kıymeti bilinmeyendir.. Futbol zekası en üst seviyededir. Fizik kondisyonu hiçbir zaman yüksek değildi ondan bunu beklemek haksızlık olacaktır. Bu sene başarılı olacak isek muhakkak takıma katkısı artırılmalıdır. Bu görev en çok teknik ekibe düşmektedir.
22 Ocak 1959 yılında doğmuştur, Hollanda 1. Lig'inde 4 takım forması altında 91 gol atarak, 1. Lig'de en çok gol atan golcüler listesinde halen ilk 100'de yer almaktadır.özellikle 1982 yılında geldiği FC Groningen takımında birlikte oynadığı Roland Koeman ve Ruud Gullit ile takımın tarihinde ilk kez ligi 3. bitirmesin sağlamış ve bu takımda forma giydiği 86 maçta 41 gol atmış,1986 yılında transfer olduğu PSV'de de 24 maçta 13 gol atmıştır.
1989 yılının başında Ian Wilson ve Alan Walsh ile birlikte Beşiktaşımıza transfer olmuş ancak ücret sıkıntısı nedeniyle sadece bir maça çıkıp ülkesine geri dönmüştür.
1989 yılının başında Ian Wilson ve Alan Walsh ile birlikte Beşiktaşımıza transfer olmuş ancak ücret sıkıntısı nedeniyle sadece bir maça çıkıp ülkesine geri dönmüştür.
ingilizcesi akıcı, yorumları yerinde olan ve basketbolu bilen başarılı şahsiyet..
if racism wins sport loses" tabirini sabah gazetesindeki yazisinda "yarışmacılık kazanırsa spor kaybeder" olarak cevirebilen, Fenerbahçe şampiyonlar Liginde atıldığı zaman, Lig Tv'ye çıkıp bu Fener bu kadrosuyla en yakın rakibine bu yıl 20 puan fark atar, UEFA Fenerbahçenin başarılı olacağından korktu, Fenerbahçe ekonomik olarak Barcelonayı geçti gibi zırvalayabilmeyi başarmış, bunları anlatırken nerdeyse ağlayacak olan FB fanatiği,sıradan ve başarısız bir yazar ve yorumcu.
Ancak böyle bir adamın Lig Tv'de Beşiktaş maçlarında yorumculuk yapması beni aşırı derecede rahatsız etmektedir.
Ancak böyle bir adamın Lig Tv'de Beşiktaş maçlarında yorumculuk yapması beni aşırı derecede rahatsız etmektedir.
Olasılık olarak % 5.5 mertbelerindedir. Ligde 18 takım bulunmaktadır. şampiyon olabilmek için önce ilk 4 takım içerisinde yer alınmalıdır. Bu olasılık olarak % 22 diyebiliriz. Bu 4 takım içerisinden şampiyon olabilmek ise %25 şansa tekabül eder.. Demek ki %22'nin % 25'i = %5.5
Yasal Bahis şirketimiz için GS ve FB için 2,6 oran verirken Beşiktaşımız için 3,1 oranı uygun bulmuşlardır.
Kişisel olarak fikrim ise bu sene işimizin hayli zor olacağıdır. özellikle başımızda 8 yılda 8 takım değiştirme rekorunu kırmış ve hiçbir zaman kazanmaya alışkın takım çalıştırmamış Carlos efendi ile bu ihtimal dahada azalmaktadır. Takım kimyası oturtulmamış, hazırlık maçı oynanmamış sezona rezalet başlanmıştır, ne fizik ne kondisyon ne takım oyunu nede herhangi bir duran top organizasyonu vardır.... Bu sorunlar 2-3 haftada düzeleceğe benzememektedir. Ancak bahis konusu Beşiktaş'tır ve her daim zorluklarda kartal şahlanır. Bakalım ve ümit edelim... Nasıl olsa Güneş elbet doğacaktır.
Yasal Bahis şirketimiz için GS ve FB için 2,6 oran verirken Beşiktaşımız için 3,1 oranı uygun bulmuşlardır.
Kişisel olarak fikrim ise bu sene işimizin hayli zor olacağıdır. özellikle başımızda 8 yılda 8 takım değiştirme rekorunu kırmış ve hiçbir zaman kazanmaya alışkın takım çalıştırmamış Carlos efendi ile bu ihtimal dahada azalmaktadır. Takım kimyası oturtulmamış, hazırlık maçı oynanmamış sezona rezalet başlanmıştır, ne fizik ne kondisyon ne takım oyunu nede herhangi bir duran top organizasyonu vardır.... Bu sorunlar 2-3 haftada düzeleceğe benzememektedir. Ancak bahis konusu Beşiktaş'tır ve her daim zorluklarda kartal şahlanır. Bakalım ve ümit edelim... Nasıl olsa Güneş elbet doğacaktır.
http://www.youtube.com/watch?v=ogaTY4c7_xg&feature=related
25 Ocak 1967 doğumlu fransız futbol dehası. Kariyerinde sırasıyla Toulon, Racin Club de Paris, Brest,PSG,Newcastle United,Tottenham Hotspur,Aston Villa ve Everton takımlarında oynamış.
Kariyerindeki tek şampiyonluğu 1994 yılında PSG takımında kazamış, 1999 yılında ingilterede yılın futbolcusu seçilmiştir.
Ginola üstün klüp kariyerine rağmen milli takımda hiçbir zaman kendi gösterememiştir, bunun en önemli nedeni 1994 dünya kupası grup elemelerinde son maçta Fransa-Bulgaristanı konuk etmektedir. Fransa'nın kupaya katılabilmesi için beraberlik yetmektedir ancak maçın son dakikalarında Ginola topu kaptırır ve eski Fenerli Emil Kostadinov golü yapar maç bitiminde o günkü Fransa teknik direktörü Gerard Houllier tamamen suçu Ginolaya atar. O dönemde gazeteler onun için Fransız Futbolunun katili derler, baskılara dayanamaz ve kariyerinde en iyi performansa ulaşacağı Newcastle United takımına transfer olur. Bu takımda beraber oynadığı, Les Ferdinand ,Alan Shearer, Faustino Aspirilla ile birlikte inanılmaz bir hucüm hattı oluştur ancak ne yazık ki şampiyonluğu 12 puan farktan kaptırlar.
Ayrıca Ginola en yakın arkadaşı Les Ferdiand sayesinde sıkı bir Beşiktaş hayranıdır ve bunu çeşitli röpartajlarında belirtmiştir.
Kariyerindeki tek şampiyonluğu 1994 yılında PSG takımında kazamış, 1999 yılında ingilterede yılın futbolcusu seçilmiştir.
Ginola üstün klüp kariyerine rağmen milli takımda hiçbir zaman kendi gösterememiştir, bunun en önemli nedeni 1994 dünya kupası grup elemelerinde son maçta Fransa-Bulgaristanı konuk etmektedir. Fransa'nın kupaya katılabilmesi için beraberlik yetmektedir ancak maçın son dakikalarında Ginola topu kaptırır ve eski Fenerli Emil Kostadinov golü yapar maç bitiminde o günkü Fransa teknik direktörü Gerard Houllier tamamen suçu Ginolaya atar. O dönemde gazeteler onun için Fransız Futbolunun katili derler, baskılara dayanamaz ve kariyerinde en iyi performansa ulaşacağı Newcastle United takımına transfer olur. Bu takımda beraber oynadığı, Les Ferdinand ,Alan Shearer, Faustino Aspirilla ile birlikte inanılmaz bir hucüm hattı oluştur ancak ne yazık ki şampiyonluğu 12 puan farktan kaptırlar.
Ayrıca Ginola en yakın arkadaşı Les Ferdiand sayesinde sıkı bir Beşiktaş hayranıdır ve bunu çeşitli röpartajlarında belirtmiştir.
Esas adı Eric Daniel Pierre Cantona'dır. Zamanını Fransız Teknik Direktörü Aime Jacquet tarafından , o dönemin müthiş yeteneği David Ginola ile birlikte milli takıma alınmaması Fransada gündem olmuş, ancak Fransanın 1998 Dünya Kupasını kazanması ile birlikte unutulmuş, futbol sahalarına gelmiş geçmiş en büyük lider ve yeteneklerden biridir.
Lakabı ''the king'' olup ingilizler '' 1966 yılı ingiliz futbol tarihi için çok önemli bir yıldır, çünkü Cantona doğdu'' derler.
Lakabı ''the king'' olup ingilizler '' 1966 yılı ingiliz futbol tarihi için çok önemli bir yıldır, çünkü Cantona doğdu'' derler.
beşiktaşta kaleyi bir maçta olsa korumayı becermiş!! daha doğrusu becerememiş ve yediği 3 abuk subuk gol sonucunda kiralandığı tanım 1899 hoffenheima geri dönmüş, avusturya vatandaşı , ayrancık doğumlu tuhaf kaleci
bir zamanlar kendisini uzaylıların kaçırdığını, ve onlarla ihalen letişim halinde olduğunu söylemektedir....
özellikle geçen yıl oynana bjk-bursa maçında attığı golden sonra yaptığı abuk subuk hareketlerden sonra kimsenin içine sindiremedeği vasat topçu.yolu açık olun ancak olumlu izler bırakamadı ne yazıkki.
1 aralık'ta yazdığım (O zaman bu değişiklik yapılsaydı en azından avrupa'da kesin tur atlardık) gibi BJK'nin kurtuluşudur. 2008 sezonunda avrupada 8 maçıda kazanarak uleb cup tarihinde bir ilki başarmış, yaşanan ciddi sakatlıklara ve hakem rezaletlerine rağmen yarı finalde Biracılara elenmiştik onunla. burak bıyıktay gibi takıma hiç bir katkısı olmayan bir antrenörden sonra beşiktaş'a ilaç gibi gelecektir. Hoşgeldin Ergin Hoca.
kazanılsa bile artık yapılan saçma hatalardan dolayı kaybettiğimiz 3 maç neticesinde guruptan çıkmamız zor gözükmektedir(evet göttingen maçı tekrarlanacak ancak o maçıda kazanmamız lazımdı )
Yinede yenerek azda olsa kalan umutlarımızı devam ettirmemizi dilediğim maç.Bu hocayla bir yere gidemeyiz ama yinede gönül istiyor...
Yinede yenerek azda olsa kalan umutlarımızı devam ettirmemizi dilediğim maç.Bu hocayla bir yere gidemeyiz ama yinede gönül istiyor...
mabel olanı makbuldür.
bu hafta en önemli derbide Kasımpaşaya konuk olacak GS bu maçıda kaybederse mümkün gözükmektedir. çünkü ondan sonra takım, yönetim herkes dağılır.
en üzeni valencia deplasmanından amokachi'nin kaçırdığıdır, halen hafızamızdan silinmedi.
böyle bir karakter vardı pipi langstrumpf çilli çoraplı damda yaşardı kanımca garipti
bilinenin aksine beşiktaş'a gelmiş geçmiş en kötü kalecilerin başında gelir. 1991 yılında vatandaşı adam zejer ile birlikte beşiktaş'a transfer oldular. En büyük özelliği uzun eşofmanla saha çıkması olan bako, kaleye gelen her topu yemesiyle meşhurdu.(o yıllarda zaten kimse pek kaleye gelemezdi.) özellikle yer toplarında tam bir rezaletti, ancak 4. sene şampiyonluğu kaçırdığımız sene sondan bir önceki maçta puan puana girdiğimiz lig yarışındaki rakibimiz Galatasaray karşısında ali Sami yen'de Falco Götz'ün penaltısını kurtarmış ve az da olsa takdirimizi kazanmıştır. sonrasında Beşiktaş'ımızdan Lech Poznan'a transfer olmuştu.
çok enterasan bir adamdır. 2004 yılında abd'de yaşarken bu adamla ilgili bir belgesel vardı televizyonda, o zamanlar 1 numaraydı zaten nba'de..
bu adamın babası ailesini terk edince sefil bir ailede büyüyor iverson, o yıllarda sokak çeteleri çok fazla. hatta bir abisi böyle bir kavgada bıçaklanıyor. neyse ilkokul hocası buna sahip çıkıyor spora yöneltiyor. ayrıca mahalleden 3 tane çok yakın arkadaşı var hiç ayrılmıyor bunlar. lisede amerikan futbolu oynuyor ve çok iyi olduğu için georgetown üniversitesi'nden burs alıyor. üniversite yıllarında hem basketbol hem de amerikan futbolu takımını şampiyon yapıyor (qb oynuyor yani takımın beyni). (röpartajında hayttaki tek pişmanlığı futbola devam etmemesi olduğunu söyledi) sonra basketbol koçu onu ikna ediyor ve basketbola ağırlık veriyor. ayrıca çok çelimsiz olması ve omuzundan geçirdiği sakatlıkta onu futboldan basketbola yönelmesine itiyor.
1996 yılında 1. tur 1. sıradan, (vurgula: marcus camby), (vurgula: stephon marbury), ray allen, steve nash, (vurgula: jermanie o'neal ) ve hepsinden önemlisi kobe bryant gibi yıldızların önünde seçiliyor ve sonrası malum.
ama bana en ilginç gelen, mesala bir ev aldığında 4 tane daha alırmış. bir araba alırsa yine 4 adet alırmış. 3 tanesi mahalle arkadaşlarına diğeri ise öğretmenine, işte böyle vefalı bir insandır iverson.
bu adamın babası ailesini terk edince sefil bir ailede büyüyor iverson, o yıllarda sokak çeteleri çok fazla. hatta bir abisi böyle bir kavgada bıçaklanıyor. neyse ilkokul hocası buna sahip çıkıyor spora yöneltiyor. ayrıca mahalleden 3 tane çok yakın arkadaşı var hiç ayrılmıyor bunlar. lisede amerikan futbolu oynuyor ve çok iyi olduğu için georgetown üniversitesi'nden burs alıyor. üniversite yıllarında hem basketbol hem de amerikan futbolu takımını şampiyon yapıyor (qb oynuyor yani takımın beyni). (röpartajında hayttaki tek pişmanlığı futbola devam etmemesi olduğunu söyledi) sonra basketbol koçu onu ikna ediyor ve basketbola ağırlık veriyor. ayrıca çok çelimsiz olması ve omuzundan geçirdiği sakatlıkta onu futboldan basketbola yönelmesine itiyor.
1996 yılında 1. tur 1. sıradan, (vurgula: marcus camby), (vurgula: stephon marbury), ray allen, steve nash, (vurgula: jermanie o'neal ) ve hepsinden önemlisi kobe bryant gibi yıldızların önünde seçiliyor ve sonrası malum.
ama bana en ilginç gelen, mesala bir ev aldığında 4 tane daha alırmış. bir araba alırsa yine 4 adet alırmış. 3 tanesi mahalle arkadaşlarına diğeri ise öğretmenine, işte böyle vefalı bir insandır iverson.
kocamıştır koca çınar, kendimizi kandırmayalım tamam 20 yıldır orda maç izlerim tarihidir efsanedir ama miyadını doldurmuştur, girişi derttir, tuvalet olayı ayrı bir derttir, eski açıktan kenarlardan maç izlenmez doğru dürüst, kolanlar belli bölümlerde görüntüyü keser, ayrıca zeminde bozulmuştur artık, daha beter olmadan yenilenmeli , hafızalarımızda her daim nadide yerini korumalıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?