confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32650

gerçek islam bu değil

saniyede yirmidört kare
özellikle akp iktidarıyla birlikte dinin toplumun her noktasında daha belirgin olması ancak süregelen birçok şeyin islamla alakalı olmaması neticesinde söylenen çok haklı söz. zira müslümanlık da tıpkı 'hukuk' gibi kağıt üzerinde mükemmel görünse de iş uygulamaya gelince batan bir şeydir. çok temel örneklerden gideceğim. dümdüz ve basit düşünüp.

islam temiz olmaktan bahseder ve sürekli temiz olmayı öğütler, size toplu taşımalarda veya kalabalık fatura kuyruklarında yaşadığım mide bulantısını anlatmayacağım. sizin de yaşadığınızdan eminim çünkü.

islam, lüksten ve israftan kaçınmamızı söyler. villalardan, kurulan şaşalı iftar sofralarından, pahalı araba ve saatleri de biliyorsunuz.

islam, çalmamaktan ve öldürmemekten bahseder. hırsızlıktan ve cinayetten de bahsetmeme gerek yok.

islam, kadına ve anneye değer verir, vaadinde bulunduğu cenneti bile ayaklarının altına atfeder. tecavüzlerden ve kadının islami bir toplumda ne kadar ezildiğini de şuraya not edelim.

islam, kalp kırmanın, nefretin ve kinin bünyelerimizde olmaması gerektiğini söyler. sözde sevgi ve barış dinidir. ancak dilimizdeki nefreti ve içimizdeki kini yaşadığımız her yerde görürüz.

islam, bilim dinidir. nice alimler yetiştirmiştir. bugün üniversitelerde adam gibi yapılan bilim oranı yerlerdedir. çünkü akademi de tıpkı bir devlet kurumu iticiliğinde işleyen bir yere dönüşmüştür. bilimden önce koltuk ve ünvan savaşı vardır.

şimdi en minimal bir halde baktığımız şu maddelerde %99'u müslüman olduğu söylenen bir ülkede, bence müslümanlık sadece bir gruba mensup olma hissini tatmin eden bir duygudur.

27 ağustos 2014 arsenal beşiktaş maçı

saniyede yirmidört kare
istatistiklere [ybkz]swh[/ybkz] bakarsak yenileceğimiz ama beşiktaşımın azmini düşündükçe temiz 2 golle alabileceğimize inandıran maç. bir yandan da ilk maçtaki arsenal'i yeterince darlamışlığımız adamlarda sinir patlaması yaşatabilir, ev sahibi avantajıyla da üzgün dönebiliriz. kafam karışık, içim kıpır kıpır. hemen gelse ya maç günü be sözlük.

iş aramak

saniyede yirmidört kare
işi ararken kendini kaybetme sürecidir. bir de özgüvenin ağır biçimde yerlerde sürünmesi. hele hele ki üniversitede eğitim aldığınız bölümle ilgili bulunduğunuz şehirde iş bulamıyor ve böylece 'ne iş olsa yaparım ağğğbi' çaresizliğinde mesleğinizle alakasız işleri ararken daha beter bir bunalım süreci başlıyor.

kafada her gün tek bir cümle: 'iş bulmalıyım, iş bulmalıyım, iş bulmalıyım,'
bazen değişiyor tabii bu cümle: ''aciil iş bulmalıyım, aciiil iş bulmalıyım.'

19 ağustos 2014 beşiktaş arsenal maçı

saniyede yirmidört kare
telefonda tarihi görmemle heyecanı daha bi bastıran maç. hep salı günü, yarın, öbür gün derken vallahi ayın ondokuzu olmuş. tüm planlar, otobüs biletleri, doktor randevuları, dost buluşmaları bu tarihe göre ayarlanmış ve nihayet o gün gelmiş.

yenilebiliriz, çok üzülebiliriz; ama yenebiliriz de! o kutsal formanın o sahada terlemesi bence önemli olan. kaldı ki eksiklere rağmen bir geçen sezonki takım değiliz. ilk gruptan çıkabilmek de hem takıma hem hocaya özgüven getirdi. bence demba ba bölüm sonu canavarlarının ağzını burnunu kıracak. feyenoordda tahmin ettiğim iki skor da tuttu ama bunu totem olsun diye söylemiyorum. pektemek'ten temiz bi' gol var ama [ybkz]swh[/ybkz]

19 ağustos 2014 beşiktaş arsenal maçı

saniyede yirmidört kare
çarşı'nın elle boyanmış en büyük pankartı hazırladığı maç. [ybkz]swh[/ybkz] kaç gündür deliler gibi çalışıp hazırlıyorlardı, heyecanla bekledik ve bugün pankartı gördük ki, muazzam! muazzam! rakip takıma felaket bir baskı olmasının yanı sıra, bizimkilere de güç olacaktır. ellerine sağlık emeği geçen herkesin..

pankartın baştan sona yapılış aşaması:https://www.facebook.com/erol.ozdil.3/media_set?set=a.708849225819526.1073741982.100000833663430&type=1

(bkz: la vittoria sara nostra)

15 ağustos 2014 süleyman seba cenaze töreni

saniyede yirmidört kare
protokol şölenine dönüştürülmüş cenaze töreni.

ancak ve ancak bu samimiyetsizliği büyük başkan yokken yapabilirlerdi, yaptılar da. barikat kurmak ne demektir, cenazeyi neredeyse 1.5 saat bekletmek ne demektir? o görünmez devlet ve halk arasındaki çizgiyi net bir şekilde yine gördük. en ön sırayı kapmak için birbiriyle yarışanları da gördük. canım bin yanıyorsa bi' bin de buna yandı bugün.

hayatları boyunca birilerinin adamı olmuşlar, kimsenin adamı olmayan bu adamın son duasını ederken azıcık ama azıcık düşünseler keşke 'seba olmak ne demek?' diye, ah keşke... onları öyle yanyana gördükçe bir kere daha gurur duydum büyük başkandan, beşiktaş'ımdan, siyahımdan beyazımdan.

gittiğin yerler nurla doldu başkan, buralar hep siyah.

