confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32647

dünya beşiktaşlılar günü

saniyede yirmidört kare
bu akşam çanakkale'de deplasman kartalları ile birlikte kordon boyu yaklaşık 200 kişi ile meşale yakarak kutladığımız doğum günü. muazzamdı! ancak bizce mutlaka söylenmesi gereken marş olan kartalım nice senelere'yi ben, isyan devrim beşiktaş ve birkaç kişi bilince ortaya cırtlak manzaralar çıktı tabi. bir an hepi börtdey tu yu'a bağlayacaklar diye korkmadım değil.

http://instagram.com/p/lvFjbBQeAf/#

bu da güzellisinden:http://instagram.com/p/lvGRnXQeBm/

ali ismail korkmaz

saniyede yirmidört kare
fotoğraflarına bakmaya korktuğum, adı geçince elimi ayağımı titreten kalbi güzelim, ali'm.
20. yaş mumun en büyük acı yüreğimizde, keşke olsaydın ve biz seni tanımasaydık.
bu gece bir yerlerde arkadaşlarınla, ailenle doğum gününü kutluyor olsaydın...

18 mart çanakkale deniz zaferi

saniyede yirmidört kare
üç yıldır çanakkale'de, şehitliklerde ve akşam yapılan organizasyonlarda gururla andığım zafer. hayatınızın bir döneminde mutlaka ama mutlaka gelmeniz gereken bir yer şehitlik. çanakkale ruhunu iliklerinize kadar hissettiren bi' ambiyansı var, ben ne kadar anlatsam yetersiz kalacak.

bu çanakkale'de geçen dördüncü onsekiz mart'ım. recep tayyip erdoğan'ın mitingi var. daha önce hiçbir onsekiz martta görmediğim kadar helikopter geçiyor tepemden. meydan tarafına gitmedim, şehitliğe hiç gidemedim; evde saklanıyorum adeta. yakın arkadaşlarımın sık sık paylaştığı üzere, feribot seferleri sivillere iptal edilmiş. yani ben şimdi buradan çıkıp tek başıma, parti otobüsü içinde olmaksızın şehitliğe gidemeyeceğim. 24 kişi gözaltına alınmış, tkp'nin binasına polis baskını yapılmış, geri kalan inanılmaz güvenlik önlemlerini anlatmaya gerek duymuyorum, hepinizin şehitlerinde yaşandı bunlar çünkü. hatta geçen gün arkadaşlarla aramızda konuştuğumuz üzere, daha önce çanakkale'de biz hiç akrep görmemiştik. varı yoğu iki tane toma bu güzel şehrin. akrep de geldi tahmin edersiniz ki.

haşmetlimiz, bu özel güne, kendi ordusunu yığdı çanakkale'me. ben de evde oturup enrty falan yazıyorum böyle.

berkin elvan

saniyede yirmidört kare
devlet terörü ile öldürülmüş, sonra aynı devletin başbakanının bir mitinginde 'terörist' ilan edilip, acılı ailesi yuhalatılmış güzel yüzlü, kalbi güzelim çocuk.

ben bu ayıptan ölesiye utanıyorum.[ybkz]swh[/ybkz] ben artık insanların yerine utanmaktan da utanıyorum. berkin'in ölümünün ardından sokakta, eylemde geçirdiğim 4 gün/gece, acımla ortak başka acılı insanlar tanıdım. bir sürü güzel insan. tanıştığımıza, saatlerce oturup sohbet ettiğimizde, soğuk havada bir battaniye altında beraber ısındığımızda dedik ki, keşke berkin yaşasaydı da biz tanışmasaydık.

şimdi elimde bir defter var berkin'in ailesine ulaştıracağımız. eylem yaptığımız yere koyup, yoldan gelip geçenlerin, bizimle beraber oturanların yazdığı bol duygu yüklü, mürekkebi yer yer gözyaşıyla akmış müthiş bir defter bu. sayfa sayfa umutlanıyorsun, için yanıyor, ciğerin acıyor ama hâlâ omuz omuza direndiğin, güzel yürekli insanları görünce daha çok güçleniyorsun.

sen kaşları kartalım çocuk, ne güzel şeyler hatırlattın bize giderken.
''sana sözümüz olsun, devrim olacak.''

berkin uyanmadı uyan türkiye eylemleri

saniyede yirmidört kare
çanakkale'de 11-12 martta önce kalabalık bir yürüyüşle ve sonrasında geriye kalan bir avuç güzel yürekli insanla gece 2'lere kadar devam ettiğimiz eylemdir.

şehrin en işlek yerinde açtığımız pankartlar, berkin'in fotoğrafları ve mumlarımızla yolda öylesine yürüyen bir tane dahi insanın gözüne çarpmak, aklına yüreğine berkin'i düşürmek tek amacımız. slogan atmıyoruz, bağırmıyoruz, forum havasında yeni tanıştığımız insanlarla mükemmel sohbetler ediyoruz. hiç tanımadığınız insanlar size çay getiriyor, birisi geçerken 'bir şeye ihtiyacınız var mı?' diye soruyor, 2 günlüğüne istanbul'dan gelmiş bir kardeşimiz bizi görür görmez heyecanla gelip yanımıza oturuyor, abbasağa forumunda neler konuşulduğunu anlatıyor, çevredeki dükkanlar aldığımız şeylerden para istemiyor...işte bu zaman ümitleniyor insan. ağlayası geliyor. kalbimiz elimizde, ülkenin herhangi bir yerinden kötü haber gelecek diye ödümüz kopuyor. biz orada olamıyoruz, burada da evlerimiz dar geliyor, sokakları boş bırakmıyoruz. ancak dışarıdayken içimiz bir nebze rahat.

bir de, bi' defter koyduk. üzerine ''berkin'e yaz! söz uçar yazı kalır'' notu düştük, yanımızda oturamayan ama yoldan geçen insanlar gelip bir şeyler karalıyor deftere, herkesin söyleyecek bir şeyi var çünkü. hepimizin içi yanıyor...

not: çok güzel beşiktaşlı insanlarla da tanıştık, kısmetse kasımpaşa maçına gideceğiz. [ybkz]swh[/ybkz]

berkin elvan

saniyede yirmidört kare
devlet tarafından öldürülmüştür. üstüne basa basa diyorum, bağıra bağıra, ciğerim acıya acıya: öl-dü-rül-müş-tür!
hükümetiniz, yolunuz, avmniz, rantınız, dolarlarınız, çılgın projeleriniz, seçim sandıklarınız, pahalı saatleriniz, lüks yazlıklarınız hangisi ulan hangisi 15 yaşında bir çocuğun hayatından daha değerli. boğazınıza kadar kana ve kine battınız, elleriniz kirli, ellerimiz iki cihanda yakanızda.

direnecekti, büyüyecekti berkin. bana, bize dünyanın hâlâ güzel bir yer olduğunu hatırlatan gülümsemesine bakacaktık.
ciğerim yanıyor be berkin, ah be berkin..

çalışmaya başlayamamak

saniyede yirmidört kare
çalışmayı olabildiğince ertelemek için yapılan onlarca gereksiz işten dolayı bir türlü eyleme geçememe hali. ev temizletir, çamaşır astırır, normal zamanda yapmaya uğraşmayacağın yemeği yaptırır, defalarca oje sürülür-silinir-yeniden sürülür, bla bla bla.. misal, akşam 21:00'da başlayacaktım, gece 01:30'a kadar süründüm, şöyle bir çalışır gibi yaptım, saat 02:41. birazdan başlayacağım ya. (uyuyakaldı.)

internetten alışveriş yapmak

saniyede yirmidört kare
ocağa incir ağacı diktiren. küçük bir şehirde az mağaza, az seçenek olmasının yanı sıra bir de mağaza mağaza dolaşmaya üşenen insan için de büyük kolaylık. ne kasiyer tribi çekiyorsun, ne de kalabalık. hele ki kitap alışverişi için daha iyi bir seçenek yok şu an. bir de kitapçı tribi mi çekelim!

ersan adem gülüm

saniyede yirmidört kare
alıntı--

“Zor maç olacağını biliyorduk ve şartlar da pek uygun değildi. Oyun tam anlamıyla bizim kontrolümüz altındaydı, çok pozisyona girdik ama yapamadık. Son anda ise bir pozisyon yaşadık ve arkadaşımla göz göze geldik ve golü yaptım. Golden sonra tribünlere koştum, zaten çok nadir gol atan birisiyim ve bunu taraftarımız ile paylaşmak istedim. Çok istedik bu galibiyeti ve bence hak ettik.

Bir futbolcunun özgüveni olunca çok daha iyi motive oluyor. Hafta içi milli takımda da mücadele ettim, Fatih hocam da bana güvendi. Beşiktaş’ta da takım olarak çok iyi savunma yapıyoruz. Geçen sezon çok gol yiyen ve atan bir takımdık ancak bu sezon tam tersi oldu” dedi.

alıntı--
[ybkz]swh[/ybkz]

50 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol