çocukluğum, ekmeğimi kazanırken ve benim üniversitelerimde hayatından parçaları okuyucuya müthiş bir insan sevgisiyle verir. gorki nin tüm romanlarında yakaladığımız içtenliği ve kemaleti buralarda daha bir içten hisseder okuruz.
gorki yi diğer gerçekçi rus yazarlardan ayıran bir özelliği de karakterlerinin hemen hepsinin ruh karartıcı veya hikaye bütünlüğü için tasarlanmış karakter özelliklerinin olmamasıdır(boktan bi cümle oldu farkındayım). yani işler bombok seyrederken, bir karakter gelir olmadık bir espri yapar ya da hikayeden tamamen bağımsız bi sorunu vardır ve siktir olur gider 1-2 paragraf sonra ama okuyucu bu sırada anıra anıra gülmekle meşguldür.
kısaca gorki'nin okuyucuya kendi vizyonuyla verdiği "ya bunlar kötü ama sıkıntıdan böyle millete sardırıyolar yoksa ohooo" tarzı havası ve çoğunlukla iç açan tasvirleri(çünkü boktan bi sokağı iki paragraf anlatıp, güzel bir ormana aralıklı olarak dönüp 5-10 sayfa ayırır bu abimiz) okuyanın ruhunu karartmaz. gorki umut verir. ay lav yu gorki.
(tabi bunların hepsi benim şahsi kanaatim, tartışılamaz değiller.)
maksim gorki
ortaokul yıllarında okuduğum (b: çocukluğum) eseriyle içimdeki edebiyat sevgisini büyüten üstat.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?