confessions

peter pan

3. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1164
  2. takipçi 0
  3. puan 28817

yurtdışından getirilen telefonlardan 100 lira harç alınması

peter pan
hakkında entry girerken sinir bozukluğu sebebiyle gülme krizine sokan devlet uygulaması.

müthiş başarılı bir uygulama. harikulade. sen çakal vatandaş gidip caanım ayfonu galaksiyi yurtdışından hoop yarı fiyatına indiragandi yapacaksın, devlet de buna göz yumacak öyle mi?

seni çakal senii.. bir alemin akıllısı sen misin lan?

yalnız devlet büyüklerimiz bence çok şefkatli davranmış.

çünkü bu yaptırımla yurtdışından 20 liralık telefon getirsen de 100 lira harç ödüyorsun, 2000 liralık telefon getirsen de..

bence 100 lira alt sınır olmalı evet, ama 500 lira ve üstü telefon getirene %30 haraç, pardon harç konmalı.

e 2000 liralık ayfonu 1000 liraya alıyorsun, 670 lira civarı da devlete vereceksin, 230 lira kârdasın, daha ne istiyorsun amık!

hatta yurtdışında hamile kalıp, hamilelik sürecini burada geçirip doğumu burada yapan kadınlardan da "gebelik vergisi" alınmalı.

hem piçini yurtdışında peydahlıyorsun, sonra gelip burada 2 kişilik besin tüketiyorsun, doğumun buradaki hastanede yapılıyor babababaa!

şimdi aklıma geldi, hatta yurtdışında ya da yurtdışındaki havaalanında yemek yiyip, gelip türkiye'de sıçanlardan da bok vergisi alsınlar!

o ne öle amk, orda ye gel burda sıç! oldu amk..

otobüste oturan insanın tepesine dikilen insanlar

peter pan
yukardaki entry işin bir boyutuyla ilgiliydi.

şimdi bir diğer, ve daha vahim boyutuna geçiyorum.

mevzubahis olan kadın kitlesi, ayakta duramayacak durumda bir rahatsızlığı ya da yorgunluğu bulunan, çocuğu yanında olan, yanında yükü olan kadınları kapsamamaktadır.

şimdi bu saydıklarımın dışındaki kadınlar var ya, erkek-kadın ayrımcılığına çanak tutan insanlar, tam da bu tiplerdir..

oooo tepki verdin dimi? bu salak ne diyor böyle dedin bir an dimi? dur dinle..

öncelikle artık sizi uyandırmanın zamanı geldi anasını satiim. yeter kış uykunuz.

pozitif ayrımcılık denen halt, mağdur insanlara uygulanan bir kıyaktır. insanların şartlarını dengeleme amacıyla, bazen kamu kuruluşları, bazen de toplumsal göreneklerle hayatta tutulan doktrinlerdir.

yani kim gibi dersen.. engelliler gibi.. hastalar gibi.. savaş malülleri gibi.. anladın mı?

kadın ne malül, ne engelli, ne ezik, ne de yetersiz bir varlıktır. kadın kadındır.

kadına kadın olduğu için pozitif ayrımcılık uygulamak onun şahsına ve cinsi kimliğine hakarettir!

önünüzde 2 yol gençler...

ya 40 yaşındaki adamlara da yer vereceksiniz otobüste, ya da 40 yaşındaki kadına da yer vermeyeceksiniz..

başka yolu yok!

o kadın da bunu kabul etmeyecek! etmemesi lazım!

kıçının keyfini dinlemek nefsine hoş geldiği için ayrımcılığa tabii tutulduğunu görmüyor, görse de umursamıyor kezban!

sonra mitinglerde, sosyal platformlarda "her yerde eşitiz" diye kıçını yırtmayı biliyor ama..

dur aklından geçeni tahmin edeyim kendini aydın diye konumlandırmış sözlük okuyucusu!

"bunun ayrımcılıkla ne ilgisi var, bu bir centilmenliktir" diyorsun değil mi?

şimdi bişi derdim de çok küfrettim, daha fazla küfretmek istemiyorum..

centilmenlik diye, imtiyaza denmez. görenek haline gelmemiş jeste denir.

arabaya binerken, önce davranıp bir hanıma arabanın kapısını açmak centilmenliktir.

neden mi? sen açmasan da kadın o kapıyı açabilir çünkü. ve hiç yorulmaz, zahmet çekmez. bu bir nezakettir.

ama kitle halinde "bayanlara yer verelim, ayakta kalmasınlar, hem mazallah dayayan falan olur arkadan" gibi bir kafayla bunu bir görenek halne getirirsen, bu kadının "acziyetine" yapılan bir vurgu haline dönüşür böyle işte..

kadın çelimsizdir, güçsüzdür, zayıftır, o otursun...

şimdi ben kadın-erkek eşitliğini feministler gibi "her yerde her şartta eşitiz" kafasıyla desteklemiyorum.

hiç de öyle eşitlikçi biri değilim. hukuki ve yasal olarak hep eşitiz elbette. ama o kadar. bağnazsa bağnazım, yobazsa yobazım. ama böyle masallara inanmam.

lâfım eşitiz diye kıçını yırtıp, her yerde eşitsizlikten veryansın edip, o verilen koltuğa oturan ve o oturan kadınlara ses çıkartmayan kadınlara!

mnskym aciz misin, malül müsün, takatsiz misin, engelli misin?

sen de insansın mına koyim! benim gibi, benim kadar!

kimse sana git odun kes demiyor. kimse sana taş taşı demiyor. kimse sana şantiyede çalış demiyor..

sabahtan beri götünün keyfine gezdirdiğin bacaklarını biraz daha çalıştır diyor. hepsi bu.

ha tercih etmiyorsan ayakta durmayı, sevmiyorsan, bir sonraki dolmuşu ya da otobüsü beklersin teyzecim.

ebesinin nikahına gitmiyorsan ve extrem bir durum yoksa maximum 15-20 dakikalık sefer aralıkları var. o da maximum yani..

otobüste oturan insanın tepesine dikilen insanlar

peter pan
bitmek bilmez bir ıstırap, yıllardır düşünmeme rağmen kendimi tatmin eden bir çözüm bulamadığım sorunsal.

tek bildiğim, allah zorluk, sakatlık, halsizlik, ya da başka bir rahatsızlık vermezse, 80 ve civarı bir yaşa geldiğimde, ola ki şoförüm uzakta ve taksiye binecek param yanımda olmazsa ve bir şekilde bir otobüse binersem, asla kimseden yer istemeyeceğim, hatta beni görmesinler diye otobüsün en ücra köşesine saklanacağımdır.

hayır hiç bir surette bir an bile onlardan biri olmaya katlanamam. kendimi bu kadar ezdiremem..

ben şahsen yorgun, halsiz, rahatsız, elinde poşet ya da yük olan, terlemiş ya da çocuğu olan herkese hiç düşünmeden kalkar yer veririm. hatta oturmak istemezse ısrar eder zorla oturturum.

lâkin sırf yaşlı ya da kadın diye birine yer vermek durumu beni müthiş rahatsız ediyor. yaşlıdan kastım 90 yaşında ayakta duracak hali kalmamış nineler değil tabi ki.. memleketimdeki varoş kadınların pek çoğu 33'ten sora yaşlı style'a giriyor zaten malumunuz üzre..

başımda dikilenin dikilmesinden, onun adına utanıyorum. bu ayrı rahatsız ediyor..

böyle insanların var olmasından tiksiniyorum bu ayrı rahatsız ediyor..

eğer kalkmazsam -ki kalkmam- yaklaşık 3-4 dakika sonra vukuu bulacak olan "cık cık cık" seslerine ve otobüs halkı tarafından destek görecek olan serzenişlere "bayılıyor" ve resmen bu lafları sarf edebilmek için dua ediyor olmaları ayrı tiksindiriyor..

otobüsteki gerzeklerin "(i: insanlık ölmüş)" minvalinde,

kendini akıllı sanan beyinsizlerin de "(i: senin annene de yer vermeseler rahatsız olmaz mısın)" minvalinde dönen konuşmaları ayrı tiksindiriyor..

hülasa bu yaşlılar ve ezik kadınlar ve onların destekçisi kıçımın pozitif ayrımcıları beni toplu taşımadan nefret ettiriyor.

anneme de yer vermesinler amına koyim. eğer annemin ayakta duracak hali varsa -ki varmış ki çarşı pazar gezmiş evine dönüyor- vermesinler!

verenin ağzına sıçayım!

bir de durum öyle bir vahim hale geldi ki, resmen "(b: otobüse binen türk kadını özgüveni)" diye bir kavram gelişti..

örnek mi?

mesela gebze-harem minibüs hattı.. abartmıyorum her 30 saniyede bir geçmiyorsa insan değilim! bak 30 saniyede bir diyorum. bazıları dolu geçer, bazıları boş..

ama teyzem hiç sikinde olmadan bütün koltukları dolu olan minibüse biniyor gönül rahatlığıyla..

çünkü adı gibi emin içerde pozitif ayrımcı, kadınlara "bayaaaann" diyen bir kıronun ona yer vereceğinden..

ve alıyor arkadaş!

30 saniye daha beklemiyor, biniyor ve şıp diye bir kıro ayağa kalkıp ona yer veriyor!

gerçek lan. walla.. masal falan değil..

iki dakka ayakta durun lan! damarlarınız açılır mına koyim.. yağ bağlamış götünüz göbeğiniz bir gıdım kas yapar belki!

her tarafınız gut olmuş hala kıçınızı koyacak yer peşindesiniz! sabahtan beri bütün çarşıyı tahtırevan üzerinde mi gezdin de yüzsüz yüzsüz tepemde dikiliyorsun ezik?

cevabı önceden belli sorular

peter pan
hayattan bir anda soğutan makus teyze sorusu:

- ee seni ne zaman evlendiriyoruz bakem evladım?

her veznecinin günde 329847 kere karşılaştığı soru:

(makbuz ya da dekontu verir)

müşteri:

- hepsi bu mu, işlem tamam mı?

windows uygulamalarının bıkmadan sorduğu soru:

- devam etmek istediğinize emin misiniz?

en acı, en lanet, cevabını adın gibi bildiğin ama lanet olsun ki sormak zorunda kaldığın soru:

- akbili olan var mı?

aklıma daha çok geliyor ama bu kadarı bile hayattan soğutmaya yetti..

milli takımda beşiktaşlı futbolcu oynamaması

peter pan
bir beşiktaşlı olarak üzülsem de umrumda olmayan durumdur.

hayır, "bu fenevliler, gayseliler kendi takımlarını kuruyor zaten" kafasından değil.

"futbolcularımız gitmesin, sakatlık falan yaşarlar mazaallah" bencil kafasıyla hiç değil.

milli takım lan bu. ben bütün dertlerimi, beşiktaşlılığımı, sui zannımı bir kenara bırakıp milli takımın menfaatini düşünürüm bir türk olarak.

ben olsam şu an ben de hiç bir futbolcumuzu çağırmam. allah var yukarda, çağırmam.

benim de çağıracağım 2 adam olurdu yalnızca, onlar da mustafa'yla ismail. e ikisi de sakat.

tamam bizim de çok iyi yerli futbolcularımız var. ama o mevkiilerde oynayan daha kalibreli daha formda oyuncular var şu anda fener'de gayse'de..

ayrıca milli takımın başındaki adamların art niyetli bir şekilde kadro kurduklarına da hayatta inanmıyorum. adamın üzerinde deli gibi mesuliyet var, milyonlarca insanın baskısı omuzlarında, fenev'li diye fenev'den, gayse'li diye gayse'den topçu çağıracak hali mi olur insanın?

oğuz çetin'i şu bağlamda tenzih ediyorum. onun duygusal davranmış olduğunu çok kere hissettim. ancak art niyetinden değil, mallığından bence.. zamanında bunun gibi çok mallık yapıldı zira..

ama şimdiye bakacak olursak, bence;

asla türk milli takımı için değil, yalnızca beşiktaş için üzülünmesi gereken bir durum,

armasında ay yıldız taşıyan bir takım olan beşiktaş'ı tutan beşiktaş taraftarlarının da, hafif bir burukluk taşısalar da, bu burukluğu umursamayarak, aynı tutkuyla ay yıldızlı formayı taşıyan futbolcuları desteklemeleri gereken durum.

bence beşiktaşlılık da bunu gerektirir.

1 eylül 2012 kdç karabükspor beşiktaş maçı

peter pan
bu maçta kazanmaktan daha önemli bir şey yok.

- oyuncuların kendilerine ve takıma olan inançları ve güvenleri
- samet aybaba'nın oyuncularına ve kendine olan inancı
- taraftarın takıma olan inancı ve güveni
- tamer kıran'ın emekleri
- 2 haftada alınan 2 beraberliğin kaybettiği puanların telafisi
- quaresma puştunun, o olmadan da takımın gayet iyi gittiğini görmesi
- ve bu yarışta biz de varız demek

için,

muhakkak bir şekilde 3 puan çıkartmalıyız.

sözlük yazarlarının itirafları

peter pan
şu ana kadar altına girilen 197 entry'de yazarların ne kadar melankolik ve acı dolu gösteren başlık. kıyamam canlarım benim..

ha bi de 197 entry'nin toplasan 35'i falan itiraf. gerisi düşünce, fikir, analiz ve günlüğe yazılabilecek iç dökmelerden oluşuyor..

düşündüm de aslında takımımızla ne kadar örtüşüyoruz değil mi?

bu kadar looser'lık bir cemiyete fazla sanki..

ya beşiktaş'ın ya bizim biraz değişmemiz daha hayırlı olacak sanki..

ama beşiktaş'ımızın bu kadroyla şampiyon olması mı kolay, bizim melankolik taraftarın hayata karşı winner olması mı.. bilemedim şimdi sözlük..

ricardo quaresma

peter pan
hakkında çıkan son haberhttp://www.kartalbakisi.com/ozel/fatih-terim-quaresmayi-istiyor-h14238.html ne yazık ki dediklerimihttp://www.kartalsozluk.com/yazino/223665 doğrular nitelikte..

kadroya alıp kullanmayacaksanız, bu adamın her tarafının yağ tutmasına izin verin şubata kadar. duba gibi olsun. zaten vücut yapısı müsait.

gaysaray da antrenman yerine 2-3 ay diyetisyene gönderir artık.

ondan sonra 1 sene ayağına futbol topu değmemiş adamın da hayrını görür markacı, şekilci fatih terim..

ya benimsin ya kara toprağın quaresma!

iş artık piskopatlığa bağladı. kusra bakma..

ricardo quaresma

peter pan
olympiakos'la anlaştığı haberleri kolpanın önde gideni olan futbolcudur.

götüne don alacak parası olmayan olympiakos, quaresma'nın ancak kramponunu alabilir..

bütün bunlar gayse'nin oyunlarıdır. akılları sıra quaresma'ya olympiakos'tan teklif var gibi gösterip, bonservisini eline almasını sağlamak amacındalar.

quaresma'ya onu tatmin edebilecek parayı verebilecek tek kulüp gaysaray. hazır fenev'den cl'den elendi, kılını kıpırdatmasa 25 milyon euro cepte..

yöneticiler bu oyuna gelmemeli!

zaten adamın sözleşmesi ocak'ta bitiyor.

yarı yıllık parası olan 1.875 milyon euro'yu ödeyeceksin, ama bu herifi de şubata kadar kıçının üstüne oturtup futbol hayatını bitireceksin!!!!!

ben de istemezdim böyle olmasını ama artık iş bu noktaya geldi, yapacak bişey yok..

haa ben adım gibi eminim ki ocak'tan sonra bu herif gidip gaysaray'la imzalayacak.

herkes buna emin olsun, kendini hazırlasın..

çünkü hem istediği parayı verecek başka kulüp yok, hem gayse adamı deli gibi istiyor, hem de tahmini o yönde ki, quaresma feci diş bilemiş durumda bizim yöneticilere.. böyle yüklü parayla gelen bir intikam fırsatını tepeceğini hiç sanmıyorum..

ama boşverin. varsın, alsınlar..

siz şubata kadar bu adamı kıç üstü oturtun, hatta kadroya almayı hiç ama hiç düşünmüyorsanız, adam gibi antrenör de vermeyin, verin başına bizim en küçük yaş altyapı hocasını, üstün körü çalıştırsın, eziyet etsin..

iyice kilo alsın, yağ bağlasın..

o saatten sonra şubat'ta onu alan gaysaray'da götüne soksun.

artık turşusunu mu kurar ne bok yer, onu onlar düşünsün..

uefa ülke puanı

peter pan
murat, ahmet, cengiz ve arkadaşları mahallenin fişek delikanlılarıdır. mahallede herkese atara atar gidere gider takılırlar. kimseye göz açtırmaz, kimsede huzur bırakmaz konuşmaya gelince mangalda kül bırakmazlar.. ama aslında pısırık, korkak heriflerin tekidirler. yürekleri yoktur. işleri güçleri racon kesmektir. mahallenin dışında birileriyle bir mevzuya girdiklerinde korkudan 3,5 atarlar ve hemen atarlar yağdırarak arazi olmanın yoluna bakarlar.. bunların bütün fiyakası kendi mahalleleri içindedir.

çünkü mahalledeki mevzularda onları kollayacak, kahveci bekir abi, deli emin ve mahallenin diğer abileri vardır. bunlar onları kollar, her durumda yanlarında bulunurlar.. bunlardan aldıkları güç ve cesaretle mahallede barut gibi takılırlar ama mahalleden çıkınca süt dökmüş kediye dönerler..

aralarında bir tane dursun vardır. eski bir tarihte bir mevzu olmuş, bu dursun da sonra hapse girip çıkmış, mahalle dışından birini yaralamaktan.

bizim diğer yancı tipler de hala onun sözüm ona "kahramanlığını" ve başarısını anlatıp, kendilerine cesaret verecek bir dayanak bulurlar.. ama aslında dursunda da bir bok yoktur. zamanında bir cesaret gösterip kendisinin bile şaşıracağı bir hareket yapmıştır işte.. hayat..

mahalle dışında bir mevzu olup, dayak yediklerinde ya da rezil olduklarında ise, mahallelerine dönüp hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam ederler.. yüzsüzlüğün dibine vurmuşlardır..

ezik, cahil, yüreksiz ve onursuz insanlardır.. hala aynalı tahir takılmaya, hala insanların huzurunu bozmaya, hala ben kralım diye takılmaya devam ederler..

-------------------------------------

işte türk futbolunun durumu da bunun aynısıdır.

uefa ülke puanımızın yerlerde sürünmesinin sebebi de budur.

murat, ahmet, cengiz yerine fener, bursa, trabzon ve diğer takımları koy...

dursun'a gaassaray'ı..

mahallenin koruyucu abilerinin yerine de federasyonu, yayıncı kuruluşu ve kulüp yöneticilerini koy, bir daha oku..
33 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol