açık konuşayım: hiç bir zaman samimî, dürüst ve sıcak bulmadığım; niyetinin iyi olduğuna da asla inanmadığım kişidir.[ybkz]swh[/ybkz]
gündeme gelmek, reklamını yapmak, nemalanmak gibi amaçlarla verdiğini düşündüğüm bu tür demeçler sonrası da, söz konusu negatif katsayılarını günbegün artırmaktadır.
gündeme gelmek, reklamını yapmak, nemalanmak gibi amaçlarla verdiğini düşündüğüm bu tür demeçler sonrası da, söz konusu negatif katsayılarını günbegün artırmaktadır.
her anlamda, "satış" sebebi olan nesnedir.
mehmet erdem'e ait; dinleyeni içten içten tüketen, bıkmışlık şarkısıdır.
"kalp alışır acı çekmelere,
can dayanmaz yeni sevmelere.
boşa kürek çek, hep aynı...
bana sorun bi' kim haklı?
şu yüreğim ne meraklı,
hiç sözümü dinlemiyor.
sorarım; aşk durulur mu,
acıyı sevmek olur mu,
hani hayat bir oyundu?
artık içime sinmiyor..."
(bkz: sigara yaktıran şarkılar)
"kalp alışır acı çekmelere,
can dayanmaz yeni sevmelere.
boşa kürek çek, hep aynı...
bana sorun bi' kim haklı?
şu yüreğim ne meraklı,
hiç sözümü dinlemiyor.
sorarım; aşk durulur mu,
acıyı sevmek olur mu,
hani hayat bir oyundu?
artık içime sinmiyor..."
(bkz: sigara yaktıran şarkılar)
ne kadar istese de, çırpınsa da kişi; eğer şanslı değilse, yüreğinde ukde olarak kalmaya mahkûm olacak olan çaresizliktir.
mehmet erdem'e ait, jazz altyapılı bir şarkıdır.
"ne söylesem sana, boş gelir.
ne çok görsen de sen, az gelir.
hayat bu, incitir;
hayat bu, böyledir.
ne kaldıysan senden geri,
ne bulduysan daha yeni...
gel hadi, gör kendini.
gel hadi, daha bitmedi..."
"ne söylesem sana, boş gelir.
ne çok görsen de sen, az gelir.
hayat bu, incitir;
hayat bu, böyledir.
ne kaldıysan senden geri,
ne bulduysan daha yeni...
gel hadi, gör kendini.
gel hadi, daha bitmedi..."
baştan uyarmanın faydalı olduğu küfürlü ifadeleri akla getiren güzelliktir.
her kuşu siktik bir leylek kaldı müdürüm afedersin.
her kuşu siktik bir leylek kaldı müdürüm afedersin.
memleketimin kıyı komşusu, yurdun dik burunlusudur.
göçüp gittiği günden beri, ne kendisini yitirişimiz ne de hayatında yaptığı güzel işler hakkında, iki lâfı bir araya getiremediğim, canlardandır. sanki hâlâ aramızdaymış da, ölümden bahsetmemizi istemezmiş gibi; sanki hâlâ karşımızdaymış da, "ben ölmedim ki" dermiş gibi; sanki...
özledik seni be kâzım.
özledik seni be kâzım.
doğru olmayan düşüncedir.
5'e 5 çift pota bile yaparız, ama potalardan birinin izmir'de olması gerek; zira sıkıcı olur diğer türlü.[ybkz]swh[/ybkz]
5'e 5 çift pota bile yaparız, ama potalardan birinin izmir'de olması gerek; zira sıkıcı olur diğer türlü.[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: ikinci bahar)
karar vermenin de uygulamanın da göt istediği penaltı türüdür.
turnuvanın en güzel futbolunu izleyeceğimiz karşılaşma olacaktır.
o kadar da emin konuştum; hadi bakalım.
o kadar da emin konuştum; hadi bakalım.
erkan oğur ve rahmetli yavuz çetin'in enstrümanları ile düet yaptığı; çoğu şarkıdan çok daha fazlasını, perdelere sığmayan notalarla anlatabilen eserdir.
"gitmek kolay,
ya sonrası...?
silebilir misin sende kalan
dudaklarımın nemini?
atamazsın, biliyorum,
sende solan yüreğimi.
ver bana düşlerimi,
ver bana eski gülüşlerimi.
yanarsın, ah yanarsın;
verirsen bana kendini."
şeklinde sözlere sahip olan; ilk dinleyişte dahi, sanki yıllardır kendisiyle efkârlanıyormuş, içiyormuş hissiyatı veren parçadır.
ya sonrası...?
silebilir misin sende kalan
dudaklarımın nemini?
atamazsın, biliyorum,
sende solan yüreğimi.
ver bana düşlerimi,
ver bana eski gülüşlerimi.
yanarsın, ah yanarsın;
verirsen bana kendini."
şeklinde sözlere sahip olan; ilk dinleyişte dahi, sanki yıllardır kendisiyle efkârlanıyormuş, içiyormuş hissiyatı veren parçadır.
az önce izlediğim, konu anlamında oldukça yavaş ilerleyen ve toplam uzunluğu 150 dakika olan, ayrıntıda yatan detayları ise saygı ve takdirle karşıladığım filmdir.
üzerine bir şeyler karalamaktan ziyade düşünülmesini, ayrıca yarın televizyonda filmi izlemesi muhtemel yazarların gözünün ilişmemesini yeğlediğimden, sözlerimi burada noktalıyorum.
üzerine bir şeyler karalamaktan ziyade düşünülmesini, ayrıca yarın televizyonda filmi izlemesi muhtemel yazarların gözünün ilişmemesini yeğlediğimden, sözlerimi burada noktalıyorum.
içine gömülecekmişim gibi görünen eylemdir.
cemal safi'nin yazdığı şiir; orhan gencebay'ın[ybkz]swh[/ybkz] anason kokulu şarkısıdır.
"kapını çalarsa mazinin eli
ne olur bir şişe aç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
sen de birkaç kadeh iç benim için
bir gece veda et tatlı uykuna
girdiğin günâhı sarhoşken kına
yarıda bırakma allah aşkına
bu gece kendinden geç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için
hoş görme, affetme yaptıklarımı
kaldır yeryüzünden artıklarımı
tutuştur resmimi, mektuplarımı
sabır küllerini, saç benim için
maziden eserse hasretim birden
o güzel günlere uç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
savur küllerini, saç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için"
"kapını çalarsa mazinin eli
ne olur bir şişe aç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
sen de birkaç kadeh iç benim için
bir gece veda et tatlı uykuna
girdiğin günâhı sarhoşken kına
yarıda bırakma allah aşkına
bu gece kendinden geç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için
hoş görme, affetme yaptıklarımı
kaldır yeryüzünden artıklarımı
tutuştur resmimi, mektuplarımı
sabır küllerini, saç benim için
maziden eserse hasretim birden
o güzel günlere uç benim için
ben hiç ayılmadım gittin gideli
savur küllerini, saç benim için
nasıl bir yanlışa ben adım attım
nasıl bir günâhın zehrini tattım
sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
anlatmak o kadar güç benim için"
aşka davet diye bir kavram varsa eğer; bu, tam olarak, "aşka veda et" şiiridir.
insanın kaç kez, kaç yıl acı çekmesi gerekir bu dizeleri yazmak için be can baba... fakat, sen ne kadar öğütlemiş olsan da, hayatın kuralı bu; zayıf olan insanoğlu yaradılışı, ayakta durabilmek adına bir bağlılık seçiyor kendine[ybkz]swh[/ybkz]. bir kez canı gerçekten yanıyor belki, hatta belki çok kez... ama uslanmıyor, uslanamıyor, acılarından doğamıyor çünkü; bilakis acıları, onun, ayakta daha da zor durmasına neden oluyor. çok sevenin her zaman çok acı çeken olmasından dolayıdır ki; bu ritüel, sadece, onun tükenmesine neden oluyor.
fakat, yine bu noktada, üstâda kulak vermek gerekiyor: "... çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. senin değillermiş gibi davranacaksın. hem, hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın...".
insanın kaç kez, kaç yıl acı çekmesi gerekir bu dizeleri yazmak için be can baba... fakat, sen ne kadar öğütlemiş olsan da, hayatın kuralı bu; zayıf olan insanoğlu yaradılışı, ayakta durabilmek adına bir bağlılık seçiyor kendine[ybkz]swh[/ybkz]. bir kez canı gerçekten yanıyor belki, hatta belki çok kez... ama uslanmıyor, uslanamıyor, acılarından doğamıyor çünkü; bilakis acıları, onun, ayakta daha da zor durmasına neden oluyor. çok sevenin her zaman çok acı çeken olmasından dolayıdır ki; bu ritüel, sadece, onun tükenmesine neden oluyor.
fakat, yine bu noktada, üstâda kulak vermek gerekiyor: "... çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. senin değillermiş gibi davranacaksın. hem, hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın...".
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?