yine ağlak türk insanının bam teline dokunarak "ulan! mulan!"lı, bol ünlem işaretli, bol gazlı entryleri toplamış. tebrik ediyorum. yarın quaresma'da çıksın madem, basın toplantısında iki taraftar övsün, iki sesi titresin her şeyi unutursunuz siz... işte sizin linç kültürünüze bu yüzden güvenmiyorum artık... her ne kadar tasvip etmesem de linç kültürünün bile kendi içinde haklı sebepleri olabilir bazen ama bu beşiktaş taraftarında hiçbir zaman olmadı... çünkü beşiktaş taraftarı olaya hiçbir zaman profesyonel ya da kulüp menfaati açısından yaklaşmadı... hep bir arabesk, hep bir vıcık duygusallık... beşiktaş taraftarı hiçbir zaman yetenekli, sonuca gidecek beceriye ve zekaya sahip insanların arkasında durmadı... diğer takımlar üçüncü yıldızı kaptı, uefa kupasını aldı... biz bu yüzden şerefli ikincilikleri anlatıp durduk kuzenlerimize, yeğenlerimize... o vıcık duygusallıkla şimdi sahip çıktığınız nouma'ya bile zamanında "bize yakışmaz aga gitmeli" dediniz, gitmesine göz yumdunuz... yavşak medyanın, yavşak spor yazarlarının lafına geldiniz... bu yavşak medya da sizin bu boktan huyunuzu iyi bildiği için kalmasını istediği adamı size böyle gösteriyor, kalmamasını istediği adamı ise öyle... schuster gitmeliydi çünkü, onda futbol zekası vardı, bu götleklerle başedecek ukalalık vardı, beşiktaş'a saldırgan bir kimlik kazandıracaktı eğer 3-4 sene daha kalsaydı... adamın hep ukala demeçlerini gündem yaptılar, yok idmanda sikini tutmuş da basına göstermiş de... siz de geldiniz oyuna... şimdi de carvalhal'daki yeteneksizliği gördüler, sizin vıcık duygusallığınız üzerine oynayacaklar ki; kalsın... kalsın ki beşiktaş 5 sene daha kendi evinde 10 kişi defans yapsın... sıradan anadolu takımlarından bile 1 gol yiyip, durumu 1-1 yaptığında 1-1'i korumak için forvet çıkarıp defans oyuncusu alsın...
millet teknik diektörünün anasını bacısını ağzıyla alenen beceren fenerbahçeli oyuncuyu bile gündeme taşımasın, aykut affetsin, o oyuncuyu kazanıp her sene şampiyonluğa oynasın... ama bizim vıcık duygusal taraftarın hulusi kentmen'i carvalhal quaresma'yı yollasın, guti'yi yollasın, yarın da fernandes'i yollasın... yollasın ki; seneye bu yetenkli oyuncuların üzerine yetenekli yerli oyuncular takviye edip ortalığı sikip atamasın... bol bol başı kesik tavuk gibi koşup duran ekrem, ismail, veli, necip izlesin beşiktaş taraftarı...
ne diyeyim ki? müstehak size...
benim gibi bir adamı bile "skerim-skarım" durumuna getirdiyse gerçekten durum vahimdir... maalesef sözlükte çoğunluğa ait bir fikir varsa insanlar o fikir etrafında kümeleşip, diğer şeyi söyleyenin söylediğini küçümseme, "sen ne anlarsın lan mankafa" izlenimi verme yoluna gidiyor...
örneğin çoğunluk "quaresma gitmeli" diyorsa ve sen "kalmalı" diyorsan ayvayı yedin... gidiyorsun quaresma başlığı altında "gitmesin... şu yüzden" diyorsun, "quaresma gitmesin diyenler" diye ayrı bir başlık açılıyor... o başlık altında sözlüğün dominantları tarafından fikirlerin yerden yere vuruluyor, tahrik ediliyorsun...
ikinci bir ayıpsa; yetmiyor seni semtten ayrı büyümen üzerinden vurmaya çalışıyor... "biz yıllardır semtteyiz... ekran başından sallamayın siz ne anlarsınız" gibi muamele yiyorsun... tabii biz ne anlarız ki; "quaresma kalmalı" fikri öylesine haince, öylesine beşiktaş'ı yıkmaya yönelik, kaldıralamaz, kabul edilemez bir fikir ki... ancak semtten ayrı büyümüş bir salağın savunabileceği bir fikir zaten... tek günahımız şairler parkı'nın yakınında bir evimizin olmaması sanırım...
son bir şeyse; aynı başlık altında 10 ayrı kişi sana sırf fikrinden ötürü "salak taraftar... kandırılan mal taraftar... gözü boyanan saf taraftar... marizlenen, kerizlenen taraftar" yazıyor... kimse ağzını açmıyor... şahsıma göre bu tür ithamların "skarım skerim"den pek farkı yok... bir level düşüğü diyelim olsun bitsin...
neyse, çok uzatmayalım, şahsım adına ben son dönemlerde bu yüzden fikirlerimi daha kaba bir dille savunma yoluna başvurmaya başladım... ha mutlu muyum? hayır... üzülüyorum...
örneğin çoğunluk "quaresma gitmeli" diyorsa ve sen "kalmalı" diyorsan ayvayı yedin... gidiyorsun quaresma başlığı altında "gitmesin... şu yüzden" diyorsun, "quaresma gitmesin diyenler" diye ayrı bir başlık açılıyor... o başlık altında sözlüğün dominantları tarafından fikirlerin yerden yere vuruluyor, tahrik ediliyorsun...
ikinci bir ayıpsa; yetmiyor seni semtten ayrı büyümen üzerinden vurmaya çalışıyor... "biz yıllardır semtteyiz... ekran başından sallamayın siz ne anlarsınız" gibi muamele yiyorsun... tabii biz ne anlarız ki; "quaresma kalmalı" fikri öylesine haince, öylesine beşiktaş'ı yıkmaya yönelik, kaldıralamaz, kabul edilemez bir fikir ki... ancak semtten ayrı büyümüş bir salağın savunabileceği bir fikir zaten... tek günahımız şairler parkı'nın yakınında bir evimizin olmaması sanırım...
son bir şeyse; aynı başlık altında 10 ayrı kişi sana sırf fikrinden ötürü "salak taraftar... kandırılan mal taraftar... gözü boyanan saf taraftar... marizlenen, kerizlenen taraftar" yazıyor... kimse ağzını açmıyor... şahsıma göre bu tür ithamların "skarım skerim"den pek farkı yok... bir level düşüğü diyelim olsun bitsin...
neyse, çok uzatmayalım, şahsım adına ben son dönemlerde bu yüzden fikirlerimi daha kaba bir dille savunma yoluna başvurmaya başladım... ha mutlu muyum? hayır... üzülüyorum...
quaresma affedilmiş, serdal adalı duruma el koymuş... pascal'ı, lucescu'yu, guti'yi, seba'yı, schuster'i yiyen telegol kafalı çarşı bu adamı yiyemeyecek sanırım... olayları analiz edip, derinlemesine düşünerek yetenekli oyuncuyu kazanmak varken linç etmeyi ve adam yollamayı ne kadar çok seviyoruz. quaresma en iyi maçlarını forvet arkası ve serbest oynarken çıkardı bugüne dek... bu adamın arkasına sağ bek diye veli'yi koyan carvalhal'i, 3 senedir forma giymesine rağmen heyecandan eli ayağına karışan necip'i, rakip forvetlere eskortluk yapan ekrem'i, toraman'ı, zaten kulüp karışık, garanti oynayayım da göze batmayayım diye ilk gördüğü adama topu veren, geriye ve yana oynayan ernst'i es geçip bir adamı linç etmek ne kadar mantıklı ki? evet, halen iddia ediyorum... quaresma iyi oyuncudur, candır, kalitelidir, adam da kovalar... kovalatmasını bileceksin... eğer haber doğruysa serdal adalı vizyonunu bir kere daha ıspatlar bana... inşallah da doğrudur...
yoksa 2 ay kadro dışı kaldığı dönemde bu gazla çalışan lpg'li taraftar aynı "tanrılar kurban istiyor" çığlıkları fernandes için de atıyordu... şimdi "yollanmayacak 2-3 futbolcu ismi içinde adı geçiyor"... bu komik... gerçekten komik...
benim quaresma başlığı altında koyduğum her tepki "yaşasın quaresma! sen beşiktaş'ın da üstündesin!" tepkisi değil, schuster'i, delgado'yu, pascal'ı, lucescu'yu ve daha nicelerini kapalı'dan "siktir git" sesleriyle kuyruğuna teneke bağlayarak yollayan ve beşiktaş'ı sıradan bir anadolu takımı hüviyetinde görmekten haz alan tuhaf taraftar profilinedir...
ve bu taraftar profilinin gerçek yüzünü onlara gösterdiğinizde "öz kaynak" başlıkları havalarda uçuşur, canlanır, başlık altında ağlaşmalar başlar, melankolik cümlelerle öz çocuklarımız övülür...
öz kaynak he mi? daha çok değil! geçen sene nihat kahveci'ye yaptıklarınıza bir bakın... bana sonra gelin...
bu zihniyet öyle bir zihniyet ki; beşiktaş 5-6 sene a2 takımı ile sahaya çıksa, 5-6 sene ilk üçe giremese telegol yorumcularının gazıyla a2 takımına siktir çekilir o tribünlerden... bundan adım gibi eminim... bu zihniyet yok olmalı, bu quaresma ismi ile değişecekse öyle değişmeli! son bulmalı!
quaresma ismi benim için amaç değil, araç bu yolda... öncelikle bunu anlaması lazım yazdıklarımı okuyacakların... yoksa ben de salak değilim, beşiktaş 109 yıldır quaresma ile varolmadı, bundan sonra da quaresma ile var olmayacak... ama bir değişim şimdi gerçekleşecekse, quaresma bunun için iyi bir fırsattır... ya değerlendirirsin ya da quaresma seneye porto ile gelir inönü'ye, sana iki tane sallar arkasını döner gider, ertesi sene dandik bir rus takımı ile lucescu gelir, inönü'de sallar sana 4 tane gider...
neyse... anlamayacaksın sanırım... gerçekten ben çok umut yitirdim bu zihniyetten yana... çok boktan işlerle de uğraşmıyor değiliz... inönü stadı'nın altındaki kartal yuvası bomboşken, stadın 100 metre ilerisinde korsan forma, "çok sevdik be abi" yazılı sweat, çarşı yazılı atkı-bere satan bir grup bu takımın en ünlü taraftar grubu.... düşün yani durumun ne halde olduğunu... boğazımıza kadar boka batmışız zihniyet konusunda, quaresma gidince her şey güllük gülistanlık olacak...
yoksa 2 ay kadro dışı kaldığı dönemde bu gazla çalışan lpg'li taraftar aynı "tanrılar kurban istiyor" çığlıkları fernandes için de atıyordu... şimdi "yollanmayacak 2-3 futbolcu ismi içinde adı geçiyor"... bu komik... gerçekten komik...
benim quaresma başlığı altında koyduğum her tepki "yaşasın quaresma! sen beşiktaş'ın da üstündesin!" tepkisi değil, schuster'i, delgado'yu, pascal'ı, lucescu'yu ve daha nicelerini kapalı'dan "siktir git" sesleriyle kuyruğuna teneke bağlayarak yollayan ve beşiktaş'ı sıradan bir anadolu takımı hüviyetinde görmekten haz alan tuhaf taraftar profilinedir...
ve bu taraftar profilinin gerçek yüzünü onlara gösterdiğinizde "öz kaynak" başlıkları havalarda uçuşur, canlanır, başlık altında ağlaşmalar başlar, melankolik cümlelerle öz çocuklarımız övülür...
öz kaynak he mi? daha çok değil! geçen sene nihat kahveci'ye yaptıklarınıza bir bakın... bana sonra gelin...
bu zihniyet öyle bir zihniyet ki; beşiktaş 5-6 sene a2 takımı ile sahaya çıksa, 5-6 sene ilk üçe giremese telegol yorumcularının gazıyla a2 takımına siktir çekilir o tribünlerden... bundan adım gibi eminim... bu zihniyet yok olmalı, bu quaresma ismi ile değişecekse öyle değişmeli! son bulmalı!
quaresma ismi benim için amaç değil, araç bu yolda... öncelikle bunu anlaması lazım yazdıklarımı okuyacakların... yoksa ben de salak değilim, beşiktaş 109 yıldır quaresma ile varolmadı, bundan sonra da quaresma ile var olmayacak... ama bir değişim şimdi gerçekleşecekse, quaresma bunun için iyi bir fırsattır... ya değerlendirirsin ya da quaresma seneye porto ile gelir inönü'ye, sana iki tane sallar arkasını döner gider, ertesi sene dandik bir rus takımı ile lucescu gelir, inönü'de sallar sana 4 tane gider...
neyse... anlamayacaksın sanırım... gerçekten ben çok umut yitirdim bu zihniyetten yana... çok boktan işlerle de uğraşmıyor değiliz... inönü stadı'nın altındaki kartal yuvası bomboşken, stadın 100 metre ilerisinde korsan forma, "çok sevdik be abi" yazılı sweat, çarşı yazılı atkı-bere satan bir grup bu takımın en ünlü taraftar grubu.... düşün yani durumun ne halde olduğunu... boğazımıza kadar boka batmışız zihniyet konusunda, quaresma gidince her şey güllük gülistanlık olacak...
quaresma denen ibneden kurtulan beşiktaş'ın veli, ekrem, ismail, ernst, holosko ile esip gürlediği, sağlı sollu yardırdığı ve ilk yarısını 8-0 önde kapattığı maç...
tıpkı lucescu'yu siktir edince uefa kupasını kazandığımız, schuster'i kovunca üst üste 2 sene lig şampiyonu olduğumuz gibi... neyse, isimler geçicidir, beşikt... pardon çarşı kalıcıdır...
ikinci yarı da mehmet akyüz'ü alsa oyuna carvalhal, 14 tane gol atar kesin... 22-0 kazanırız...
söylemiştik işte, en gerideki adamından ileri uç oyuncusuna kadar tıkır tıkır, makine gibi işleyen takımı hep quaresma bozuyordu zaten... hep o götün yüzünden oluyordu... kadro dışı kaldı rahatladık, özümüze döndük... yaşasın linç kültürü! türk futbolunu geliştirecek yegane şey!
lig tv 2'de manchester united maçı var hacı... ona dönmem lazım... her sene şampiyon olamayan ama 30 yıldır aynı teknik direktörle devam eden, kendi futbolcusunu basının gazına gelip linç etmeyen taraftara sahip bir ingiliz takımı var ya... hah işte onun... size iyi kanserler dilerim...
tıpkı lucescu'yu siktir edince uefa kupasını kazandığımız, schuster'i kovunca üst üste 2 sene lig şampiyonu olduğumuz gibi... neyse, isimler geçicidir, beşikt... pardon çarşı kalıcıdır...
ikinci yarı da mehmet akyüz'ü alsa oyuna carvalhal, 14 tane gol atar kesin... 22-0 kazanırız...
söylemiştik işte, en gerideki adamından ileri uç oyuncusuna kadar tıkır tıkır, makine gibi işleyen takımı hep quaresma bozuyordu zaten... hep o götün yüzünden oluyordu... kadro dışı kaldı rahatladık, özümüze döndük... yaşasın linç kültürü! türk futbolunu geliştirecek yegane şey!
lig tv 2'de manchester united maçı var hacı... ona dönmem lazım... her sene şampiyon olamayan ama 30 yıldır aynı teknik direktörle devam eden, kendi futbolcusunu basının gazına gelip linç etmeyen taraftara sahip bir ingiliz takımı var ya... hah işte onun... size iyi kanserler dilerim...
3 senedir beşiktaş forması terleten genç ve yetenekli abileri necip uysal'ı örnek alsınlar... 3 senedir profesyonel olarak beşiktaş forması giydikleri halde elleri ayaklarına karışsın, avrupa maçlarında 2 metreden topu rakibin önüne bıraksınlar, 1 metre önlerindeki pis portekizlilere, brezilyalı götlek abilerine topu aktaramasınlar, hep rakiplere asist yapsınlar ki o götlek, pis, urusbu çocuğu portekizli, brezilyalı abileri topla buluşamasınlar...
sadece necip abileri gibi sempatik, biraz da yakışıklı olsunlar... allah var, sözlük ortamlarında güzel artı puan veriyorlar, bayan sempatizanları çok oluyor...
kuru kuru koşsunlar bir de bol bol... tribünlerde, sözlük ortamlarında filan kuru koşan oyuncu çok seviliyor... rakibe asist yapsa bile, 4 senedir forma giyse bile bir adım ileryememesine rağmen "beşiktaş mücadeledir! necip'tir! veli'dir! ekrem'dir! askerdir asker ulan!" diyerekten arabesk felsefelerle savunulacaklardır...
sırtları yere gelmeyeceklerdir... hiç gelişmeden, bir adım ilerleyemeden 5 sezon böyle takımda yer bulup profesyonel olarak beşiktaş'ta oynasalar yeter zaten... tipik türk futbolcusu mantığı işte...
sadece necip abileri gibi sempatik, biraz da yakışıklı olsunlar... allah var, sözlük ortamlarında güzel artı puan veriyorlar, bayan sempatizanları çok oluyor...
kuru kuru koşsunlar bir de bol bol... tribünlerde, sözlük ortamlarında filan kuru koşan oyuncu çok seviliyor... rakibe asist yapsa bile, 4 senedir forma giyse bile bir adım ileryememesine rağmen "beşiktaş mücadeledir! necip'tir! veli'dir! ekrem'dir! askerdir asker ulan!" diyerekten arabesk felsefelerle savunulacaklardır...
sırtları yere gelmeyeceklerdir... hiç gelişmeden, bir adım ilerleyemeden 5 sezon böyle takımda yer bulup profesyonel olarak beşiktaş'ta oynasalar yeter zaten... tipik türk futbolcusu mantığı işte...
Son Dakika !
Barbaros Burus Twitter ; Suanda takim otobusu onde biz arkada havaalanina gidiyoruz..mac cikisinda Querasma'ya hakaret ve kufur ettiler..ve go home dediler.
Besiktas taraftari Querasmanin takimi bozdugunu dusunuyor.. futbolcularin morali cok fena bozuldu.. Sinirler gergin
***
bazıları eline kına yakabilir... yemin ediyorum o sene şampiyon olan takımı yere göğe sığdıramayıp, şampiyon olamayan takımı itin götüne sokan, futbolcularını linç ederek taraftarı gaza getirip tüm takımı baştan sona değiştirten... ertesi sene de diğer şampiyon olan takıma aynısını yapıp, olamayana diğerini yapan telegol yorumcuları gibisiniz... hepiniz birer serhat ulueren, ahmet çakar, gökmen özdenak'sınız yemin ediyorum...
sen bu mantalite ile öz kaynağına döneceksin, 5-10 sene sabredeceksin, manu, arsenal, liverpool olacaksın öyle mi? ben sana bir şey söyleyeyim mi? olmaz... daha ağır konuaşağım da, artık konuşmak istemiyorum gerçekten...
Barbaros Burus Twitter ; Suanda takim otobusu onde biz arkada havaalanina gidiyoruz..mac cikisinda Querasma'ya hakaret ve kufur ettiler..ve go home dediler.
Besiktas taraftari Querasmanin takimi bozdugunu dusunuyor.. futbolcularin morali cok fena bozuldu.. Sinirler gergin
***
bazıları eline kına yakabilir... yemin ediyorum o sene şampiyon olan takımı yere göğe sığdıramayıp, şampiyon olamayan takımı itin götüne sokan, futbolcularını linç ederek taraftarı gaza getirip tüm takımı baştan sona değiştirten... ertesi sene de diğer şampiyon olan takıma aynısını yapıp, olamayana diğerini yapan telegol yorumcuları gibisiniz... hepiniz birer serhat ulueren, ahmet çakar, gökmen özdenak'sınız yemin ediyorum...
sen bu mantalite ile öz kaynağına döneceksin, 5-10 sene sabredeceksin, manu, arsenal, liverpool olacaksın öyle mi? ben sana bir şey söyleyeyim mi? olmaz... daha ağır konuaşağım da, artık konuşmak istemiyorum gerçekten...
arkadaşım... bizim alt yapımızdan messi, xavi, iniesta çıkamıyor işte, çıkmıyor... türk insanının futbola olan yeteneği bu kadar... yapacak bir şey yok... 10 yılda bir arda çıkar, 20 yılda bir sergen çıkar türk futbolundan... ancak bu... işte gerisi necip'tir, ekrem'dir, toraman'dır, sabri'dir... senin milli takımın ne ki, alt yapın ne olsun? çok hayalperestsiniz be arkadaş harbiden! çok, öyle böyle değil!
sen manchester united değilsin, sen barcelona değilsin, değilsin işte! olamazsın... 30 sene de alt yapına önem versen, 40 sene sırf tüm maçlara a2 ile de çıksan senden bir manchester united, barcelona olmayacak! olamayacak!
ne olacak biliyor musun? o gençler ligde 3 sene 6. olacak, 2 sene 5. olacak, avrupa desen zaten hak getire olacak... onlara da siktir çekeceksin sen... çünkü sabırsızsın, çünkü sen teknik adamına bile 1 sezon verip siktiri çekiyorsun tribünden... yolluyorsun, gönderiyorsun.. maymun iştahlısın...
senin asla 30 sene takımını yöneten bir sir alex ferguson'un olmayacak, olamayacak! takımın asla o gençlerle de başarılı olamayacak... liverpool, manchester united, barcelona gibi takımların şu noktada olmalarının en büyük mimarı taraftarıdır çünkü...
örnek vermek gerekirse liverpool, arsenal, atletico madrid gibi takımlar her sene şampiyon olmazlar, ilk üçe giremezler, ligi 2 sene üst üste 7. 8. bitirdikleri de olur sıklıkla ama taraftarları sabırlıdır... bekler, teknik direktörünü, futbolcusunu 1,5 sezon sonra kovmaz, tribünden siktir çekmez...
senin kafanın basmadığı da buysa, benim bile yapabilecek bir şeyim yok... sen hayal kurmaya devam et hala, barcelona, united, liverpool, arsenal diye...
devam et, ben pes ediyorum... ortam da takım da senin olsun... zaten senindi, yıllarca senindi, senin dediğin oldu, beşiktaş semtinden dışarı çıkarmayın bu takımı olur mu? orada kalsın öyle, vapur iskelesi - istiklal arasında...
fenere koy, antep'e koy mutlu ol canım benim... hadi... başbaş...
edit: hı hı chelsea destanı, hı hı barcelona destanı evet... 10 yılda bir avrupa maçı galibiyetine "destan yazdık sayın seyirciler, kartalın destanı buuueeeğğ" diye sevindiğimiz, kornalara basarak arabalarla gezdiğimiz ama grubu sonuncu bitirdiğimiz yıllardan, maçlardan örnekler ver sen halen... bir maç galibiyetini gruplardan çıkma alışkanlığı, tur atlama alışkanlığı kazanmaktan ayırama oldu mu, e mi canım benim? futbol uleması arkadaşım...
sen manchester united değilsin, sen barcelona değilsin, değilsin işte! olamazsın... 30 sene de alt yapına önem versen, 40 sene sırf tüm maçlara a2 ile de çıksan senden bir manchester united, barcelona olmayacak! olamayacak!
ne olacak biliyor musun? o gençler ligde 3 sene 6. olacak, 2 sene 5. olacak, avrupa desen zaten hak getire olacak... onlara da siktir çekeceksin sen... çünkü sabırsızsın, çünkü sen teknik adamına bile 1 sezon verip siktiri çekiyorsun tribünden... yolluyorsun, gönderiyorsun.. maymun iştahlısın...
senin asla 30 sene takımını yöneten bir sir alex ferguson'un olmayacak, olamayacak! takımın asla o gençlerle de başarılı olamayacak... liverpool, manchester united, barcelona gibi takımların şu noktada olmalarının en büyük mimarı taraftarıdır çünkü...
örnek vermek gerekirse liverpool, arsenal, atletico madrid gibi takımlar her sene şampiyon olmazlar, ilk üçe giremezler, ligi 2 sene üst üste 7. 8. bitirdikleri de olur sıklıkla ama taraftarları sabırlıdır... bekler, teknik direktörünü, futbolcusunu 1,5 sezon sonra kovmaz, tribünden siktir çekmez...
senin kafanın basmadığı da buysa, benim bile yapabilecek bir şeyim yok... sen hayal kurmaya devam et hala, barcelona, united, liverpool, arsenal diye...
devam et, ben pes ediyorum... ortam da takım da senin olsun... zaten senindi, yıllarca senindi, senin dediğin oldu, beşiktaş semtinden dışarı çıkarmayın bu takımı olur mu? orada kalsın öyle, vapur iskelesi - istiklal arasında...
fenere koy, antep'e koy mutlu ol canım benim... hadi... başbaş...
edit: hı hı chelsea destanı, hı hı barcelona destanı evet... 10 yılda bir avrupa maçı galibiyetine "destan yazdık sayın seyirciler, kartalın destanı buuueeeğğ" diye sevindiğimiz, kornalara basarak arabalarla gezdiğimiz ama grubu sonuncu bitirdiğimiz yıllardan, maçlardan örnekler ver sen halen... bir maç galibiyetini gruplardan çıkma alışkanlığı, tur atlama alışkanlığı kazanmaktan ayırama oldu mu, e mi canım benim? futbol uleması arkadaşım...
benim anlatamadığım şey beşiktaş taraftarındaki aşırı "tanrılar kurban istiyor" psikolojisi... inişli çıkışlı ruh hali... allah rızası için portekizlilerin hepsinin başlığı altına girin bakın, kazanılan maçlardan sonra her yerleri öpülen oyuncular, alınan ilk mağlubiyette nasıl itin götüne sokuluyor, siktirsinler gitsinler, defolsunlar havalarda uçuşuyor... bana bak artık! yeter! sen bu adamları kullanmayı bilmiyorsun diye bu adamlar kötü oyuncu olamaz! en son ne zaman 7 milyona alıp 9 a sattığın yabancı oyuncun oldu, 2 milyona alıp 14'e talip getiren yabancı oyuncun oldu! onu geçtim acaba son 30 senedir 1 milyona alıp 1 milyon 1 kuruşa sattığın, kasana 1 kuruş sokabilmiş yabancı futbolcun var mı? artık var güzel kardeşim, artık var... anladın mı?
tabii ki bu adamları eleştirmek hakkındır, herkes her şeyi eleştirebilir, hakkındır, ağzımı açamam, haddim değil... ama sen eleştiri ile linçi birbirine karıştırıyorsun ve bu yüzden çok canın yandı... artık akıllan lütfen... git necip uysal başlığına da bugün yedirdiği siktiriboktan gol için iki sitem et, "3 senedir oynuyorsun artık gençliğin de kalmadı, toyluğun da, yeter ama!" de...
de ki, benim gözümde samimi ol... senin şu başlık altında yaptığın şey ne biliyor musun? modaya uymak, çoğunluk psikolojisine kendini bırakmak... tamamen bu... şimdi 2. maçta quaresma bir travela çaksa, almeida bir kafa çaksa, fernandes bir orta açıp simao yaydan bir tane geçirse gelip "ehehe aslında bu oyuncu var ya, yaramaz çocuk gibi yaaa... anne baba psikolojisi ile bazen kızıyoruz ama...." deyip başlayacaksın çark etmeye...
yapma güzel kardeşim, yapma... simao ve almeida gidebilir ama bari fernandes'e yapma... adam çok iyi topçu arkadaşım... kalmalı... kalmalı, gitmemeli... "çeteeeeğğğğ" diye genelleyip haketmeyinin de kalbini kırma, elinden kaçırma... şu çekirdekçi dediğin fenerbahçe taraftarının onda biri kadar ol, alex'in en sikten zamanlarında arkalarında durduğu gibi bari fernandes'in arkasında dur, kazan bu adamı...
yeter bu "tanrılar kurban istiyor" felsefen...
tabii ki bu adamları eleştirmek hakkındır, herkes her şeyi eleştirebilir, hakkındır, ağzımı açamam, haddim değil... ama sen eleştiri ile linçi birbirine karıştırıyorsun ve bu yüzden çok canın yandı... artık akıllan lütfen... git necip uysal başlığına da bugün yedirdiği siktiriboktan gol için iki sitem et, "3 senedir oynuyorsun artık gençliğin de kalmadı, toyluğun da, yeter ama!" de...
de ki, benim gözümde samimi ol... senin şu başlık altında yaptığın şey ne biliyor musun? modaya uymak, çoğunluk psikolojisine kendini bırakmak... tamamen bu... şimdi 2. maçta quaresma bir travela çaksa, almeida bir kafa çaksa, fernandes bir orta açıp simao yaydan bir tane geçirse gelip "ehehe aslında bu oyuncu var ya, yaramaz çocuk gibi yaaa... anne baba psikolojisi ile bazen kızıyoruz ama...." deyip başlayacaksın çark etmeye...
yapma güzel kardeşim, yapma... simao ve almeida gidebilir ama bari fernandes'e yapma... adam çok iyi topçu arkadaşım... kalmalı... kalmalı, gitmemeli... "çeteeeeğğğğ" diye genelleyip haketmeyinin de kalbini kırma, elinden kaçırma... şu çekirdekçi dediğin fenerbahçe taraftarının onda biri kadar ol, alex'in en sikten zamanlarında arkalarında durduğu gibi bari fernandes'in arkasında dur, kazan bu adamı...
yeter bu "tanrılar kurban istiyor" felsefen...
##182547
##182547
##182547
3 golün mimarı, 3 senedir bir adım ilerleyemeyen götoğlanı necip ve am kafalı veli'ye tek kelime etmeyen "özkaynak" meraklılarının her mağlubiyetten sonra saldırdığı çete... bu adamlar olmasaydı sanki şu an ispanya'da atletico madrid ile ilk 8 mücadelesi verecektin am kafalı seni... gören de beşiktaş avrupa kupalarına abone, her sene porto'yla uefa finali oynuyor, manchester city'e kök söktürüyor sanacak... 8 mart 2012 atletico madrid beşiktaş maçı diye bir başlık olacaktı da, sen altına girip o sikik egonu söndürecektin? en son ne zaman uefa'da ilk 8 mücadelesi verdin sik kafalım benim, hatırlıyor musun? üstelik ikinci maçta 2. yarıdaki oyunun getirdiği umut varken... bu takım istanbul'da liverpool'u, barcelona'yı, daha bu kasım'da dinamo'yu sahaya gömmedi mi? işte senin gibi götoğlanları gelecek o maça, destekten çok yuh çekecek ya, tek korkum bu... yoksa ben turdan umutluyum...
serdal adalı'nın kendisine iş bilmez damgası vuran, daha kesinleşmemiş bir mahkeme kararı, kanıt bile yokken üstüne yapıştırılan "şike!" yaftasına sarılarak sinan vardar gibi bir vizyonsuzu övenler var gerçekten... bu arkadaşlar bir de altyapıya dönme siki tutturmuş gidiyor:
bu arkadaşların
umut
ibrahim toraman ersan ismail ekrem
ernst necip veli cumali bişi
ali kuçik muhammed
onbiri ile uefa'da sıfır çekip, 5 sene derbilerde taşak oğlanına dönüp, 8 sene gençlerbirliği, karabükspor ile filan ilk sekiz mücadelesi vermek, liverpool'dan bu sefer 15 yemek gibi hayalleri var sanırım...
gerçi tribünde kendi takımı gol yeyince "ayyyyyyy!" atınca "heyyyyy!" diye ince ince bağıran cinsiyet kitlesinden çıkması şaşırtmadı bu sefer.
şike iddinamesinin açıklandığı gece, fenerbahçe'nin çekirdekçileri bile daha sıkı kenetlenirken, bu süreçten zayıflayarak değil, güçlenerek çıkarken, karakol önünde "aklanın da gelin diye arabalara saldıran götler" de bunların erkek versiyonuydu işte...
bu arkadaşların
umut
ibrahim toraman ersan ismail ekrem
ernst necip veli cumali bişi
ali kuçik muhammed
onbiri ile uefa'da sıfır çekip, 5 sene derbilerde taşak oğlanına dönüp, 8 sene gençlerbirliği, karabükspor ile filan ilk sekiz mücadelesi vermek, liverpool'dan bu sefer 15 yemek gibi hayalleri var sanırım...
gerçi tribünde kendi takımı gol yeyince "ayyyyyyy!" atınca "heyyyyy!" diye ince ince bağıran cinsiyet kitlesinden çıkması şaşırtmadı bu sefer.
şike iddinamesinin açıklandığı gece, fenerbahçe'nin çekirdekçileri bile daha sıkı kenetlenirken, bu süreçten zayıflayarak değil, güçlenerek çıkarken, karakol önünde "aklanın da gelin diye arabalara saldıran götler" de bunların erkek versiyonuydu işte...
2 yıldır avrupa'da şubat'ı mart'ı gören hatta uzuuuuuuun uzun seneler sonra ilk defa belki de mayıs'ı görme ihtimali olan beşiktaş'ı quaresma'nın 2 senedir uefa'da sırtladığını göremeyen ya da görmek istemeyenlerin eleştirdiği çete... tamam, ben de bu kart görme, sinirlerine hakim olamama konusunda eleştirimi getiriyorum, ligdeki maçlardaki isteksizliğe isyan ediyorum yeri geliyor ama uefa'da senin genç ismail'inin yaptığı kıytırık hatadan yenen golü quaresma trivela ortasıyla telafi ediyor... sonuç alıyor, sonuca katkı yapıyor...
sana kalsa premier lig'in en agresif ekiplerinden stoke city'nin stadında tek hareketle 3 adamı ekrem dağ ile geçip veli kavlak'ın müthiş trivela şutuyla 40.000 şımarık ingiliz holigan'ın götünü ağzına getireceksin. dinamo kiev ve stoke city'nin olduğu grubu 1. bitireceksin. hatta elinde olsa ibrahim akın, mehmet sedef, ali güneş, okan buruk ile atletico madrid karşısına çıkıp 9 yiyip döneceksin. melankoliye bağlamayı çok seviyorsun değil mi dostum bu gibi durumlarda?
8 yiyip duygusal marş yazmak, 9 yiyip rakı sofrasında beste yapmak hoşuna gidiyor çünkü senin. 8'de 9'da olsa beşiktaş ulan! diye nara atmayı alışkanlık haline getirdin değil mi? fenerbahçe'yi yenelim yeter değil mi senin için? böyle ibrahim akın çıkarsın, koray avcı çaksın! amaaaaaan avrupa'yı kim siklesin?
bak!... sene 2012, avrupa'da kaliteli futbol iyi futbolcuyla oynanır... avrupa'da en iyi 16 takım arasına girdin şu an, atletico madrid'i elersen ilk 8'e gireceksin. sana kalsa bunları hep veli, ali yapıyor 2 senedir...
beşiktaş son 2 senedir ligde umduğunu bulamıyor olabilir ama avrupa kupalarında çok iyi bir gelişim içinde... avrupa kupalarında galibiyeti, tur atlamayı, gruptan çıkmayı alışkanlık haline getirmek adına büyük gelişim gösterdi... lig başında avrupa'nın 3. sınıf takımlarına elenen galatasaray, fenerbahçe, trabzonspor, bursaspor yerinde sayarken, hatta düşüş içindeyken, beşiktaş sıralamada yükselmeye devam ediyor... bunu da ali'yle, veli'yle, hasan'la, hüseyin'le yapmadı! bu adamlar sayesinde yaptı...
avrupa'daki başarıyı görüp, ligdeki sorunları çözmeye odaklanmak yerine sen toptan yakalım gitsin diyorsun... yanlış yapıyorsun... şimdi bu takım seneye de uefa'da mayıs'ı gördü... ligde de şampiyon oldu diyelim? ne diyeceksin?
sana kalsa premier lig'in en agresif ekiplerinden stoke city'nin stadında tek hareketle 3 adamı ekrem dağ ile geçip veli kavlak'ın müthiş trivela şutuyla 40.000 şımarık ingiliz holigan'ın götünü ağzına getireceksin. dinamo kiev ve stoke city'nin olduğu grubu 1. bitireceksin. hatta elinde olsa ibrahim akın, mehmet sedef, ali güneş, okan buruk ile atletico madrid karşısına çıkıp 9 yiyip döneceksin. melankoliye bağlamayı çok seviyorsun değil mi dostum bu gibi durumlarda?
8 yiyip duygusal marş yazmak, 9 yiyip rakı sofrasında beste yapmak hoşuna gidiyor çünkü senin. 8'de 9'da olsa beşiktaş ulan! diye nara atmayı alışkanlık haline getirdin değil mi? fenerbahçe'yi yenelim yeter değil mi senin için? böyle ibrahim akın çıkarsın, koray avcı çaksın! amaaaaaan avrupa'yı kim siklesin?
bak!... sene 2012, avrupa'da kaliteli futbol iyi futbolcuyla oynanır... avrupa'da en iyi 16 takım arasına girdin şu an, atletico madrid'i elersen ilk 8'e gireceksin. sana kalsa bunları hep veli, ali yapıyor 2 senedir...
beşiktaş son 2 senedir ligde umduğunu bulamıyor olabilir ama avrupa kupalarında çok iyi bir gelişim içinde... avrupa kupalarında galibiyeti, tur atlamayı, gruptan çıkmayı alışkanlık haline getirmek adına büyük gelişim gösterdi... lig başında avrupa'nın 3. sınıf takımlarına elenen galatasaray, fenerbahçe, trabzonspor, bursaspor yerinde sayarken, hatta düşüş içindeyken, beşiktaş sıralamada yükselmeye devam ediyor... bunu da ali'yle, veli'yle, hasan'la, hüseyin'le yapmadı! bu adamlar sayesinde yaptı...
avrupa'daki başarıyı görüp, ligdeki sorunları çözmeye odaklanmak yerine sen toptan yakalım gitsin diyorsun... yanlış yapıyorsun... şimdi bu takım seneye de uefa'da mayıs'ı gördü... ligde de şampiyon oldu diyelim? ne diyeceksin?
demirören'in istifası ile tüm başkan adaylarında gözlemlediğim durum... tüm açıklamalar bu yönde. çok ucuza mal edilmiş ve avrupa kupalarındaki imajımızı son 2 senedir düzeltme yolunda büyük yardım sağlayan bu iyi futbolcuları yollamak tek çözümmüş... serdal adalı başkanlığa aday olmadığı halde siki tutacağımızın açık resmi olan başkan adaylarıdır bunlar... eş kaza başkan seçilmeleri durumunda yine bir bursaspor, gençlerbirliği ayarına döneceğiz anlaşılan... artık quaresma'yı yollar yerine karabük'ten bilal'i alırız, fernandes'i yollar gençlerbirliği'nden hurşut'u alır ve düzlüğe çıkarız. beşiktaş kurtulur amına koyayım. sinirden kendimi sikicem!
##179785
şampiyonlar ligi'ne katılmak da bir amaç olabilir bu sene için... uzun yıllar sonra uefa'da baharı görmeye doğru giden tek takımdır beşiktaş... bu sene için uefa'da baharı görmek + play off'larla şampiyonlar ligi'ne katılmak başarıdır... türkiye kupası var daha üstelik ki; abone olduğumuz bir kupadır kendisi... bu başlık altına girip bir 70'lik devirmiş gibi entry girmenin manası yok... dediğim gibi, bu dediklerim olursa ki bir atletico madrid'i elemeye bakar; beşiktaş bu sene başarılıdır arkadaş; kim ne derse desin...
sağlık sorunum yüzünden futbol oynamama izin verilmediği bir dönemde bana ışık olmuş, yeniden hayat vermiş kaleci. onun başlığından kullanmayı akıl edip doktorumdan izni kopardım ve yaklaşık 2 senedir açık yeşil forması üstümde, başlığı kafamda aslanlar gibi kalecilik yapıyorum. sırtımda da ismini sevgiyle taşıyorum. gönlümdeki yeri bambaşka olan kalecidir bu yüzden cech.
yıldız transferi var, yıldızımsı transferi var... yıldırım demirören yönetiminin aldığı hiçbir oyuncu "yıldız" değildi... tabata'yı 8 milyon euro'ya alıp 10 milyona satamazsın. ama quaresma, fernandes, simao, almeida'yı satarsın. ki; adalı bu oyuncuları çok çok ama çok düşük maliyetlere getirdi. quaresma 7'ye geldiyse şimdi 14'e gider, almeida, simao en kötü ihtimalle kendi paralarını amorti eder, fernandes konusu ise zaten başlı başına bir transfer efsanesidir. 2 milyon'a alınmıştır. şu an 14,15 milyonlardan bahsedilmektedir. bu oyuncular üstelik beşiktaş'a avrupa da müthiş bir itibar getirmiştir. futbolun beşiği ingiltereden 5-6 yiyerek dönmeyen türk takımları içinde artık ingiliz holiganların götlerinden soluyarak izlediği bir "beşiktaş" varolmuştur. quaresma'nın trivelası direkten dönmekte, 40.000 ingiliz holigan götünden soluyarak "aaauuuuvvv!" çekmektedir. manchester city taraftarı dahi beşiktaş'a rakip olma ihtimaline "acaba?" diye yaklaşmaktadır. tek başarı kriteri lig şampiyonluğu olanlar bu başarı öyküsünü göremez. bu felsefe ile, yani "iyi futbol iyi futbolcuyla oynanır" felsefesi birkaç sene daha sürerse beşiktaş uefa, şampiyonlar ligi gibi arenalarda en az bir atletico madrid, porto, manchester city mertebesinde anılacak. ligde şampiyon olunur. yine olunur. yine olunur. ama asıl başarı budur. bunun mimarı da düşük maliyetle beşiktaş'ı bu yola sokan serdal başkandır.
bu adam harici biri başkan olursa, bu takım üzerine takviye yapıp iyileştirmek yerine önce elimizdeki yıldız oyuncuları yollar... sonra gelsin yine ali güneş'ler, mehmet yozgatlı'lar, mustafa doğan'lar... avrupa'da 5-6 yemeler, sadece galatasaray ve fenerbahçe'nin döküldüğü sezonlarda 6-7 yılda bir sivasspor'la şampiyonluk kapışmaları... buraya yazıyorum... bu adam harici biri başkan olur ve bunlar olursa ben futbol izlemeyi bırakırım. net.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?