saniyede yirmidört kare

ocb premiumla sarılmış sigaradır. hafif de kalın sardın mı, şüphesiz sigaraların şahıdır!

(bkz: sarma sigara)

bir okey oyunu app'i. facebook ile entegre edilebiliyor.

okey oynamayı pek bilmem, beceremem de. işsizliğimin bana verdiği can sıkıntısı yetkisine dayanarak bir haftadır bu oyunu oynuyorum. sadece oyun oynamakla kalmıyor üstüne bir de sosyolojik tespitlerde bile bulunabiliyorum. nuri bilge ceylan ödülünü alırken 'yalnız ve güzel ülkeme' armağan ediyorum demişti, ilkine %100 katılmakla beraber ikinciyi 'cinsel dürtülerini bastıramayan, nerede bir kadın görse taciz etmekten vazgeçmeyen' ülke olması gerekti bence. yalnız ve taciz hastası milletiz. bunu şu minicik oyunla bile genelleme yapabilecek kadar yaşadım.

profil fotoğrafım üzerimde beşiktaş formasının olduğu bir fotoğraftı ilk zamanlar. her 3 kişiden 2'si beşiktaşlı olmamamdan dolayı taciz etti.
(eziktaş, 8taş, şikeciler, fener'in orospusu ve daha neler neler.)

bunun üzerine fotoğrafımı değiştirdim. elbette fotoğrafı değiştirmekle bitmiyordu. ilk sorulan soru ''nereden'', aynı şehirde olsak ne olmasak ne?
ikinci soru ''kaç yaşındasın?'' bu insanlara benim yaşımı sorma hakkını kim veriyor? bunlar tabi normal sorular (elbette normal değil, diğerlerine göre) sorular bir vakitten sonra ''üzerinde ne var''a kadar gidince delirdim. oğlum ne oluyor ulan size, oyun bu oyun. burada bile taciz edilmeden birkaç saat zaman öldüremeyeceksek, e ölelim biz kadın olduğumuz için?

bir keresinde, bi' odada göğsünün çatalının göründüğü bir profil fotoğrafı olan bir kadın vardı. odaya girip çıkanlar sürekli değişti ama kıza söylenenler değişmedi. kızın 20 dakika içinde sırf fotoğrafı yüzünden ne orospuluğu kaldı, ne de ''namus''u. basit bir göğüs çatalından bahsediyorum, bu kime bir kadına ''seni var yaa evire çevire...'' ile başlayan taciz dolu cümleler kurma hakkı veriyor.

bir yolu olmalı bunun, başka insanlar adına utanmaktan bıktım ben. sırf cinsiyetim kadın olduğu için tacize uğramaktan da.

apple'nin ürettiği bilgisayar markası. ortalama bir kullanıcı için değil de tasarım veya montaj yapmak için kullanıldığında tadından yenmez. işletim sistemi kendine has, hızı süper, virüs derdi yok, fiyatı türkiye'deki tüm teknolojik aletler gibi gereksiz pahalı.

(bkz: öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi kadın)

çaykur'un soğuk çay ürünü. şeker seviyesi diğerlerine göre biraz daha fazla, aroması ise son derece başarısız. reklamlarındaki iticilikten bahsetmek bile istemiyorum. biz reklamlarda kullanılan teyze karakterini lays cipsi ile sevdik zaten sonrasında gıcık da olduk, bir kere daha aynı şeyi yapmanın manası ne?

ukte:cakrouzz

kendi şehrini/memleketini diğer tüm şehirlerden üstün tutma hadisesi. hele birisi yanlışlıkla bu arkadaşa ''sizin belediye başkanı falanca falanca yolsuzluk yapmış'' de, abooov ormanda kırk kaplan gücünde çirkefleşir. elbette doğup büyüdüğün şehiri başka hiçbir şehir ile kıyaslayamazsın ama kendi şehrini bu milliyetçi duygularınla her fırsatta övüp kayırdığında kusura bakma ister istemez senin şehrine karşı bi' antipati hissetmemiz normal.

ukte: anlayamaz kimse bu aşkı.

cemaat-hükümet savaşında, cemaat tribünlerinden yükselmesi olası slogan.

ukte: mahsun supertitiz.

erdem yener'in belki şarkısını muazzam kliplendirmiş yönetmen, oyuncu.

iğrenç görüntü kalitesine rağmen klip de şöyle:http://www.youtube.com/watch?v=u515cRCbjAo

3 nefis gol atıp 1 tane alakasız gol yiyeceğimizi düşündüğüm maç. bilhassa veli oynarsa, oğuzhan daha etkin olursa ve atiba da geçen maçtaki yardırma ve iman gücüyle yine sahada olursa tadından yenmeyecek maç olacaktır. demba ba'nın kıvama gelmesi birkaç maçlık daha zaman alacak gibi. tüm bunların ötesinde harika bir taraftar da olacaktır, malum e-bilet uygulaması bu maçta geçerli olmadığından dolayı.

(bkz: saldır beşiktaşım holey)

edit: oğuzhan sakatmış zaten, niye bu kadar geç söylüyorsunuz oğlum?

lanetlenmişlik gibi bir şey. oysa böyle kafanın içi ''bi yazsan rahatlayacaksın'' kıvamında, yazamadan geçirdiğin iki ay boyunca izlediklerin, duydukların, yeni düşüncelerin, kendi içinde tartıştıkların hepsi ama hepsinin yazılıp yerlerine özenle koyulması ve kafanın yeni şeyler için açılması gerek ama koyamıyorsun; çünkü her şey ve her yer çok dağınık.

bugün birtakım market önlerinde kolaların ve fantaların yere, kaldırımlara falan döküldüğüne şahit olduğumuz boykot. tamam simgesel düşünüp döküyorsun da, ben biraz aşırı gerçekçi olacağım; be arkadaşım zaten sen onların parasını vermedin mi?

al işte adamlar da misilleme boykot yapmış, 93 milyon dolar kayıp diyo lan!http://www.milliyet.com.tr/turk-mallarina-boykot/dunya/detay/1915406/default.htm

emek vurgusunun ancak bu kadar güzel yapılabileceği reklam. nasıl da yakışmış süreyya abim, içi titriyor insanın; diğer tüm reklamları gibi.

başladığı zaman durmayan nimet.sabah 10'dan bu yana yağıyor mesela. kısa aralıklarla diner, şiddetlenerek yeniden başlar. deniz çıldırır, altyapı taşar ama aynı zamanda etraf serinler, ruhlar arınır, şarkılar daha bi' güzelleşir, çay başka anlamlı.

günlük yaşamda kullanılacak birtakım abidik gubidik küçücük ama etkili şeylerdir.

http://mp.weixin.qq.com/mp/appmsg/show?__biz=MzA4OTEyMDgzMg%3D%3D&appmsgid=10012039&itemidx=3&sign=e601f1978365ef2b6cbc82cb8522666b&scene=1&from=singlemessage&isappinstalled=0#wechat_redirect
http://www.epicdash.com/the-46-most-brilliant-life-hacks-every-human-being-needs-to-make-life-easier/

cennetlik olmayan eylem. çünkü ramazanın dışında içersek cennetliğiz, ramazanda içersek cehennemin dibi.

üzülüyorum çocuklar, biz ne zaman ve nasıl dini bu kadar yoğun beşeri ilişkilerimizi şekillendirecek senin gibi inanmayan/düşünmeyen/yaşamayan insana bi' çeşit ızdırap olacak raddeye geldik? çok da engin olmayan din bilgimle, aslında dinin bu olmadığı kanısındayım. din toplumlar veya devletler için değil birey içindir. ve sözde %99'u müslüman bir ülkede, kitaplarda yazan müslümanlıkla alakası olmayan ne varsa yaşıyoruz. kalp kırmak bizde, cinayet, tecavüz, hırsızlık, gıybet desen gırla sonra vay efendim ramazanda içki içmişsin de bilmem ne?

sucuk ve bira konseptli piknik olunca tadından yenmeyen.

sucuklar böyle cızır cızır, ekmeği yakarken, kara gömülmüş sopsoğuk bira. oyş sana geliyorum mart ayı!

yaz aylarında çıplak tenle yapışılan lanet şey. koltuğu da var bunların bir de, oturma odalarından ırak. allah da belasını versin böyle sandalyenin.

beşiktaşlılığın bir insanı getirdiği noktayı apaçık sergileyen video. malum liverpool maçından sonra, bir beşiktaşlıyla konuşmuşlar ve olaylar gelişmiş.

http://www.youtube.com/watch?v=p-VjPhWHj7Q

(bkz: denyolukta sınır tanımamak)

leyla ile mecnun'un da yönetmenliğini yapmış murat onbul'un yönettiği henüz 4 bölüm yayınlanmış oyuncu kadrosu sağlam nefis bir kanal d dizisi. pazartesi günlerini iple çektirir.

yaptığı/söylediği şeylerle 'bu kadar da olmaz ki canım!' dedirten, her defasında denyoluğuna denyoluk katarak yeni denyolukları insanlığa armağan etme durumu. ilk aklıma gelenler;

(bkz: dekolte giyene tecavüz ederler)
(bkz: tecavüzcüyü anlamak lazım)
(bkz: bir kadını tecavüzcüsüyle evlendirmek)

ukte: artin