saniyede yirmidört kare

lgbtt onur haftasının son gününde yapılan rengarenk yürüyüş. bu sene 12. yapıldı. hafta boyunca, her yıl olduğu gibi şehrin çeşitli yerlerinde film gösterimleri, sergiler, seminerler, atölyeler ve buluşmalar düzenlendi.

http://tr.prideistanbul.org/etkinlikler/

ukde: artin.

rezil kadın. alenen kadın düşmanı. yalnızca bu programında değil, daha önce 'gelin kaynana' programında da böyleydi. hatırlatayım, programa yüksek miktarda para cezası kesildi ve şikayetler üzerine yayından kaldırıldı. gerekçesi 'özel hayatı ve aile kurumunu zedelediği' içindi. sicilinde böyle bir hata olan bir kadının ben 'kadın cinayetlerini aydınlatacağız, engelleyeceğiz, elimizden ne gelirse yapacağız çünkü bu önemli bir konu' düsturuyla yayın yapmasına da inanmam. hele ki seda sayan'ın asla.

madem kadınlar için bi' şey yapmak istiyorsun, katili programa çıkarmak değil yapacağın şey. hele ki yaptığı şeyi pişmiş kelle gibi anlatan bir adamı hiç değil. yarın bir gün az biraz aklı ile, nasıl olsa televizyona çıkarıyorlar diye kadını öldürmeye teşvik edici bir şey yaptığının farkında değil sanırım? etraf televizyona çıkmak için delirmiş insanlarla dolu. o dünya böyle bok bi'şey malesef. ve bu kadar ciddi bir konunun konuşulması gereken yer de değil. üstelik adında '(vurgula: show)' kelimesi olan bir programda hiç değil. sırf sen show yapasın diye ölmüyor o kadınlar.

geldiğimiz nokta halen buysa kadın konusunda, yazıklar olsun bize be. kocaman yazıklar!

bu akşam yayınlanan bölümünde yine çarşı'ya selamını vermiş olan dizi.

Ferdi ve derya, ceyhun'un geldiği evden kaçmaya çalışırken;

Ferdi: bu kez ses sistemiyle olmaz, çarşı'nın gelmesi lazım bizi kurtarması için.

Hatırlatma: bi bölümde polislerin dikkatini dağıtmak için arabadan yüksek sesle musalla taşı marşını dinletmişlerdi, polis de çarşı geliyo diye paniklemişti afsbsbsjs

'çıkın gidin ulan yatıcam' dediği halde radyoyu terk etmeyenlerin yüzüne radyo kapatıp trip tarihine geçmiştir.

e ben demiştim, o son şarkı bitince gidiyoduk hani? [ybkz]swh[/ybkz]

edit: aslında vallahi sizi düşündüm, hepinizin uyuması lazımdı. bi' türlü gidemediniz. elime sağlık. bi' daha olsa yine yaparım.

takvimin eylül 1'i göstermesiyle 'eylül akşamı' çalmaya başlayan acayip romantik radyo.

hoş geldin, ya kutsal eylül! kutlu olsun... [ybkz]swh[/ybkz]

birkaç dakika sonra, yaz sonunu harika bir müzik ziyafeti ile kutlayacak radyodur.

müthiş bir akustik liste dinleyelenlerini bekliyor. sakin mi sakin, mis gibi!

http://www.kartalsozluk.com/radyo.html

yıllara rağmen ne yaşlanan ne de şarkılarındaki kalite eskiyen çocukluk kahramanım. büyüdükçe daha bi' anlamlı oluyormuş.
nostaljilerle yaşıyorum.

''bu yollardaki geçen çizgiler
gidilen yeri bize gösterir
şu alnımdaki duran çizgiler
akılsız başa ceza kestirir

yine bindim arabama
öyle hızlı gidiyorum ki
geride kalır aynada
hızla geçer tüm gerçekler''


http://www.youtube.com/watch?v=wQuZvrKLBFw

yamuk duruştur. yer küreye ve insanlığa/ahlâka 45 derecelik eğik açıyla gelir.

mersin'in sıcağında ve neminde bir hayli zor oynanacak maç. nemden canı yananlar bilir, cehennem gibidir.
allah hepsine kolaylık ve sabır versin. sezonun güzel bi' başlangıcı olur in-şal-lah!

(bkz: yardır beşiktaşım oley)

özellikle sosyal medyada rastladığım grafik reklamlarına hayran kaldığım stad. düşünenin, yapanın aklına zeval gelmesin. bayaa bildiğin çok akıllı lan.

https://twitter.com/VodafoneArena/status/505704265642684416/photo/1
https://twitter.com/VodafoneArena/status/505335649378254850

(bkz: probis'in çokoprens kadar meşhur olamaması sorunsalı )

tr. ejderha dövmeli kız. isveçli yazar stieg larsson 2009 yılında yayımlanan kitabı. 2 defa sinemaya uyarlanmıştır. ilk filmi yine 2009 yılında çekilmiş isveç yapımıdır. diğerini de 2011 yılında fight clup, se7en, the social network filmlerini yöneten david fincher çekmiştir.

ikinci film ağır derecede hollywoodvari olup hikayede tırtıklamaları vardır. karakterleri yerine oturmamıştır. bence isveç yapımı, kitabın da geçtiği iklimlerden ve oyunculardaki o duruştan dolayı daha bir başarılıdır.

ukde: kalbim beşiktaşa zikreder

özgün senaryosuyla dikkat çeken 2013 yapımı spike jonze filmi. 2014'ün oscar'ında ve altın küre'de de en iyi senaryo ödülünü almıştır.

görselliği, castın çok doğru seçilmişliği, kostümleri, müzikleri ile bir bütün olarak mükemmel uyumunun yanı sıra teknoloji ve insan arasındaki o hassas dengeyi de sorgulaması açısından başarılı bi' filmdir.

ukde: kalbim beşiktaşa zikreder

bozukluğunun sonradan farkedilmesiyle şaşkınlıklara sürükleyen. bu sebeple sık sık muayene tavsiye ederim.

ne kadar zamandır miyobum bilmiyorum. aşırı baş ve göz ağrısıyla doktora gittim. ve gözümün 3.5 miyop olduğunu öğrendim. mecburen gözlük kullanmaya başladım. buralar normal de anormal olan süreç ,uzağı göremeyişimi farketmemiş olmam. çünkü herkesin de görmediğini varsayıyordum. yani ne kadar uzağı görebilirsin ki? benim gördüğüm kadar işte sanıyordum. taa ki gözlük kullanmaya başladığımda ve uzakları görebildiğimde o anlardaki şaşkınlığımı ifade edemem. resmen binaların üstündeki reklam tablolarını falan okuyabildim. dünya genişledi. hâlâ aklıma geldikçe şaşırırım.

karadenizliyi 2.5 ay boyunca darlatan yüksek nem şeysinden ötürü yarısından sonra sevince boğan aydır.

memlekete geldikten sonra nemden 6 kilo vermiş bi' insan evladı olarak, bu iltimas bize çok görülmemeli. nem azıcık arttı mı bol bol yağmur yağmalı, ortalık ferahlamalı. hatta öyle ferahlamalı bi' yağmur ki sevinçten oturup ağlarsın. ayrıca, herkesi yaylada ev yaptırmaya davet ediyorum. kafam yaşlanıyo ve gittikçe yaylaya olan özlemim artıyo. çünkü hem karadenizli hem yaşlı olmak bunu gerektirir.

akla hemen madenleri ve tabii ki soma faciasını getiren soru.

not: soru ekleri ayrı fakat. moderasyon görünce şeyeder zaten. bu notu da silebilir. hayat güzel olabilir, birbirimize inanırsak her gün yağmur yağasajhgdjahdka

ukde: artin.

yarısı yaz, yarısı kış olan ay. [ybkz]swh[/ybkz]

benim için yaz an itibariyle bitmiştir arkadaşlar. çünkü az önce çorap ve hırka giydim.
allaam sana şükürler olsun bu yaz da bitti. kışa kavuşuyoruz!

ekmek kavgası gözlerimi doldurmuş çocuktur. o ne güzel bir insandır, ekmek parası peşinde iki kuruş para kazanabilmek için dakikalarca dil döker. hayat onu öyle bir güzel yoğurmuştur ki, o da mizaha az biraz da arsızlığa vurmuş kendisini. gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

video şuradan:http://www.youtube.com/watch?v=-ftV5Q9Vk2I&feature=youtu.be

393 eşcinsel ve biseksüel ile yapılan anketlerin sonucu olarak lambdaistanbul derneği tarafından 2006 yılında yayınlanan kitap.

kitabın pdf'i:http://www.lambdaistanbul.org/s/wp-content/uploads/2013/02/ne-yanlis-ne-de-yalniziz.pdf

alıntı--

lambdaistanbul eşcinsel sivil toplum girişimi, hazırladıkları "ne yanlış ne de yalnızız!" isimli kitabı cumartesi (1 nisan 2006) günü tanıttı. kitap lambdaistanbul'un 2005 yılında istanbul'da yaşayan 393 eşcinsel ve biseksüelle yüz yüze görüşerek yaptığı araştırmanın sonuçlarını konu ediyor.

araştırmaya göre katılımcıların büyük kısmı cinsel yönelimi sebebiyle sözlü yaklaşımlar, yok sayma, ilişkiyi kesme gibi sosyal şiddet türlerinden en az birini yaşıyor. katılımcıların yaklaşık yarısı eşcinsel ya da biseksüel olduğu için yalnız kalmaktan korkuyor.

"sorunlarımız çok yönlü" diyen lambdaistanbul araştırma sonuçlarıyla sivil toplum kuruluşlarına, devlet kurumlarına başvurmayı planlıyor.
"toplum tarafından yanlış bulunuyorlar, yalnız hissettiriliyorlar"

cumartesi günü yapılan toplantıda lambdaistanbul adına yeşim başaran ve sedef çakmak açıklama yaptı. çakmak yaptığı açıklamada 11 aydır eşcinsel ve biseksüel bireylerin sorunlarıyla ilgili bir anket çalışması yürüttüklerini ve bu çalışmadan elde ettikleri sonuçları "ne yanlış ne de yalnızız!" başlıklı bir kitap haline getirdiklerini söyledi.

kitap 3 bin adet basıldı. kitapta istanbul'da yaşayan 393 eşcinsel ve biseksüel bireyle yüz yüze görüşülerek yapılan anketlerin sonuçları yer alıyor.
eşcinsellik hala hastalık olarak görülüyor

başaran aktardığı sonuçlar şöyle:
* görüşme yapılan 393 kişinin yüzde 38'i kadın, yüzde 62'si erkek. yüzde 83'ü çekirdek aile üyelerinin bazılarından veya hepsinden eşcinsel ya da biseksüel olduğunu gizliyor. yüzde 70'i "evlen artık" veya zorla eş bulunması gibi baskılardan herhangi biri ile karşılaşıyor.
* 268 çalışan kişi arasından yüzde 88'i işveren, müdür yanında çalışan kişiler ve iş arkadaşlarının hepsinden veya bazılarından cinsel yönelimini gizliyor. görüşülen 242 erkeğin yüzde 10'u zorla geneleve götürülmüş.
* yüzde 63'ü karşı cinsiyetten sevgilisi varmış gibi rol yapmak zorunda kalıyor. yüzde 23'ü cinsel yönelim sebebiyle fiziksel şiddet yaşıyor. yüzde 87'si cinsel yönelim sebebiyle sözlü yaklaşımlar, yok sayma, ilişkiyi kesme gibi sosyal şiddet türlerinden en az birini yaşıyor.
* askerlikten muafiyet raporu almak için başvuran 27 erkeğin yüzde 62'sinden anal muayene, yüzde 29'ndan cinsel ilişki sırasında çekilen fotoğraf isteniyor. cinsel yönelimiyle ilgili çevresine açılırken yüzde 66'si "emin misin?" sorusuyla, yüzde 52'si "psikolog/psikiyatra görün" önerisiyle, yüzde 75'i "hiç onlara (eşcinsellere) benzemiyorsun" yorumuyla, yüzde 50'si konunun geçiştirilmesiyle karşılaşıyor.
* psikologa veya psikiyatra gidip cinsel yönelimi hakkında konuşmuş olan 178 kişinin yüzde 33'ü kendisi için bir anlamı yokken sırf başkaları istediği için gidiyor. yüzde 67'si görüştüğü psikolog veya psikiyatrın heteroseksüel olmaya zorlama, ilaç tedavisine zorlama, eşcinsellik hakkında yanlış bilgiler verme gibi olumsuz yaklaşımları ya da uygulamalarıyla karşılaşıyor.
"ne yanlış ne de yalnızız"

13 yıldır eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüellerin sorunlarıyla ilgili çalışmalar yapan bir kuruluş olan lambdaistanbul'un kültür merkezi insanların bir araya gelip dertleştiği, sohbet ettiği, sorunlarını paylaştığı bir yer olarak çalışıyor.

"dertleşmenin ötesine geçip kalıcı çözümler üretebilmek için sorunlarımızı sistematik biçimde bir araya getirme ihtiyacı duyduk" diyen girişim akademisyenlerden yeterli kapsayıcılıkta bir çalışma gelmeyince onlardan destek alarak araştırmayı planlamış.

katılımcılara kendi imkanlarıyla ulaşan lambdaistanbul, "dolayısıyla araştırma istanbul'daki bütün eşcinsel ve biseksüellerin sorunlarını tam olarak yansıtamayabilir ancak yaklaşım getirebilir" diyor.

danışma hattı yalnız bırakmıyor
son zamanlarda her yerde artan şiddet olaylarından eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüellerin de nasibini aldığına değinen kurum, "sorunlarımızın ancak iletişim ve karşılıklı anlama çabaları aracılığıyla çözülebileceğini düşünüyoruz" diyerek yaşadığı sorunlarla yalnız kalmak istemeyenlere danışma hattı oluşturmuş.


alıntı--

kaynak:http://bianet.org/bianet/insan-haklari/77013-escinseller-heteroseksuellige-zorlaniyor

1993 yılında, istanbul'da kurulmuş ilk lgbtt derneği.

kaos gl derneği ile birbirlerinden habersiz kurulmuştur. [ybkz]swh[/ybkz] iki dernek daha sonra ortak birçok projeye ve eyleme imza atmıştır. lambdaistanbul da tıpkı kaos gl gibi akademik-bilimsel içerik üreten, sempozyumlar düzenleyen, özellikle yurtdışında olan gelişmeleri takip eden bir dernektir. en önemli araştırmalarından birisi, türkiyeli eşcinsellere yapılmış olan anketlerden oluşan ne yanlış ne de yalnızız isimli kitaplarıdır.

resmi siteleri:http://www.lambdaistanbul.org/s/