confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32439

atatürk olimpiyat stadı

saniyede yirmidört kare
ne kadar soğuk olacağını hayal ettiğimde bir kere daha yapanına küfür ettiğim stat. keşke elimde bi' süper güç olsaydı, etrafını komple battaniyelerle sarsaydım, her yerine ısıtıcı yerleştirseydim de kimse üşümeseydi. ya da bi dakka lan, madem süper gücüm var mevsimi değiştiriyim ben ya. eheh. salak ben.

beşiktaşlı olmak

saniyede yirmidört kare
kısacık hayatımda yaptığım en doğru şey. beni hiç bilmediğim bir şeye dönüştüren, hayata bakış açıma yepyeni pencereler açan, ''bir olmak, birlik olmak'' gibi güçlü duyguları hissettiren yegane şey. siyahtan, beyazdan çok bambaşka, bu zamana kadar sevgi, aşk, bağlılık, bağımlılık adına öğrendiğim ne varsa hepsinin anlamını olumlu yönde değiştiren ve geliştiren.

''beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur'' denildiğinde üzülüyorum biraz. çünkü ben beşiktaşlı doğmadım, babamın omuzlarında maçlara gidemedim. İlkokulda defterlerime beşiktaşlı stickerlar da yapıştıramadım, annem bana forma alsın diye günlerce beklemedim... bazen sırf bunları yaşamak için çocukluğumu baştan yaşamak istiyorum. o günlerde yaşayamasam da, çoğu zaman şu kazık kadar halimle çocuk saflığında seviyorum. birileri beşiktaş'ıma kötü bir şey söyleyince içim kırılıyor, ağlayacak gibi oluyorum. maç günlerinde plânlarımı bozan arkadaşlarıma küsüyorum. annem yenildiğimizde çok üzüldüğümü görüp kıyamayınca ''sen tutmasan mı artık bu beşiktaş'ı ha?'' diye sorduğunda kapıları çarpıyorum.

üç yıl olacak, geçer sandım bu tutku. en fazla ne kadar sevebilirsin ki? en fazla ne kadar takip edebilirsin maçları? bitmedi de, zerre azalmadı da, acayip bir şekilde artıyor da. bu duyguları tanımlayamıyorum. siz çocuk halinizle nasıl başardınız, nasıl güçlüymüşsünüz hepiniz ve ne kadar sadık. hepinizle ayrı ayrı gurur duyuyorum. yıllarca arasam da bulamayacağım güzel dostluklar kazandım beşiktaşla. belki daha önce hayal etsem, dünyanın bir yerinde bu kadar iyi insanların olduğunu düşünemezdim. insan ayrımı yapamazdım daha önce, artık beşiktaşlı olan her insana karşı öğrenilmiş bi' sevgim, saygım var kendiliğinden oluşan. kim derdi ki, üzerimde formamla şehrin en kalabalık caddesinde yürürken yanımdan geçen başka bir formalıya gülümseyeceğimi? bir barda maç izlerken, daha önce hayatımda hiç görmediğim insanla golden sonra omuz omuza sevinçle zıplayacağımı?

bugün beşiktaş'ımın doğum günü. akşam çok önemli bir avrupa maçımız var ve sabah saat 10. zihnim sabahın şu saatinde hiç olmadığı kadar dinç, kalbim de her zamanki gibi beşiktaş'a zikrediyor. iyi ki doğmuşsun beşiktaş'ım, iyi ki hayatımın bir yerinde de olsa rastlaşmışız seninle. bana kattığın her şey için, yaşam mücadelemi daha anlamlı kıldığın için teşekkür ederim. allah seni kalbimden ve dilimden eksik etmesin.

siyah ulaaan!

siyah

saniyede yirmidört kare
neyse grubunun nadide parçası. tee 2013 yılında yapılmış, ben o sıra mağaradaymışım sanırım yeni öğrendim. klibi ortalama rock grupları kliplerinin üzerinde bir fikre ve tekniğe sahip. sanırım bu yüzden de çok sevdim. stalingrad filmini hatırlattı nedense.

sözlerini de verirsem tam olur;

Yerim yokmuş bu bahar
Dilim eksik, omuzlarım dar
Bugün olmadı, bayram gelsin yarın
O sabaha dek yazgım gözümle dünya

İsyan olmuş, deprem olmuş
Yuvam, sevenim, annem siyah almış, melek olmuş, sağır

Mahrum her sözüm çığlık, feryat, figan olmuş
Gül canım kızım, siyah halinden sorumlu var

Uçurtmam şahit
Yaram, farkım, yarım adım
Unutmam
Niyetin güzel imiş inatla
Yetersizliğim, görünmez kızımsın aslında

İsyan olmuş deprem olmuş
Yuvam, sevenim, annem dilsiz sırdaş, melek olmuş, sağır
Mahrum her sözüm çığlık, feryat, figan olmuş
Gül canım kızım, siyah halinden sorumlu var

house of cards

saniyede yirmidört kare
kevin spacey reyizin adeta ''yardırdığı'' beyaz saray dizisi. 3. sezonu da tıpkı diğer sezonları gibi hayretler, nefretler ve heyecan içinde geçmiştir.

''güç hırsı''nın bir insanı dönüştürdüğü şeyi, bu yolda yapabileceklerini inceden bir mide bulantısı içinde izliyor, bir noktada türkiye ile özdeşleştirmeye çalışınca sinirden deli oluyorsunuz. neticesinde hepsi aynı bok.

14 mart 2015 kartal sözlük kararları

saniyede yirmidört kare
(bkz: haydi kalk ayağa yürü güneşe)

gündeme bomba gibi düşen kararlar. emeği geçen, oturup düşünüp kafa patlatan herkesin eline beynine sağlık. bu yükselişe gerçekten ihtiyacımız vardı. özellikle takımın da çok şükür güzel bir sezon geçirdiğini düşünürsek, eş zamanlı yükselmek daha kalıcı reformlara neden olacaktır.

en çok kategorizasyon maddesine sevindim. kullanımına alışılınca çok yararlı olacağına eminim. canımın aşırı derece anket başlık, sanatlı, sinemalı, sevgilili börtü böcekli entryler yazmak istediği zamanlarda, bakıyorum ne güzel fitbol falan yazmış herkes. mesela yazdım diyelim, hani o arada bi' ortaya çıkıp sonra kaybolan ''börösö töröftör sözlöğö'' diyen arkadaşlar gelip ensemden tutacak diye tedirgin oluyorum... ve bu konuda da yalnız olmadığımı biliyorum. bu yüzden en çok buna sevindiğimi söylemiş miydim?

son olarak, ay bunu yapmazsam çatlarım:

artık, yönetim bize bahiyür.

12 mart 2015 club brugge beşiktaş maçı

saniyede yirmidört kare
Bir türlü saldıramadığımız maç. Hakem düdük çalmayı seviyor. Garip biçimde kontrolü elde tutmaya çalışırken hucüm olarak eksik kalıyoruz. Net pozisyon iki tarafta da neredeyse yok. Sarı kart çok. Tahminim ikinci yarı daha sert, daha kartlı (kırmızı) ve hakemin sürekli çaldığı düdüğe küfür ederek geçecek.

Not: hakem cidden kinci, bir buçuk dakika bekledikten sonra necip'e sarı kart verdi.
Notiki: ersan niye ayısın? Ersan nasıl bu kadar ayısın? Ayı ersan!
Notüç: tolgay yabıştırsın uzaklardan.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol