(bkz: fatman and robin)
http://tinyurl.com/c7hcnk8
16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçında sahada bir bok yapmadan ruh gibi gezinip iki faul yapıp iki sarıdan atılan oyuncu. bir de isyan ediyor '2 faul yaptım aga yea' diye, lan dangoz, yaptığın iki faul de sarı kartlık zaten. ama kendisi bu boktan performansını unutturacak bir şey yapıyor, çıkarken önce hakeme sataşıp sonra armayı öpüp birçok fenerbahçe taraftarına 'helal olsun' dedirtiyor. yabancılar çok kolay çözüyor türk futbolunun sığ yapısını. aynısını bursa deplasmanında quaresma da yapmıştı ve birçoğumuz helal olsun adama demiştik. sen sahada hiçbir şey vermeyeceksin, sonra atılırken hamasete başvurup taraftarı kafalayacaksın. ne ala, gerçi bu taraftarlar her şeye layık ya neyse, helal olsun sana meireles aferin.
ligin en iyi futbol oynayan birkaç takımının arasındaki antalyaspor'a kupada elenen takım.
benim takıldığım nokta maçtan sonra hala 'bu takımla olmaz,bize yıldız lazım' diyen tipler oldu. takım beklenenin üzerinde performans gösterince şımarık taraftarlar yine gerçekleri unutup şarlamaya başladı. lan pezevenk, sen üç otuz paraya ev geçindirmeye çalışan babandan spor araba isteyebiliyor musun? bu takım yıldız haritası gibiyken bu kadar keyif verdi mi? kaldı ki başarının formülü 1 hücumda 1 savunmada olmak üzere 2 yıldız,çok sayıda asker oyuncudur,galatasaray'ın uefa'yı alırken geride popescu hücumda hagi, orta sahada da sürekli pres yapan emre-okan-suat gibi oyuncularla başardığı gibi.
bir oyuncu alırsın maddi gücün elverirse, fernandes kadar yararlı olacak nokta transferi yaparsın, oğuzhanla,neciple devam edersin. bu plastik taraftarların bilinçlenmesi şart. bilinçlenmiyorsanız siktirin fenerbahçe'yi tutun, yıldızsa yıldız. galatasaray'ı tutun; seksi mi seksi. götünüz yemiyorsa her maçtan sonra ağlamayacaksınız bize yıldız lazım diye.
bazen sırf şu yavşakların şımarmaması için takımın göz önünde olmamasını istiyorum. güzel oynayalım ama 4., 5. falan olalım, medya övmesin takımı, bu pezevenkler de barcelona'yı falan tutsun uzaklaşsın kulüpten biraz.
umarım yönetim bu yoldan geri dönüp borç harç saçma transferlere girişmez, bu sene oğuzhan, seneye muhammet, ondan sonra başkası...yavaş yavaş oturacak bu takım, yeter ki içimizdeki parazitlere kulak asılmasın.
benim takıldığım nokta maçtan sonra hala 'bu takımla olmaz,bize yıldız lazım' diyen tipler oldu. takım beklenenin üzerinde performans gösterince şımarık taraftarlar yine gerçekleri unutup şarlamaya başladı. lan pezevenk, sen üç otuz paraya ev geçindirmeye çalışan babandan spor araba isteyebiliyor musun? bu takım yıldız haritası gibiyken bu kadar keyif verdi mi? kaldı ki başarının formülü 1 hücumda 1 savunmada olmak üzere 2 yıldız,çok sayıda asker oyuncudur,galatasaray'ın uefa'yı alırken geride popescu hücumda hagi, orta sahada da sürekli pres yapan emre-okan-suat gibi oyuncularla başardığı gibi.
bir oyuncu alırsın maddi gücün elverirse, fernandes kadar yararlı olacak nokta transferi yaparsın, oğuzhanla,neciple devam edersin. bu plastik taraftarların bilinçlenmesi şart. bilinçlenmiyorsanız siktirin fenerbahçe'yi tutun, yıldızsa yıldız. galatasaray'ı tutun; seksi mi seksi. götünüz yemiyorsa her maçtan sonra ağlamayacaksınız bize yıldız lazım diye.
bazen sırf şu yavşakların şımarmaması için takımın göz önünde olmamasını istiyorum. güzel oynayalım ama 4., 5. falan olalım, medya övmesin takımı, bu pezevenkler de barcelona'yı falan tutsun uzaklaşsın kulüpten biraz.
umarım yönetim bu yoldan geri dönüp borç harç saçma transferlere girişmez, bu sene oğuzhan, seneye muhammet, ondan sonra başkası...yavaş yavaş oturacak bu takım, yeter ki içimizdeki parazitlere kulak asılmasın.
porto forması giyecekmiş, bu habere hem kendisi için hem de beşiktaş için sevindim. sonuçta kendisinin artık beşiktaş ile sağlıklı bir bağı olamayacağı ortadayken kariyeri boyunca tek istikrarlı dönemini geçirdiği porto'ya dönecek olması çok güzel bir haber. quaresma için porto maçları izlemiş biri olarak temennim eski günlerine dönmesi, ki lucho gonzalez-defour-moutinho orta sahası, martinez-varela-jackson rodriguezli hücum hattıyla beraber eğer form tutarsa çok başarılı olur, quaresma bu saatten sonra porto'dan başka yerde dikiş tutturamaz,yolu ve yolumuz açık olsun.
edit: sezon sonuna kadar alacaklarına karşılık bonservisi verilmiş, kendisinin yıllık 3.7 milyon euro aldığı düşünülürse bu zor zamanda kaba hesapla en azından 1.5 milyon euroluk yükten kurtulmak bize iyi gelecek,hatta bu parayla umut vaat eden yetenekli bir oyuncu transfer edilebilir.
edit: sezon sonuna kadar alacaklarına karşılık bonservisi verilmiş, kendisinin yıllık 3.7 milyon euro aldığı düşünülürse bu zor zamanda kaba hesapla en azından 1.5 milyon euroluk yükten kurtulmak bize iyi gelecek,hatta bu parayla umut vaat eden yetenekli bir oyuncu transfer edilebilir.
bitiriciliği 20 üzerinden 4 olan orta saha oyuncumuz. 12-13 olsa şimdi 4-5 puan fazlamız olabilirdi,canı sağolsun. çalışarak düzeltilemeyecek bir şey değil. biraz sakin kalabilse o golleri atar, ama kanatta değil ortada şans bulması lazım. kendisi fuleli bir oyuncu değil,kanatlardan driplinglerle ilerleyemeyeceği ortada,ama orta sahada oğuzhan'ın cezası varken onun rolünde oynatılsa çok daha etkili olabilir.
ha,o zaman kanatta kim oynayacak derseniz, tabi ki uğur boral. bekte de emre özkan. hadi samet hoca duy artık bu sesi.
ha,o zaman kanatta kim oynayacak derseniz, tabi ki uğur boral. bekte de emre özkan. hadi samet hoca duy artık bu sesi.
en skorer oyuncusu jessica breland'ın maaşını ödeyemeyen takım.
sen en iyi oyuncunun maaşını 'ödeyemeyeceksin', o da ülkeyi terkedecek, takım küme düşecek, siz de sezon başında kapatmak istediğiniz ama taraftar tepkisi yüzünden kapatamadığınız şubenin fişini çekmiş olacaksınız. aferin size.
sen en iyi oyuncunun maaşını 'ödeyemeyeceksin', o da ülkeyi terkedecek, takım küme düşecek, siz de sezon başında kapatmak istediğiniz ama taraftar tepkisi yüzünden kapatamadığınız şubenin fişini çekmiş olacaksınız. aferin size.
ismail köybaşı dönene kadar eğer samet aybaba, sol bekte emre özkan'ı oynatmayıp uğur boral'la devam edecekse, ki öyle görünüyor, kiralık olarak gelişi takımı olumlu etkileyecek oyuncudur. her şeyden önce gerçek bir sol bek olması bize de nefes aldırır,yerini kaybedip statta binlerce kişiye üç buçuk attırmaz.
müthiş bir heyecana sahne olan ve 3-2 united'ın kazandığı maç.
united ilk yarıyı rooney'in golleriyle 2-0 önde kapadı ama 86'da zabaleta skoru 2-2 yaptı, 90+1'de van persie'nin frikiği galibi belirledi. son anlarda rio ferdinand, city tribününden atılan bir taşla yaralandı,kaşı açıldı kendisinin. united 6 puan farkla liderliği korudu.
united ilk yarıyı rooney'in golleriyle 2-0 önde kapadı ama 86'da zabaleta skoru 2-2 yaptı, 90+1'de van persie'nin frikiği galibi belirledi. son anlarda rio ferdinand, city tribününden atılan bir taşla yaralandı,kaşı açıldı kendisinin. united 6 puan farkla liderliği korudu.
sadece laftan ibaret insanlardan oluşan gruptur. oluşumlarının ismine baksan ultraslan, dışarıya vermek istedikleri intibaya baksan türkiye'nin tek ultras grubu,siker atar,alayının mına kor icabında ama güçleri az sayıda insana yeter bunların. zorbanın kelime anlamıdır galatasaray taraftarı, ultraslan yine açıklama yapmış,başlığı 'yeter artık!', yeter tabi, yetti sizin kaypaklığınız,sağda solda yangın yapıp götünüze tekmeyi yedikçe polise sarılmanız.
http://www.tribundergi.com/haber/ultraslan-dan-aciklama-yeter-artik
evet oğuz altay, yetti artık, ama siz yettiniz. yönetim parasıyla pankart yapıp aklınca şovmen kesilen,statta zorbalık yapıp kendi taraftarını bile iğrendiren senin çakma ultrascıkların yetti. bir düşün artık herkesin yakasından.
http://www.tribundergi.com/haber/ultraslan-dan-aciklama-yeter-artik
evet oğuz altay, yetti artık, ama siz yettiniz. yönetim parasıyla pankart yapıp aklınca şovmen kesilen,statta zorbalık yapıp kendi taraftarını bile iğrendiren senin çakma ultrascıkların yetti. bir düşün artık herkesin yakasından.
olay beşiktaşlı bazı taraftarların galatasaray bölümüne gidip pankart indirmesi ve iki taraf arasındaki kavgadan ibaret. bu olay da geçen maçlara dayanan bir sürtüşme, bir önceki maçtan galatasaraylı taraftarlar takım otobüsüne binerek kaçmış. ha,holiganlığın,böyle kavgaların hele böyle bir maç esnasında yapılan kavgaların savunulacak hiçbir yanı yok ama sağda solda mangalda kül bırakmayıp pankart elden gidip dayak yiyince ardına bakmadan kaçıp bir de sosyal medyada sözleşip 'beşiktaşlılar engelli sporculara saldırdı' iddiasını yaymak tam da galatasaraylılara yakışır bir olay. ekşi sözlük'deki bazı annesi bellilerin en önde yangına koşmasından belli zaten tezgah. futboldan,basketboldan anlamayan, tv seyircisi sözlük puştlarının hem twitterda hem sözlüklerde yangın yapmak yerine takımlarını salonda desteklemesi daha doğru olmaz mıydı?
hem adını ultraslan koyacaksın,kendini ultras göreceksin, hem lafa gelince senden büyüğü olmayacak ama karşına o sövdüklerin gelince polisten medet umacaksın, hadi canım siz gidin websitenizden basın açıklaması yapıp star tv'ye kızın 'pankartımızı göstermiyolar:(' diye.
hem adını ultraslan koyacaksın,kendini ultras göreceksin, hem lafa gelince senden büyüğü olmayacak ama karşına o sövdüklerin gelince polisten medet umacaksın, hadi canım siz gidin websitenizden basın açıklaması yapıp star tv'ye kızın 'pankartımızı göstermiyolar:(' diye.
stattan gelip maçın özetini televizyondan izleyip biraz kendime gelir gelmez yazıyorum bu entryi;
öncelikle ben hilbert'in pozisyonunu net penaltı olarak görmüştüm fakat maalesef değilmiş,top ayağından açılınca hilbert kendini bırakmış. eskişehir'in penaltısı ise, ki zaten o pozisyona uzaktık, doğru bir karar. fakat ben hala maç sonrası dediklerimde ısrar ediyorum; galatasaray elazığ deplasmanında,penaltı pozisyonunda melo 15 adım atıyor ve hakemin götü[ybkz]swh[/ybkz] o penaltıyı tekrar ettirmeyi yemiyor, siniyor hakem başına bela almak istemiyor, ama sana karşı senin sahanda adam cart cart ucuz kartları yağdırıyor. neden? evet taraftar olarak hakemle oynamıyoruz, ancak canımız yanınca küfrü basıyoruz,orada millet dale male derken çatır çatır gelen sarıları farketmedi bile. dale ne lan, sen don omar mısın?[ybkz]swh[/ybkz]
oyuna gelirsek; 2003-04 sezonunun ilk yarısındaki son maç olan [ybkz]swh[/ybkz] 5-3'lük rizespor maçındaki tadı ilk kez aldığımı söyleyebilirim. evet 10 yılda ilk kez oluyor bu. bazıları geçen seneki 5 attığımız buca maçını falan öne sürebilir, ama ben oğuzhanıyla,holoskosuyla,necipiyle total futbol oynayan bu takımı lucescu'nun üstün futbol makinesine benzetiyorum.
şunu söyleyebiliriz ki muhteşem bir futbol koydu ortaya takım. bakıyorsun fernandes,ismail,mustafa,quaresma,guti herhangi bir yıldız oyuncu; yok. oğuzhan premier lig'i dolmabahçe'ye taşıyor, holosko manisa yıllarına dönmüş, savunma bile 80. dakikaya kadar italya milli takımı görünümünde...
yediğimiz gollere,atamadıklarımıza, uğur boral'ın ısrarla bek oynatılmasına falan girmek istemiyorum, stattan çıkıp kendimize geldiğimiz an ilk söylediklerimiz 'bu takım sezon sonuna kadar böyle oynasın yeter' oldu,tek korkum takım biraz iyi gitmeye devam ettikçe kendince büyük beklentiler yaratıp takımı ufak hatalarda ölümüne baskı altına alacak cahil taraftarların varlığı. yoksa bu takımı izlerken aldığım zevki hiçbir şampiyonluk yarışına değişmem. biz mustafa denizli ile şampiyon olurken inönü'de bütün maç kapanıp tek golün üstüne yatan takımımızı da izledik, schuster'in modern futbolda asla tutunamayacak uçuk ama kırılgan takımını da, şimdi oğuzhan gibi bir yetenekle, fernandes gibi bir liderle, sonuna kadar savaşan asker oyuncularla beşiktaş'ı total futbol oynarken izliyorum ya, hiçbir şeye değişmem. sezon sonuna kadar bu görüntüyü devam ettirelim, üzerine koyalım, yapılacak ekonomik ama nokta atışı transferlerle birkaç sene içinde asıl kazananın kim olduğu ortaya çıkacak. bırakın büyükler astronomik transferler yapsın ve buna rağmen her maçı üç buçuk atarak kazansın. beşiktaş şu doğrultuda ilerlediği sürece en büyük kazanan olacak, 80'ler ve 90'ların başındaki kazanan kimliğini de geri alacak. hem de astronomik şarlatanlıklara gerek kalmadan, içimde bu umudu yeşerten maç olmuştur eskişehir maçı. varsın 2-2 bitsin.
öncelikle ben hilbert'in pozisyonunu net penaltı olarak görmüştüm fakat maalesef değilmiş,top ayağından açılınca hilbert kendini bırakmış. eskişehir'in penaltısı ise, ki zaten o pozisyona uzaktık, doğru bir karar. fakat ben hala maç sonrası dediklerimde ısrar ediyorum; galatasaray elazığ deplasmanında,penaltı pozisyonunda melo 15 adım atıyor ve hakemin götü[ybkz]swh[/ybkz] o penaltıyı tekrar ettirmeyi yemiyor, siniyor hakem başına bela almak istemiyor, ama sana karşı senin sahanda adam cart cart ucuz kartları yağdırıyor. neden? evet taraftar olarak hakemle oynamıyoruz, ancak canımız yanınca küfrü basıyoruz,orada millet dale male derken çatır çatır gelen sarıları farketmedi bile. dale ne lan, sen don omar mısın?[ybkz]swh[/ybkz]
oyuna gelirsek; 2003-04 sezonunun ilk yarısındaki son maç olan [ybkz]swh[/ybkz] 5-3'lük rizespor maçındaki tadı ilk kez aldığımı söyleyebilirim. evet 10 yılda ilk kez oluyor bu. bazıları geçen seneki 5 attığımız buca maçını falan öne sürebilir, ama ben oğuzhanıyla,holoskosuyla,necipiyle total futbol oynayan bu takımı lucescu'nun üstün futbol makinesine benzetiyorum.
şunu söyleyebiliriz ki muhteşem bir futbol koydu ortaya takım. bakıyorsun fernandes,ismail,mustafa,quaresma,guti herhangi bir yıldız oyuncu; yok. oğuzhan premier lig'i dolmabahçe'ye taşıyor, holosko manisa yıllarına dönmüş, savunma bile 80. dakikaya kadar italya milli takımı görünümünde...
yediğimiz gollere,atamadıklarımıza, uğur boral'ın ısrarla bek oynatılmasına falan girmek istemiyorum, stattan çıkıp kendimize geldiğimiz an ilk söylediklerimiz 'bu takım sezon sonuna kadar böyle oynasın yeter' oldu,tek korkum takım biraz iyi gitmeye devam ettikçe kendince büyük beklentiler yaratıp takımı ufak hatalarda ölümüne baskı altına alacak cahil taraftarların varlığı. yoksa bu takımı izlerken aldığım zevki hiçbir şampiyonluk yarışına değişmem. biz mustafa denizli ile şampiyon olurken inönü'de bütün maç kapanıp tek golün üstüne yatan takımımızı da izledik, schuster'in modern futbolda asla tutunamayacak uçuk ama kırılgan takımını da, şimdi oğuzhan gibi bir yetenekle, fernandes gibi bir liderle, sonuna kadar savaşan asker oyuncularla beşiktaş'ı total futbol oynarken izliyorum ya, hiçbir şeye değişmem. sezon sonuna kadar bu görüntüyü devam ettirelim, üzerine koyalım, yapılacak ekonomik ama nokta atışı transferlerle birkaç sene içinde asıl kazananın kim olduğu ortaya çıkacak. bırakın büyükler astronomik transferler yapsın ve buna rağmen her maçı üç buçuk atarak kazansın. beşiktaş şu doğrultuda ilerlediği sürece en büyük kazanan olacak, 80'ler ve 90'ların başındaki kazanan kimliğini de geri alacak. hem de astronomik şarlatanlıklara gerek kalmadan, içimde bu umudu yeşerten maç olmuştur eskişehir maçı. varsın 2-2 bitsin.
ehf cup'ta rakibi olduğu takımlardan magdeburg elemelerde makedon ekibi vardar'ı zar zor eleyebilmiş, romen ekolüne ise elemelerden alışkınız, hiç tanımamama rağmen grubun liderlik adayı nantes olacak sanırım, magdeburg ve stiinta'yı ekarte ederiz diyorum ben,umarım bu takımlar oyuncularımızın kurada gelmesini umduğu takımlar arasındadır.
futbol terörünün son kurbanı olarak nitelendirilebilecek birisi.
15-16 yaşında çocuklar öldüresiye saldırıyorlar 41 yaşında bir adama,durmuyorlar ve öldürüyorlar da...nasıl bir dünyada yaşıyoruz? sorusuyla bizi karşı karşıya bırakan milyonlarca olaydan biri.
15-16 yaşında çocuklar öldüresiye saldırıyorlar 41 yaşında bir adama,durmuyorlar ve öldürüyorlar da...nasıl bir dünyada yaşıyoruz? sorusuyla bizi karşı karşıya bırakan milyonlarca olaydan biri.
sabırsızlıkla beklenmektedir. her forma bu kadar klas gözükmez, sahiden harika olmuş.
bir an önce alıp italiensk for begyndere filmindeki nostalji juventus formalı hal-finn gibi gezmek için sabırsızlanıyorum.
http://i44.tinypic.com/dbh2rb.jpg
bir an önce alıp italiensk for begyndere filmindeki nostalji juventus formalı hal-finn gibi gezmek için sabırsızlanıyorum.
http://i44.tinypic.com/dbh2rb.jpg
nazara gelen oyuncumuz. hiçbir şey diyemiyorum, tek temennim ikinci yarının başlangıcına kadar sağlığına ve formuna kavuşması.
canlı yayında beklenmedik bir kriz durumu ortaya çıktığında işler boka sardığında program sunucusunun ağzından çıkan ilk cümle.
biletimi aldığım maç.
5-7-8-9 aralık tarihli finaller arasında bir rahatlama durağı olacak benim adıma. ligin en iyi hücum eden takımlarından ikisinin maçı olması daha da güzel, saldır kara kartal!
5-7-8-9 aralık tarihli finaller arasında bir rahatlama durağı olacak benim adıma. ligin en iyi hücum eden takımlarından ikisinin maçı olması daha da güzel, saldır kara kartal!
değerli kaptanımız mehmet özdilek'in kalfalık eseri.
1.5-2 sezon boyunca takip edip bonservis bedeli ödemeden sırbistan ligi gol kralı lamine diarra'yı transfer etmeleri ve ondan verim almaları bile takdire şayanken, hücumda bu kadar etkili olabilmeleri de ligimiz açısından bir o kadar güzeldir. trabzonspor,bursaspor,hatta zaman zaman beşiktaş'ın öncülüğünde, anadolu takımlarının neredeyse tamamının da katılımıyla futbol katline sahne olan ultra defansif ligimizde beşiktaş,eskişehirspor,gençlerbirliği gibi takımlarla beraber bir şeyleri değiştirmeye çalışan takımlardandır.
bu arada son zamanlarda takımın adı rus doğalgaz devi gazprom ile anılmaktadır;
http://www.tribundergi.com/haber/antalyaspor-a-dev-sponsor-gazprom
gazprom, schalke04 ve kızılyıldız'dan sonra rusya dışında bir başka takıma daha sponsor olur mu bilinmez ama antalya-rus turist ilişkisi derken bir de bu sponsorluk gerçekleşirse şifo iyişleştirilmiş transfer bütçeleriyle müthiş başarılar elde edebilir.
1.5-2 sezon boyunca takip edip bonservis bedeli ödemeden sırbistan ligi gol kralı lamine diarra'yı transfer etmeleri ve ondan verim almaları bile takdire şayanken, hücumda bu kadar etkili olabilmeleri de ligimiz açısından bir o kadar güzeldir. trabzonspor,bursaspor,hatta zaman zaman beşiktaş'ın öncülüğünde, anadolu takımlarının neredeyse tamamının da katılımıyla futbol katline sahne olan ultra defansif ligimizde beşiktaş,eskişehirspor,gençlerbirliği gibi takımlarla beraber bir şeyleri değiştirmeye çalışan takımlardandır.
bu arada son zamanlarda takımın adı rus doğalgaz devi gazprom ile anılmaktadır;
http://www.tribundergi.com/haber/antalyaspor-a-dev-sponsor-gazprom
gazprom, schalke04 ve kızılyıldız'dan sonra rusya dışında bir başka takıma daha sponsor olur mu bilinmez ama antalya-rus turist ilişkisi derken bir de bu sponsorluk gerçekleşirse şifo iyişleştirilmiş transfer bütçeleriyle müthiş başarılar elde edebilir.
sezon sonuna kadar keyif veren futbolunu oynamasını temenni ettiğim takım. henüz ligin ilk haftasında 1-1 berabere kaldığımız maçtan sonra söylemiştim; bu takım yeteneği kısıtlı bir takım,başarılı olmak için it gibi çalışması gerek bu takımın,savaşması gerek,yoksa olmaz.
şimdi görüyoruz ki şimdiden kazandığı oğuzhanıyla, verim almayı başardığı holosko ve almeidasıyla, lideri fernandesiyle bu takım geliyor.
her şey olabilir,bu takım ligi 6. da bitirebilir, hiç önemli değil. yeter ki güzel futbol oynamaya çalışsın, sonuna kadar mücadele etsin. inönü'deki galatasaray,trabzonspor,bursaspor maçlarındaki oyununu sergilesin.
şampiyonluktan bahsedilmesini doğru bulmuyorum,takımın üstünde baskı yaratmanın manası yok, ve asıl odaklanmamız gereken şey şampiyonluk değil. biz yarınları kurtarmanın peşinde olmalıyız ki, nice şampiyonluktan değerlidir bu.
takımın gençleşmesi ilk 11'de 7 tane 20'lik oyuncuya yer vermek değildir. kaldı ki bu o gençleri kaybetmenize de neden olabilir. tecrübelilerle gençleri iyi harmanlamak, her sezon 2-3 genç oyuncuyu kalıcı bir şekilde kazanmak başarının anahtarıdır. yoksa bugünün flaş takımı dortmund da yıllarca çoluk çocukla oynamadı; weidenfeller,kehl,dede,owomoyela,rosicky gibi tecrübeli oyuncuların yanında yetenekli gençler oynadı.
bu bağlamda sürekli hücumu düşünen yapısıyla beşiktaş taraftarını gururlandırmaktadır, sadece beşiktaşlıları değil her takımdan taraftarda saygı uyandırmaktadır. bu yüzden asla başarı için bu görüntüsünden feragat etmemelidir, rakibin üstüne kara kartallar gibi saldırmaya devam etmelidir. varsın savunmayı toparlayamayalım, 2 yiyip 3 atalım, 4 atıp 4 yiyelim, ileride savunmaya da bir çare buluruz elbet.
sen doğru bildiğin yolda devam et,zafer bizim olacak.
şimdi görüyoruz ki şimdiden kazandığı oğuzhanıyla, verim almayı başardığı holosko ve almeidasıyla, lideri fernandesiyle bu takım geliyor.
her şey olabilir,bu takım ligi 6. da bitirebilir, hiç önemli değil. yeter ki güzel futbol oynamaya çalışsın, sonuna kadar mücadele etsin. inönü'deki galatasaray,trabzonspor,bursaspor maçlarındaki oyununu sergilesin.
şampiyonluktan bahsedilmesini doğru bulmuyorum,takımın üstünde baskı yaratmanın manası yok, ve asıl odaklanmamız gereken şey şampiyonluk değil. biz yarınları kurtarmanın peşinde olmalıyız ki, nice şampiyonluktan değerlidir bu.
takımın gençleşmesi ilk 11'de 7 tane 20'lik oyuncuya yer vermek değildir. kaldı ki bu o gençleri kaybetmenize de neden olabilir. tecrübelilerle gençleri iyi harmanlamak, her sezon 2-3 genç oyuncuyu kalıcı bir şekilde kazanmak başarının anahtarıdır. yoksa bugünün flaş takımı dortmund da yıllarca çoluk çocukla oynamadı; weidenfeller,kehl,dede,owomoyela,rosicky gibi tecrübeli oyuncuların yanında yetenekli gençler oynadı.
bu bağlamda sürekli hücumu düşünen yapısıyla beşiktaş taraftarını gururlandırmaktadır, sadece beşiktaşlıları değil her takımdan taraftarda saygı uyandırmaktadır. bu yüzden asla başarı için bu görüntüsünden feragat etmemelidir, rakibin üstüne kara kartallar gibi saldırmaya devam etmelidir. varsın savunmayı toparlayamayalım, 2 yiyip 3 atalım, 4 atıp 4 yiyelim, ileride savunmaya da bir çare buluruz elbet.
sen doğru bildiğin yolda devam et,zafer bizim olacak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?