confessions

heyhat

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 331
  2. takipçi 0
  3. puan 11153

4 ağustos 2012 kartalspor beşiktaş maçı

heyhat
ilk yarıya sıcak ve uzak kaleden maçı takip etmeye çalışarak başladık ve pek bir şey anlamadık, beşiktaş tribünleri ile baş başka kalmaktan başka çaremiz yoktu ki, anlam veremediğim bir şekilde inanılmaz bir kartalspor beşiktaş dayanışma mücadelesi vardı bizim tarafta, el ele kol kola tribüne çağırmalar mı dersin, karşılıklı kartal gol gol gol şirinliklerimi, ben anlam veremedim açıkçası çok da yakıştıramıyorum bu tip ahbaplıkları tribünlerde ondandır belki de, unutmadan bi ara tık tık tık kim o? bile dedik ortak düşman bursankaraya inat kartal karakartal dayanışması gösterdik [ybkz]swh[/ybkz]. ikinci yarı yeni transferleri izleme fırsatı ancak bulabildik ancak bu yarıda yakın kaleye geleceğiz diye beklerken fernandes'siz bir tek atak geliştiremeyeceğimi gördük, gençler toy çelimsiz korkak, hırs haricinde hiçbir şeyleri olmayan daha çok ekmek yemeleri gereken seviyedeler. anlayacağınız çok fazla anlatılacak bir şey yok maç ile ilgili, beşiktaş'ın kazanması ve iyi yolda olduğunu görmek için edilen "sesli dualar" ve "bağırın lan orospu çocukları" sesleri de tribünde yerini aldı

adana

heyhat
memleketim ve ne hikmetse hiç yaşamadığım halde ciddi anlamda gurur duymama sebep oluyor, birisi adanalıyım dediği anda bağrıma basıp yanaklarını sıkıp pembeleşinceye kadar yok soğandı o, yani bildiğin sevesim geliyor yahu. bir insan hiç yaşamadığı bir memleketin damak tadını sinirini yeri geldiğinde jargonunu nasıl bile bilir nasıl öğrenebilir bilmiyorum ama hakikatli şehirliğinden gereliyor sanırım. gerçi her gittiğim de biraz daha modernize olduğuna şahit oluyorum gençleri tamam jenerasyon gereği ama en nihayetinde çok da bozmasaydı keşkelerimi içimde tutuyorum. alemin allahı geliyor deyişiyle demirspor, gece sokak başlarında konan seyyar şırdancılarıyla, her adımda sabah kahvaltısında dahi yenmesi keyf veren ciğercileriyle yahu allaha küfür ediyor diye adamı döven adamın bile o kavga esnasında allaha "sövmesiyle" her şeyiyle bir başka güzel.

nerden esti bilmiyorum öyle güm pat çat yazdım yahu.

1. kartal sözlük tatil organizasyonu

heyhat
her sene düzenlemediğimiz tatil organizasyonu gibi bir klasik haline gelmesi imkansız gözüken organizasyon. genellikle ramazanın ikinci yarısında düzenlemediğimiz etkinliğimiz için bu sene ilki olduğu için doğal olarak da yer belirlemedik, yer tercihi yada firki olan arkadaşlarımız duman yolu veya mesaj lambamızı yakabilir. (bkz: çok öptüm)

kırmızı forma

heyhat
yakasındaki v şeklindeki siyah beyaz şeritleri özellikle hoşuma giden forma, beğenmeyenler ya da bu ne amk? diyenler 90-91,91-92,92-93 sezonu formalarına bakmalılar, hem nostaljik hem modern akşam olsun ilk işim yuvaya gitmek olacak.

diknot: akşam olarak tasarlandı.

2012-2013 sezonu futbol kombine kart fiyatları

heyhat
talep dengesini bir türlü göz önüne alıp pazarlama anlamında kendisini geliştirmeden ve markanın o an için içinde bulunduğu durumu göz ardı ederek ihtiyaçlara göre belirlenen fiyatlar. evet dikkat ediyorsanız içerisinde hiç beşiktaş sözü geçmeyen bir tanım ile cümleye başladık zira bu konu yönetim açısından feda veda mevzusu hiç bir zaman olmadı ve olmayacaktırda, yönetim biçiminde şirketin gider dengesine göre gelir dengesi belirlenmesi çok normal ve ihtiyaç doğrultusunda ürün satış rakamları belirlenmekte, buraları ıvır zıvır kısmı anladığınız üzere zira girinin ilk cümlesi olan talep nüansı kuranı kerim'in okusu kadar önemli olduğunu gözden kaçırmamaları gerekiyor artık, benim okuduğum bildiğim gördüğüm kadarıyla ürüne göre fiyat değil, müşteriye göre ürün geliştirilir. iş çok net çarpanı matematiği üç yaşında bir çocuğun algılayabileceği kadar kolay, bir kere takım başarısı istiyorsun ve küçülmekten bahsediyorsan bunun yan faktörlerini göz ardı etmemen gerekiyor, birinci faktör nedir takımın ateşleyici gücü olan taraftar bu kozunu çok kuvvetli elinde tutman gerekiyor geçeceksin öğenciyi bayanı çocuğu direk net taraftarı stada çekmeye çabalayacaksın- ki 12 kişilik saha da yer almayı garantileyeceksin, sonrası ambians bu da eski açık ve yeni açıkların kalabalıklığı ile ancak sağlanabilecektir ve bu alanlara dök işte kadın çoluk çocuk öğrenci şu bu yap indirimlerini izlesin "seyirci". ayrıca bu gün piyasada patlıcan alsan 24 ay taksit avantajı sunuyorlar, tek banka ile anlaş ve komisyonsuz net 15-16 ay taksit yap de ürünüme, bir o banka en dandiğinden bile olsa temiz 15.000 kredi kart satışı gerçekleştirecek bir banka için 2 ayda 15.000 kart satışının değerinden kimsenin bahsetmesine gerek yok sanırım.. sat bütün kombineleri feda duygusallığı altında, senin bir kere stad ziyaretçin demek kartal yuvası ürün satışını arttırmak demek, yeme içmeden stada bıraktığın para demek. yani müşteri mi diyorsunuz bize başka birşey mi bilmiyorum ama en nihayetinde alım ödeme koşullarını kolaylaştırmadan fiyatlarda belirli bir bütçenin üstünde kalarak kapalı havasını bitirmek istiyorsanız bitirin bu sezon, satamayacağınız ürünü koyun rafa yada alıcısının çektireceği alkış ve çekirdek sorununu hesaba katın, katıyorsanız şimdiden katın yarın derbilerde ellleriniz ile başınızı sıkıştırmadan eyvah biz ne yaptık demeden bu işe bir çözüm bulun. sırf keyfe keder yeni açık kombinesi alacağım bende, kapalıda çok rahat alabilme gücüne sahip olmama rağmen yeni açık alacağım tek sebebi tişört forma ayakkabı ıvır zıvır her ürününe para veriyorum zaten bari kombine de hakettiği tribünün hakettiği kısmına para ödeyeyim.

diknot 1 : anladım bozukluğu bol zira hızlıca yazılmış bir giri.
diknot 2 : indirime gitsende şu dakikadan sonra bir anlamı yok bir kere bir heyeycan yaratılır onun üzerinden satış pazarlama aktivitelerin sürer.

sana yazdım

heyhat
kimi zaman özellikle birisine değil hem hitap ettiğin o'na hem kendine hem her şeye yaptığın saçmalamalardır.

adım adım sona yaklaşan bir kaç soru işareti kalır aklımızda
neye sevinip neye güleceğimize karar verme çabaları sonuçsuz kalır ve artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
gündem konusu olmayan huzur ve kaybedilen mutluluklarsa oynadığınız oyun bitmiştir, kaybedilen her şeyde sizden bir parça gidebilir ve buna tahamül edebilirsiniz zira tüm parçalar tek bir noktaya tutunmakta olduğunu inkar edemezsiniz, o parçanın adı yok kaybettiğiniz de sadece içiniz de bir yerde kocaman bir boğum oluştuğunu hissedersiniz, bir yakınınızın ölmesi gibi, ya da en sevdiğiniz ve sevilenler arasında en eskisi olan bir albüm veya kitap gibidir, koyar! koyduğu yeri çok acıtır gitmesi.
olmamış insanlar var etrafımda ve ben de bu olmayanlardan biriyim, güzel bir damak tadım veya anlatabilecek "aman tanrım" hikayeleri olmayan bir adamım, günlük yaşama zorunluluğundan keyf almaya çalışıyorum bedenim ve ruhumun nasırlaşmaları dünyadan bir nebze olsun uzaklaştırmayı başarıyor, fikri hür zikri göreceli özgürlükte yaşamayı seven birisiyim, günlük hayatımda ne içerim ne yerim sorusunun cevabı hiç, normal bir insan olmayacak kadar da düşünebiliyorum, tanımadan önce en çok sevilen olmak gibi bir çaba sarfediyorum tüm insanların gerçekten ölmesini isterken bir yanda da sevilmek isteyen bir bünye ve bunun için insana ihtiyaç duyan bir akıl oyunu oynuyor beynim, ölmesini istediğin canlılara ihtiyaç duymanın yaşattığı beyin travmasını anlatmama gerek yoktur, herhalde!
heyhat,
hiç aşktan bahsetmeyeyim diyorum ama elim işte bensiz gidiyor uzanıyor yaz karala çiz ve sonra unut diyor yazdıkça iç huzurunu dinlendirebilen bir yalancıyım. yazınca daha çok seviyorum ama daha çok yarım bırakıyorum gibi kendimi. mesela bir insan eğlenirken evde kahrolan bir diğer insanın düştüğü aciz ruh halini anlatabilirim size ama eminim acı çekmekten zevk almadığınız için nasihat vermeye kalkacaksınız ve bu benim için ucu iyice sivrileştirilmiş bir kurşun kalemle yuvarlığın dışına taşırmadan soruya yanıt vermek için yuvarlağın içini karalamak kadar zor.
nasıl bir yaşam seçerdik kendimize elimizde olsa, bu seçenek sorulsaydı herhalde en çabuk yoldan kendimizi mahvedebilirdik, düşünsene hep mutlu olduğunu yahu hep bir şeyler eksik olmaz mıydı? yada yaşadığın heyecanları hayal et? hangisi aklına gelirdi önceden ya da aklına gelse hangisi bu kadar heyecanlı olurdu? bunları düşünerek öleceğim diye çok korkuyorum, gerçi ben öleceğim diye korkuyorum ya orası ayrı.
bir den bir dünya sessizliğine bürünüp gecenin artık koyuluğunu can çekişerek kaybettiği en şafağın sökmesine yakın saatlerinde yaşamayı özlemişim, nasıl bir dinginliktir o nasıl bir huzur saatleridir gök yüzünün en az kendisini saklayabildiği ana bir kaç dakika kaldığının habercisidir! günün yirmi saati akıllara zarar derecede ya çok karanlık ya çok yakıcı olan gök yüzü bahettiğim zaman dilimininde en savunmasız anlarını yaşar, tıpkı uyumaktan öldümden daha çok korkan insanlar gibi. gözlerini kapattığında rüya görür tüm gerçekliğiyle ve hep görmek istemediği rüyalar, onlu olmasında sıkıntı yok onsuz rüyalar. az önce bu arada bir şeyler özlediğimi söyledim dikkatimden kaçmadı değil şaka farklı bir yana arada sırada yaşam belirtisi gösterdiğimi görebilmek sevindiriyor beni.. hiç yaşanmışmıdır bilmiyorum bir şey olmamıtır ama onun olmamışlığı bile olmuştur aslında en azından bir şey olmuştur yani en olmamış hali bile işte ben o halde gibiyim olmadım diyorum ya ama bir şey oldum ve bunu siz göremiyorsunuz gibi geliyor, akşamdan kalma adam sabah kötü bir şey olmuştur ama en nihayetinde akşam sabahtan daha güzel olduğunu unutmamıştır ve sabah akşamın kalan izlerine dahil her güzel olan şeyin sonuna benzettiği için kızıyordur, bilmiyorum anlatabiliyor muyum, gerçi ben anlatabildiğime eminimde siz oldunuz mu onu çözemiyorum.. niye anlatıyorsun bize bunları dediğinizi duyar gibiyim yemin ediyorum bilmiyorum, akşam iç sabah kalk leş gibi bir yorgunluğa çok kızdım belki ondandır, mesela uyuşturucu kullanmıyorum alkol de artık uyuşturmuyor sanırım müptezel oldum ve farkında değilim amatem anatem aratem, anıtkabir ne varsa yatırın beni bir kaç sene ellemeden, arkamda bırakacağım kısmı bana ait olarak düşündüğüm ama bir bütün olarak kucağıma kalan biraz borcum var, eve üç beş gönderseniz yeter orası kendi kendisini bir şekilde döndürmeye teee eksiden beri programlı gibi, allahın ilk kurtaracakları cinsinden de diyebilirim. beni yatırın kısmına geri dönüyorum bu konuda çok ciddiyim yoksa doğru yolun hepsi olduğuna inanıp öyle bir iki seçenekle kalmayacağım zaten karışık olan aklıma uyarak bütün yollara girmeyi tercih edeceğim ve hepinizden bir kez daha nefret edebilmek için bütün güzelliklerinize bakacağım, ağlarım bile belki öfkemden yahu düşünsene bildiğin ağlıyorum sebebi ne olursa olsun güzel birşey olur sanırım, bu arada bu güne kadar gördüğüm en güzel ağlayan insan erkektir. bunun tüm bu konulardan bağımsız geliştiğini söylemek ve herhangi bir şüpheye yer bırakmamak için her ne kadar çok uzun bir süredir sevişmediğimi iddia etsemde kadınlardan hoşlandığımı söylemek istedim, şimdi bunun konumuzla ne alakası var onu bu sefer inanın ben bile çözemedim.

gidip gelmelerden kaçıyorum artık
bir ayağım gerçekten çukurda diğer ayağım sonsuzluğun en yalnız ve en yanlış yolunda.
ucunu gördüğüm hiç bir mutluluğa evet demek istemiyorum
onunla sonsuza erişemediysem sonsuzu da bir kez daha görmek istemiyorum.
bir kaç dost sohbeti biraz rakı her zaman söylediğim gibi rakının yanında da varsa sohbet yoksa iki dilim beyaz peynir kafi.
bu cumartesiye kadar verdiğim bütün sözleri unutarak bıraktığım alkole yeniden başlıyorum sanırım biraz bunun heyecanıda üstümde.
uzun lafın kısası özet geç diyorsan senin de eşek değilsen anladığın gibi "benim kafam biraz karışık"..!

fenerbahçe taraftarı

heyhat
bu günden önceki kinimin toplamı kadar bu günden sonra bir o kadar daha nefret edeceğim taraftar grubu. sakince alışverişinden dönen ablamın arabasına, küfür bile etmek istemediğim aziz yıldırımlarının saçma sapan bir mahkeme kararına beyinlerinin son hücreleri alınmış gibi kararın bile ne olduğunu algılama yeteneğini göstermeden cadde bostan denilen amına koyduğumun yerinde yaptıkları şerefsizlik kutlamaları sırasında tekme tokat saldırdılar, hepsine mal ediyorum bu yaşananı ve o arabada ne bir rakip atkısı ne forması ne de rengi yer almamasına rağmen bu haysiyetsizliği, bakın bu şeref ve haysiyet sözü bir çok küfürün ötesindedir az şerefi ile yaşamaya gayret gösterenler için. o arabaya bir darbe vuranın o kızı ora da öyle korkutanın allah biliyor bir ortam da övünürken yazarsın anlatırsın ecelin olmazsam en az sizin kadar haysiyetsiz olayım. tek başına trafikten geçen bir araca kutlamanı bırakıp neden saldırıyorsun bre orospu çocuğu. ilk kutlamanızı öğreniyorum ve aynı şiddetle karşılık vermezsem adam değilim.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol