Yüklediğimiz TL lerin çarçabucak bitivermesi üzerine dellenen koca kişisi sayesinde numaramızı taşımak suretiyle, faturalı versiyonunu yaklaşık 6 aydır kullanmakta olduğumuz avea altyapılı hizmet.
Efenim sinyal gücü, ses kalitesi vb gibi konularda hiç sıkıntı yaşamıyoruz ve fakat, internet kullanımında hayatımda gördüğüm en acımasız, en haşin operatör olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hayır, "Beşiktaş'lı adam cepten internete girmez ulan!" diye bi kanun var da ben mi kaçırdım anlamadım ki...Sanki "Son imparator" filmini indirdim anasını satim...Her fatura dönemi ayrı bi psikoz...Net paketi satın alıyorum, kazara aştım mı yine yiyorum tokadı...
Ama yukarıda da belirttiğim gibi diğer hizmetlerden gayet memnunum, önerebilirim ama cepten internet kullanacaksanız mutlaka paket satın almanızı da önerebilirim, ben yandım siz yanmayın bari
kalitesiz olanları insanda körlük önizlemesi oluşturan makyaj sihirbazı. çabuk akanları da berbattır, zarifçecik kadını jack sparrow a döndürür...ve fakat özellikle siyah göz kalemi için, flormar ultra black ve avon kajalstick türevleri şiddetle tavsiye edilir efenim.
devekuşu kabare ekibinin, 80'li yıllara damgasını vuran eserlerinden biri. şahsi favori skeclerim meshuuuur minik kelabak ve metin akpınar aabinin yardırdığı sarhoş sürücüdür efenim...bugünün demograaaatik Türkiyesinde bu oyunun yarısı kalibresinde bile bi oyun çıkarılsa neler olur düşünemiyorum bile
özellikle rapor teslimi, yok işi bitirmenin son günü gibi stresli dönemlerde şahsımı dürtekleyen en kuvvetli istek...ve fakat, pratiğe döküldüğünde beklenen sonuçlar doğamayabiliyor sözlük...
şahsen 12 yola yakın zamandır, haldır huldur işe gidip gelen bir bağyan olarak, ev hayatı alerji yapıyor bana..çalışıyorsam, herşeyi belli bi zaman içerisinde halletmeye mecburum, el mahkum toto gardiyan hesabı. ama çalışmadığım zamanlarda bi nevi kendi kendinin patronu olduğum için, kendime ufak kaytarma hakları vermeye başlıyorum: "şu diziyi izleyim ütü yaparım", "izdivaç bitsin pirinç ayıklarım", derkeeeen bi bakıyorum ev deterjan reklamlarındaki paspaal, böyle serkeeeş hale bürünmeye başlamış, e hemen vitesi 5'e takıp, normalden 2 katı daha fazla yorularak işleri bitirmek zorunda kalıyorum. beyim de eve geldiğinde, sanki binayı temelinden kaldırıp da süpürmüş gibi görünen, korkuluğa dönüşmüş gariban bi kadınla karşılaşabiliyor. Bi de benim psikolojimi çok yoruyor ev hanımlığı...Beyin çoğunlukla boş ( yani bişeylerle meşgul değil anlamında ) takıldığından, bi süre sonra kendime ve etrafıma sardırmaya başlıyorum ki bu da ciddi sorunlara yol açabiliyi
ama bi hatun kişi derse ki:" ben ev hanımıyım ama 10 kaplan gücündeyim, yukardaki gibi sorunları yaşamıyorum,çalışmaya da ihtiyacım yok basın gidin !!1"; alnından öperim, elinden sıkarım saygıyla...
şahsen 12 yola yakın zamandır, haldır huldur işe gidip gelen bir bağyan olarak, ev hayatı alerji yapıyor bana..çalışıyorsam, herşeyi belli bi zaman içerisinde halletmeye mecburum, el mahkum toto gardiyan hesabı. ama çalışmadığım zamanlarda bi nevi kendi kendinin patronu olduğum için, kendime ufak kaytarma hakları vermeye başlıyorum: "şu diziyi izleyim ütü yaparım", "izdivaç bitsin pirinç ayıklarım", derkeeeen bi bakıyorum ev deterjan reklamlarındaki paspaal, böyle serkeeeş hale bürünmeye başlamış, e hemen vitesi 5'e takıp, normalden 2 katı daha fazla yorularak işleri bitirmek zorunda kalıyorum. beyim de eve geldiğinde, sanki binayı temelinden kaldırıp da süpürmüş gibi görünen, korkuluğa dönüşmüş gariban bi kadınla karşılaşabiliyor. Bi de benim psikolojimi çok yoruyor ev hanımlığı...Beyin çoğunlukla boş ( yani bişeylerle meşgul değil anlamında ) takıldığından, bi süre sonra kendime ve etrafıma sardırmaya başlıyorum ki bu da ciddi sorunlara yol açabiliyi
ama bi hatun kişi derse ki:" ben ev hanımıyım ama 10 kaplan gücündeyim, yukardaki gibi sorunları yaşamıyorum,çalışmaya da ihtiyacım yok basın gidin !!1"; alnından öperim, elinden sıkarım saygıyla...
Gani müjde aabi'nin geçmişteki sağlam işlerinden hareketle ilk etapta :"acaba mı" deyip, hair müzikalinden arak tanıtım videosuyla soğuduğum, akabinde ülkemiz dizi yapımcılarının inatla vazgeçmediği " minumum 25 yaşında lise öğrencisini oynayan oyuncu" tribini görünce acı acı gülümsediğim, ve detayında; geniş aile'deki devir aabi misali olayları beyitlerle özetleyen çaycımsı aabi'yi görünce de daha fazla dayanamadığım dizi...Klişelerden bi sıyrılabilseler, orijinal olabilseler tadından yinmez bi diziye dönüşebilir o ayrı.
günlük hayat akışına nostaljik vtr girmek.Ama arkadaş, sırf benim başıma mı geliyor bilmem ama, geçmiş yad edilirken hep benim böyle, madara olduğum, maymuna döndüğüm hatıralar özenle hatırlanır, yüzüme vurulur; bi de vohah muhah diye gülünür yüzüme karşı ki...tövbe tanrım
- Bir evcil hayvanı beslediğinizde, kendince size teşekkür eder, oyun oynar, ne bilim sırnaşır...Yüzünüze mırnk ya da hev hev deyip arkanızdan: "la bu ipne de hep ucuzundan alıyo, insan biraz şuna tuz eker "vb demez.
- ( yaşadım biliyorum ) berbat bi gün/olay sonrasında hüngür hüngür ağlarken, sizi teselli etmek için yanınızda usul usul oturur, neredeyse o da ağlayacak hale gelir..." ağla ula ağla...sen bu salaklıkla daha çoook ağlarsın " deyip içinize bodoslama sıçmaz. ya da ne bileyim, hemen arkadaşı boncuk'a gidip sırlarınızı felan anlatmaz...
Sırf şu iki madde bile benim için, hayvanları pek çok insandan daha daha çok sevmeme yetiyor sözlük...
- ( yaşadım biliyorum ) berbat bi gün/olay sonrasında hüngür hüngür ağlarken, sizi teselli etmek için yanınızda usul usul oturur, neredeyse o da ağlayacak hale gelir..." ağla ula ağla...sen bu salaklıkla daha çoook ağlarsın " deyip içinize bodoslama sıçmaz. ya da ne bileyim, hemen arkadaşı boncuk'a gidip sırlarınızı felan anlatmaz...
Sırf şu iki madde bile benim için, hayvanları pek çok insandan daha daha çok sevmeme yetiyor sözlük...
bünyesinde bulunabildigim icin sonsuz gurur ve mutluluk duyduğum bu muazzam oluşumun nice nice yıllarını birlikte kutlayabilmek dilegiyle
iyi ki varsın Kartal Sozluk
iyi ki varsın Kartal Sozluk
mevzubahis repliğin geçtiği film de Ne olacak şimdi'dir ( atmıyosam 1978-79 yapımı ). Levent Kırca ve Nevra Serezli'nin ( avukattı bi de bunlar sanki ) tanışma, evlenme, boşanma aşamasına gelme ve barışma süreçlerini eğlenceli bi şekilde anlatan filmde, Perran Kutman ve şener şen de muazzam oyunculuklarıyla göz doldururlar efenim
Bir daha çocuk olamayacağımın verdiği hüzünle ve bol tebessümle hatırladığım anılar bütünü şöyle ki:
- daha 1.sınıfa yeni başlamış çocuklara ilk şarkı olarak "tren gelir hoş gelir" in öğretilmesi, hatta "ley ley lümü lümü ley" diye ciddi ciddi müzik defterine sözlerinin yazdırılması,
- yine bu zavallı 1. sınıf bebelerine; akça ve tombul bir kızın, eniştesinin eşgalini verdiği ve çeyizlerini anlattığı, manyak bi şarkının koreografisiyle birlikte öğretilmesi, [ybkz]swh[/ybkz]
- çim adam yapmak ( kuş yemi, ince kadın çorabı...oeeeh )
- alçı hazırlayıp çizgifilm kahramanlı kalıba dökmek,
- beslenme çantası çaldırmak,
- okulda çişini tutup evde bırakmak ( zamanlama hatası )
- serbest kıyafetle okula gelmek,
- sınıfta ilk okuyan çocuklardan biri olarak, sevgili öğretmenimin tabiriyle "kordaaaaale" takmaya hak kazanmak,
- aşıdan korkmama tribi,
- oratoryo'yu canlı ve heyecanlı bi şekilde okuyacam diye bağırmaktan basur olmak, devlet bahçeli stayla ses tonu sahibi olmak,
- andımızı okumaya çıkma karizması
- daha 1.sınıfa yeni başlamış çocuklara ilk şarkı olarak "tren gelir hoş gelir" in öğretilmesi, hatta "ley ley lümü lümü ley" diye ciddi ciddi müzik defterine sözlerinin yazdırılması,
- yine bu zavallı 1. sınıf bebelerine; akça ve tombul bir kızın, eniştesinin eşgalini verdiği ve çeyizlerini anlattığı, manyak bi şarkının koreografisiyle birlikte öğretilmesi, [ybkz]swh[/ybkz]
- çim adam yapmak ( kuş yemi, ince kadın çorabı...oeeeh )
- alçı hazırlayıp çizgifilm kahramanlı kalıba dökmek,
- beslenme çantası çaldırmak,
- okulda çişini tutup evde bırakmak ( zamanlama hatası )
- serbest kıyafetle okula gelmek,
- sınıfta ilk okuyan çocuklardan biri olarak, sevgili öğretmenimin tabiriyle "kordaaaaale" takmaya hak kazanmak,
- aşıdan korkmama tribi,
- oratoryo'yu canlı ve heyecanlı bi şekilde okuyacam diye bağırmaktan basur olmak, devlet bahçeli stayla ses tonu sahibi olmak,
- andımızı okumaya çıkma karizması
2-1 galibiyetimizle biten, tribün hayatımda benim için her zaman en özel detay olarak kalacak maç..hatta sadece maç demek bile ayıp oluyo gibi gelir bana...
arkadaş, dün gibi be...
" liverpool maçına herkes beyaz giyinsin!" kararı Forza ve tribünden duyurulur, evde beyaz ceketim olmadığı için, tiki kız tarzı bir yelekle maçta arz-ı endam ederim..yeni açık'ta, uğurlu olarak addettiğim klasik yerime konuşlanırım.
pkk denen canlı türü, 12 kadar askerimizi şehit eder maçtan birkaç gün önce...o siyah "şehitler ölmez, vatan bölünmez " pankartı, kapalı alt'ta açılan bayrağımız, tribünlere dağıtılan Atatürk posterleri, bayraklar...Ayten Alpman'dan memleketim şarkısı...tüm bu anların fotoğraflarına bugün bile baktığımda beni, düğün fotoğraflarımdan daha çok heyecanlandırdığını da itiraf edebilirim.
muazzam tribün şovlarıyla maç biter ( maçı Bobonun golü dışında hatırlamıyorum )...sahaya atlayıp "aferim la" diyerek tüm futbolcularımıza sarılasım gelir, çıldırılır. ertesi gün iş yerinde, tebrik eden ve kendileri öyle bir maçta olamadıkları için beni kıskandıklarını itiraf edenlere "ehe ehe " denir.
Fotoğraf meselesine döneceğim yine...arşivimin en kıymetli karesi, kızımın fotoğraflarından sonra; o 2-1 yazan 90. dakikayı gösteren scorboard'tur şüphesiz...
arkadaş, dün gibi be...
" liverpool maçına herkes beyaz giyinsin!" kararı Forza ve tribünden duyurulur, evde beyaz ceketim olmadığı için, tiki kız tarzı bir yelekle maçta arz-ı endam ederim..yeni açık'ta, uğurlu olarak addettiğim klasik yerime konuşlanırım.
pkk denen canlı türü, 12 kadar askerimizi şehit eder maçtan birkaç gün önce...o siyah "şehitler ölmez, vatan bölünmez " pankartı, kapalı alt'ta açılan bayrağımız, tribünlere dağıtılan Atatürk posterleri, bayraklar...Ayten Alpman'dan memleketim şarkısı...tüm bu anların fotoğraflarına bugün bile baktığımda beni, düğün fotoğraflarımdan daha çok heyecanlandırdığını da itiraf edebilirim.
muazzam tribün şovlarıyla maç biter ( maçı Bobonun golü dışında hatırlamıyorum )...sahaya atlayıp "aferim la" diyerek tüm futbolcularımıza sarılasım gelir, çıldırılır. ertesi gün iş yerinde, tebrik eden ve kendileri öyle bir maçta olamadıkları için beni kıskandıklarını itiraf edenlere "ehe ehe " denir.
Fotoğraf meselesine döneceğim yine...arşivimin en kıymetli karesi, kızımın fotoğraflarından sonra; o 2-1 yazan 90. dakikayı gösteren scorboard'tur şüphesiz...
1998 çıkışlı Garage Inc. albümünde Metallica tarafından leziz bir şekilde coverlanmış, Bob Seger şarkısı
Başıma gelince anladığım, ve yavaş yavaş günlük hayatımın tamamına sirayet eden eylemler bütünü. for egzempıl:
- düğün, misafirlik vb gibi ortamlarda şahsıma göz kulak olmam için emanet edilen çocuklara çeşitli maymunluk ve oyunlar yapmadan önce sırtlarını kontrol ediyorum terlemişler mi diye, olay kahramanı bebekse ve ağlıyorsa "annesieeeaaa bak kızına/oğluna" demeden, aç mı/ gazlı mı/ kakalı mı/ateşi var mı bi bakıyım zincirini hemen uygulamaya başlıyorum.
- ortamda uyuyan bebek/çocuğun göğsüne bakıyorum çaktırmadan, nefes alıyor mu deyu
- sokakta ağlayan yavru kedi sesiyle depresyona giriyorum
- bir çocuk hakkında hastalık, kaza vb haberi dinlerken resmen kalbime elektrik çarpıyor
-kızımın yanımda olmayacağı bir günde bile olsa çantamda yedek bez, mama, emzik vb ile geziniyorum
ve diliyorum ki, Allah isteyen tüm kadınlara hayırlısıyla ve sağlıkla anneliği tattırsın sözlük.
- düğün, misafirlik vb gibi ortamlarda şahsıma göz kulak olmam için emanet edilen çocuklara çeşitli maymunluk ve oyunlar yapmadan önce sırtlarını kontrol ediyorum terlemişler mi diye, olay kahramanı bebekse ve ağlıyorsa "annesieeeaaa bak kızına/oğluna" demeden, aç mı/ gazlı mı/ kakalı mı/ateşi var mı bi bakıyım zincirini hemen uygulamaya başlıyorum.
- ortamda uyuyan bebek/çocuğun göğsüne bakıyorum çaktırmadan, nefes alıyor mu deyu
- sokakta ağlayan yavru kedi sesiyle depresyona giriyorum
- bir çocuk hakkında hastalık, kaza vb haberi dinlerken resmen kalbime elektrik çarpıyor
-kızımın yanımda olmayacağı bir günde bile olsa çantamda yedek bez, mama, emzik vb ile geziniyorum
ve diliyorum ki, Allah isteyen tüm kadınlara hayırlısıyla ve sağlıkla anneliği tattırsın sözlük.
şahsımın: "hem temizlik ayağına, hemi de dans ayağına daha çok kalori yakayım işte hacı" felsefesiyle uyguladığı cuma eğlencesi.
Kilo problemi yaşayan bir gariban olarak [ybkz]swh[/ybkz] aklıselim kadın modunda başladığım temizlik eylemi, araya böyle oynamalık, tırt bi pop şarkısı karışınca bi anda vileda sopasıyla çılgın atma eylemine dönüşüyor sevgili seyirciler. Hatta kendi temizlik rutinim bile şarkılı markılı,tv programlı felan böyle:
açılış-malzemeleri hazırlama ve tv'ye abanma-
- cıstaklı, hoppidik şarkılar eşliğinde yer silme faslı,
- ağlak eski Türk filmi/magazin programı eşliğinde toz alma,
- kadın programları eşliğinde perde asma,
- ntv spor eşliğinde ütü,
kapanış-sızıp kalma-
Kilo problemi yaşayan bir gariban olarak [ybkz]swh[/ybkz] aklıselim kadın modunda başladığım temizlik eylemi, araya böyle oynamalık, tırt bi pop şarkısı karışınca bi anda vileda sopasıyla çılgın atma eylemine dönüşüyor sevgili seyirciler. Hatta kendi temizlik rutinim bile şarkılı markılı,tv programlı felan böyle:
açılış-malzemeleri hazırlama ve tv'ye abanma-
- cıstaklı, hoppidik şarkılar eşliğinde yer silme faslı,
- ağlak eski Türk filmi/magazin programı eşliğinde toz alma,
- kadın programları eşliğinde perde asma,
- ntv spor eşliğinde ütü,
kapanış-sızıp kalma-
Eh bizim zamanımızda pedagoji neyin yoktu gençler, öyle bugünkü gibi aileler çocukları tırnağını yese bile yaldır yaldır doktora, psikoloğa neyin koşturulmazdı...Belki de o yüzden düzeltemediler beni, bu yaşıma da böyle devreler yanmış bi şekilde geldim. Birkaç örnekle durumun vehametini görelim efenim:
- Hepimizin bildiği, hayatımızın parçası tuvalet ( tuvaaaaaalet diye okumayın, tansiyonum çıkıyor ) penceresinde, kapkara bi canavarın yaşadığına inanmak. Pencere aralıkkene tuvalate girememek, hatta canavarın güzel iyi kalpli bi sarışın kızı olduğuna da inanarak hikayeyi çeşitlendirmek,
- Sifon gürültüsünden korkmak,
- Abla kişisiyle eşofman ( buna da haşortman demeyin...bak lütfen...) altlarını kafaya geçirmek suretiyle uzun saç elde etmek, Seyyal taner'in alladı pulladı şarkısına klip çekmek,
-TRT piyanisti Yavuş özışık'a ve Coşkun sabah'a aşık olmak...ve daha niceleri...
- Hepimizin bildiği, hayatımızın parçası tuvalet ( tuvaaaaaalet diye okumayın, tansiyonum çıkıyor ) penceresinde, kapkara bi canavarın yaşadığına inanmak. Pencere aralıkkene tuvalate girememek, hatta canavarın güzel iyi kalpli bi sarışın kızı olduğuna da inanarak hikayeyi çeşitlendirmek,
- Sifon gürültüsünden korkmak,
- Abla kişisiyle eşofman ( buna da haşortman demeyin...bak lütfen...) altlarını kafaya geçirmek suretiyle uzun saç elde etmek, Seyyal taner'in alladı pulladı şarkısına klip çekmek,
-TRT piyanisti Yavuş özışık'a ve Coşkun sabah'a aşık olmak...ve daha niceleri...
Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
5 kat yorganla ve her türlü açılabiliteyi önleyerek uyusam da görmeyi başarabildiğim, senaryolaştırıp flaş teveye satmayı düşündüğüm absürt olaylar, bir nevi bilinçaltına yabancı cisim kaçması.
örnek vermek gerekirsea,
-Doktorumla akşam yemeğine çıkmam, adamın beni beyaz bi Tempra'ya bindirip, yolda yanıma 2 tane böyle Serdar ortaç dansçısı kılıklı hatun daha sıkıştırması, önünde büyük sütunlar olan ve cıstaklı mıstaklı mixlenmiş Latif doğan şarkıları çalan bi gece klubüne götürmesi, otopark yeri bulamaması ve otoparkçının beni kastederek " o benle gelirse bişeyler yaparız " demesi, doktorumun karşı çıkması derkeeen uyanmak...Artık adam beni yolladı mı yollamadı mı bilemeyecem ( töbeee )
- Metallica üyelerinin bize oturmaya gelmesi, gayet senin benim gibi Türkçe konuşmaları, trip atmaları...
- iskender Paydaş aabinin çalıştığım hastaneye yatması, saatlerce, ülkedeki aranjörlerin yaptığı klişe mixlemeler vb üzerine uzuuun uzun muhabbet etmem ( öyle ki, ayıkken o kadar uzun ve mantıklı bi konuşma yapamam bu konuda )
Bunları okuyup da hala kendisinin saçma sapan rüyalar gördüğünü düşünenler var mı, bilemiyorum
örnek vermek gerekirsea,
-Doktorumla akşam yemeğine çıkmam, adamın beni beyaz bi Tempra'ya bindirip, yolda yanıma 2 tane böyle Serdar ortaç dansçısı kılıklı hatun daha sıkıştırması, önünde büyük sütunlar olan ve cıstaklı mıstaklı mixlenmiş Latif doğan şarkıları çalan bi gece klubüne götürmesi, otopark yeri bulamaması ve otoparkçının beni kastederek " o benle gelirse bişeyler yaparız " demesi, doktorumun karşı çıkması derkeeen uyanmak...Artık adam beni yolladı mı yollamadı mı bilemeyecem ( töbeee )
- Metallica üyelerinin bize oturmaya gelmesi, gayet senin benim gibi Türkçe konuşmaları, trip atmaları...
- iskender Paydaş aabinin çalıştığım hastaneye yatması, saatlerce, ülkedeki aranjörlerin yaptığı klişe mixlemeler vb üzerine uzuuun uzun muhabbet etmem ( öyle ki, ayıkken o kadar uzun ve mantıklı bi konuşma yapamam bu konuda )
Bunları okuyup da hala kendisinin saçma sapan rüyalar gördüğünü düşünenler var mı, bilemiyorum
mevzubahis bendeniz olunca; minumum 2'ye dayanmış miyop gözlere rağmen inatla gözlük takmamanın getirdiği algı harikalarıdır. misal:
- Aynı gün içerisinde sırasıyla, Hollanda ligi'ni Hizbullah ligi ,çelebi'yi çernobil olarak okumak, bi an ödü patlamak sonra kendine gelmek...
ve hala gözlük kullanmamak...
- Aynı gün içerisinde sırasıyla, Hollanda ligi'ni Hizbullah ligi ,çelebi'yi çernobil olarak okumak, bi an ödü patlamak sonra kendine gelmek...
ve hala gözlük kullanmamak...
klişe veya bayık olabilir ama, hayatımın fon müziği diyorum ben bu namussuzlara...
1997 kışında, HBB denen şimdinin mefta Tv kanalında, kesilip biçilmiş " cunning stuntus/ poor touring me " konserini izlememle başladı herşey...sonra Black album, Reload, Load derkene tüm albümler, o güzellikler keşfedildi. Kendimi çok zeki ve farklı zannettiğim o denyo ergenlik dönemlerimde, yazdığım yazılarda, üzüntü ve hatta mutluluklarımda bile hep bu herifler çaldı arkada...ne Load'a pok attım şekil olsun diye, ne de "ben Master of Puppets'çıyım treşçiyim çok sertim" triplerine girdim..St. Anger denen "şeyi" bile anlamaya çalıştım.( gerçi son Lou Reed'li albümde içim şişti ama Metallica'dır didim, sustum )
ve bugün, yıl olmuş 2011 yaş olmuş nerdeyse 28, evliyiz, çocuğumuz var...ama ulan hala morale, gaza, sinir boşaltmaya ihtiyacım olduğunda bu heriflere başvuruyorum. ve sanırsam bu, ölene kadar gidecek böyle...
1997 kışında, HBB denen şimdinin mefta Tv kanalında, kesilip biçilmiş " cunning stuntus/ poor touring me " konserini izlememle başladı herşey...sonra Black album, Reload, Load derkene tüm albümler, o güzellikler keşfedildi. Kendimi çok zeki ve farklı zannettiğim o denyo ergenlik dönemlerimde, yazdığım yazılarda, üzüntü ve hatta mutluluklarımda bile hep bu herifler çaldı arkada...ne Load'a pok attım şekil olsun diye, ne de "ben Master of Puppets'çıyım treşçiyim çok sertim" triplerine girdim..St. Anger denen "şeyi" bile anlamaya çalıştım.( gerçi son Lou Reed'li albümde içim şişti ama Metallica'dır didim, sustum )
ve bugün, yıl olmuş 2011 yaş olmuş nerdeyse 28, evliyiz, çocuğumuz var...ama ulan hala morale, gaza, sinir boşaltmaya ihtiyacım olduğunda bu heriflere başvuruyorum. ve sanırsam bu, ölene kadar gidecek böyle...
- Normal yollarla dünyaya gelmesi beklenen yavrunuzun doğum tarihini, 17 mayıs ( malum uefa şeysi ) veya 19 mayıs'a ( 19.05 ) e denk getirmemek(!) için doktorla ciddi ciddi tartışmak.eşim
- Yeni doğmuş minnak yavrunuzun bebek arabasına, "renklerine alışmasın" gerekçesiyle sarı-mavi veya kırmızılı battaniye serdirmemek yine eşim
- Yine minnak bebekcağıza günün muhtelif saatlerinde "gücüne güç katmaya geldik"i dinletmek, armamızı öptürmek ve benzeri yer yer kaynım ve yine yine eşim
- Evladınızın ayaklanıp da yürümeye başladığında, ona alacağınız ilk formayı, daha da büyüdüğünde Dolmabahçe'de maç tahminleri yaparak yürüdüğünüzü ve o kutsal mekanda canhıraş bi şekilde maçlar izlediğinizi hayal edip edip duygulanmak bak bu sefer ben
- Yeni doğmuş minnak yavrunuzun bebek arabasına, "renklerine alışmasın" gerekçesiyle sarı-mavi veya kırmızılı battaniye serdirmemek yine eşim
- Yine minnak bebekcağıza günün muhtelif saatlerinde "gücüne güç katmaya geldik"i dinletmek, armamızı öptürmek ve benzeri yer yer kaynım ve yine yine eşim
- Evladınızın ayaklanıp da yürümeye başladığında, ona alacağınız ilk formayı, daha da büyüdüğünde Dolmabahçe'de maç tahminleri yaparak yürüdüğünüzü ve o kutsal mekanda canhıraş bi şekilde maçlar izlediğinizi hayal edip edip duygulanmak bak bu sefer ben
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?