aynı anne babadan olmayan abimdir benim. olur mu? olur. evet.
kartal sözlük'te de yakama yapışmış illet. kaderim. (bkz: bebişim benim)
çok iyi niyetliydi, taraftar da bunu gördü ve sevdi tamam ama adam belki de kariyerinin en güzel golünü fenerbahçe'ye salladı ve gidiyor. güle güle fink. sırf o golü atmak için gelmiş gibiydin. ve biz seni çok sevdik.
geldiğinde sevinmemiştim ya da üzülmemiştim
gidiyor ve yine hiçbir şey hissetmiyorum... sevinç ya da üzüntü...
o kadar nötrüm kendisine karşı yani... düşün artık...
gidiyor ve yine hiçbir şey hissetmiyorum... sevinç ya da üzüntü...
o kadar nötrüm kendisine karşı yani... düşün artık...
aslında her şey tamam da benim gibi halı sahada kalecilik yapanlar ve sevenler için iyi bir kaleci forması alternatifi gibi de olabilir sanki. [ybkz]swh[/ybkz] malum, kaleci formamız yok sanırım satışta. arkasına yazdıracaksın ismini "1" numarası ile mis olur mis.
http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=31694&tipi=B
http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=31694&tipi=B
sanırım türkiye kupası'nda bu sene de gruplardan çıkamayarak, bir kupaya hasret kalma rekorunun artık bokunu çıkartacak taraftar kitlesi... yemin ediyorum ben alıp vereceğim artık bunlara kupayı... ne yapacaklar çok merak ediyorum, görmek istiyorum aslında artık...
Ecel, kaza, savaş, politika, sersemlik
O kadar çok sebebi var ki gelmek için Hiç bu kadar kahpe ölmemiştik
Hiç bu kadar alenen gelmemişti kitleler ile alay eder gibi
Sureti bu kadar bana benzememişti
Gülüşü, sesi, ve ince telli saçları
Hiç bu kadar onuruma dokunmamıştı şu mavi olduğu iddia edilen,
gizemli yolculuk
Bu soruyu
ilk kez,
küçük bir çocukken sormuştum
Babamın ilk kez uzaklara gidişinde
Bu kadar içten
Neden?
çaylıkların kokusunu da bilirdim oysa
Peştemal yapan kadınları
Karayemişinden de tatmışlığım vardır
Küçük ellerim ile
Dere kenarlarında ilk sigaramı içmişliğim
Benim de senin yaşadığın yerlerde ölmüşlüğüm vardır Kazım
Yeşiller arasında şiir yazmışlığım
Ne de güzel gelir bembeyaz gecelikleri ile ince,
dağ patikalarından ilham perileri
Sevginin, sevgilinin, onurun ve insanlığın kılığında
öyle bir işler ki ruhuna
işte, horonun coşkusu tam buradan gelir bölge halkına
Hep biz; Hep biz gördük memleketin başındaki belaları
Annemizin bedeni gibi gördük toprağımızı,
içini, dışını, doğusunu, batısını
Biz deliyiz, arızalıyız be Kazım!
Başka muhitlerin çığırtkanlığını yapmadık
Bir doğrularımız var bizim, birimizin gitar teli,
diğerimizin mürekkebi, kağıdı, kalemi
Biz deliyiz be Kazım!
Gözümüz kara bizim
önümüzü göremeyelim, kukla olmayalım, hiçe yaşamayalım,
yalnız, kendi doğrularımız ile ölelim diye,
Allah, burnumuzu büyük yaratmış bizim
Karadenizli analar / babalar bu deli çocukların acısını hafifletmek için
fıkralara döşemiş çocuklarını
Güldürmüşler yedi alemi, ağlanacak halimize
Ah! Koca burunlu Kazım!
Buna rağmen gördün gelişini ölümün
Yine, burnunu boyundan büyük işlere soktun
Sen, kaçıncı gelişini simgeliyordun kim bilir
Ardından gelenler kaç defa daha üstlenecek bu rolü
Ardından: Kefene dolanmış, ilham perisi kılığında
binlerce Azrail her gece iniyor ince, patika yollardan,
yeşil / mavi memleketin üzerine
Ecel, kaza, savaş, politika, sersemlik
O kadar çok sebepleri var ki gelmeleri için
Siyaha boyuyorlar mavilikleri / yeşillikleri
çaylıklar da koşturan güzel yüzlü çocuklar
bir bir alıyor fıkralarda ki yerlerini
O kadar çok sebepleri var ki fıkralara karışmak için
Büyük bir burun, yeşil ve mavi, çaylıklar, dalgalar,
ilham perileri, delilik, şarkılar, şiir,
sen
gidişin
July 3, 2007 9:17 pm
Ankara [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
O kadar çok sebebi var ki gelmek için Hiç bu kadar kahpe ölmemiştik
Hiç bu kadar alenen gelmemişti kitleler ile alay eder gibi
Sureti bu kadar bana benzememişti
Gülüşü, sesi, ve ince telli saçları
Hiç bu kadar onuruma dokunmamıştı şu mavi olduğu iddia edilen,
gizemli yolculuk
Bu soruyu
ilk kez,
küçük bir çocukken sormuştum
Babamın ilk kez uzaklara gidişinde
Bu kadar içten
Neden?
çaylıkların kokusunu da bilirdim oysa
Peştemal yapan kadınları
Karayemişinden de tatmışlığım vardır
Küçük ellerim ile
Dere kenarlarında ilk sigaramı içmişliğim
Benim de senin yaşadığın yerlerde ölmüşlüğüm vardır Kazım
Yeşiller arasında şiir yazmışlığım
Ne de güzel gelir bembeyaz gecelikleri ile ince,
dağ patikalarından ilham perileri
Sevginin, sevgilinin, onurun ve insanlığın kılığında
öyle bir işler ki ruhuna
işte, horonun coşkusu tam buradan gelir bölge halkına
Hep biz; Hep biz gördük memleketin başındaki belaları
Annemizin bedeni gibi gördük toprağımızı,
içini, dışını, doğusunu, batısını
Biz deliyiz, arızalıyız be Kazım!
Başka muhitlerin çığırtkanlığını yapmadık
Bir doğrularımız var bizim, birimizin gitar teli,
diğerimizin mürekkebi, kağıdı, kalemi
Biz deliyiz be Kazım!
Gözümüz kara bizim
önümüzü göremeyelim, kukla olmayalım, hiçe yaşamayalım,
yalnız, kendi doğrularımız ile ölelim diye,
Allah, burnumuzu büyük yaratmış bizim
Karadenizli analar / babalar bu deli çocukların acısını hafifletmek için
fıkralara döşemiş çocuklarını
Güldürmüşler yedi alemi, ağlanacak halimize
Ah! Koca burunlu Kazım!
Buna rağmen gördün gelişini ölümün
Yine, burnunu boyundan büyük işlere soktun
Sen, kaçıncı gelişini simgeliyordun kim bilir
Ardından gelenler kaç defa daha üstlenecek bu rolü
Ardından: Kefene dolanmış, ilham perisi kılığında
binlerce Azrail her gece iniyor ince, patika yollardan,
yeşil / mavi memleketin üzerine
Ecel, kaza, savaş, politika, sersemlik
O kadar çok sebepleri var ki gelmeleri için
Siyaha boyuyorlar mavilikleri / yeşillikleri
çaylıklar da koşturan güzel yüzlü çocuklar
bir bir alıyor fıkralarda ki yerlerini
O kadar çok sebepleri var ki fıkralara karışmak için
Büyük bir burun, yeşil ve mavi, çaylıklar, dalgalar,
ilham perileri, delilik, şarkılar, şiir,
sen
gidişin
July 3, 2007 9:17 pm
Ankara [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
Bol benzetmeli cümleler ile anlatılır sandığım zamanlar
geleceğin günü anlatmayı
Edebiyat utanmıştı senden
bana ilk geldiğin gün
Gelişin
sessiz ve mahçup
Yaygara basmadan
ve mağrur
Ne olur
Hep orada dur
O esintili Ankara akşamı
Ankara otogarı
iki yüz küsür numaralı peron
Hep aynı heyecan ile bekleyeyim seni
Seni hiç kırmadım farz et
Hiç ağlamadın ki
Yokuz henüz
Matematikte birer etkisiz elemanız
Anne karnındaki cenin bile değiliz
Ellerini hiç tutmadım
Dudaklarının tadını bile bilmiyorum
Tanrı tarafından indirilmemiş birer vahiyiz
Peygamberimiz bile doğmamış henüz
Bize de yaşayacak
birkaç güzellik kalsa sevgilim
Keşke,
keşke Beatles
Yesterdayi bestelememiş olsa henüz
July 6, 2007 12:36 am
Ankara
geleceğin günü anlatmayı
Edebiyat utanmıştı senden
bana ilk geldiğin gün
Gelişin
sessiz ve mahçup
Yaygara basmadan
ve mağrur
Ne olur
Hep orada dur
O esintili Ankara akşamı
Ankara otogarı
iki yüz küsür numaralı peron
Hep aynı heyecan ile bekleyeyim seni
Seni hiç kırmadım farz et
Hiç ağlamadın ki
Yokuz henüz
Matematikte birer etkisiz elemanız
Anne karnındaki cenin bile değiliz
Ellerini hiç tutmadım
Dudaklarının tadını bile bilmiyorum
Tanrı tarafından indirilmemiş birer vahiyiz
Peygamberimiz bile doğmamış henüz
Bize de yaşayacak
birkaç güzellik kalsa sevgilim
Keşke,
keşke Beatles
Yesterdayi bestelememiş olsa henüz
July 6, 2007 12:36 am
Ankara
hastası olduğum herhangi bir grubun hastası olduğum bir şarkısını dinlemeye başladığım anda gözlerimi kapatıp onbinlerce insana konser veriyorum hayali kurmak.
beşiktaş inönü stadında bir gol attığımı ve artık nasıl bir hırsla sevinç yaşıyorsam her şeyi aşıp ağlayarak kapalının içine daldığımı hayal etmek. ama ağlayarak bak... kapalıya dalmak... bir düşünsene.
beşiktaş inönü stadında bir gol attığımı ve artık nasıl bir hırsla sevinç yaşıyorsam her şeyi aşıp ağlayarak kapalının içine daldığımı hayal etmek. ama ağlayarak bak... kapalıya dalmak... bir düşünsene.
yahu! o muzip bir çocuk gibi bıyık altından, sinsi gibi gülüşü ile böyle sakince açıklamaları yok mu? bayılıyorum. ligin ikinci yarısında şöyle bir şey hayal ediyorum:
- evet sayın seyirciler türkiye futbol tarihinde bir ilk gerçekleşiyor şu an! beşiktaş takımı sahaya 6 kişi çıkıyor. Cenk, Ernst, Guti, Quaresma, Simao ve Almeida. şu an yanımızda Serdal ADALı var. Sayın ADALı bu ne anlama geliyor?
- şimdi ...canım. şöyle ki;
Bu maç için yeter diye düşündük yani. Ne bileyim. öyle işte.
ehehe... yakışır mı? evet!
hakkı mı? sonuna kadar!
- evet sayın seyirciler türkiye futbol tarihinde bir ilk gerçekleşiyor şu an! beşiktaş takımı sahaya 6 kişi çıkıyor. Cenk, Ernst, Guti, Quaresma, Simao ve Almeida. şu an yanımızda Serdal ADALı var. Sayın ADALı bu ne anlama geliyor?
- şimdi ...canım. şöyle ki;
Bu maç için yeter diye düşündük yani. Ne bileyim. öyle işte.
ehehe... yakışır mı? evet!
hakkı mı? sonuna kadar!
hayatımda izlediğim ilk maç, dolayısı ile beşiktaş'ımın izlediğim ilk maçı. ankara-bursa taraftarının mide bulandıran ilişkisine şahit olduğum yetmezmiş gibi bir de gol izleyemeden döndüm eve... bir de ibrahim kaş'ı izlemek zorunda kaldım düşün artık. nasıl bir günah işlediysem allah bana bunu uygun gördü.
bu proje kapsamında seslendirilen uzun ince bir yoldayım adlı eser muhteşem olmakla birlikte rize'den ses veren "gülcay devrim dağdelen" isimli hanım kızımızın duru sesi ve duru güzelliği dikkat edilmesi gereken unsurdur. kaçınılması gereken tek unsur ise öykü & berk kardeşlerin girdiği kısımdır. dinleyin bir, ne demek istediğimi anlarsınız.
bu geceki telegol programında bazı isimleri karşılaştırıp "aralarında hiçbir fark göremiyorum" dedi:
simao - alex
fernandez - stoch
almeida - niang
evet, bunu yaptı kendisi. zirvede bırakması gerekirdi şunun üzerine. saçmalamanın da kendince bir zirvesi vardır bana göre. ama henüz daha çok saçmalayacak sanırım. o kutlu gün bugün değil kardeşlerim.
simao - alex
fernandez - stoch
almeida - niang
evet, bunu yaptı kendisi. zirvede bırakması gerekirdi şunun üzerine. saçmalamanın da kendince bir zirvesi vardır bana göre. ama henüz daha çok saçmalayacak sanırım. o kutlu gün bugün değil kardeşlerim.
mastürbasyon veya cinsel ilişki sonrası yılan dili gibi, çatal gibi, adeta bir Y harfi gibi çift işeme sorunsalının rakibi bile olamayacaktır.
vokalisti ve söz yazarı cenk taner olan grup.
öyle ahım şahım olmasa da kekelediğimi söyleyebilirim.
şöyle komik diyaloglar yaşamama vesile oluyor:
işyerinde alınan ilkyardım eğitimi esnası, 20 kişinin önünde uygulama için sıra bana gelmiştir:
- şi şi şimdi ho hocam ilk ya ya yapmamız ge gereken bilincin a a a açık olup ol ol olmadığını ko ko kontrol ee e e etmek!
- evladım sen anlatmadan yapsan da olur...
- HAYıR ANLATACAM!
şöyle komik diyaloglar yaşamama vesile oluyor:
işyerinde alınan ilkyardım eğitimi esnası, 20 kişinin önünde uygulama için sıra bana gelmiştir:
- şi şi şimdi ho hocam ilk ya ya yapmamız ge gereken bilincin a a a açık olup ol ol olmadığını ko ko kontrol ee e e etmek!
- evladım sen anlatmadan yapsan da olur...
- HAYıR ANLATACAM!
şampiyon olması, kupalar alması, fırat'ın deyimi ile en birinci olması umurumda bile değil. telegolcüler, sergenler yalçınlar bir yandan bikbik ötedursun şu aralar dimdik duran takımım. evet, bu takım avrupa'da dimdik oynuyor kardeşim. başı dik! değişen bir şeyler olduğu kesin ve o değişen şeyler avrupa maçlarında kabak gibi ortaya çıkıyor. sergenlerin yalçınların, telegoygoycuların anlayamadığı şey tam da bu...
aziz başkana çok kızmamalıyız... evet, kasımpaşa spor, sivasspor gibi takımlarla oynarken doğru önermedir aslında. zira alex reyis bu maçlarda 10 kaplan gücünde ön plana çıkmakta fakat avrupa maçlarında nedense saha içinde olmasına rağmen stat dışındaki köfte arabasının önünde bekleyen kedi kadar ortalarda görünmemektedir. varlığını sadece oyundan çıkarken fark etmekteyiz.
son yıllarda oldukça hızlı gelişim göstermiş, her tarafı koşu yolları, alışveriş merkezleri, parklar ve havuzlar ile donanmış ankara semti. metro projesini bakanlığın üstüne alması vesilesi ile metro da tamamlandığı an çok daha gözde bir mekan olacaktır. korkuyorum aslında böyle olmasından çünkü çok seviyorum sakinliğini. ıssız değil, az insan da yaşamaz ama sakindir eryaman. kırmızı körüklü otobüslerinde yolculuk yapmak da güzeldi ayrıca. beni hep çocukluğuma götürürdü. şimdi mavi, son model man otobüsler var. bu bana mutluluk getirmedi açıkçası. biliyorum metro da mutlu etmeyecek beni. "çok uzak yeaaaa!" diye ağlayıp duran gözü yaşlılar gitsin kızılay'da otursun, karmaşa, gürültü içinde. açık söylüyorum siktirolup gidebilirler. sanki istanbul ya da izmir gibi ankara'ya denk şehirlerde bir yerden bir yere gitmek 3 dakika alıyormuş gibi ağlayıp durmalarına sinir oluyorum artık. büyük şehirde yaşıyorsan 30 dakikayı gözden çıkartacaksın. çıkartamıyorsan git aşağıhomurlu köyünde yaşa.
beşiktaş'ımız dinamo kiev'i eler de manchester city'nin rakibi olursa, ankara'dan kalkıp gidip inönü'deki maçı kol kola, omuz omuza izlemeyi planladığımdır. "abi ama senin kombinen var benim yok, ben kapalıda izleyemem ki" dediğim zaman "canın sağolsun kardeşim, açıkta birlikte izleriz, olmadı ben izlemem sana veririm kombinemi" diyen abimdir, candır, delikanlımdır. beşiktaşlıdır işte, ne yapsa yeridir. (bkz: beşiktaşlı duruşu)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?