confessions

pomfrit

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 87
  2. takipçi 0
  3. puan 5879

güneş doğmuyor sabah olmuyor

pomfrit
tıpkı “sergen attı şampiyonluk geldi” klasiği ile hatırlanan, aslında hiç unutulmayan 25 mayıs 2003 beşiktaş galatasaray maçı öncesi söylediğimiz gibi, kapalının ve tüm stadın hep bir ağızdan hönkürdüğü, sonrasındaysa, deplasman tribünündeki galatasaray taraftarlarına dönerek “sıra sende cimbom! sıra sende!” deyu galatasaraylıların şaşkın bakışları eşliğinde maytap geçtiğimiz bu güzide tezahüratı yine bağıra çağıra anırırız.

not: 2003 mayıs sıcağı akşamında olduğu gibi yarın[ybkz]swh[/ybkz] sonu da benzer inşallah.

batuhan karadeniz

pomfrit
bir mecburiyet gerekçesi ile fethiye'den denizli'ye doğru yol alırken, radyo dalgalarının yer yer frekans sorunları sonucu, spikerin söyledikleri tam olarak anlaşılmazken, delirmek üzereydim, mabette olamamanın üzüntüsü bir yana, hem maçı izleyemiyor hem de dinleyemiyordum. 25 ağustos 2007 gaziantepspor beşiktaş müsabakasında bitime saniyeler kala attığı golün haberini zago30 kardeşimle yaptığım konuşmada almış ve kelimelerle tarif edemeyeceğim kadar çok sevinmiştim, maçı kazandığımız için değildi bu çığırtanlık derecesindeki sevincim, sonradan oyuna giren batuhan'ın o kadar erken yaşta [ybkz]swh[/ybkz] maçı söküp beşiktaşımıza getirmiş olmasıydı.

zamanla dönem dönem ertuğrul sağlam önderliğindeki takımda yer edinmeye başlıyor, bizler de her fırsatta özkaynak önemine vurgu yapan taraftarlar olarak huşu içinde bu durumdan memnun oluyorduk. kadıköydeki derbide verdiği anlık kararla federico higuain'e pas atmayarak hepimizi de şöyle bir öfkelendirmişti ama sineye çekecektik ne de olsa içimizden biriydi ve daha çok küçük bir çocuktu. ancak daha sonraları o pozisyon için yaptığı malum değerlendirme ne diyor laa bu çocuk!”sorularını sormamıza neden oluyordu. bir sonraki sezon da malum gelişmeler sonucu takım mustafa denizli'ye emanet edilirken batuhan da beşiktaş'tan uzaklaşıyordu.

yaptığı her eylemle, her konuşmasıyla daha bir sevimsiz, daha bir şımarık, daha bir karakterden uzak adama dönüşüyordu küçük çocuk. yıllar geçti, batuhan ve beşiktaş sözcüklerinin yan yana gelme olasılığı bile mümkün gözükmezken olan oldu ve "batuhan karadeniz tekrar beşiktaş'ta"”haberi resmi sitede yayınlandı.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi'nin her durumda, ne kadar zor bir görevde olduklarının bilincinde olmamıza rağmen, bu geçen kısa sürede yapılanlar, tutarsızlıklarının ayyuka çıkması hali, sabır sınırlarını oldukça zorluyor. tabi ki de her fırsatta takımımızın yanındayız ancak, samet aybaba’nın ardından taraftarın tepkisinin çok belirgin olduğu bir başka isim batuhan karadeniz ile birlikte gerçekten çok zor bir sezon biz beşiktaş aşıklarını bekliyor.

tanım: serseriliklerinden, şımarıklıklarından, karaktersizliklerden son hız uzaklaşarak efendi adama dönüştüğünü inanmadan hayal ettiğim, daha evvel yaptıkları gerçeklerle uzak yakın bir akrabalık taşımasa, bir kabustan ibaret olsa dediğim, sevgili fikret orman ve ona omuz veren arkadaşlarının feda kelimesinden, nihat kahveci'ye ettiği laflar üzerine "beşiktaş'ın çocuğu"”cümlesinden ne anladığı, sorularının cevaplarını bir kez daha merak etmeme sebep olan, sonradan görme futbolcu.

yargıtay 14. ceza dairesi

pomfrit
down sendromlu bir kıza babası tarafından tecavüz edilerek kızın hamile kalmasını, adli tıp tarafından bebeğin babadan olduğu bilimsel olarak ispatlanmasına rağmen, görmezden gelen “rezalet” adlı sessiz sinemanın başroldeki aktörüdür.

kendilerini daha önceden “26 kişinin istismarına uğrayan n.ç. davası” adlı gerilim sinemasında da hatırlıyoruz.

hıncal uluç

pomfrit
düşüncelerini hiç beğenmediğimden kendisini hiç takip etmediğim zat.

içinde hıncal uluç geçen herhangi bir şeyde tebessüm duygusunun yaşanılacağını, bir miktar gurur ile birlikte tüylerin diken diken olacağını anlatsalar, anlatanlara yoğun içerikli küfürler sunabilirdim, taa ki bugün değindiği “van ve beşikaş” temalı yazısına kadar.

nur tuğba algül

pomfrit
malum olay[ybkz]swh[/ybkz] gerçekleşene kadar kendisinin kim olduğu hakkında bir fikre sahip olmadığım ntv’den kovulan haber spikeri.

yapılanın yanlış olduğu kabul edilebilir ancak herhangi bir şahıs hangi işi yapıyor olursa olsun, kendisini motive edici bir şeyler yapar, bu şarkı söylemek de olabilir, beşiktaşımızın güzel tezahüratlarından birini mırıldanmak da. evet, haber spikerliği oldukça ciddi bir iştir, yine de bu hanımın işinden olması da yanlıştır. tüm ekip tarfından ortaklaşa yapılmış bir hatanın faturası bu hatuna kesilmiş oldu. ayrıntılara aşırı tepkiler verme hastalığımız devam ediyor, yine birini astık, içimiz ferahladı rahatladık.

galip tekin

pomfrit
gırgır,laklak, leman, penguen, uykusuz gibi mizah treninin lokomotifleri sayılabilecek mecmualarda dirsek çürütmüş, farklı bir düşünce yapısına sahip olduğuna inandığım büyük üstad.

19 temmuz tarihli 24 sayfalık uykusuzda, nisan ayından beri çizgileri dizi olarak karşımıza çıkan eserlerinin[ybkz]swh[/ybkz] dizi olması hususunda birtakım şeyler çiziktirmiş, ersin’e oky’e otis abi’ye selam çakıp neden böyle bir işe kalkıştığını anlatmaya çalışmıştır. arada sırada da olsa uykusuzda görünür olmaya başlamış, sevindirmiştir.

melis birkan

pomfrit
bir serdar akar şaheseri olan barda adlı film ile kendisini tanıtan[ybkz]swh[/ybkz], sonraları ıssız adam ile herkesin bildiği ve sevdiği bir karaktere dönüşen[ybkz]swh[/ybkz] ancak pomfritin bu yapımda kendisine ve anlatıya ayar olduğu, yıllar sonra "şu diziyi izleyelim bakalım yahu" dedirten "bu kalp seni unutur mu" ile yine sevimli gözüken hanımcık, bu aralar sinemalarda pek gözükmüyorlar.

metin üstündağ

pomfrit
bir dönemi lemanda geçirmiş, ardından lemanın bölünerek çoğalması sonucu oluşan penguenin[ybkz]swh[/ybkz] kurucularından olan, penguen dergisi imtiyaz sahibi, senelerdir pazar sevişgenleri adlı köşesiyle okurlarını penguen almaya mahkum eden üstad.

bir kaç hafta evvelki penguende şöyle de birşey demişti:

"baktım dışarıda bir hayat var öyle bomboş geçiyor, dedim bu benim ömrüm olsun, başladım yaşamaya!"

edit: minik eksiklikler, imla yanlışları düzeltimleri.

manuel fernandes

pomfrit
kulübün uzun zamandır hiç görmediğim kadar sert ve net bir açıklamasıyla hakkında dolaşan transfer söylentilerine nokta koyduğu sempatik oyuncumuz. açıklama şu şekildedir:

“tek sermayeleri yalan, dedikodu ve iftira olan bir takım internet sitelerinin bu kez de futbolcumuz manuel fernandes’in bir başka kulübe satıldığı konusunda senaryolar üretip haber süsü vererek servis etmeye çalıştıklarını şaşkınlıkla gözlemlemekteyiz.

beşiktaşlı olmadıkları halde beşiktaş’ın adı ve sembollerini izinsiz kullanan, kendilerine yasal olmayan menfaatler sağlayarak mevcudiyetlerini sürdürdükleri bilinen bu internet sitelerini hiçbir zaman ciddiye almamaları konusunda taraftarımızı uyarmayı görev bilmekteyiz.

uzunca bir süredir işlemekte olan malum çarpık düzenin üretimi olan bu internet siteleriyle beşiktaş jimnastik kulübü olarak mücadelemiz her türlü yasal girişimde bulunularak, yalan ve iftiraya dayalı bu yayıncılık anlayışı bütünüyle son bulana kadar kararlılıkla sürecektir. bir takım menfaatler karşılığı beşiktaş’a zarar verecek kadar gözleri kararan bu tür internet sitelerine karşı mücadelemizde en büyük güvencemiz, beşiktaş taraftarının sağduyusu ve kulüplerine sahip çıkma arzuları olacaktır.

manuel fernandes’in 2012-2013 sezonunda 4 sırt numarasıyla Beşiktaş forması altında futbolunu sergileyeceğini bir kez daha hatırlatırız.”

gökhan çetinsaya

pomfrit
öğrencisi olduğum okulda [ybkz]swh[/ybkz] 2004-2005 bahar dönemi bir itb[ybkz]swh[/ybkz] olan “modern türkiye’nin oluşumu” adlı leziz derste hocamdı. şimdilerde ne için var olduğu belli olmayan bir kurumda [ybkz]swh[/ybkz] başkanlık görevini yürüten, mülkiye mezunu, büşra ersanlı cezaevindeyken bir televizyon programında “büşra hocayı aramızda görmek istiyorum” çıkışını cesurca yapmış güzel insan.

antonio carlos zago

pomfrit
efsanevi 100.yıl...

şartlar öyle bir hale sokmuştur ki bedeni, şişli etfal'in sıcak odalarında yatıyorum.

mevsim bahar, nisan sonu...

deplasman, elazığ...

o sezon izleyemeyip de radyodan dinlemek zorunda kaldığım tek maç ve sempatik futbolcumuz zago'nun kafası ile gelen şampiyonluk habercisi galibiyet...

askerlik anıları

pomfrit
deniz kokusu eşliğinde, bir de alkole ulaşmanın çok da zor olmadığı vaziyette yapılmışsa, anılardan geriye hiç bir şey kalmıyor, askerlik denen dımbırtının ardında, silik bir zihin kalıyorsa eğer, bu da tam pomfrit insanına göre[ybkz]swh[/ybkz]

mddinc

pomfrit
noktalama işaretlerinden “nokta”yı kullanmamak hususunda oldukça kararlı gözükmesinin ardında “hayata virgüller, bağlaçlar koyacaksın, noktalamadan yaşayacaksın” felsefesine sahip olduğunu düşündüğüm yazar, bu aralar sözlüğün dinamik katarı.

pınar selek

pomfrit
mısır çarşısı bombalaması suçlamasıyla 14 yıldır cezaevi, tahliye, beraat, yargıtay tarafından bozulma, dava, beraat… şeklinde uzayıp giden bir süreci hala yaşayan ve bu süreçte üç kez beraat etmiş, patlamanın bombadan kaynaklanmadığını ortaya koyan onlarca bilimsel rapor olmasına rağmen 1 ağustos 2012 günü tekrar mahkeme karşısına çıkacak, güzel insan, anti-militarist, sosyolog.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi

pomfrit
şu dakikaya kadar futbol takımına yapılan takviyelerin 2012-2013 sezonu maliyeti yaklaşık 21.245.000 lira olan yönetim.

hocanın ve yönetimin rüştü, fabian ernst, filip holosko, simao sabrosa, ricardo quaresma ve julio alves gibi oyuncuları düşünmediği varsayımından yola çıkılırsa futbolculara önümüzdeki sezon için ödenecek miktar yine yaklaşık olarak 52.000.000 tl oluyor. geçen seneye bakıldığında bu rakamın 76.600.000 tl olduğu görülüyor.[ybkz]swh[/ybkz] bu durumdaysa pomfrit, “feda” nın arapça’dan dilimize gelen şirin bir sözcük olduğu inancını taşıyor.

not: bu rakama hocaların ücretleri de dahildir.

ömer dinçer

pomfrit
2005 yılında bilimsel aşırma yaptığından dolayı öğretim üyeliğinden atılan, 17 mayıs 2010 zonguldak grizu patlaması sonrası dönemin çalışma ve sosyal güvenlik bakanı olarak, hayatını kaybeden işçiler için “madenciler güzel öldüler” demiş, eğitim fakültelerinden mezun olanların öğretmen olamadığı bir ülkenin, milli eğitim bakanı.

izmir alsancak stadı

pomfrit
1929 yılından bu yana izmir futboluna ev sahipliği yapan aynı zamanda türk futbol tarihinde de özel bir yeri olan stadyum. iki yıl içerisinde yıkılıp toki'ye devredilerek yerine alışveriş merkezi yapılması haberleri konuşulmaktadır. unutulmamalıdır ki bir ülkenin ayakta kalmasında tarih ve kültür miraslarının korunması yoğun önem ihtiva eder. umarım rant uğruna birileri tarafından yok edilmez.

fabian ernst

pomfrit
ismini zikretmek dahi mideyi bulandıran kulübe, gitti gidiyor söylentilerine inanmak istemediğim, söylenenler söylenti olarak kalsa, fabian kaptan olsa diye hayıflandığım istikrar abidesi, büyük futbolcu, sempatik, güzel insan. her şekilde kalması gereken, samet aybaba'dan evvel bu takıma teknik direktör olması gereken dev adam.

yönetimin ve hocanın aldıkları karardan (fabian ernst'in kamp kadrosuna alınmaması) bir şekilde döneceklerini düşünmüştüm hep, sabırla bekledim, lakin bende inanılmaz bir güven sarsıntısı bırakan fikret orman ve yol arkadaşları bir hüzün daha yaşattılar sağolsunlar. meraklar içerisindeyim, acaba fabian karşılıklı anlaşılarak fesih yoluyla mı, yoksa bonservis ile mi çok sevdiği takımından ayrılmak zorunda bırakıldı. sahiden en son ne zaman takımımız herhangi bir oyuncudan bonservis ücreti aldı?

gönderiliyorsan eğer yolun açık olsun, 28 numaralı forman hep ayrı bir köşede duracak...

kıskanmak

pomfrit
nahit sırrı örik imzalı romandan uyarlanan bir zeki demirkubuz filmi, üstadın ilk dönem anlatısı.

berrak tüzünataç da işini gayet iyi yapmıştır da nergis öztürk döktürmüştür sahiden kıskandım.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol