sözlük yazarlarının itirafları

14 /
ben öyle bi insan mıyım
kaçta yatacak olduğum umrumda değil. ne kadar içtiğim umrumda değil. kaçta kalkacağım umrumda değil. soruların cevapları umrumda değil. bu eziyet artık bitsin istiyorum ve biteceği günü bekliyorum sadece.
oyunbozan
bugün işe gitmek yerine piyasa araştırması yapacağım diyerek tüm mesaimi dışarda dolanarak harcadım. vallahi hiç pişman değilim.
leia
arkadaşımı özledim.
birlikte yedik, içtik, eğlendik, istanbul'a gittik, ağladık, güldük, dinledik,anlattık, konuştuk,maç izledik, üşüdük.. gitmeseydin be ahmet özledim ki dostum..bu cuma yine maça gideceğim ama sensiz..
hep merak ediyorum acaba sende bu deli napıyor diye düşünüyor musundur?
genckartal301
sözlük yazarlarından ikisini metrobüste gördüm ve selam vermedim.gerçi onlar beni tanımıyordu ama ben tanıdım bildim kim olduğunu. oysa tanışmak isterdim ama burada kimliğimi genckartal301 müstear ismimin arkasına saklamayı daha doğru gördüm nedense.
hayattabesiktas
itiraf ediyorum şu an bu başlığa yazmamın amacı yazarlığımın devam edip etmediğini kontrol etmek çünkü dingoc öyle istiyor. çok özledim burayı.
saniyede yirmidört kare
iyi mi ettik kötü mü ettik bilmiyorum sözlük, sevgiliye x almak kalıbını görmekten midem bulandı. resmen önlenemez bir virüse yol açmışız gibi hissediyorum. benim gibi bıkanlardan da birazcık özür diliyorum, ama devamı gelecek. (söz veriyorum yeni konsept sevgilili olmayacak, ööeeah) [ybkz]swh[/ybkz]
ben öyle bi insan mıyım
bir noktadan sonra, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark etmek güç değildi. tadımız kaçmıştı bir kere, geriye ise acı bir tat kalmıştı damağımda. üstelik, iyi gelmiyordun bana, günbegün hayatımla oynuyordun düpedüz.

gün geldi, aldattım seni. en yakın arkadaşınla, hattâ arkadaşlarınla... önce iyi gelmişti, zihnin oynadığı alçakça bir oyun. sahneye en son çıkıyordu zihin ve en çok alkışı alan o olurken, ben de paşa paşa sana geri dönüyordum. senin ise tüm bunları biliyor olman; gördüğüm en uç noktanın, ancak ayak parmaklarım olmasına sebebiyet veriyordu.

biliyorum, param olmasa bir dakika durmaz, terk ederdin ama... affet beni camel soft.
semt bizim aşk bizim
nilüfer başlığına gireceğim bir entryyi üniversitede kızlar teklif ediyomuş başlığına girdim az önce. o an kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. sanki elimde silmek gibi bir imkanım yokmuş gibi 2-3 sn nasıl yaptım bunu ya diye üzüldüm resmen. insan böyle anlarda aklını mantığını kaybediyor sanki. inşallah kimse görmemiştir diye bile düşündüm. lan görseniz ne olacak ki. tuhaf, gerçekten.
saniyede yirmidört kare
hâlâ elimi ağzımı sabunlarken önce ağzımdan sonra da iki parmağımı yuvarlak yapmak suretiyle baloncuk çıkarma oynuyorum. baloncuk çıkmayınca da sinirleniyorum, böylece bilmemkaç dakikam lavaboda geçiyor.
saniyede yirmidört kare
bu aralar kafam beş karış havada, günleri karıştırıyorum sürekli. dünü cumartesi, önceki günü perşembe, bir önceki günü de salı sanmıştım. hep de maç olacağı zamanlarda denk geliyor nedense. mesela dün bursa maçı var sanıyordum heyecanla, değilmiş. bugün de yarın var sanıyordum. son 1 haftadır o gün veya ertesi günü maç var sanıp heyecanla uyanıyorum, gün heyecanlı geçiyor. taaa ki birisi beni doğru günün ne olduğuna uyandırana kadar. acil olarak gün ve tarih bilmemezliğime bir çözüm getirmem lazım. zor durumdayım.
roll a joint
5-7 yaş arasındayken nacizane restorantımızın karşısına konuşlanmış deniz fenerini tanrı sanmaktaydım, her yemeği ona bakıp teşekkür ederek yerdim, şu an normal olmayan bir sürü insandan biriyim.

ayrıca okuyamıyorum. lise 1 deyken sınıfta kalmıştı bütün arkadaşlar, ben kolejdeydim o ara bi şekilde kalmadım. neyse, lise 1 sonrası bölüm seçme falan filan herkes başarılı olduğu alanı seçince yabancı dil seçtim bende, lise 3'te devamsızlıktan kaldım.

üniversiteye gittim, italyan bi hatun vardı onla tek ortak dersimiz harici 5 ders "not attended" ile devamsızlıktan kaldım, sınava bile almadılar. zaten o dersten de "f" ile kaldım. bizimkiler okuyamıcagımı anlamasınlar diye süreyi uzattım, başka ünw kazandım "uyum sağlayamadım buraya" ayağına. burda da hazırlığı geçtim ama söylemedim nolur nolmaz diye. okula gidemedim çünkü. yalnız bizim okulda devamsızlık sorun değilmiş, sınavlara girebiliyomuşsun. şıkır şıkır giyinip ilk sınavıma giderken akbilim yetersiz bastı yanımda param da yoktu sınavdan sonra yatırcaktı bizimkiler, sikerler deyip hiç bi sınava gitmedim.

ikinci sene oldu, işte ilk dönem yine gidemedim. ilk dönem gitmedim ikinci dönem gidersem kafam karışır şimdi, sikerler. seneye 1. sınıftan başlıcam üniye, inş.


burası aktı gitti okumamakta serbestsiniz ;

çok sevdiğim eski sevgilim buraya geldi, görüşelim deyince biraz ayak yaptı dersler sorumluluklar falan sonra kıramadı ve görüştük birer bira.. pardon hastaydı canım benım bi kış çayı içti yurda dönmem gerekiyo bizimkiler yurdu arıyo falan filan ayağı yaptı, cafe'den çıktık sevgilisi geldi. ok olur.. çok sevdiğim eski sevgilim gergin bi halde "geliyorum roll a joint lütfen bekle" diyerek lavugun yanına gitti. sonra bir sürü insanın içinde kavga etmeye başladılar bunlar, kabak gibi de belli oluyo üçüncüleri olduğum.. allahım utanmaktan bi hal oldum. sonra lavuk üstüme doğru gelmeye başladı "hayır bide beni rezil etmeyin amk ya" dememe az kalmışken lavuk "niye bana yeşim'lerleyim diyo?" demesin mi... ahahahahah. sanki bana dert ortağıyım ben onun, sanki bana romaschenko. müthiş rahatladım. bu eski sevgilimi hala çok seviyorum yalnız. saf salak dediğinizi duyar gibiyim, neyse öyle olsun bakalım. o gece aradı ağlayarak ben gelmeden önce çıktıklarını ama söyleyemediğini ve bana "gelme" diyemediğini söyledi, hani saf salaktım amına koyım he nıye atlamadım he niye atlamadım? neyse 3-4 gün sonra barıştılar beni de engelledi kız, her yerden. bide böyle oluyor amk, ben ilişkilerine saygı duyuyorum ama onlar beni yok sayıyolar, sıfatlarını siktiklerim. neyse kızı hala seviyorum ona sövmiyeyim. bu işin sürekli devam eden iki kötü yanı var. birincisi ; bu buluşma beşiktaş'taydı okulu yurdu orda olduğu için, şimdi beşiktaş bile bana deplasman. beraberlerken falan denk geliriz diye dünyanın en güzel yerinden mahrum kaldım eylül sonundan beri. ikinci yanı malum, ama ağlak görünmeyeyim diye dillendirmiyim sözlüğüm sen anla. gerçi ne ağlak görünmesi ya, yeni dövmemi de çaktım vücudu düzene koyuyorum falan filan derken kısa kolluyla okulda gezebildiğimiz günden itibaren kampüsün en çok arzulanan 5 erkeği arasına adımı yazdırcam, erkeklere alıcı gözüyle bakan çoğu kadın beni fav'a atıp beklicek retweetlicek ahah. neyse çok götüm kalkmasın yerimde sayıyorum sonra. twitter'a da yeni geldim besiktassinsen uzantısıyla, ondandı bu edebiyat.

bir de pes 12 ve 13 de bjk olup real'i barca'yı alanları yendiğimde en çok kendimle mücadele veriyorum, bu nası bi hırsmış deyip kendimden korkuyorum hemde çok.


başlığı erken fark etseydim de tükürdüğümü yalamasaydım diyorum ama ilk olmadığı için çok sıkıntılı olmadı.


yazarın notu :

okuduğun için minnettarım.


yazarın sübliminal notu :

len jetgillerdeki elroy burayı okursan bu tahmin edebildiğin kişiyle olan muhabbeti sır tut kardeşim öpüyorum.
roll a joint
havyar ile haydarı müthiş karıştırmıştım. çevremdeki insanlar birbirine "havyar yiyen zengin" muhabbeti yaptıkça "mal mısınız ak ketçap yiyen de mi zengin" diye düşünürdüm içimden. bu gerçeği öğrenmeyi de epey ertelemişim, bugün net benimsedim; havyar pahalı şey, hardal ketçap mayonezin ekürisi, tamam. şimdi ölebilirim.
larte
Arabama gece çaptılar kaçmışlar dedim herkese diyemedim kimselere mal gibi duran duvara sürttüm diye.
semt bizim aşk bizim
Müşterisi olduğum x bankanın bankamatiğine para çekmeye gittiğimde karşılaştığım manzara karşısında ufak çaplı bir kararsızlık yaşadım. Birisi para çekmiş ancak parasını almayı unutmuş. Para verme haznesinin yanıp yanıp sönmesini gördüğüm an ne yalan söyleyeyim sağ ve sol omzumda bulunan melakeler ile ufak çaplı bir çatışma yaşamadım değil. Sağ taraf “ bak bu senin şansın, etrafta kimse yok ne düşünüyorsun hala” derken sol taraf “bankanın güvenliğine bırakmamak için hiçbir neden göremiyorum” diyordu. Biraz onların kendi kendine tartışmasını dinledikten sonra kendimi güvenlikle karşı karşıya buldum ve parayı teslim ettim. Bankamatiğe geri döndüğüm an nefes nefes gelen adamın üzgün bakışlarını gördüm, “paranızı mı unuttunuz?” diye sordum. Adam evet diyince de güvenliğe bıraktığımı söyledim. Kuru bir teşekkür edip gitti, insan bi 50’lik bi 100’lük atar. Yemin ediyorum insanlık ölmüş.

*** bu arada bu başıma gelen ikinci hadise. üçüncü de sol omzumu dinleyeceğim o olacak. diğer hadise için;

#245531
14 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol