2 aralık 2012 beşiktaş haslum hk ehf 3. tur maçından sonra yaşadığı travma yüzünden hentbolu bırakıp mankenlik,balıkçılık,ayakçılık gibi mesleklere yönelmesi gereken özünde iyi fakat içinde bulunduğumuz şartlar yüzünden tarafımızca aşırı mobbinge uğramış kaleci.
ayrıca; olm henrik, olm henrik ruud;sen iyi kalecisin ama mentaliten 20 üzerinden 3. takımındaki liseliler bile norveççe küfürlere,tehditlere gülüp geçerken sen nasıl bocaladın oğlum? are you player?
norveç'in haslum hk takımını eledikten sonra ehf kupası'nda son 16'ya kalan takımımız.
grup aşamalarındaki rakipleri 6 aralık 2012 tarihli kura çekiminde belli olacak, ama fark etmez, bizde bu yürekli oyuncular varken,bu seyirci varken sonuna kadar savaşırız. ayrıca her rakibin kalecisini önceden araştırıp fobileri üzerinden tepkiler hazırlamak gibi planlarım var.
bu arada haslum hk takımına deplasmanda nasıl 11 farkla yenildiğini merak eden varsa diye ekleyeyim; maçta ramazan döne,viktor ladyko,valeri gibi önemli oyuncularımızın sayısının olmadığını görebilirlerhttp://www.eurohandball.com/ec/ehfc/men/2012-13/match/3/023 sanırım bu oyunculardan yoksun çıktık maça, yoksa ramazan döne'nin golsüz geçtiği bir maç mümkün mü ha?
bu bile takımımızın nasıl zorluklarla boğuştuğunu gösteriyor aslında.
grup aşamalarındaki rakipleri 6 aralık 2012 tarihli kura çekiminde belli olacak, ama fark etmez, bizde bu yürekli oyuncular varken,bu seyirci varken sonuna kadar savaşırız. ayrıca her rakibin kalecisini önceden araştırıp fobileri üzerinden tepkiler hazırlamak gibi planlarım var.
bu arada haslum hk takımına deplasmanda nasıl 11 farkla yenildiğini merak eden varsa diye ekleyeyim; maçta ramazan döne,viktor ladyko,valeri gibi önemli oyuncularımızın sayısının olmadığını görebilirlerhttp://www.eurohandball.com/ec/ehfc/men/2012-13/match/3/023 sanırım bu oyunculardan yoksun çıktık maça, yoksa ramazan döne'nin golsüz geçtiği bir maç mümkün mü ha?
bu bile takımımızın nasıl zorluklarla boğuştuğunu gösteriyor aslında.
halen etkisinden çıkamadığım maç. üstüne kahve içtik, eve geldim yüzümü yıkadım yemek yiyeceğim birazdan,halen adrenalin damarlarımda etkinliğini koruyor.
maçı değerli yazarlarımız albatros ve newcastle ile izledim, bir önceki turda romanya ekibini 7 sayılık dezavantaja rağmen elemeyi başarmıştık ama bu sefer karşımızda iskandinav ekolünden hem de 11 sayı avantajla istanbul'a gelen bir takım vardı. ne kadar sıkı bir takım oldukları maç öncesi ısınma esnasında bile belli oluyordu.
maça müthiş başladık,fakat rakibin kalecisini etkilememiz lazımdı. kendisi de bir kaleci olan ve kaleci psikolojisinden anlayan yazarımız newcastle ile birlikte scott carson'u andıran haslum kalecisine 'keeper,keeper' diye bağırıp her golümüzden sonra '4 gol kaldı' gibi şeyler bağırmamızın yanı sıra bendeniz de affedersiniz kaleciye mütemadiyen ingilizlerin 'wanker' mealindeki hareketini yaptım.
kalecinin psikolojisi zayıf olsa gerek saçma sapan goller yemeye başladı, ilk yarıyı 9 sayı önde kapadık.
ikinci yarıda sessiz sakin tribünün önünde oynayan kaleci,ki adı henrik ruud tovas imiş, biraz önce öğrendim,bir anda panter kesildi,fark 6'da takılı kaldı. kalecimize mobbinge devam etmek amacıyla tribün değiştirdik fakat bu sefer de sus pus oturan tiplerin arasına düştük, laf aramızda, bize oturmamızı söyleyen kelli felli birine ayağa kalkmasını,oranın tribün olduğunu söyleyince kendisi kavga çıkardı ve bu kavga bir anda bulunduğumuz tribünü ateşledi. oturarak maç izleyen genç hentbolcular bizimle beraber ayağa kalkıp bağırmaya başladı, bu arada takım da tolga özbahar'ın müthiş performansıyla farkı açmaya başlamıştı.
maçın bitimine 2 dakika kala kaleciye 'hey keeper! it's over, it's all over' şeklinde bağırmamızdan sonra garibim ruud önce bir şaşırdı,kafasını çevirip süreyi kontrol etti,yakışıklı iskandinav yüzüne bir şapşallık oturdu,bir yandan da '1 gol daha yersem eleniriz,hassiktir' endişesine kapıldığını gizleyemedi. ve evet önce farkı 12'ye çıkardık,ardından müthiş bir savunmayla turu geçtik. gittiğim 4. hentbol maçı olmasına rağmen bu takımla gurur duyuyor, oyuncuların hepsini ailemden bireyler gibi görüyorum. helal olsun sizlere,helal olsun!
not: çok merak ediyorum bu maçı izlemeye yönetimden bir tek kişi bile geldi mi? umarım gelmişlerdir,umarım bu maçın öneminden haberleri vardır. çünkü bu maç hentbol dünyasında üçüncü dünya ülkesi konumundaki ülkemizin tüm zorluklara rağmen bu sporun en büyük ekollerinden birinin temsilcisini elemesi itibariyle adeta bir milli başarıdır. gönül ister ki yönetimimiz hentbol takımını ve teknik ekibini kabul etse,onları tebrik etse, bir de maaşlarını ödese.
edit: yapmadan duramam, türk medyasına selam çakayım buradan; (b: haslum geldi mazlum döndü)
maçı değerli yazarlarımız albatros ve newcastle ile izledim, bir önceki turda romanya ekibini 7 sayılık dezavantaja rağmen elemeyi başarmıştık ama bu sefer karşımızda iskandinav ekolünden hem de 11 sayı avantajla istanbul'a gelen bir takım vardı. ne kadar sıkı bir takım oldukları maç öncesi ısınma esnasında bile belli oluyordu.
maça müthiş başladık,fakat rakibin kalecisini etkilememiz lazımdı. kendisi de bir kaleci olan ve kaleci psikolojisinden anlayan yazarımız newcastle ile birlikte scott carson'u andıran haslum kalecisine 'keeper,keeper' diye bağırıp her golümüzden sonra '4 gol kaldı' gibi şeyler bağırmamızın yanı sıra bendeniz de affedersiniz kaleciye mütemadiyen ingilizlerin 'wanker' mealindeki hareketini yaptım.
kalecinin psikolojisi zayıf olsa gerek saçma sapan goller yemeye başladı, ilk yarıyı 9 sayı önde kapadık.
ikinci yarıda sessiz sakin tribünün önünde oynayan kaleci,ki adı henrik ruud tovas imiş, biraz önce öğrendim,bir anda panter kesildi,fark 6'da takılı kaldı. kalecimize mobbinge devam etmek amacıyla tribün değiştirdik fakat bu sefer de sus pus oturan tiplerin arasına düştük, laf aramızda, bize oturmamızı söyleyen kelli felli birine ayağa kalkmasını,oranın tribün olduğunu söyleyince kendisi kavga çıkardı ve bu kavga bir anda bulunduğumuz tribünü ateşledi. oturarak maç izleyen genç hentbolcular bizimle beraber ayağa kalkıp bağırmaya başladı, bu arada takım da tolga özbahar'ın müthiş performansıyla farkı açmaya başlamıştı.
maçın bitimine 2 dakika kala kaleciye 'hey keeper! it's over, it's all over' şeklinde bağırmamızdan sonra garibim ruud önce bir şaşırdı,kafasını çevirip süreyi kontrol etti,yakışıklı iskandinav yüzüne bir şapşallık oturdu,bir yandan da '1 gol daha yersem eleniriz,hassiktir' endişesine kapıldığını gizleyemedi. ve evet önce farkı 12'ye çıkardık,ardından müthiş bir savunmayla turu geçtik. gittiğim 4. hentbol maçı olmasına rağmen bu takımla gurur duyuyor, oyuncuların hepsini ailemden bireyler gibi görüyorum. helal olsun sizlere,helal olsun!
not: çok merak ediyorum bu maçı izlemeye yönetimden bir tek kişi bile geldi mi? umarım gelmişlerdir,umarım bu maçın öneminden haberleri vardır. çünkü bu maç hentbol dünyasında üçüncü dünya ülkesi konumundaki ülkemizin tüm zorluklara rağmen bu sporun en büyük ekollerinden birinin temsilcisini elemesi itibariyle adeta bir milli başarıdır. gönül ister ki yönetimimiz hentbol takımını ve teknik ekibini kabul etse,onları tebrik etse, bir de maaşlarını ödese.
edit: yapmadan duramam, türk medyasına selam çakayım buradan; (b: haslum geldi mazlum döndü)
ortaokul yıllarında okuduğum (b: çocukluğum) eseriyle içimdeki edebiyat sevgisini büyüten üstat.
1 aralık 2012 tarihli türkiye-portekiz kadınlar hentbol maçı esnasında spikerinin 2 aralık 2012 beşiktaş haslum hk ehf 3. tur maçının akatlar'da oynanacağını aktardığı spor kanalı.
bakıyoruz,maç seba'da. e arkadaş,ne sikime yalan yanlış bilgi veriyorsunuz insanlara? ben yağmur çamurda maç saatinde mal gibi akatlar'a gitsem ne olacak? ama fenerbahçe kadınlar curling takımının hazırlık maçı olsa skoru yayını kesip anında bildirirsiniz değil mi? hırbolar sizi.
bakıyoruz,maç seba'da. e arkadaş,ne sikime yalan yanlış bilgi veriyorsunuz insanlara? ben yağmur çamurda maç saatinde mal gibi akatlar'a gitsem ne olacak? ama fenerbahçe kadınlar curling takımının hazırlık maçı olsa skoru yayını kesip anında bildirirsiniz değil mi? hırbolar sizi.
şampiyon olduğu sezonki katı savunma ve hızlı kontratağa dayalı futbolundan vazgeçip ofansif oyuna geçiş yapmış fakat bu sisteme ayak uyduramayıp bocalamaktan kendini alamamış kulüp.
ne koçluğuna ne beşiktaşlılığına ne de adamlığına laf edilebilecek koç. hayır siz edebilirsiniz,ben etmem, çarpılırım çünkü. adamın fransa ligi'nden nba'e yolladığı oyuncular, cholet'yi fransa basketbolunda önemli bir aktör haline getirmesi bile yeter. beşiktaş'ın başına çok zor zamanda geçti,bütçe dardı, tanıdığı oyuncuları getirmesi gerekiyordu ve evet transferler maalesef fiyasko. bunda en önemli etken fransa ve türkiye ligleri arasındaki sıklet farkı olabilir; dasic-markota-christopher-falker gibi oyuncular fransa'da bir takımı şampiyon yapabilecekken türkiye'de rezilleri oynayabilir. benim tek merak ettiğim şey neden öğrencisi mickael gelabale'i transfer etmedi? acaba denedi de gelabale 'yok hocam ben zagreb'de oynayacağım' mı dedi?
tamam bütçemiz düşük falan ama cedevita zagreb'in bütçesinin bizimkinden yüksek olduğunu sanmıyorum. euroleague'e büyük ekonomik zorluklarla başladılar ama kadrolarında vlado ilievski,mickael gelabale,luksa andriç gibi oyuncular var.
kendisinin önündeki tek engel doğru kadroyu oluşturmaktır. basketbolda dar bütçelerle de çok iyi takımlar oluşturulduğu düşünülürse kendisine güvenim tam. işte o zaman harika bir basketbol oynayacağız eminim.
tamam bütçemiz düşük falan ama cedevita zagreb'in bütçesinin bizimkinden yüksek olduğunu sanmıyorum. euroleague'e büyük ekonomik zorluklarla başladılar ama kadrolarında vlado ilievski,mickael gelabale,luksa andriç gibi oyuncular var.
kendisinin önündeki tek engel doğru kadroyu oluşturmaktır. basketbolda dar bütçelerle de çok iyi takımlar oluşturulduğu düşünülürse kendisine güvenim tam. işte o zaman harika bir basketbol oynayacağız eminim.
genellikle bu cümleyi kuran erkek kişisi cümlesine müteakip 'ateş ediyor ateşşş' diyerek mabadı mitralyöze benzetir.
(b: hey ya) adlı şarkı bu grubun zirvesidir,dinlerken coşmamak imkansızdır;
http://tinyurl.com/377hjtf
http://tinyurl.com/377hjtf
ne pahasına olursa olsun, gerekirse takımı baştan kurup basketbolun zirvesi euroleague'de mücadele etmektense kadro olarak diğer rakiplerinden 2 gömlek üstün olduğu eurocup'ta şampiyonluk kazanmayı yeğleyen koç.
navarro ve mickeal'ın yokluğunun avantajımız olması gereken maç. ispanya ligine kabus gibi başlamış, ezeli rakibi real 9'da 9 yapmışken 4 yenilgi alan bir barcelona var karşımızda. düşük tempoyla kontrolü elinde tutup sert savunmayla maçı kazanmaya çalışan bir takım,elbette huertas,lorbek,jawai hatta wallace büyük tehditler ama biz de sahamızda ve coşkuluyuz.
büyük usta ferhan şensoy'un da dediği gibi;
'tanrı çok büyük,insanı yaratmış. insan da pek küçük değil,tanrıyı yaratmış.'
büyük usta ferhan şensoy'un da dediği gibi;
'tanrı çok büyük,insanı yaratmış. insan da pek küçük değil,tanrıyı yaratmış.'
29 yaşına kadar avrupa'da doğru düzgün bir takımın formasını giymemiş, avrupa basketbolunu takip edenler tarafından bile bilinmeyen bir garip oyuncu.
ha,madem krizdeyiz ekonomik olarak parlak durumda değiliz,o zaman neden pota altına güçlü bir oyuncu almıyoruz?
evet önyargılıyım ve umarım beni yanıltır kendisi.
ha,madem krizdeyiz ekonomik olarak parlak durumda değiliz,o zaman neden pota altına güçlü bir oyuncu almıyoruz?
evet önyargılıyım ve umarım beni yanıltır kendisi.
kim bu haslum? dedim ve rakibin norveç takımı olduğunu öğrendim. iskandinav ülkelerinin hentbolda nasıl ekol olduğunu biliyoruz,bu maçta ne olursa olsun takımımızın yanında olup rakibi salonda boğacağız.
edit: haslum'un norveç takımı olduğunu yeni öğrendiğim için eksiyi yedim sanırım. siz de haklısınız ama futbol,basketbol,dersler iş güç derken haslum'a vakit ayıramadım, özür dilerim.
edit: haslum'un norveç takımı olduğunu yeni öğrendiğim için eksiyi yedim sanırım. siz de haklısınız ama futbol,basketbol,dersler iş güç derken haslum'a vakit ayıramadım, özür dilerim.
ilk yarısında pendik'in çok etkili oynadığı, bir topunun direkten bir tehlikeli atağının da serkan kırıntılı'dan döndüğü ve 45'de mehmet topuz'un golüyle fenerbahçe'nin öne geçtiği maç.
fenerbahçe taraftarının ezeli rakibi pendik'i boş verip beşiktaş'a küfretmesi maçın ilginç anlarından. durun olm daha yarım saat var adamlar takar makar,neme lazım.
fenerbahçe taraftarının ezeli rakibi pendik'i boş verip beşiktaş'a küfretmesi maçın ilginç anlarından. durun olm daha yarım saat var adamlar takar makar,neme lazım.
3-2 kazandığımız maç. şu savunmaya bir şey yapılsın ama, a*karagücü'nden de 2 gol yiyorsan oturup düşüneceksin, aga biz napıyoruz diyeceksin. julien escude maalesef vasatın da altında, savunma her maç gol yiyeceği sinyalini defalarca veriyor.
86'da oyuna 81'de giren ibrahim toraman'ın ortasına kafayı vuran batuhan'ın skoru 3-2 yaptığı maç.
60. dakikada uğur boral'ın aldığı penaltıyı gole çeviren hilbert skoru 2-2 yaptı. böylesine kritik bir topta sorumluluk alıp hatasını affettirmesi hilbert açısından güzel bir durum. bu arada ikinci yarıda uğur boral ve batuhan'ın sahada olduğunu belirtip savunmada artık rezalet ötesi hatalar olmasın temennimizi yineleyelim.
holosko'nun golüyle 1-0 öne geçmemize rağmen akıllara zarar savunma hataları sonucu 2-1 geriye düştüğümüz maç. hele ikinci gol öncesi hilbert'in bir asisti var ki,fena.
ilk yarının son kısmı kaleci bayram ve takımımız arasında geçti ama bu rezalet savunmayla işimiz çok zor.
dipnot olarak a*karagücü'nün ilk golünü atan 10 numaralı oyuncusu timur özgöz'ün hareketleriyle neyi amaçladığı ise muamma. elini kulağına götürüp 'sizi duyamıyorum' mealindeki kışkırtıcı hareketiyle ankara sokaklarında gecekondu döküntüleriyle büyümüş ve hiçbir zaman sınıf atlayamayacak 3. sınıf bir futbolu olduğunu gösterdi.
ilk yarının son kısmı kaleci bayram ve takımımız arasında geçti ama bu rezalet savunmayla işimiz çok zor.
dipnot olarak a*karagücü'nün ilk golünü atan 10 numaralı oyuncusu timur özgöz'ün hareketleriyle neyi amaçladığı ise muamma. elini kulağına götürüp 'sizi duyamıyorum' mealindeki kışkırtıcı hareketiyle ankara sokaklarında gecekondu döküntüleriyle büyümüş ve hiçbir zaman sınıf atlayamayacak 3. sınıf bir futbolu olduğunu gösterdi.
skor ne olursa olsun top 16'ya kalışımızı kutlayacağımız güzel bir gece olacak. bir de barcelona'yı yenebilirsek değmeyin keyfimize. imkanı olan herkesin görmesi gereken bir maç.
tek olumlu katkısını türk müziğine şöyle vermiş, pislik kulüp. batsın lan böyle kulüpler,var olmasın daha iyi.
millwall,hellas verona,rangers gibi onlar da ilahi adaletten kaçamadılar.
ama şunun için bir teşekkürü hak ediyorlar.
http://tinyurl.com/d2gtf99
millwall,hellas verona,rangers gibi onlar da ilahi adaletten kaçamadılar.
ama şunun için bir teşekkürü hak ediyorlar.
http://tinyurl.com/d2gtf99
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?