yazacak çok şey olmasına rağmen hiç bir şey diyemediğim maçımız.
çok dokunuyor, bu lig, bu federasyon, bu hakemler çok kanıma dokunuyor..
7 aralık 2012 beşiktaş eskişehirspor maçı
10 dakikalık saçmalamamız sonucu 2-0'dan 2-2'ye gelerek; 2 puanı savurduğumuz, 1 puanı da rakibe hediye ettiğimiz maç.
topa hâkim olma, oyunu yönetme gibi yetilerimiz, fernandes olmayınca kayıplara karışıyor, bu net. açıkçası, eskişehirspor gibi bu sezonun formda ve iyi hücum eden takımlarından birine karşı bu yetiyi sürdürmek konusunda zaten bir ümit taşımıyordum. tam da oynatması gereken oyunu oynattı samet hoca böyle bir durumda, hakkını teslim etmesek ayıp olacak. tipik bir italyan takımı gibi; ama kontraya çıkma hızı, çıkan oyuncu sayısı ve dağılımı itibariyle; hücum oynamadan dahi heyecan verici ve tempolu bir oyun sergiledi takım. bunda tek pas ve adrese teslim oynamanın payı büyük tabii ki.
son 10 dakikayı farklı bir yere koyuyorum. bir oyuncu topluluğu, bir takım, bu derece saçmalayamaz; adı beşiktaş değilse. necip'in yaptığı, tamamen gereksiz ve anlamsız olan, penaltı; karşı atağa çıkarken akıl sır erdirilemeyecek pas tercihleri; uzatmalarda almeida'nın, kendisinin de ne yaptığına dair pek bir fikrinin olmadığına inandığım, hareketi; dönen pozisyonda rakibin 2 kişiyle gelerek, o an 6-7 kişinin bulunduğu savunma hattımızın arasından gol atışının seyredilmesi...
cümleyi tamamlayamıyorum; içim elvermiyor, boğazım düğümleniyor arkadaş. hakikaten boşuna söylemiyormuşuz biz: beş dakikada beşiktaş
canınız sağolsun be çocuklar, canın sağolsun be sevdiğim...
topa hâkim olma, oyunu yönetme gibi yetilerimiz, fernandes olmayınca kayıplara karışıyor, bu net. açıkçası, eskişehirspor gibi bu sezonun formda ve iyi hücum eden takımlarından birine karşı bu yetiyi sürdürmek konusunda zaten bir ümit taşımıyordum. tam da oynatması gereken oyunu oynattı samet hoca böyle bir durumda, hakkını teslim etmesek ayıp olacak. tipik bir italyan takımı gibi; ama kontraya çıkma hızı, çıkan oyuncu sayısı ve dağılımı itibariyle; hücum oynamadan dahi heyecan verici ve tempolu bir oyun sergiledi takım. bunda tek pas ve adrese teslim oynamanın payı büyük tabii ki.
son 10 dakikayı farklı bir yere koyuyorum. bir oyuncu topluluğu, bir takım, bu derece saçmalayamaz; adı beşiktaş değilse. necip'in yaptığı, tamamen gereksiz ve anlamsız olan, penaltı; karşı atağa çıkarken akıl sır erdirilemeyecek pas tercihleri; uzatmalarda almeida'nın, kendisinin de ne yaptığına dair pek bir fikrinin olmadığına inandığım, hareketi; dönen pozisyonda rakibin 2 kişiyle gelerek, o an 6-7 kişinin bulunduğu savunma hattımızın arasından gol atışının seyredilmesi...
cümleyi tamamlayamıyorum; içim elvermiyor, boğazım düğümleniyor arkadaş. hakikaten boşuna söylemiyormuşuz biz: beş dakikada beşiktaş
canınız sağolsun be çocuklar, canın sağolsun be sevdiğim...
"hakeme laf söylemek anlamsız" diyenleri hayretle izliyorum. eskişehirspor'da, biri ilk yarıda, diğer ikinci yarıda olmak üzere 2 tane elle oynama pozisyonu oldu ama ikisinde de kart çıkmadı. bu hakem değil miydi, oğuzhan'ı elle oynadığı için ikinci sarı kartla oyundan atan? lehimize vermediği kaç tane faul oldu, ben sayamadım. lig tv yayınında mı bir sorun vardı da fark edilmedi acaba bunlar, gerçekten çok ilginç. hakem net bir şekilde maçın kaderini etkiledi. ilk yarıyı 45 olduğu an, atak gelişirken bitirdi, evet. ama ikinci yarı bunun acısını fazlasıyla çıkardı. buna da eyyam deniyor bildiğim kadarıyla. oğuzhan kart görse cezalı duruma düşecekti, gördü. hatta zaten önüne gelen beşiktaşlı'ya sarı kart gösterdi. hayır daha ne yapsın? şöyle saçma sapan bir puan kaybını hak etmedik, hiç hak etmedik.
stattan gelip maçın özetini televizyondan izleyip biraz kendime gelir gelmez yazıyorum bu entryi;
öncelikle ben hilbert'in pozisyonunu net penaltı olarak görmüştüm fakat maalesef değilmiş,top ayağından açılınca hilbert kendini bırakmış. eskişehir'in penaltısı ise, ki zaten o pozisyona uzaktık, doğru bir karar. fakat ben hala maç sonrası dediklerimde ısrar ediyorum; galatasaray elazığ deplasmanında,penaltı pozisyonunda melo 15 adım atıyor ve hakemin götü[ybkz]swh[/ybkz] o penaltıyı tekrar ettirmeyi yemiyor, siniyor hakem başına bela almak istemiyor, ama sana karşı senin sahanda adam cart cart ucuz kartları yağdırıyor. neden? evet taraftar olarak hakemle oynamıyoruz, ancak canımız yanınca küfrü basıyoruz,orada millet dale male derken çatır çatır gelen sarıları farketmedi bile. dale ne lan, sen don omar mısın?[ybkz]swh[/ybkz]
oyuna gelirsek; 2003-04 sezonunun ilk yarısındaki son maç olan [ybkz]swh[/ybkz] 5-3'lük rizespor maçındaki tadı ilk kez aldığımı söyleyebilirim. evet 10 yılda ilk kez oluyor bu. bazıları geçen seneki 5 attığımız buca maçını falan öne sürebilir, ama ben oğuzhanıyla,holoskosuyla,necipiyle total futbol oynayan bu takımı lucescu'nun üstün futbol makinesine benzetiyorum.
şunu söyleyebiliriz ki muhteşem bir futbol koydu ortaya takım. bakıyorsun fernandes,ismail,mustafa,quaresma,guti herhangi bir yıldız oyuncu; yok. oğuzhan premier lig'i dolmabahçe'ye taşıyor, holosko manisa yıllarına dönmüş, savunma bile 80. dakikaya kadar italya milli takımı görünümünde...
yediğimiz gollere,atamadıklarımıza, uğur boral'ın ısrarla bek oynatılmasına falan girmek istemiyorum, stattan çıkıp kendimize geldiğimiz an ilk söylediklerimiz 'bu takım sezon sonuna kadar böyle oynasın yeter' oldu,tek korkum takım biraz iyi gitmeye devam ettikçe kendince büyük beklentiler yaratıp takımı ufak hatalarda ölümüne baskı altına alacak cahil taraftarların varlığı. yoksa bu takımı izlerken aldığım zevki hiçbir şampiyonluk yarışına değişmem. biz mustafa denizli ile şampiyon olurken inönü'de bütün maç kapanıp tek golün üstüne yatan takımımızı da izledik, schuster'in modern futbolda asla tutunamayacak uçuk ama kırılgan takımını da, şimdi oğuzhan gibi bir yetenekle, fernandes gibi bir liderle, sonuna kadar savaşan asker oyuncularla beşiktaş'ı total futbol oynarken izliyorum ya, hiçbir şeye değişmem. sezon sonuna kadar bu görüntüyü devam ettirelim, üzerine koyalım, yapılacak ekonomik ama nokta atışı transferlerle birkaç sene içinde asıl kazananın kim olduğu ortaya çıkacak. bırakın büyükler astronomik transferler yapsın ve buna rağmen her maçı üç buçuk atarak kazansın. beşiktaş şu doğrultuda ilerlediği sürece en büyük kazanan olacak, 80'ler ve 90'ların başındaki kazanan kimliğini de geri alacak. hem de astronomik şarlatanlıklara gerek kalmadan, içimde bu umudu yeşerten maç olmuştur eskişehir maçı. varsın 2-2 bitsin.
öncelikle ben hilbert'in pozisyonunu net penaltı olarak görmüştüm fakat maalesef değilmiş,top ayağından açılınca hilbert kendini bırakmış. eskişehir'in penaltısı ise, ki zaten o pozisyona uzaktık, doğru bir karar. fakat ben hala maç sonrası dediklerimde ısrar ediyorum; galatasaray elazığ deplasmanında,penaltı pozisyonunda melo 15 adım atıyor ve hakemin götü[ybkz]swh[/ybkz] o penaltıyı tekrar ettirmeyi yemiyor, siniyor hakem başına bela almak istemiyor, ama sana karşı senin sahanda adam cart cart ucuz kartları yağdırıyor. neden? evet taraftar olarak hakemle oynamıyoruz, ancak canımız yanınca küfrü basıyoruz,orada millet dale male derken çatır çatır gelen sarıları farketmedi bile. dale ne lan, sen don omar mısın?[ybkz]swh[/ybkz]
oyuna gelirsek; 2003-04 sezonunun ilk yarısındaki son maç olan [ybkz]swh[/ybkz] 5-3'lük rizespor maçındaki tadı ilk kez aldığımı söyleyebilirim. evet 10 yılda ilk kez oluyor bu. bazıları geçen seneki 5 attığımız buca maçını falan öne sürebilir, ama ben oğuzhanıyla,holoskosuyla,necipiyle total futbol oynayan bu takımı lucescu'nun üstün futbol makinesine benzetiyorum.
şunu söyleyebiliriz ki muhteşem bir futbol koydu ortaya takım. bakıyorsun fernandes,ismail,mustafa,quaresma,guti herhangi bir yıldız oyuncu; yok. oğuzhan premier lig'i dolmabahçe'ye taşıyor, holosko manisa yıllarına dönmüş, savunma bile 80. dakikaya kadar italya milli takımı görünümünde...
yediğimiz gollere,atamadıklarımıza, uğur boral'ın ısrarla bek oynatılmasına falan girmek istemiyorum, stattan çıkıp kendimize geldiğimiz an ilk söylediklerimiz 'bu takım sezon sonuna kadar böyle oynasın yeter' oldu,tek korkum takım biraz iyi gitmeye devam ettikçe kendince büyük beklentiler yaratıp takımı ufak hatalarda ölümüne baskı altına alacak cahil taraftarların varlığı. yoksa bu takımı izlerken aldığım zevki hiçbir şampiyonluk yarışına değişmem. biz mustafa denizli ile şampiyon olurken inönü'de bütün maç kapanıp tek golün üstüne yatan takımımızı da izledik, schuster'in modern futbolda asla tutunamayacak uçuk ama kırılgan takımını da, şimdi oğuzhan gibi bir yetenekle, fernandes gibi bir liderle, sonuna kadar savaşan asker oyuncularla beşiktaş'ı total futbol oynarken izliyorum ya, hiçbir şeye değişmem. sezon sonuna kadar bu görüntüyü devam ettirelim, üzerine koyalım, yapılacak ekonomik ama nokta atışı transferlerle birkaç sene içinde asıl kazananın kim olduğu ortaya çıkacak. bırakın büyükler astronomik transferler yapsın ve buna rağmen her maçı üç buçuk atarak kazansın. beşiktaş şu doğrultuda ilerlediği sürece en büyük kazanan olacak, 80'ler ve 90'ların başındaki kazanan kimliğini de geri alacak. hem de astronomik şarlatanlıklara gerek kalmadan, içimde bu umudu yeşerten maç olmuştur eskişehir maçı. varsın 2-2 bitsin.
olcay şahan ve allan mcgregorın beşiktaşa yakışmadığını bir kez daha gözlemlediğim maç. samet in bunları görmesi için daha kaç tane 2 kaç tane 3 puan kaybetmemiz gerekecek.
sağlık olsun demekten başka elden bir şey gelmeyen maç. evet çok üzüldük ama kaybedilmiş bir şey yok. her şeye rağmen beşiktaş, çocukluğumun beşiktaşı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.tabi bu endüstriyel futbol olayı ne kadar izin verirse.
maçın hakemine gelirsek beşiktaş'ı katletmek 3 puanını gasp etmek gibi bir amacının olduğunu sanmıyorum. çünkü ilk yarının sonunda necati gole giderken devreyi bitirdi. o pozisyonda devam ettirse kimse bir şey diyemezdi. sadece kötü bir hakem. ülkemizin gerçeği bu hakemlerimiz gerçekten çok kötü.
maçın hakemine gelirsek beşiktaş'ı katletmek 3 puanını gasp etmek gibi bir amacının olduğunu sanmıyorum. çünkü ilk yarının sonunda necati gole giderken devreyi bitirdi. o pozisyonda devam ettirse kimse bir şey diyemezdi. sadece kötü bir hakem. ülkemizin gerçeği bu hakemlerimiz gerçekten çok kötü.
3 puanın kaybedilmesinde maçın hakeminin hiçbir suçu yoktur. elle alma pozisyonunda sarı kart vermemesi hariç süper maç yönetmiştir.
2-2 biten karşılaşma.
ağlıcam lan. ağlıcam. bu ne lan? valahi yazık billahi yazık. o kadar koştunuz. it gibi koştunuz. yakıştı mı size? oldu mu ha?
necip... o kadar iyi oynadığın karşılaşmayı neden piç ettin? biz veli'den korkuyorduk kardeşim oldu mu şimdi? neden bu gereksiz hareket? kimse bana masal anlatmasın. hakem muhteşemdi. penaltı bal gibi penaltıydı.
almeida... mis gibi golü atmışsın. 3'e 1 gittiğin pozisyonda neden pas vermedin? son dakikada 90+1'de neden öyle saçmalı sapanlı bir pas denedin?
neden? neden? neden?
yazık yahu. bize de size de.
offfff. canımız sağolsun [ybkz]swh[/ybkz]
ağlıcam lan. ağlıcam. bu ne lan? valahi yazık billahi yazık. o kadar koştunuz. it gibi koştunuz. yakıştı mı size? oldu mu ha?
necip... o kadar iyi oynadığın karşılaşmayı neden piç ettin? biz veli'den korkuyorduk kardeşim oldu mu şimdi? neden bu gereksiz hareket? kimse bana masal anlatmasın. hakem muhteşemdi. penaltı bal gibi penaltıydı.
almeida... mis gibi golü atmışsın. 3'e 1 gittiğin pozisyonda neden pas vermedin? son dakikada 90+1'de neden öyle saçmalı sapanlı bir pas denedin?
neden? neden? neden?
yazık yahu. bize de size de.
offfff. canımız sağolsun [ybkz]swh[/ybkz]
1-0 önde götürdüğümüz karşılaşma.
gol:holosko+1 gol
gol:holosko+1 gol
fernandes'in olmamasından doğan bir '' üretkenlik '' problemi olacağını düşünüyorum.
rakip oğuzhan'ı pek rahat bırakmayacaktır ve oğuzhan'ın dışında orta sahada üretken bir adam yok malesef. herkes bol gollü bir maç bekliyor fakat ben bu maçta çok gol olacağını düşünmüyorum.
ara transfer döneminde sol bekten ziyade, üretken bir orta saha alınması gerektiğini düşünüyorum. fernandes veya oğuzhan dan birinin sakatlanması takımı çok durağan bir hale getiriyor. hele birde 2'si sakatlanırsa bizim için çok kötü olur ki bu sağlık ekibi varken hiçbir sakatlık beni şaşırtmıyor açıkcası.
2-1 alırız diye tahmin ediyorum.
rakip oğuzhan'ı pek rahat bırakmayacaktır ve oğuzhan'ın dışında orta sahada üretken bir adam yok malesef. herkes bol gollü bir maç bekliyor fakat ben bu maçta çok gol olacağını düşünmüyorum.
ara transfer döneminde sol bekten ziyade, üretken bir orta saha alınması gerektiğini düşünüyorum. fernandes veya oğuzhan dan birinin sakatlanması takımı çok durağan bir hale getiriyor. hele birde 2'si sakatlanırsa bizim için çok kötü olur ki bu sağlık ekibi varken hiçbir sakatlık beni şaşırtmıyor açıkcası.
2-1 alırız diye tahmin ediyorum.
çok isteyipde gitme imkanımın olmadığı ve Beşiktaş ın kazanacağı maç.
Her içeri maçında olduğu gibi yine bir inönü gecesinde korktuğum karşılaşmalardan biridir. içerideki maçlarda desteğimizi baskı olarak algılayan topçularımıza lütfen bizi yanlış anlamayın dediğim maçtır.
olası diomansy mehdi kamara-uğur boral eşleşmesinden 1, olmayası julien escude sol iç stoper oynamasından da 1 sayarsak en az 2 gol yiyeceğimiz mücadele.
umarım aybaba, veli kavlak'ı tekrar kazanmayı tercih eder de ibrahim'i defansın göbeğinde görürürüz. ben de ön liberoda iyi oynadığını düşünenlerden olsam da geride saatli bombayla oynayacağımıza 8-10 pas hatası yapan veli ile oynamamız daha mantıklı.
umarım aybaba, veli kavlak'ı tekrar kazanmayı tercih eder de ibrahim'i defansın göbeğinde görürürüz. ben de ön liberoda iyi oynadığını düşünenlerden olsam da geride saatli bombayla oynayacağımıza 8-10 pas hatası yapan veli ile oynamamız daha mantıklı.
şu maç için yapılan liderlik vurgusu biraz can sıkıyor. bu baskıya gerek yok bence. bir de "inşallah bu sefer kalıcı olacak" cümlesini çok fazla duyuyorum; galatasaray ve antalya'nın puan kaybedeceğinden o kadar eminiz yani? 2 sezon önceki "17'de 17" goygoyuna dönmesin iş. bırakalım liderlik aşkına, zart aşkına zurt aşkına gibi söylemleri. çıksınlar, haftalardır bizi mest eden o mücadeleyi ortaya koysunlar yeter. yine maç sonu kucaklaşalım, siyah-beyaz çekelim falan. bunlar her şeyden daha değerli bence.
mutlaka almamız gereken karşılaşma.
orta sahada ilk tercihim kesinlikle ibrahim toraman. ne yapacağı belli olmayan adeta saatli bomba veli yedek kulübesinde daha şık duruyor. ikinci tercihim ise hasan türk. ancak onunla ilgili de "yerini çabuk kaybediyor" eleştirisi yapılıyor. mustafa pektemek ve samet aybaba tarafından. (mustafa pektemek'in tedavi gördüğü hastahanede stajyer olan bir arkadaşım söylemişti.) inşallah bu iki seçenek olur elimiz kalbimizde izleyemeyiz karşılaşmayı. haydi kartalım.
(bkz: lider buraya)
orta sahada ilk tercihim kesinlikle ibrahim toraman. ne yapacağı belli olmayan adeta saatli bomba veli yedek kulübesinde daha şık duruyor. ikinci tercihim ise hasan türk. ancak onunla ilgili de "yerini çabuk kaybediyor" eleştirisi yapılıyor. mustafa pektemek ve samet aybaba tarafından. (mustafa pektemek'in tedavi gördüğü hastahanede stajyer olan bir arkadaşım söylemişti.) inşallah bu iki seçenek olur elimiz kalbimizde izleyemeyiz karşılaşmayı. haydi kartalım.
(bkz: lider buraya)
öncelikle yeni açıktan izleyeceğim mücadele.
maç hakkında değerlendirmem:
fernandes ve ersan'ın eksikliğinde 2 ihtimal ortaya çıkıyor.
birinci ihtimali ele alalım.
ibrahim toraman orta sahada oynar ve escude stopere geçer.
bu durumun artısı ibrahim toramanın mücadele yapısı ve defansa gerçekten iyi yardım ediyor olması ki zaten kendileri defansçı olur.artık defansçı nasıl bir tabirse.neyse dezavantaj ise escude'nin formsuz olması.maç eksiği fazla.bu durum gerçekten handikap.
ikinci ihtimali ele alalım.
ibo stoperde oynar ve veli kavlak orta sahada olur.
bu sanırım en kötü ihtimal.tek artısı her oyuncnun kendi mevkiisinde oynayacak olması ama veli'yi düşünecek olursak onu gerçek mevkiisi kulübe.
bence hoca birincisini seçmeli.
haa bir çılgınlık yapıp hasan'ı orta sahaya,iboyu defansa çekerse ne olur bilmem.
velhasıl bu maçı sike sike alacaz.
maç hakkında değerlendirmem:
fernandes ve ersan'ın eksikliğinde 2 ihtimal ortaya çıkıyor.
birinci ihtimali ele alalım.
ibrahim toraman orta sahada oynar ve escude stopere geçer.
bu durumun artısı ibrahim toramanın mücadele yapısı ve defansa gerçekten iyi yardım ediyor olması ki zaten kendileri defansçı olur.artık defansçı nasıl bir tabirse.neyse dezavantaj ise escude'nin formsuz olması.maç eksiği fazla.bu durum gerçekten handikap.
ikinci ihtimali ele alalım.
ibo stoperde oynar ve veli kavlak orta sahada olur.
bu sanırım en kötü ihtimal.tek artısı her oyuncnun kendi mevkiisinde oynayacak olması ama veli'yi düşünecek olursak onu gerçek mevkiisi kulübe.
bence hoca birincisini seçmeli.
haa bir çılgınlık yapıp hasan'ı orta sahaya,iboyu defansa çekerse ne olur bilmem.
velhasıl bu maçı sike sike alacaz.
sözlük aramızda kalsın bugün okul harcının son günü,ben taksit yatırmaya gidiyorum.iş yerinden çıkıp hooooooop yeni açıkta yerimi alıyorum.
Diyarbakırdan bir misafirim de geliyor. ilk defa beşiktaş inönü stadyumu nda maç izleyecek.Duygularını anlatmama gerek yok herhalde.
Diyarbakırdan bir misafirim de geliyor. ilk defa beşiktaş inönü stadyumu nda maç izleyecek.Duygularını anlatmama gerek yok herhalde.
oğuzhan show izleyeceğimiz maç .
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?