zikredildiği âna dikkat edilmesi gereken ifâdedir.
gecenin bir vaktinde; yalnız, fakat kalbi dolu bir adama söylersen bunu; küfürü yersin nokta net.
önce şişenin, bir süre sonra ise kadehinizin dibinde yer alan rakıdır.
bu gece sessiz, ama hazır kıta vaziyetinde beklemekte olan yazar topluluğudur.
bir dokunsak bin âh işiteceğiz şüphesiz, o nedenle dokunmamakta fayda var sözlük.
bir dokunsak bin âh işiteceğiz şüphesiz, o nedenle dokunmamakta fayda var sözlük.
(bkz: muhlis akarsu)'ya ait bir türküdür.
"ey sevdiğim sana şikâyetim var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
ben de bir insanım, bir de canım var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy
eski günler hayâlimden gitmiyor
dün dediğin bugünkünü tutmuyor
yiğidim ya sana gücüm yetmiyor
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy
akarsu'yum böyle miydi ahdımız
onun için virân oldu tahtımız
umudum yok, gülmez artık bahtımız
ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy"
"ey sevdiğim sana şikâyetim var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
ben de bir insanım, bir de canım var
ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy
eski günler hayâlimden gitmiyor
dün dediğin bugünkünü tutmuyor
yiğidim ya sana gücüm yetmiyor
ne sevdiğin belli ne sevmediğin
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy
akarsu'yum böyle miydi ahdımız
onun için virân oldu tahtımız
umudum yok, gülmez artık bahtımız
ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
hayınsın oy oy zalımsın oy oy
ne deyim oy oy"
sevgiden, hattâ sevmek eylemin isimleşmiş tüm formlarından daha etkili olan[ybkz]swh[/ybkz] sevi hâlidir. sevdâluk der ya hani karadenizimin insanı, öyle daha derinden, daha içten bir duyguyu; yanan bir rûhu temsil eder.
sevdâlık başka şeydir anam babam. bir hayal ile yaşamak; tüm düşüncelerini koşulsuz bir esârete teslim etmek; bir çift göz uğruna için için, erircesine, yanmaktır. düşünmemektir sonunu; yanmışsındır zaten ulan, daha fenâsı, daha ötesi ne olabilir ki...
sevdâlık başka şeydir anam babam. bir hayal ile yaşamak; tüm düşüncelerini koşulsuz bir esârete teslim etmek; bir çift göz uğruna için için, erircesine, yanmaktır. düşünmemektir sonunu; yanmışsındır zaten ulan, daha fenâsı, daha ötesi ne olabilir ki...
buram buram melankoli kokan ahmet kaya şarkısıdır.
"yüzüne baktığımda
neden yüzü gülmüyor
tam sabah olacak derken
birden gece oluyor
öyle çok yalnızım ki
sığmıyorum geceye
ay bile bak kararmış
hüzün çökmüş geceye
niye böyle anne
niye başım dönüyor
niye böyle anne
niye içim geçiyor
yüzüne baktığımda
neden yüzü gülmüyor
tam sabah olacak derken
birden gece oluyor
insanlar yalnızdırlar
sığmıyorlar geceye
ay bile bak kararmış
hüzün çökmüş geceye
niye böyle anne
yine başım dönüyor
niye böyle anne
yine içim geçiyor"
"yüzüne baktığımda
neden yüzü gülmüyor
tam sabah olacak derken
birden gece oluyor
öyle çok yalnızım ki
sığmıyorum geceye
ay bile bak kararmış
hüzün çökmüş geceye
niye böyle anne
niye başım dönüyor
niye böyle anne
niye içim geçiyor
yüzüne baktığımda
neden yüzü gülmüyor
tam sabah olacak derken
birden gece oluyor
insanlar yalnızdırlar
sığmıyorlar geceye
ay bile bak kararmış
hüzün çökmüş geceye
niye böyle anne
yine başım dönüyor
niye böyle anne
yine içim geçiyor"
bir nevi sallamamak durumu; yokmuş gibi yapma eylemidir.
bir hiç uğruna zâyi olacak takımdır.
yahu arkadaş; herkes, her amatör branşı takip etmek; her spor dalından keyif almak zorunda mıdır? kimi sevmez voleybolu, kimi hentbola "tu kaka" der, kimisi basketboldan haz etmiyor olabilir. Bırak amatör branşları, futbol takımının maçlarına gitmiyor, gidemiyor da olabilir. mesafelerden dolayı gidemez kimi, gurbettedir belki.
Ben lisanslı ürün, kombine vs. alıyorsam kulübüm için alıyorum; futbol takımı için değil. Branş göz etmek ne haddimize... Arma için kesiyorum gırtlağımdan kimi zaman, birkaç ay daha giyiyorum yıpranmış ceketimi. Bunu idrak etmeden, ortak bir paydaya ulaşmamız söz konusu değil ne yazık ki yönetimle. "Her katkı futbol takımı için yapılıyor; onun başarısı uğruna yapılacak her türlü girişim mübahtır." şeklinde bir anlayış varsa(ki bu davranışın adını koyamıyorum ben başka türlü), hatayı en başta, yönetime aday olarak yapmışsınız demektir ey efendiler.
Bütçeyi, kökü keserek düzeltemezsin, düzenleyemezsin. Bu yöntemle bakkal dahi idare edilemez, açık konuşuyorum. şûbe kapatarak, yönetimsel zaafını ortaya koymuş olursun sadece. ötesi, berisi yok bunun. Senin tasarrufunda dahi olmayan bir şeyi, kriz yönetiminde tökezleyip, üstüne üstlük bir de pişkinlik sergileme aracı ve amacı olarak kullanamazsın. Lahana turşusu perhizi yapıyoruz resmen...
Hem, o şube sayesinde geçimini sağlayanların ekmeğini elinden alıp, futbol takımı oyuncularına hamuduyla verme hakkını kim, nasıl verdi sana? Aklım almıyor, içime sinmiyor. O insanları, kulübünü, böyle bir duruma düşürdükten sonra, futbol takımının başarılarıyla mutlu olacağımızı mı zannediyor acabâ bu kişiler. Hangi değerimize sığar, hangi duruşumuzu temsil eder, hangi ahlâk sınırları içerisinde yer edinir bu hareket? düpedüz ihanettir adı, olsa olsa.
Voleybol şûbesi kapatıldığında tepki göstermemeye çalıştım elimden geldiğince. içim içimi yedi; ama zamanla telâfi edileceğini ummak için zorladım kendimi o dönem. Her ne kadar sağlıksız ve yanlış bir kararsa da, yönetimin tazeliğine verdik bunu. Eleştirilerimiz yetersiz kaldı belki de. Fakat; önce futbol takımı oyuncularının sözleşmelerinde yapılan iyileştirmeler, hemen akabinde bu olay... Zıvanadan çıkmamak çok güç.
Yönetime, kısa yoldan, "Gittiğin yollardan dönülmez geri." mesajı eşliğinde; bugün de utancımızı ararız artık, rakı şişelerinin dibinde.
yahu arkadaş; herkes, her amatör branşı takip etmek; her spor dalından keyif almak zorunda mıdır? kimi sevmez voleybolu, kimi hentbola "tu kaka" der, kimisi basketboldan haz etmiyor olabilir. Bırak amatör branşları, futbol takımının maçlarına gitmiyor, gidemiyor da olabilir. mesafelerden dolayı gidemez kimi, gurbettedir belki.
Ben lisanslı ürün, kombine vs. alıyorsam kulübüm için alıyorum; futbol takımı için değil. Branş göz etmek ne haddimize... Arma için kesiyorum gırtlağımdan kimi zaman, birkaç ay daha giyiyorum yıpranmış ceketimi. Bunu idrak etmeden, ortak bir paydaya ulaşmamız söz konusu değil ne yazık ki yönetimle. "Her katkı futbol takımı için yapılıyor; onun başarısı uğruna yapılacak her türlü girişim mübahtır." şeklinde bir anlayış varsa(ki bu davranışın adını koyamıyorum ben başka türlü), hatayı en başta, yönetime aday olarak yapmışsınız demektir ey efendiler.
Bütçeyi, kökü keserek düzeltemezsin, düzenleyemezsin. Bu yöntemle bakkal dahi idare edilemez, açık konuşuyorum. şûbe kapatarak, yönetimsel zaafını ortaya koymuş olursun sadece. ötesi, berisi yok bunun. Senin tasarrufunda dahi olmayan bir şeyi, kriz yönetiminde tökezleyip, üstüne üstlük bir de pişkinlik sergileme aracı ve amacı olarak kullanamazsın. Lahana turşusu perhizi yapıyoruz resmen...
Hem, o şube sayesinde geçimini sağlayanların ekmeğini elinden alıp, futbol takımı oyuncularına hamuduyla verme hakkını kim, nasıl verdi sana? Aklım almıyor, içime sinmiyor. O insanları, kulübünü, böyle bir duruma düşürdükten sonra, futbol takımının başarılarıyla mutlu olacağımızı mı zannediyor acabâ bu kişiler. Hangi değerimize sığar, hangi duruşumuzu temsil eder, hangi ahlâk sınırları içerisinde yer edinir bu hareket? düpedüz ihanettir adı, olsa olsa.
Voleybol şûbesi kapatıldığında tepki göstermemeye çalıştım elimden geldiğince. içim içimi yedi; ama zamanla telâfi edileceğini ummak için zorladım kendimi o dönem. Her ne kadar sağlıksız ve yanlış bir kararsa da, yönetimin tazeliğine verdik bunu. Eleştirilerimiz yetersiz kaldı belki de. Fakat; önce futbol takımı oyuncularının sözleşmelerinde yapılan iyileştirmeler, hemen akabinde bu olay... Zıvanadan çıkmamak çok güç.
Yönetime, kısa yoldan, "Gittiğin yollardan dönülmez geri." mesajı eşliğinde; bugün de utancımızı ararız artık, rakı şişelerinin dibinde.
futbol takımında yer alan oyuncuların sözleşmelerini, sözüm ona "fedâ"da bulunarak, iyileştirirken; yapılan bu iyileştirmelerden daha az meblağda yıllık bütçeye sahip olan, futbol dışındaki, branşları kapatmayı uygun gören yönetimdir.
neresinden tutsam, elimde kalıyor; neresinden baksam, ucu karanlık; "nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça."
neresinden tutsam, elimde kalıyor; neresinden baksam, ucu karanlık; "nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça."
sözlükten mesaj aracılığı ile haberleşme yoluna gidecekseniz eğer, kompleks bir dekodere gereksinim duyacağınız yazar tipidir.[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: dingoc)
(bkz: dingoc)
gençlerbirliği'nden tanıdığımız filip daems'i kadrosunda barındıran takım.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
münâsebet yoksunluğu ile; söylediğinin, yaptığının ne anlama geldiğini düşünmeden hareket eden kişiler için kullanılan niteleme sıfatıdır.
saçma sapan konuşma la yanıtı, kendileri için yeterli olamıyor ne yazık ki kimi zaman.
aynı zamanda, aşık mahzuni şerif ustaya ait bir türkünün adıdır.
saçma sapan konuşma la yanıtı, kendileri için yeterli olamıyor ne yazık ki kimi zaman.
aynı zamanda, aşık mahzuni şerif ustaya ait bir türkünün adıdır.
geyiğin dozunu ayarlayamayıp da kaçırınca, bir zevzekliğe imza atmıştır.
http://www.zaytung.com/fotohaberdetay.asp?newsid=188878
http://www.zaytung.com/fotohaberdetay.asp?newsid=188878
sinyor terim'in, galatasaray'ın da yer aldığı şampiyonlar ligi kurâ çekimlerinin hemen ardından, sarf ettiği söz grubudur.[ybkz]swh[/ybkz]
tabii sonrasında nelerin yaşandığını hepimiz biliyoruz.
tabii sonrasında nelerin yaşandığını hepimiz biliyoruz.
(bkz: şeker gibi kura)
efes pilsen forması giydiği dönemlerde, kendisini haluk levent'e benzettiğim basketbolcuydu.
o zamanlar tıfıldık tabii; hemen taarruza geçmeyelim, rica ediyorum.[ybkz]swh[/ybkz]
o zamanlar tıfıldık tabii; hemen taarruza geçmeyelim, rica ediyorum.[ybkz]swh[/ybkz]
maalesef tribündeki yerimi alamayacağım, mâbede hasret kalacağım 2-3 iç saha maçımızın ilkine tekâbül edecek olandır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?