez canı gerçekten yanıyor belki, hatta belki çok kez... ama uslanmıyor, uslanamıyor, acılarından doğamıyor çünkü; bilakis acıları, onun, ayakta daha da zor durmasına neden oluyor. çok sevenin her zaman çok acı çeken olmasından dolayıdır ki; bu ritüel, sadece, onun tükenmesine neden oluyor.
fakat, yine bu noktada, üstâda kulak vermek gerekiyor: "... çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. senin değillermiş gibi davranacaksın. hem, hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın...".
cemal safi'nin yazdığı şiir; orhan gencebay'ın[ybkz]swh[/ybkz] anason kokulu şarkısıdır.
"kapını çalarsa mazinin eli
ne olur bir şişe aç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
sen de birkaç kadeh iç benim için
bir gece veda et tatlı uykuna
girdiğin günâhı sarhoşken kına
yarıda bırakma allah aşkına
bu gece kendinden geç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için
hoş görme, affetme yaptıklarımı
kaldır yeryüzünden artıklarımı
tutuştur resmimi, mektuplarımı
sabır küllerini, saç benim için
maziden eserse hasretim birden
o güzel günlere uç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
savur küllerini, saç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için"
"kapını çalarsa mazinin eli
ne olur bir şişe aç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
sen de birkaç kadeh iç benim için
bir gece veda et tatlı uykuna
girdiğin günâhı sarhoşken kına
yarıda bırakma allah aşkına
bu gece kendinden geç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için
hoş görme, affetme yaptıklarımı
kaldır yeryüzünden artıklarımı
tutuştur resmimi, mektuplarımı
sabır küllerini, saç benim için
maziden eserse hasretim birden
o güzel günlere uç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
savur küllerini, saç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için"
içine gömülecekmişim gibi görünen eylemdir.
az önce izlediğim, konu anlamında oldukça yavaş ilerleyen ve toplam uzunluğu 150 dakika olan, ayrıntıda yatan detayları ise saygı ve takdirle karşıladığım filmdir.
üzerine bir şeyler karalamaktan ziyade düşünülmesini, ayrıca yarın televizyonda filmi izlemesi muhtemel yazarların gözünün ilişmemesini yeğlediğimden, sözlerimi burada noktalıyorum.
üzerine bir şeyler karalamaktan ziyade düşünülmesini, ayrıca yarın televizyonda filmi izlemesi muhtemel yazarların gözünün ilişmemesini yeğlediğimden, sözlerimi burada noktalıyorum.
"gitmek kolay,
ya sonrası...?
silebilir misin sende kalan
dudaklarımın nemini?
atamazsın, biliyorum,
sende solan yüreğimi.
ver bana düşlerimi,
ver bana eski gülüşlerimi.
yanarsın, ah yanarsın;
verirsen bana kendini."
şeklinde sözlere sahip olan; ilk dinleyişte dahi, sanki yıllardır kendisiyle efkârlanıyormuş, içiyormuş hissiyatı veren parçadır.
ya sonrası...?
silebilir misin sende kalan
dudaklarımın nemini?
atamazsın, biliyorum,
sende solan yüreğimi.
ver bana düşlerimi,
ver bana eski gülüşlerimi.
yanarsın, ah yanarsın;
verirsen bana kendini."
şeklinde sözlere sahip olan; ilk dinleyişte dahi, sanki yıllardır kendisiyle efkârlanıyormuş, içiyormuş hissiyatı veren parçadır.
erkan oğur ve rahmetli yavuz çetin'in enstrümanları ile düet yaptığı; çoğu şarkıdan çok daha fazlasını, perdelere sığmayan notalarla anlatabilen eserdir.
turnuvanın en güzel futbolunu izleyeceğimiz karşılaşma olacaktır.
o kadar da emin konuştum; hadi bakalım.
o kadar da emin konuştum; hadi bakalım.
karar vermenin de uygulamanın da göt istediği penaltı türüdür.
(bkz: ikinci bahar)
doğru olmayan düşüncedir.
5'e 5 çift pota bile yaparız, ama potalardan birinin izmir'de olması gerek; zira sıkıcı olur diğer türlü.[ybkz]swh[/ybkz]
5'e 5 çift pota bile yaparız, ama potalardan birinin izmir'de olması gerek; zira sıkıcı olur diğer türlü.[ybkz]swh[/ybkz]
göçüp gittiği günden beri, ne kendisini yitirişimiz ne de hayatında yaptığı güzel işler hakkında, iki lâfı bir araya getiremediğim, canlardandır. sanki hâlâ aramızdaymış da, ölümden bahsetmemizi istemezmiş gibi; sanki hâlâ karşımızdaymış da, "ben ölmedim ki" dermiş gibi; sanki...
özledik seni be kâzım.
özledik seni be kâzım.
memleketimin kıyı komşusu, yurdun dik burunlusudur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?