confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32647

beşiktaşlı olduğunuzun bilinmesi

saniyede yirmidört kare
gurur sebebi. beşiktaşlı olsun veya olmasın, herkesle aranızda güzel bir bağ olmasına neden olur. yenildiğimizde ya da çok fena haksızlıklara uğradığımızda pek de sohbetinin olmadığı kişinin okul bahçesinde sigara içerken 'yahu ne yaptılar size öyle dün gece, üzüldüm geçmiş olsun.' diyerek derdine ortak olduğu, kantincinin de beşiktaşlı olması nedeniyle, kahvenin güzelinden yapıp ayaküstü beşiktaş muhabbeti yaptığınız, adımdan önce bana hep 'beşiktaşlıııı' diye hitap etmesi, kötü geçen beşiktaş dönemlerinde beşiktaşlı olan danışman hocanızın 'sana şimdi iş kitlemeyeyim zaten moralin bozuktur' demesi.

kartal sözlük'ün güzel yanları

saniyede yirmidört kare
entry düzelttikten sonra düzenle'ye basınca, entry kutucuğunun yavaş yavaş silinmesi ve çok kısa bir anlık ''buradan yeni haline bakabilirsiniz'' cümlesindeki 'buradan'ın tıklanabilir olması. o yavaş yavaş silinmesi ve buradan tuşu beni benden alıyor resmen, psikopatça entry düzeltiyorum bi' daha bi' daha olsun diye.

edit: bunu da düzelttim tabii, siz de yapın lan çok güzel.

eskişehir'deki kedi vahşeti

saniyede yirmidört kare
ne ceza verileceğini çok merak ettiğim vahşet. eskişehir'de yakalanıp dövüldüğü iddia ediliyor, evinin ve ailesinin başka şehirdeki evi, babasının t.c. kimlik nosuna kadar her şeyi ifşa olmuş. kabahatler kanunuyla yırtar gibime geliyor sanki, okuldan atılması için sebep olabilir mi onu da bilmiyorum; ne ceza verilmeli onu da bilmiyorum. kafam karmakarışık, adını bile görünce midem bulanıyor.

demir leblebi

saniyede yirmidört kare
nazan öncel'in 99 yılında çıkan 5. albümü. gönül bağım var albümle, ne diğerleri gibi; ne de piyasada aynı kalibrede başka bir albüm yok. baştan sona dek tokat gibi sanki. her biri çok değerli şarkı listesi şöyledir;

1. beni söyletme
2. hep yalnız
3. kunduram sandukam zembilim
4. aşıklar parkı
5. zor dünya
6. hızlı yaşarken
7. kötülere bişey olmaz
8. kız bebek
9. sokarım politikana
10. demirden leblebi

bu havada gidilmez

saniyede yirmidört kare
nazan öncel'in demir leblebi albümünden favori parçalardan, aslında o albümün tümü öyle de neyse konumuz bu değil şimdi. ne zaman dinlesem 3.5 sene önceye, o otobüs yolculuğuna gidiyorum. üniversiteyi kazanmışım, anamdan babamdan ayrı ilk defa o kadar uzak kalacağım belki de. afallamışım, ev kalabalık gelen-giden eksik olmuyor, kesif bir veda havası, üç gün boyunca bu şarkıyı dinleyip duruyorum; hava bir güneşli bir yağmurlu, bilirsiniz tipik karadeniz havası. hem çok gitmek istiyorum, hem gitmek istemiyorum. otobüse biniyorum, yağmur yağıyor, annem ağlıyor, ben ağlıyorum, tekerlekler dönüyor, bu şarkı hep çalıyor.

bu da böyle bir anımdır. sözlerini de vereyim başım kel kalmasın.

beni bırakıp gitme bir yere
gidersen unutursun
dilerim öyle olmaz
bu havada gidilmez
güneşli günde gidilmez
aslında hiç gidilmez
gidilmez

son günüme kadar
kalp durana kadar
aşk mezara kadar
sakın ha gitme

beni unutma
unutama inşallah
unutursan kahrolurum
dilerim öyle olmaz
bu baharda gidilmez
yağmurlarda gidilmez
aslında hiç gidilmez
gidilmez!

kız evladın babaya sevgilisini açıklaması

saniyede yirmidört kare
her ne kadar baba ile olan ilişki bu tür konuları açmak için elverişli olsa da, karşı taraftan gelebilecek soruları önceden kestiremediğiniz için saç baş yoldurabilir. özellikle baba evinden uzakta öğrenciyseniz babanızın soracağı sorular daha yıkıcı olabilir. ilk gelen soru, ilişkinizin 1.5 yıldır var olmasına rağmen neden bu kadar geç söylediğinizdir mesela. 'emin olmak istedim, tam olarak tanımak istedim' gibi şeylerle savuşturulabilir. ancak baba, anne kadar meraklı veya konuyla ilgili değildir, aslında değilmiş gibi davranır. anneyi sürekli size soramadığı sorularıyla sıkıştırır.

'baba ciddi düşünüyoruz işte, okuldan sonra haberin olsun bla bla bla bla' konuştuğunuzda o sizi hiç dinlemezmiş gibi, bir sigara çıkarır ve yakar; babanızı daha önce de sigara içerken çok görmüşsünüzdür, tanırsınız o sigara çekişini; en derininden. kimbilir kafası nereye gider o sırada, gözünün önünden ilk yürüyüşünüz geçer belki, ilk baba deyişiniz, ona 'sen benim en büyük sevgimsin' dediğiniz anlardır belki, gözleri buğulanır da gözüne sigara dumanı kaçmış gibi yapar. 'hayırlısı olsun' der ağzının kenarıyla, 'hele önce bir okulunu bitir de, o işler kolay'' diyerek biraz daha erteler kendince. bir daha konusunu bile açmaz, soru sormaz, o konuşma hiç olmamış gibi davranır.

kadınların saç kestirmesi

saniyede yirmidört kare
anayasa maddelerinin kabulü gibi bir sürece yayılabilecek karar. özellikle çok uzunken, aniden kısa saça dönülme gibi radikal fikri varsa saat başı değişebilir. saat 2 iken evet kestireceğim denirken, saat 2.30'da asla kestirmem denilebilir. ama zaten aylardır türlü radikalliklerden, siyahtan önce turuncuya, sonra kırmızı renge dönülmüş ve saçların resmen plastik haline gelmesiyle pek tabii önce koyu renge dönülebilir ve ardından bir öğleden sonra aniden evden çıkıp bele kadar uzanan o saçlar, kısacık kestirilebilir. ben hâlâ ciddi bir tepki vermedim,[ybkz]swh[/ybkz] ya şokundayım durumun ya da kendimi hâlâ çok uzun saçlı sanıyorum ya da cidden sevdim bu halini.

oje sürerken çalan telefonun yarattığı travma

saniyede yirmidört kare
bir kadının dramıdır. özenle ojeyi sürüp bitirdiğiniz anda hiç sektirmeden mutlaka ama mutlaka çalan telefona cevap versen olmaaaz ojeler mutlaka bozulur, cevap vermeseeen olmaaaz arayan belki önemli bir şey söyleyecektir. sonraki aşamaları, oje sürdükten sonra saçın kaşınması veya tuvalete gitmek zorunda olmaktır. kahretsin ya derdimi sikeyim ne biçim derdim varmış arkadaş.

3 şubat 2014 ali ismail korkmaz davası

saniyede yirmidört kare
sabah 10'da başlayıp, gece 23'te ara kararla sona eren ve 12 mayıs'a ertelenen dava.

son tekmeyi atan polis tutuklanmadı, tutuklu olanların da tutukluluk haline devamı, savunma avukatlarının o gece o sokakta dövülenin ali ismail olmadığını iddia etmesi üzerine gsm sinyallerinden o gece orada kimlerin olduğunu tespit edilmesine ve diğer iddiaların araştırılmasına karar verildi. sabahtan bu yana davayı takip etmeye çalışıyorum, çoğu zaman yüreğim kaldırmadı okuduklarımı; peki o anne, o baba, abla, abi ne yapsın? nasıl bir acı olduğunu tahayyül edemiyorum, edilemez; kendiminkileri de anlamlandıramıyorum, bu üzüntü ne bileyim, katlanarak artıyor gibi.

3 şubat 2014 ali ismail korkmaz davası

saniyede yirmidört kare
çapraz sorgu ile halen devam etmekte olan dava.

sabahtan beri dişlerimi kırdım sıkmaktan, kemiklerim kırılıyor âdeta. biri diyor ki ben vurmadım, benim dövdüğüm başkasıydı. ama ali ismail'i tarif ediyor, hatırlamıyorum diyor, ama ail ismail'i tarif ediyor bak! ufak bir 'dürtme' oldu diyor. kağıttan mıydı bu çocuk da o kadar kemikleri kırıldı, beyin kanaması geçirdi? hepsinin dilinde ''doğu'da görev yaptım, akıllı olunuz'' ifadesi. peki ya 'ali ismail diye tabir şahıs' söylemine ne demeli? nereden tutsan elinde kalıyor, insanlığımı kaybettim bunlar yüzünden. bir de diyor ki ali ismail bize orospu çocuğu dedi, ne deseydi. mahmut mu deseydi?

ek: son 20 dkdır davayı takip ettiğim twitter hesaplarından ya da sitelerden güncelleme yapılmadı. meraklanıyorum, noluyor ulan orada!

3 şubat 2014 ali ismail korkmaz davası

saniyede yirmidört kare
bugün görülecek olan davadır. neticesi ne olur henüz kestirememekle beraber -nasıl kestiremiyoruz orası da tartışma konusu- mahkeme yapılacak adliyenin önünde günler öncesinden güvenlik önlemi alınmış, alınmaya da devam etmekte. orada olmayı çok isterdim, orada olacaklar da umarım devletin ''ileri demokrasi''si ile bir kere daha karşılaşmazlar.

http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/ali-ismail-korkmaz-davasinda-ilk-durusma-icin-olaganustu-onlemler
54 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol