confessions

la bebe

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 696
  2. takipçi 0
  3. puan 14262

cevher özer

la bebe
olası bir şampiyonluk durumumuzda, o renkli formanın kendisinde ne kadar eğreti durduğunun da ayırdına vararak, "başkanım beni al" olayına gireceğini düşündüğüm eksi kaptan.

ait olduğu yeri belirleyebilmek adına, şu fotoya bakmak yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
http://tinyurl.com/6rugkjx

oğlum bak git

la bebe
kocaeli/gölcük'te yaşanan ve enteresan hikayesiyle şaşırtan yeni sosyal medya sloganı.

hikayesine gelince;
kendisiyle kekeme olduğu için dalga geçilen temizlik işçisi selçuk, alay edişlerin dozu kaçınca çocuğa bir tokat atıyor. daha sonra olay çıkacağını sezen çocuğun arkadaşı ise, eline kamerayı alıp çekmeye başlıyor. olayın ardından kafasına 20 adet dikiş atılan artist ergenin ailesi, selçuk'tan şikayetçi oluyor; olay sosyal medyada bu denli yayılınca da şikayetini geri alıyor.

yaşça diğerlerinden büyük olan yazarlar

la bebe
insanlara ağabey/abla diye hitap etmeyi pek tercih etmeyen şahsıma, biri kendi diğeri zevcesi için olmak üzere bu hitapların her ikisini de kullandırtacak kadar babacan olabilen, elleri yanakları öpülesi yazarlardır.

kimden bahsettiğimi belirtmeye hacet yok ama, yine de belirteyim: dingoc

ha bir de sözlüğün huysuz ihtiyarı simsiyah var ki, kendisi hayatı ergenlik sınırlarında yaşamasıyla biz gençleri kendisine fena halde imrendiriyor.[ybkz]swh[/ybkz]

galatasaray taraftarı

la bebe
taraftar forumlarında, 7 kişilik rotasyonla oynayan basketbol takımımız ile alakalı olarak "ergin ataman efes'i çalıştırırken takımdaki bir oyuncuda dopinge rastlanmıştı, acaba şimdi de bunlar mı doping yapıyo ulan???!? niye hiç yorulmuyolar abi :(( " muhabbeti çeviren mal topluluğu.

hırs ve ruhtan ne denli bihaber olduklarını da görmüş oluyoruz.

ve bir de şu var: (bkz: kişi kendinden bilir işi)

aşık veysel

la bebe
---------------alıntı---------------

Anadolu'nun bir köyünde sakin bir akşam, karı koca uyumak için yatağa girerler. Kadının gözüne bir türlü uyku girmez, çünkü o gece özeldir. gece kocasını terkedecektir, hem de sevgilisi ile köyden kaçarak...

Kocasının uyumasından bayağı bir zaman sonra, pencerede beklediği taşın sesini duyar kadın. Ayakkabılarını giyip, önceden hazırladığı eşyalarını alıp bahçede bekleyen sevgilisinin yanına gider ve koşarak oradan kaçarlar. Koşarlarken kadının ayağını bişey rahatsız eder, ayakkabısının içinde bir şey vardır ama kadın mecburdur koşmaya ayağını rahatsız eden şey için durma lüksü yoktur. Anadolu'dur burası, töredir, cinayettir geride bıraktıkları. Belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra nefeslenmek için dururlar. Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki : "Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor, çıkartıp bakar. O da ne? Ayakkabısının içinde bir tomar para! Kocası her şeyin farkında. Biliyor ki gidecek, "Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti."

O Yoksul köylü; bütün parasını başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koymuştur.

Bu hareketi yapan kişi ne üniversite mezunudur ne de yüksek lisans yapmıştır. Hatta hayatında tek bir kitap bile okumamış, okuyamamıştır.

O güzel insanı, O onurlu davranışı sergileyen, O terk edilen adamı HEPiNiZ TANIYORSUNUZ.

şimdi sorarım size;
Bu memlekete töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır yoksa, Aşık Veysel gibi hayatında hiç kitap okumasa/okuyamasa bile kitap gibi hayat yaşayan adamlar mı yakışır?

---------------alıntı---------------

hikayenin anlatıcısı için, (bkz: sunay akın)

fenerbahçe taraftarı

la bebe
sezon boyunca "şampiyonluk gelirse, dünyaları yakarız bikbikbik" diye öten; fakat söz konusu yakma eylemini, daha ziyade şampiyonluğu ellerinden kaçırdıkları zamanlarda gerçekleştiren beyin fukarası topluluk.

12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçının ardından yarattıkları maddi/manevi tahribat da kat'iyen vandalizm değildir, yalnızca "bazı istenmeyen olaylar"dır. sinan engin'in de dediği gibi, iki molotof kokteyli attılar diye o kadar abartmaya gerek yok.

hı hım.

bülent ersoy

la bebe
cinsiyet değişiminin üzerinden yaklaşık 30 sene geçmiş olmasına rağmen, halen hakkında seksist esprilerin dönüyor olmasının ciddi anlamda sıkıcı olmaya başladığı sanatçı.

eleştireceksen yaşının 3'te 1'ine tekabül eden yaştaki gençlerle takılmasını eleştir, gösterişe olan düşkünlüğünü eleştir, kaf dağı'ndaki burnunu eleştir.

yok ayakta işemeyi özlemiş miymiş de, bilmem ne de.
te allahım.

beşiktaş'taki yerli futbolcu kalitesi

la bebe
ülkemizdeki herhangi bir anadolu takımıyla hemen hemen aynı seviyelerde seyreden, zaman zaman daha bile düşük olabilen kalitedir.

bu sezon beşiktaşımızın canını yakan anadolu takımlarını ve bu takımların futbolcularını şöyle üstünkörü bir şekilde de olsa gözümüzün önüne getirelim. getirdik mi? Tamam. şimdi bir de veli kavlak'ı, ismail köybaşı'nı, ekrem dağ'ı gözümüzün önüne getirelim. Ona da tamam.

bu kıyaslamayı yaptıktan hemen sonra bir de bizimkilerin aldığı paraları düşünelim.
o parayla kayserispor'un tüm kadrosunun kurulabileceğini aklımıza getirelim.
sonra aynı kayserispor'un bizi inönü'de ve kadir has'ta yendiğini anımsayalım.

bunların hepsini yaptıysak dağılabiliriz.
yeter bu kadar beyin jimnastiği.

sisman ve kezban

la bebe
yazdığı şeylerin başka insanlar için pek bir şey ifade etmemesi şöyle dursun, tematik entryleriyle sözlüğümüzün çok uzun bir aradan sonra 5. sayfayı geçmiş bir sol frame'inin olmasına vesile olmuş yazardır.

yazdığı şeylerle alakalı fikir beyan etmek biz diğer yazarlar için pek kolay olmasa da, en büyük sorunlarından birisi entry azlığı olan sözlüğümüz için ne denli zor bir işi başardığı da aşikar.

la bebe ve şaşırma halleri
siyahbeyazbiradamın la bebe sendromu
hurremsoultan ın türk kahvesi
dingoc un hürremi affedememesi
ben primus a primusum derim arkadaş

gibi başlıklar, diğer yazarlarımız için bir şey ifade ediyor mu? Hayır.
herhangi bir rahatsızlık veriyor mu? Ona da hayır.

her şeyi hallettik, bu adamın tematik başlıkları battı yani ha?
yapmayın allah aşkına, bırakın yazsın adam.
tekrar hoş gelmiş.

çocuk istismarı

la bebe
çocukların ebeveynleri yahut diğer kişiler tarafindan, fiziksel ya da ruhsal, olumsuz durumlarla karşı karşıya bırakılmasıdır.
yani sanılanın aksine, yalnızca cinsel istismarla sınırlı değildir.

nadiren görüldüğü düşünülse de, dünya çapında oldukça sık rastlanan bir durum olarak karşımıza çıkmakta olup; bilhassa arap ülkelerinde ve diğer çocuk gelin vak'alarının sıklıkla görüldüğü yerlerde olmak üzere, türkiye'de de oldukça fazla çocuk istismarı hadisesine rastlanmaktadır.

çocukların sıklıkla kullanıldığı reklamlarda (misal, cell-o can'lı turkcell reklamları),
çocukların yarıştırıldığı ve üzerlerinden rantların sağlanıldığı türlü programlarda (acun ılıcalı'nın çocukları kapıştırdığı yetenek yarışmaları gibi),
çocuk işçilerin çalıştırıldığı mecralarda,
reyting uğruna çocukların iğrenç olay örgüleri içerisine dahil edildiği ve sürekli ağlatıldığı dizi yahut filmlerde (öyle bir geçer zaman ki),
ebeveynleri tarafından kötü muamelelere maruz kalan çocukların olduğu yerlerde, çocuk istismarından bahsedebilmekteyiz.

söz konusu vak'alara, ülkemizin en mutaassıp bilinen yerlerinde rastlandığını hesaba katacak olursak da; "asalım onları yeaa!" demekten ziyade, çocuklara birer birey gibi davranma bilincinin kazandırılmasının, diğer tüm yaptırımlardan daha kalıcı bir çözüm olduğu görülecektir. elbette çocuk istismarında bulunanların en yüksek cezaları alması icap eder fakat, birey bazında tek tek cezalandırılarak bu can sıkıcı detayların aşılmasının mümkün olmadığını da öngörmek gerek.

çocukları ailenin bir bireyi olarak görmek,
cinselliği tabu haline getirmemek, çocuğun yaşıyla orantılı olarak gerekli bilgilendirmeyi aşamalı olarak yapmak,
çocukları, insanların zaaflarına ulaşma konusunda birer araç olarak görmemek,
ve en önemlisi de; çocukların, maksimum 10-15 yıl sonra bir yetişkin haline geleceğinin ve ruhsal ya da fiziksel sağlığına bugün yapılacak olumsuz bir müdahalenin, sapkın bir topluma gebe olabileceğini unutmamak gerekmektedir.

söyleyemem derdimi kimseye

la bebe
Hicaz makamından bir şükrü tunar bestesi.

Söyleyemem derdimi kimseye
Derman, derman olmasın diye
inleyen şu kalbimin sesini
Ağyar, ağyar duymasın diye

Sakladım göz yasımı
Vefasız o yar, o yar
Görmesin diye

Söyleyemem derdimi kimseye
Derman, derman olmasın diye
inleyen şu kalbimin sesini
Ağyar, ağyar duymasın diye

Sakladım göz yasımı
Vefasız o yar, o yar
Görmesin diye.

http://tinyurl.com/7f7myow
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol