10 aralık 2011 ankara zirvesi'nin ardından, sıcacık evime girer girmez yaptığım eylem... sarıldım ve doyasıya ağladım... kalorifer peteği pek şaşırmadı ve sorgulamadı ama taharet musluğu şaşkındı... "meğer sen ne büyük bir nimetmişsin, hayatımdaki yerini ve önemini hiç farkedememişim, ne olur beni affet" dedim... sarıldık ve dakikalardır öyle duruyoruz...
bir ara soğuktan ruhumun bedenimden çıkarak gökyüzüne yükseldiğini, kendi bedenime bir süre yükseklerden baktığımı hatırlıyorum. filmlerde soğuktan yavaş yavaş ölenleri izler ve acaba nasıl bir duygu diye merak ederdim... artık biliyorum...
ayrıca amı götü dağıttım alkolden sanırım... en son ağlayarak dingoc'a sarıldığımı hatırlıyorum... umarım yarın bir gün utanacağım bir şeyler sıçmamışımdır... dur bakalım, kısmet...
ayrıca amı götü dağıttım alkolden sanırım... en son ağlayarak dingoc'a sarıldığımı hatırlıyorum... umarım yarın bir gün utanacağım bir şeyler sıçmamışımdır... dur bakalım, kısmet...
şahsımın içinde bulunduğu inanılması güç durum... şüphesiz ki allah ü teala'nın varlık kanıtlarından biridir. takımı 3-0 öndeyken, 3-1 olunca stres başlıyorsa eğer bir taraftarda onun 28 yaşına kadar kalp krizi veya strese bağlı bir ölümcül hastalığa tutulmaması mucizedir... ve şüphesiz ki; öldürmeyen allah öldürmez...
beşiktaş'ın öz çocuğu dediğimiz ve kendilerini geliştirmelerini beklediğimiz necip uysal ve ismail köybaşı'nın biraz olsun bakıp utanması gereken insan... hele 31 yaşındaki ekrem dağ'ın bir daha maça çıkmaması lazım... ben kendini geliştirme zahmetine girmeyen oyuncuyu sevemiyorum arkadaş... ister necip, ister ismail, ister ekrem, ister başka biri... bu isimlerin sözlükte çok seveni var biliyorum... belki eksiye doyamayacak bu entry ama sevemiyorum işte...
##162730
"quaresma'yı biçtik oyundan çıkarttık hacılar, şimdi rahatça sahamızdan çıkabiliriz ve saldırabiliriz" diyen manisaspor'un anasının amında patlamış maç... çıkarmadan 4 posta... dk. 87... 5. posta olur mu bilmiyorum... ben hayatımda bu kadar çirkin bir futbol topluluğu görmedim... bu sefer helal olsun carvalhal'a... bu götlekleri onların anladığı dille vurdu... oyundan taviz vermedi, onlar üstümüze gelmedikçe biz aralıksız 15 dakika kendi sahamızda paslaştık... "bunların geleceği yok bari biz gidek aga" demedik...
sözlükte ya herkes maçı izliyor ya da kimse maçı sklemiyor ama quaresma ve mustafa pektemek'in muhteşem ötesi iki golüyle ilk yarıyı 2-0 önde kapattık... quaresma sakatlandı umarım ciddi bir şeyi yoktur...
3 kasım 2011 beşiktaş dinamo kiev maçı'nın olduğu gece, dingoc un evi'nde simsiyah, forzanarchy ve dingoc'un görme şerefine eriştiği rengarenk ve cool donumdur kendisi... belki sevişirim donunu giyip geceyi 3 tane yarma gibi adamla geçirecek kadar bahtım var işte... bahtımı seveyim...
yeni bir yazar sanırım, ilk entrysi benim olduğuna göre... işten eve gelip yorgunluktan geberen şekilde kendimi yatağıma attığım şu saatlerde nickiyle beni yarım yarım yarmış yazar diyeyim şimdilik [ybkz]swh[/ybkz]
orjinal adı "patlayan şeker"dir... zira patlayan şeker deyince zaten akıla direkt o gelir. başka bir yerde patlayan şeker de varsa ben bilmiyorum, hiç denemedim [ybkz]swh[/ybkz]http://tinyurl.com/7fmxf4h
yine şarap içip salon erkeği diye alay edileceğim zirve... bir de benimle fazla konuşulmasın... ben iki kadeh atınca durdurulamaz bir hal alırım zaten... rengârenk belki sevişirim donumu giydim geliyorum.
1 aralık 2011 maccabi tel aviv fc beşiktaş maçı'nın ardından 5 aralık 2011 beşiktaş orduspor maçı'nda da uzaktan şut ile kopya gol yemiş cancağızım... sanki uzaktan atılan şutlarda erken yatıyor, atlıyor, havada yakalanıyor ve rahatlıkla çelebileceği top eline çarpıp aşarak gol oluyor... ama candır, hatasını düzeltecektir, zira kendisi ilk geldiğinden çok ama çok ileridedir, gelişmiştir, gelişerek değişme başarısını göstermiştir... bir de kendisinden kırmızı forma istedim hala yollamadı hibine... satmıyorlar oğlum işte, satılmıyor kaleci forması, yolla bir tane...
quaresma-simao gitsin, asker de asker, alaman da alaman, genç de genç diye ortalığı velveleye verenlerin dk. 67'den itibaren zevk-i sefa içinde izlemesini istediğim maç... ben izlemiyorum bu dakikadan sonra şahsen... iyi seyirler size... takım orta sahanın karşı tarafında iki pas yapamıyor, bir adam geçilmiyor, bir koşu yapılmıyor, 2. yarıda ceza sahasını göremedik amk... işte sizin hayaliniz olan takım bu... hayaldi, gerçek oldu...
edit: gol oldu (serbest vuruştan), evet ama bu takımın quaresma ve simao'suz yarrak gibi oynadığı gerçeğini değiştirmiyor maalesef dostlarım...
edit: gol oldu (serbest vuruştan), evet ama bu takımın quaresma ve simao'suz yarrak gibi oynadığı gerçeğini değiştirmiyor maalesef dostlarım...
##161878
sayesinde ilginç fikirler öğrendiğimiz forma giyme çeşididir... arkadaşının ısrarı ile yine onun hatırına fenerbahçe maçına gidebilir insan anladık da, neden forma giyme gereği? formasız maça gitmek yasak mı? günlük elbiselerinle gitsen kim senin fenerbahçeli olmadığını anlayacak? "kusura bakma da senin giyeceğin varmış" derler adama...
hayır bunu yazan adam futbol konusunda takıntısız, fanatik duygularını törpüleyebilmiş, aşmış bitirmiş bir adam olsa anlayacağım da...
ortalıkta "kimse beşiktaştan ve armadan büyük değiğğğğğlll!!" diyerek, bu uğurda kendi futbolcusunu bile her fırsatta itin götüne sokmaya çalışan iflah olmaz bir beşiktaş fanatiği, aşığı izlenimi veren bir adam olunca şaşırıyor insan...
sayesinde ilginç fikirler öğrendiğimiz forma giyme çeşididir... arkadaşının ısrarı ile yine onun hatırına fenerbahçe maçına gidebilir insan anladık da, neden forma giyme gereği? formasız maça gitmek yasak mı? günlük elbiselerinle gitsen kim senin fenerbahçeli olmadığını anlayacak? "kusura bakma da senin giyeceğin varmış" derler adama...
hayır bunu yazan adam futbol konusunda takıntısız, fanatik duygularını törpüleyebilmiş, aşmış bitirmiş bir adam olsa anlayacağım da...
ortalıkta "kimse beşiktaştan ve armadan büyük değiğğğğğlll!!" diyerek, bu uğurda kendi futbolcusunu bile her fırsatta itin götüne sokmaya çalışan iflah olmaz bir beşiktaş fanatiği, aşığı izlenimi veren bir adam olunca şaşırıyor insan...
quaresma'nın 90 dakika içinde 10 kere bencilce top kaptırıp, 10 dakika sonra mucizeler yaratması ardından "siktir git artık" - "adamsın adam" ikilemi içinde kalan binlerce beşiktaş taraftarı kuvvetli döngü sonucu zaman çizgisni geçerek zaman boşluğunda kayboldu...
bilim dünyasına paralel evrenin varlığı konusunda umut olan gizemli olayın ardından bir grup bilim adamı uzay boşluğuna "siyaaah" sesi dinletiyor ve umutla "beyaaaz" karşılığının gelmesini bekliyor...
uzay boşluğundan halen "siktir git artık" - "adamsın be adam" seslerinin geldiğini vurgulayan bilim adamları, "eğer beşiktaş taraftarı orada da bu ikileme devam ediyorlarsa paralel evreni de geçerek başka bir evrene bile geçiş yapabilirler... bu bilim dünyası adına bir milat olur" açıklamasında bulundular...
"cihan tekin - kartal sözlük haber ajansı"
bilim dünyasına paralel evrenin varlığı konusunda umut olan gizemli olayın ardından bir grup bilim adamı uzay boşluğuna "siyaaah" sesi dinletiyor ve umutla "beyaaaz" karşılığının gelmesini bekliyor...
uzay boşluğundan halen "siktir git artık" - "adamsın be adam" seslerinin geldiğini vurgulayan bilim adamları, "eğer beşiktaş taraftarı orada da bu ikileme devam ediyorlarsa paralel evreni de geçerek başka bir evrene bile geçiş yapabilirler... bu bilim dünyası adına bir milat olur" açıklamasında bulundular...
"cihan tekin - kartal sözlük haber ajansı"
"beşiktaş'ın öz çocuğu aga" diye neredeyse semtin ortasında ağzında sigara,
elinde içki gezen serdar özkan'a
"asker oyuncu aga"
"alaman olsun çamurdan olsun aga" diye
fink'i öven, katlanan, şans veren kitleyi çok siklemezdim...
ölü taklidi yapardım...
güntekin onay gibi fenomen dururken her ski bildiğini sananlara pek takılmazdım...
- "hocam adidas aldım... 100 tl nasıl ama?" dediğinizde
- "ahaha seni kazıklamışlar olum... ben pazardan aynısını aldım hem de 5 tl! ama abidas yazıyor!" diyen gerzeklerden farksızlar çünkü...
elinde içki gezen serdar özkan'a
"asker oyuncu aga"
"alaman olsun çamurdan olsun aga" diye
fink'i öven, katlanan, şans veren kitleyi çok siklemezdim...
ölü taklidi yapardım...
güntekin onay gibi fenomen dururken her ski bildiğini sananlara pek takılmazdım...
- "hocam adidas aldım... 100 tl nasıl ama?" dediğinizde
- "ahaha seni kazıklamışlar olum... ben pazardan aynısını aldım hem de 5 tl! ama abidas yazıyor!" diyen gerzeklerden farksızlar çünkü...
siktirolup giderdim... bu taraftar quaresma'yı haketmiyor... bu taraftar kuru kuru koşan oyuncu seviyor... orta açamasın, iki estetik hareket yapmayı bırak, pozisyon bilgisi edinmeyi, şut çekmeyi bile öğrenme tenezzülünde bulunmasın... 10 sene beşiktaş'ta kendini geliştirmeden kuru kuru koşsun işte amına koyayım... o zaman emekçi olursun, aslan olursun, kaptan olursun, kaplan olursun quaresma... yanlış yoldasın dostum... yov yov! madafaka!
en yapmaması gereken maçlarda 7-8 oyuncu rotasyonu yapıyordu ilk geldiğinde, kızıyorduk... ama artık yorgunluktan s.o.s. veren takımda durum 2-0'dan 2-2 olunca bile oyuncu değiştirmeyen, oyuna müdahale etmeyen bir adama dönüştü... şu koduğumun bir ortası yok mu arkadaş? hadi bir musibet bin nasihatten iyidir demişler vakti zamanında... lan daha o dondurucu ankara soğuğunda götümüz titreye titreye 2-0'dan 4-2 mağlup olarak 19 mayıs stadından biz beşiktaşlı taraftarlar çıkmadık mı senin yüzünden... allahsız! daha 2 hafta oldu lan! 2 ay olsa unuttu diyeceğim de, daha musibet olalı 2 hafta oldu... gençlerbirliği maçının fotoğraflarını bile daha dün yükledim facebook albümlerime... neden? çünkü moral bozukluğu anca geçti... fotoğraf makinesinden aktarıp bilgisayarda bile bakmak istemedim fotoğraflara...
son olarak mutlak kazanman gereken maçta 89 dk. müdahalesiz kalıp, 89. dakikada oyuncu değiştirmek nedir abi? nedir ya? bana bir tane mantıklı açıklama yapar mısın? kazanman lazım lan! kazanman lazım! sanki 2-2'lik skor bizi bir üst tura taşıyacak da, oyun soğusun, zaman geçsin diye 90. dakikada oyuncu değiştiriyorsun...
seni sevmeyi çok deniyorum ama izin vermiyorsun carvalhal...
son olarak mutlak kazanman gereken maçta 89 dk. müdahalesiz kalıp, 89. dakikada oyuncu değiştirmek nedir abi? nedir ya? bana bir tane mantıklı açıklama yapar mısın? kazanman lazım lan! kazanman lazım! sanki 2-2'lik skor bizi bir üst tura taşıyacak da, oyun soğusun, zaman geçsin diye 90. dakikada oyuncu değiştiriyorsun...
seni sevmeyi çok deniyorum ama izin vermiyorsun carvalhal...
evet bazen çalımı abartır, bencilleşir, maç esnasında ben de bazen küfür ederim ona ama en kötü oynadığı maçlar dahil bana koşmadığı, top kovalamadığı, hırs yapmadığı 3 (yazıyla üç) maçtan fazlasını gösterene götümü vereceğim futbolcu... bütün takımın ruhsuz gibi önünden geçen topu seyrettiği maçlarda bile bu adam hırs yapıyor, top kovalıyor, arkadaşlarına kızıyor, bazen öyle oluyor ki kırmızı kart görüyor... hacı, ya siz başka birini quaresma diye izliyorsunuz ya da bize quaresma diye başka birini izletiyorlar...
anlam veremiyorum artık bu saçma sapan linç çabasına... iyi... gitsin de götümüz soğusun... 4-5 senedir şut çekmeyi öğrenemeyen, 5 metreden topu dağa taşa gönderen necip'le çok daha iyi oluruz, evet... (necip'i çok severim... çok daha iyi olabileceğine ben de inanıyorum ama kendini geliştirmek için pek bir çaba harcamıyor... ona kızıyorum)
nefret eder oldum bu "beşiktaşın öz çocuğucuyum hacı ben!" mevzusuna adam harcayanlardan... tamam, öz kaynaklarımız candır, canımız, kardeşimizdir, bağrımızdan çıkan güllerdir onlar evet, metin, ali, feyyaz filan bir de... güzel günler, nostalji filan tamam yahu! evet yahu! evet ya! anladık tamam! ama bazen gözünüz dönüyor abi bu mevzudan yani... "bazen çok bencilleşebiliyor" desen anlarım da "quaresma yatıyor" diyebiliyor adam yahu! el insaf! haydi vicdan yok, göz-izan da mı yok!
anlam veremiyorum artık bu saçma sapan linç çabasına... iyi... gitsin de götümüz soğusun... 4-5 senedir şut çekmeyi öğrenemeyen, 5 metreden topu dağa taşa gönderen necip'le çok daha iyi oluruz, evet... (necip'i çok severim... çok daha iyi olabileceğine ben de inanıyorum ama kendini geliştirmek için pek bir çaba harcamıyor... ona kızıyorum)
nefret eder oldum bu "beşiktaşın öz çocuğucuyum hacı ben!" mevzusuna adam harcayanlardan... tamam, öz kaynaklarımız candır, canımız, kardeşimizdir, bağrımızdan çıkan güllerdir onlar evet, metin, ali, feyyaz filan bir de... güzel günler, nostalji filan tamam yahu! evet yahu! evet ya! anladık tamam! ama bazen gözünüz dönüyor abi bu mevzudan yani... "bazen çok bencilleşebiliyor" desen anlarım da "quaresma yatıyor" diyebiliyor adam yahu! el insaf! haydi vicdan yok, göz-izan da mı yok!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?