13 ağustos 2014 süleyman seba'nın vefatı

saniyede yirmidört kare
(bkz: beşiktaş'ı üzmesinler)

durup durup eski röportajları izliyorum. az önce ntv spordakini izledim. yaşlanmış, elleri titriyor; çocukluğumdan bildiğim çınar değil, çocukluğum gibi ama hâlâ... kelimeleri seçemiyor, yüklemleri bulamıyor; ama ağzından en net çıkan kelime (vurgula: beşiktaş). gözleri dolu dolu, hep o mütevazi hâli değişmeyen. sadece yaşarken değil, öldüğünde bile çok şey öğrenmemiz/hatırlamamız gerek. röportajda 'o imkansızlıklarla neler yapıldı' diyordu, bu büyük kayıp ders olur umarım, nicedir unuttuklarımızı hatırlatır. asıl beşiktaş'ı, ölümüne sevdiğimiz beşiktaş'ı, süleyman seba gibi sevdiğimiz...

isyan devrim beşiktaş

saniyede yirmidört kare
en mutlu günümü paylaştığım yazar. o'nun doğduğu gün, benim en mutlu olduğum gün çünkü. kendimi en güçlü, en kadın, en aşık, en şanslı hissettiğim ve tanrıya en çok inandığım gün... annesini arayıp "iyi ki doğurmuşsun bu adamı, teşekkür ederim!" diyebilecek kadar şükür ettiren gün. bu yüzden ben bu kutsal güne ölesiye borçluyum. borcumu da anca yılın her günü bu adamı çok severek ve varlığına şükrederek ödeyebilirim.

o'nu bu sabah yeni yaşı kadar öperek uyandırabildiğim için, en sevdiği kahvaltıyı hazırlayıp, aynı masada oturup sarhoş olabildiğim ve aynı pastanın mumunu üfleyebildiğim için dünyanın en mutlu kadını benim şimdi!

hem doğduğumuz gün, hem ikinci yılımız kutlu olsun sevgilim. beraber binlerce nice mumlara in şal lah!

sarma sigara

saniyede yirmidört kare
doğru tütün ve kaliteli kağıtla adeta mucizeye dönüşebilen ve 'bu zamana dek neden başlamamışım' sorusunu sorduran sigara türü. günde ortalama bir paket sigara içen insanın, sigara sayısında gözle görülür bir düşüş saptanmakla beraber, paket sigaranın içindeki ne idüğü belirsiz maddelerden dolayı da insanın içini biraz hafifletir. çünkü eğer doğru tütün alıyorsanız, o bildiğiniz saf tütündür ve tadı bambaşkadır.

bir süre sarma konusunda ciddi sıkıntılar yaşanabilir, olsun yılmayın. bir zaman sonra kendi yönteminizi oturtacak ve sigara içmekten keyif alır gibi sigara sarmaktan da keyif alacaksınız.

erkeklerin çekilmeyen yanları

saniyede yirmidört kare
işlerine geldiği vakit namus gurusu kesilmeleri. o klişe cümleyi şuraya sıkıştırmadan edemeyeceğim ''beraber olduğum her kadınla sevişeyim ama eşim bakire olsun''cu halleri. ayrıyetten kendilerine bir kadın konusunda 'koruyucu, kollayıcı' misyon yüklemeleri ve böylece yüce erk sistemlerinde kadını ikincil konuma sıkıştırmaları. kadın bunun aksini söyleyince de, henüz feminizmin ne olduğunu bilmeden ''vay efendim pis feminist'' diye yaftalayıcı tavırları.

enerji emen insan

saniyede yirmidört kare
sürekli mutsuz, sürekli şikayet eden ve sürekli geçmişte yaşadığı kötü olayları anlatan, anlattıkça hem kendi aklına hem de sizin aklınıza kazıyan insandır. ilk zamanlar o konuşurken dinleyip naçizane tavsiyelerde bulunursunuz, sohbet dertleşme şeklinde geçer. sonraki zamanlarda da dertlenmeye döner. tüm hayat enerjinizi 2000w vakumlu elektrik süpürgesi gibi emerek, sanki hayatın sillesini sağlı sollu yemiş gibi sizi güçsüz bırakıp bir köşeye atıverir de mutluluğu unutursunuz.

uykuya gömülmek

saniyede yirmidört kare
daha az konuşmak, daha az düşünmek ve daha az insan görmek için yapılan eylem. bir nevi yaşamayı reddetmek ve böylece uyanık kalmaya üşenmek.
depresyon aşamasının en beteri; öyle bir bağ koparmak ki tüm uyumayanlarla, gündüzle, gökyüzüyle, denizle ve güzel havalarla. her güne yüzyıllık uyku denk geliyor mübarek.
36 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol