şutmesafesişutpozisyonu

sol ayağının içi de keşke sağ ayağının dışının %20'si kadar olsa dedirtendir. (bkz: buldukça bunamak)

bazı okullarda mavisi de tercih edilirdi, kızların danteli yakaları bizim ise kazık gibi acayip yakalarımız olurdu. En pis tarafı ise yazın sonlarında eylül ayına girildiğinde TRT1 de sürekli ''Okul önlüklerinde Ballinsleriz la la la'' diye çıkan Ballins önlük reklamının bünyeyi daraltması yazın sona erdiğini haber vermesiydi.

Beşiktaşta forma giymiş tüm oyuncular gönlümüzde bir yer etmiş olsa bile herkes için farklı anlamlar taşıyan oyuncular vardır;

Benim ilk üçüm;

1) Metin Tekin (Sarı Fırtına) beşiktaşlı olmamdaki en büyük etken. Sağ kanattan fuleli adımlar ile yardırması, kafa golleri, sürati, bitiriciliği hiç bir zaman gözlerimin önünden gitmeyecek. Ayrıca kültür seviyesi ve kişiliğiyle de 10 numara adam benim listemde hep en tepede kendisi.

2) Sergen Yalçın: 1992 yılı TSYD kupasında Galatasarayı 4-1 yendiğimiz maçta attığı firikik golü ve oynadığı futbol ile kendisine kendisine o günhayran bıraktırıp bağlayan ve futbol sahalarına bu yetenekte birinin bir daha gelebileceğine pek ihtimal vermediğim yaramaz, ama bir o kadar zeki sol ayak.

3) şifo Mehmet: Her ne kadar 3. sıra için pek çok aday olsa bile, belkide 3 yıl üst üste şampiyon olan kadronun etkisi veya o yıllarda çocuk olmamız nedeniyle seçimim ondan yana kullandığım, çalımların efendisi adam gibi adam. Kendisi benim için Alex'in türk versiyonudur. gole bu kadar yatkın bir orta saha oyuncusu birdaha pek gelmez.

Bu çeşitli kereler izlediğim televizyon tartışma programlarında karşıma çıkan durumdur.
Bir amaca vardır sinirlidir. Genelde hep bağırır çağırır moderatörü susturmaya çalışır.
Karşı taraf ne zaman bir argüman sunmaya çalışsa sesini yükseltir ve ortalık tam bir şenlik alanına döner kim ne diyor anlaşılmaz.
işte bu amca programlara genelde yanında getirdiği kalın kırmızı klasörler ile katılır. Ve çok mühim bişeymiş gibi karşı taraf bir şey söylediğinde, beyefendi biz belgeyle konuşuyoruz der ve klasörden çıkardığı neydüğü belirsiz bir tomar kağıdı sallar durur, bunu yaprkende herkesten takdir bekleyen bakışlar atmaktadır etrafa.
Karşı tarafta biraz da efendi sesizce biri varsa işi abartır bunlar çok mühim belgeler der ama hiç bir zaman belgenin içeriğini tam göstermez.
Günlerden birgün bu amacalardan biri işte elimde belgeler falan deyip atıp tutarken karşı tarafta ki Reha abimiz dur bir bakayım şu belgelere deyip adamcağızın elinden kağıtları almış, adam neye uğradığını şaşırmıştı.
Sonuçta belge diye övünüp ekranda sürekli salladığı kağıtların palavradan excelde hazırlandığı ortaya çıkmış adamcağız dumur olmuştu.

---------------alıntı---------------
1998–2000 Espinho
2000 Freamunde
2000–2001 Aves
2001–2003 Leixões
2003–2004 Vitória Setúbal
2004–2005 Belenenses
2006 Braga
2006–2007 Beira-Mar
2007–2008 Vitória Setúbal
2008 Asteras Tripolis
2009 Marítimo
2009–2010 Sporting CP
2011– Beşiktaş
---------------alıntı---------------

çalıştırdığı klüplere ve takım değiştirme sıkılığına bakılırsa portekizin Yılmaz Vuralı da denebilir.
Ha bide oyuncu değişikliklerinde futbolcuların kıçına bir şaplak atarsa tam olur

Edit : Tam adı ''Carlos Augusto Soares da Costa Faria Carvalhal'' bir çırpıda okuyabilen varsa helal olsun.

(bkz: yemeyenin malını yerler)

1939'da italya'dan davet edilen ve bu konuda uzmanlığı bulunan dünyaca ünlü stadyum mimarı Paolo Vietti Violi, mimar Fazıl Aysu ve mimar şinasi şahingiray'la birlikte tasarlanan, temeli 19 Mayıs 1939 yılında atılmasına rağmen, II. Dünya Savaşı nedeni ile yapımı durdurulan ve 27 Kasım 1947 yılında isveç'in AIK Solna Takımıyla yapılan özel maç ile açılışı yapılmış stadımıdır.
Bu stadta ilk golü atma şerefine unutulmaz başkanımız Süleyman Seba nail olmuştur.( Maç sonucu Beşiktaş:2- Solna:3)

Stad açıldığında 16.000 kişi olarak dizayn edilmişti. ilk Yapıda bugünkü Yeni Açık diye tabir edilen (Adı sonradan yapılması nedeniyle yeni olarak kalmıştır.) yerde tribün yoktu, o yıllarda evlerde kullanılan hava gazı depolanan gazhaneler yer alıyordu. 1950 'li yıllarda bu bölüme yaklaşık 15.000 kişi kapasiteli tribünler inşa edildi ve ayaktakiler ile beraber toplam 40.000 kişi kapasiteye ulaştı.
Bu sayı UEFA Kriterleri ve koltuk düzeni nedeni ile azalmıştır.

Daha sonra 2003 sezonun sonunda tartan pist daraltılarak stad kapasitesi artırılmıştır.
Güncel kapasitesi 32.086 kişidir.

1947 yılında açıldığında inönü Stadyumu
1952 yılında (Demokrat Parti iktidarında) Mithatpaşa
1973 yılında tekrar inönü Stadyumu.
Daha sonra Beşiktaş inönü Stadyumu ve en sonunda Yıldırım Başkan sayesinde Fi-Yapı inönü Stadyumu adını almıştır.

Tarihe tanıklık eden ve 20 yıl boyunca sayısız heycanıma ev sahipli yapmış her taşı tarih kokan güzel stadımın artık yenilenme zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Umarım en kısa zamanda bu konuda yol alınır.

Not: proje resmi içinhttp://www.turkcebilgi.com/bjk_in%C3%B6n%C3%BC_stad%C4%B1/resimleri/bjk-inonu-stadium-original-project-model-1939

hsyk'ya görüş bildiren bir takım hakim ve savcılarımızın iş yükünü azaltmak için önerdikleri çözüm:

kadın tecavüz edenle evlenirse davalar düşer, iş yükü azalır.
iş sadece avrupanın en büyük adalet sarayını yapmak ile bitseydi her şey ne kadar kolay olurdu.
Ama içi boş tencere misali olunca kimsenin de karnı doymuyor.

Bu ceza aslında kadına ''müebbet tecavüz" cezası veriyor bir bakıma.

Kendisi 1920 yılında beyazıt'da doğmuştur.
Futbolla hiç ilgisi olmayan rahmetli dedemin kadırga'dan çocukluk arkadaşı olması nedeniyle çocukluğumda bol bol onun hakkında hikayeler dinlediğim kişiydi aynı zamanda.
Topa o kadar iyi hükmedermiş ki topu ayağına çengelle bağlıyor derlermiş kendisi için o nedenle adı çengel Hüseyin olarak kalmış. 1936 yılında başladığı beşiktaş kariyerinde toplam toplam 13 sezon forma giymiş ve 1959 yılında geçici olarak teknik direktörlükte yapmıştır.
1994 yılında aramızdan ayrılan ve hayatı zorluklar ile geçmiş bu büyük beşiktaşlıyı hiç bir zaman unutmayacağız .

Resimdeki alt sırada sağ başta yer almaktadır.

(bkz: http://www.facebook.com/photo.php?fbid=147786046074&set=a.147784006074.148686.147709081074&type=1&theater)

ligler sadece ilk yarı oynansaydı 3 şampiyonluğu olacaktı kendisinin.

Spikerlik kariyerine ümit Aktan sayesinde başlamış ve onu taklit etmekten hiç bir zaman vazgeçememiş yinede başarılı bulduğum spiker

Beşiktaş'ta forma giyerken takıma hiçbir şey vermeyen nam ı diğer rico paşa'nın, sadece türk milli takımını seçtiği için tüm maç boyunca türk piçi gibi ağır küfürlerine maruz kaldığı ve takımını yalnız bırakmamak adına sinirlerine hakim olup hesabı dışarıda kesen futbolcu.

Tezimin arkasındayım. ilk entrymde de açıkça gözüktüğü gibi Fernandes' in ön libero mevkiinde Necip'in yanında kesinlikle oynamaması gerketiğini Aurelio veya Ernest' in o bölgede verimli olacağını belirtmiştim, Ki bu sayede quaresma ve simao bu sistemde daha verimli olabilir.

illa ki oynayacaksa dediğimiz gibi, dün akşam oynayacağı bölgede daha verimli oynayacaktır Fernandes. çünkü o bölgede yapacağı hataların ve top kaptırmaların telafi imkanı daha yüksektir.
Fernandes' te ki en büyük sorun topu illa ki birkaç kez tepmesi birkaç çalım atması ve tek pas oynanamamsı ve rakibin bu sürede kapanmasına yardımcı olması ve bu aşamada olacak kontraları engellemesidir.

Ama kişisel fikrim iyi bir Guti'nin o bölgede 5 fernandes' i cebinden çıkaracağı gerçeğidir.

Not: Tüm maç boyunca özellikle ilk yarıda hiç etkili olamayan fernandes yaptığı birkaç sirk hareketi ile yine gözleri boyamıştır ama çok daha etkili olması tüm dileğimdir.

Bugün transferi netleşecek. Problem istediği yüksek ücret. Ama şeref yalçın konu ile ilgileniyormuş. Bugün netleşecek eğer o olmaz ise Goluboviç beşiktaşlı olacak gibi.
Transferi gerçekleşirse Semih Erden'in defansif ve ribaunt özelliği ile şu kadroya sertlik getireceğine ve yararlı olacağına inanıyorum

Bu maç Beşiktaş Tarihinde ki en farklı skorlu 2. galibiyetini almıştır. ( 1.si 5-0 'lık skor ile saraybosna takımına karşıdır.) Rakip hiçde öyle kötü bir takım değildir. Defalarca Avrupada süpriz sonuçlara imza atmış bir takımdır.
Buna rağmen bu müthiş skor asla küçültülmemeli ama abartılmamalıdır. Takımın Eskişehir maçına göre daha konsantre ve daha fizik kondisyon olarak hazır olduğu görüldü.
Orta göbeğe Fernandes yerine Aurelio'nun çekilmesi meşhur tabir itibariyle bloklar arasını daha sıkılaştırıp sahada daha takım havasına bürüdü ekibimizi.
Ayrıca Almeida, queresma,ismail,egemen aurelio gibi oyuncular iyi performans verdiler.
şimdi ingiltereden alınacak bir beraberlik bile yolu yarılamamız demektir bence.
Takımda olabilecek iyi bir gelişme ise, Guti'nin tam hazır olarak dönmesi durumunda fernandes ile yer değiştirmesi ve böylece topun daha çok bizde kalarak ve pas yüzdesini artırarak daha verimli olacağımızdır.
Bu noktada Bebe'den sonra Almeida'nın da sakatlanması ve bazı kaynakalara göre 3 bazılaranıa göre 6 hafta sahalardan uzak kalacağı gerçeği planları bozacaktır.
Her ne kadar Edu'nun ilk maçı olsa ve oda sezona diğer arkadaşları gibi hazır girmese bile sanki çokta başarılı olamayacakmış izlenimi doğurdu ilk maçta.
Mehmet Akyüzün de uefa Listesinde yer almaması nedeniyle alternatif olarak tecrübesiz ve sakatlıktan yeni çıkmış Pektemek ve yeteneksiz ve koordinasyonsuz Holosko kalıyor mağlesef

tartışmasız türk futbol tarihinin en büyük kalecisidir. Tüm başarıların altında imzası vardır. özellikle gençlik yıllarında fenerbahçede birebir pozisyonlarda gol yememesi bendenizi kıl ederdi.Sonrasında beşiktaşımıza geldi, hiç bir zaman kaşı gözü oynamadı sakatlıklar ve yıllar ondan bazı şeyleri götürmüş olsa bile. Bu sezon kesinlikle kalemizi koruması gerektiğini düşündüğüm sonsuz tecrübe

hayatımız.... insanlar onlara bahş edilen hayatın sonsuz olduğunu düşünürler çoğu zaman ne yazık ki......

bu gece entry girilmez ise haksızlığa uğrayacağına inandığım, attığı golün yanısıra ilk müdahalleri ile maçın yıldızlarından biri olan ve bu sene takıma çok faydalı olacağını düşündüğüm 55 numaralı ve sakallı stoperimiz.

tam düşünülen skor ile bizim için çok iyi bir skor ile sona ermiştir

geçer not almıştır