hangi takımlısın diye soruldugunda gururla^^SAF KAN BEşiKTAşLıYıM^^ dediğimde içimdeki sevginin ne kadar coşkulu olduğunu kendime ve karşımdakine ispatlamaktır.hele birde karşımdaki kartalsa işte ozman tadından yenmiyor.
beşiktaşlı olmak
aşık olup başka aşka ihtiyaç duymamaktır.
normal doğum günlerinde akşama kadar uyuyan adamın 2005teki doğum gününde erkenden kalkıp ardından 3-4 lük maça sahit olup hayatımın en güzel doğum günü hediyesi 2005teki doğum günüm demektir .
beşiktaş taraftarı olmak.
tanımda belirttiğim kadar basit olamamak aynı zamanda. beşiktaşı içinde yaşamak mesala, ona gerçekten aşık olabilmek ,güneşi,ayı hatta ve hatta hiç bir tabiat olayını denk görememek, ona kendini bağlı hissetmek, bir deplasman otobüsüne binerken hayata dair tüm şalterleri kapatmak kendini beşiktaşın askeri gibi hissetmek bile çoğu zaman az gelmelidir yüreğine.
ne sevgilin, ne işin gücün, ne de gündelik saçmalıkların önüne geçememeli bu sevdanın. senin paran yokkende sen beşiktaşlıydın, sevgilini saymıyorum bile... hani hiç bir sevda eşdeğer değildi beşiktaşımıza ya da sormazlar mı adama ? hani hiç biri yokken sen vardın diye,
beşiktaşlı olmak, çoğu zaman hayattan soyutlanmaktır, aksini idda edenlere geliyor, yoksa o başka boyutların tanrısı değil mi ?
tanımda belirttiğim kadar basit olamamak aynı zamanda. beşiktaşı içinde yaşamak mesala, ona gerçekten aşık olabilmek ,güneşi,ayı hatta ve hatta hiç bir tabiat olayını denk görememek, ona kendini bağlı hissetmek, bir deplasman otobüsüne binerken hayata dair tüm şalterleri kapatmak kendini beşiktaşın askeri gibi hissetmek bile çoğu zaman az gelmelidir yüreğine.
ne sevgilin, ne işin gücün, ne de gündelik saçmalıkların önüne geçememeli bu sevdanın. senin paran yokkende sen beşiktaşlıydın, sevgilini saymıyorum bile... hani hiç bir sevda eşdeğer değildi beşiktaşımıza ya da sormazlar mı adama ? hani hiç biri yokken sen vardın diye,
beşiktaşlı olmak, çoğu zaman hayattan soyutlanmaktır, aksini idda edenlere geliyor, yoksa o başka boyutların tanrısı değil mi ?
---------------alıntı---------------
- efendim
- iyi aksamlar salih beyle mi gorusuyorum?
- evet,buyrun
- merhaba,ben taksim ilkyardim hastanesinden nobetci doktor uygar yorulmaz,bu saatte sizi rahatsiz ediyorum fakat su an hastanemizde bulunan bir hasta var. . kendisi baygin,uzerinde kimlik bulamadik yalnizca sizin kartiniz vardi. acaba hastaneye gelebilmeniz mumkun mu? hastanin durumu pek iyi degil de.
- tabi gelirim. . peki nasil biri
- valla 70 yaslarinda olmali,giyim kusamina bakacak olursak sanirim uzun zamandir evsiz diye tanimlayabilecegimiz birine benziyor. . anliyor musunuz. . yani saci,sakali temizligi ve gorunumu pek iyi degil.
- anladim hemen geliyorum. .
kimine gore taksim,kimine gore istiklal caddesi,bana gore de beyoglu denilen yerdeyim. vakit gece yarisini gecmis. kafam atmis,klasik bir haziran gecesi. iki duble yaptim 6-7 turku dinleme suresinde. yapayalniz iniyorum beyoglundan asagiya dogru. mendilci cocuklar,piyangocu amcalar,kestaneciler sagli sollu dizilmisler sokak kenarlarina. biraz vakit gecsin sunlari izleyeyim. . gencler icince sapitmislar yine,kizli erkekli gruba satasan kizsiz grup,abazalik da degil bu,tamamen kiskanclik,laf atmalar sevgilileri kucuk dusurmeler. . nerede kaldi delikanli gencler. . gene kimsenin yemedi yumrugunu kaldirmak,uzlasildi,devriyeye gerek kalmadan.
yurumeye devam ediyorum,saat de epey kabardi,eve gitmeli,isigi ufleyip zibarmali derken cakir keyif kafamla,kaldirimin kenarinda gozum ilisti bi sarapciya. oldum olasi sevdim ben bu tipleri,takintisiz,alakasiz,dunyasiz tipler,adam gibi isterler sarap parasi var mi diye. somurmezler yani kimseyi,bi ekmek parasi diyen duygu somuruleri yok bunlarda. bakiyim bir cebe varsa bozuk veriyim bi sarap parasi diyerekten yaklasiyorum yanina. durum vahim,sac sakal girmis birbirine,egiliyorum.
- hoopp. abi. kalk usuycen git bi sarap ic.
iplemiyor,baygin bayik halde suratima bakiyor. . israr ediyorum kalk kalk diye. dizime tutunup ayaklanmaya calisirken pardosusunun onu aciliyor. uzerinde rengi gitmis eski beyaz bir atlet goruyorum. pardosuyu aralayip gogsune dogru bakiyorum,kalp tarafindaki bjk amblemi carpiyor gozume.
- vay besiktaslisin demek. al simdi sana bi sarap parasi daha.
korsan da olsa tanirim aslinda butun besiktas formalarini ama bunu ilk defa goruyorum o an.
- o sadece besiktas formasi degil diyor ilk konusmasinda
- nerden buldun bu formayi?
- benim
- nerden aldin?
amcam kizdi,sanane der gibi
- yusuftan aldim. tanir misin?
cani yaniyordu,uzuldum durumuna,keyfim de yok ama,niye sordum bilmiyorum.
- baba be. arkadas olsana bana,bi meyhaneye gidelim. bir buyuk yapalim senle,bulursak sicak biseyler de yeriz.
bu sefer salak der gibi bakti,hakliydi ne isim vardi ki evsiz biriyle.
- iyi dedi gel gidelim.
epeyce yuruduk,karanlik sokaklardan gecip girdik izbe bir meyhaneye. nerden geldi bu cesaret bilmiyorum,aklima da gelmiyor mekanina goturup gasp yapma ihtimali. aklim formada kalmis,abuk sabuk gittim yine de.
pek konusmuyor,birinci buyugun son dublesine kadar laf etmedik,sonra konustu;
- sen de iyi icermissin.
- cocukluktan be baba.
ikinciyi actik. kafa epey doldu.
- kizmazsan sana bisey sorucam
- kafasiyla ileri geri olur verdi
- nerden buldun o formayi?
gene sustu. bir saat konusmadik yine
- evlat. sene 1967. 25 yasindayim. geceden ciktik yola. deplasmana. bilir misin deplasmani. yollar,o zamanki yollar,git git bitmez. sonra yendik goztepeyi izmirde sampiyon olduk. atladim sahaya,gencecik yeni yildiz yusuf tan kaptim formayi.
elimde bardak kalakaldim,pat diye anlatti,konusamadim.
- yaaa dedi. bu forma 28 yasinda.
kekeledim bir an. nassil nasssil.
anlatti tum olanlari. almislar maci. tum kara gozuyle almis formayi. sonra ertesi gun geri gelmis mahalleye,sirtinda forma tum havasiyla kosa kosa gidiyormus evine. ogluna gosterekmis. gitmeden deplasmana,7 yasinda oglu kizmis buna,niye goturmuyor beni de izmire diye. oglum diyordu affedicek ona verince bu formayi. eve vardiginda her sey bitmis. gece evleri yanmis,karisi ve oglu dumanlar icinde bogularak can vermisler.
o gun lanet etmis her seye,vurmus kendini sokaklara.
biraz toparlandiktan sonra.
- peki baba nasil korundu bu forma yillarca.
- bu gun ayin kaci?
- 4 haziran da 5i oldu artik
4 haziran da sampiyon olmus besiktas,o gece kaybetmis ailesini. ve o gunden beri sadece 4 haziranda sirtina gecirmis formayi. kulubesi varmis dolapdere taraflarinda,bir de yatak,orada saklamis yillarca,yirtilmis,sokulmus ama gene de korumus formanin ozunu.
baba be. surdaki tekelle konusacam,sana gunde 3 sarap alacam,her ay gelip onceden vericem parasini. olmaz dedi aciyamazsin bana.
cuzdanima uzanip bir resim cikardim. bak dedim benim oglum,gecen gun benden dunyanin en degerli besiktas formasini istedi,aldim bir forma,verdim. ne bilirdim her forma aynidir dedim. senden baba,bu formayi ogluma miras birakmani istiyorum,senden dunyanin en degerli formasini istiyorum.
- adi ne oglunun?
- kartal. kartal yusuf aral.
- oglun icin iceriz sarabi be evlat
- ama bana besiktasli sozu ver,gunde uc saraptan fazla yok. disardan bulsan da icmeyeceksin.
mirin kirin etti. soz be dedi. besiktasli sozu.
- uzerinde ev telefonumun da oldugu kartlardan birini verdim. bakmadan koydu cebine.
aradan 4 ay kadar gecti. arada bir bulusup iciyoruz. her gun uc sarabini iciyor. bulustugumuzda bile ucten baska icmiyordu.
bir aksam ciktim. koca beyoglunu dolastim bulamadim. sordum sorusturdum,kulubesini buldum. etraf cok kotu kokuyordu,yataginda sizmis. kaldirdim. yuzume bakti tersledi beni,defol git diyerek kovdu. baba dedim bisey mi oldu. defol ulan diye ittirdi yine. 3 sarap aldin diye sahibimiz mi oldun. sasirdim kaldim. bir muddet oturdum yaninda
- forma nerde?
- yok. bilmiyorum
- nasil bilmezsin diyerek yapistim yakasina
- ehh be diyerek basladi kufurlere. napiyim ulan dedi. usudum bir gece yaktim isindim.
- beynimden vurulmusa dondum. cildirdim.
- sen dedim adam degilmissin. besiktasli hic degilmissin. sana da ickine de diyerek cikarken kapidan sordu.
- o sozu tutacak miyim hala
- tutma dedim. . ic ic geber.
kizdim sonra kendime,bir forma icin mi yapmistim bunlari. hayir sadece bir forma degildi o. o formada hatiralar vardi acilar vardi. . 28 yasinda bir cinardi o forma. . ve bir besiktas formasi yok olamazdi.
gece yarisi uc filan. istanbul bosalsa da bu beyoglu hic dinmiyor be. kalabaliktan siyrilip vardim hastaneye. . dile kolay tam 9 yil oldu,o olmaliydi.
demlik bir hastane kokusu,pek aliskin degilim bu havalara,sikinti verir cogu kez,acinin tazelenmesine. hemsireye tarif ettim,doktor uygar beyin hastasiydi galiba diyerekten.
-evet dedi,1 saat once hastanenin karsisinda yatarken bulmus doktor bey. iceri alip ilgilendi bizzat. su odaya aldilar. . siz burada bekleyin,ben doktor beye haber veriyim
yok,bekleyemezdim,kizginligim gecmisti ve ne de olsa baba dedigim bir adamdi. iceri girdim. karni sis,kir pas icinde yatiyordu bir yatakta. yaklastim yanina. elini tutarak baba dedim ben geldim. . gozler acildi birden. evlat dedi.
kalk dedim gidiyoruz,bir iki kadeh atalim. . yok dedi.
belli konusamiyor,iyice tuketmis yillari,yudum yudum seciyor harfleri konusmaya zorlarken kendini,dikmis gozleri havaya yuzume dogru bakamiyor yine de. dislerini sikarak cekti elini. ortuye uzandi. bir eliyle kaldirmaya cikarirken ortuyu omzunu geriye dogru cekti. simsiki tuttugu beyazligi gosterdi bana. al dedi. ordaydi,ellerinin arasindaydi forma.
- baba dedim sarildim boynuna. neden ?dedim neden?.
- gunnn. . deee. uc. saarrap yetm. . e di be ev. . lat
ne demekti bu. . gunde 3 sarabin yetmemesi. tamam ben demistim ama yine de bulurdu sagdan soldan icerdi yine. bu olamazdi ki.
- nasil?
- soo. . zz verr. . miss. . tim
evet soz vermisti,besiktaslilik sozuydu o. ve bozulamazdi. yalan soylemisti bana,ve sozu geri cektirmisti. daha cok icebilirdi.
artik yikilmisti barajlar,gozlerim dayanamadi daha fazla. elime uzandi. . tum gucuyle sikmaya basladi. gozleri acikti hala ama belliydi. . kalmamisti direnci.
- evlat dedi. . beeen gidiiii. . yorum. kari. . min yani. . na. oglu. . mun yani. . na. siya. . hi yasarken gor. . dum. sim. . di beya. . za dog. . ru gidi. . . yorum. beyaza . be ya. . za bey. . a za.
---------------alıntı---------------
başka söze hacet yok.
(bkz: ölümle yaşamı ayrınan çizgi,siyahla beyazı ayıramazki)
- efendim
- iyi aksamlar salih beyle mi gorusuyorum?
- evet,buyrun
- merhaba,ben taksim ilkyardim hastanesinden nobetci doktor uygar yorulmaz,bu saatte sizi rahatsiz ediyorum fakat su an hastanemizde bulunan bir hasta var. . kendisi baygin,uzerinde kimlik bulamadik yalnizca sizin kartiniz vardi. acaba hastaneye gelebilmeniz mumkun mu? hastanin durumu pek iyi degil de.
- tabi gelirim. . peki nasil biri
- valla 70 yaslarinda olmali,giyim kusamina bakacak olursak sanirim uzun zamandir evsiz diye tanimlayabilecegimiz birine benziyor. . anliyor musunuz. . yani saci,sakali temizligi ve gorunumu pek iyi degil.
- anladim hemen geliyorum. .
kimine gore taksim,kimine gore istiklal caddesi,bana gore de beyoglu denilen yerdeyim. vakit gece yarisini gecmis. kafam atmis,klasik bir haziran gecesi. iki duble yaptim 6-7 turku dinleme suresinde. yapayalniz iniyorum beyoglundan asagiya dogru. mendilci cocuklar,piyangocu amcalar,kestaneciler sagli sollu dizilmisler sokak kenarlarina. biraz vakit gecsin sunlari izleyeyim. . gencler icince sapitmislar yine,kizli erkekli gruba satasan kizsiz grup,abazalik da degil bu,tamamen kiskanclik,laf atmalar sevgilileri kucuk dusurmeler. . nerede kaldi delikanli gencler. . gene kimsenin yemedi yumrugunu kaldirmak,uzlasildi,devriyeye gerek kalmadan.
yurumeye devam ediyorum,saat de epey kabardi,eve gitmeli,isigi ufleyip zibarmali derken cakir keyif kafamla,kaldirimin kenarinda gozum ilisti bi sarapciya. oldum olasi sevdim ben bu tipleri,takintisiz,alakasiz,dunyasiz tipler,adam gibi isterler sarap parasi var mi diye. somurmezler yani kimseyi,bi ekmek parasi diyen duygu somuruleri yok bunlarda. bakiyim bir cebe varsa bozuk veriyim bi sarap parasi diyerekten yaklasiyorum yanina. durum vahim,sac sakal girmis birbirine,egiliyorum.
- hoopp. abi. kalk usuycen git bi sarap ic.
iplemiyor,baygin bayik halde suratima bakiyor. . israr ediyorum kalk kalk diye. dizime tutunup ayaklanmaya calisirken pardosusunun onu aciliyor. uzerinde rengi gitmis eski beyaz bir atlet goruyorum. pardosuyu aralayip gogsune dogru bakiyorum,kalp tarafindaki bjk amblemi carpiyor gozume.
- vay besiktaslisin demek. al simdi sana bi sarap parasi daha.
korsan da olsa tanirim aslinda butun besiktas formalarini ama bunu ilk defa goruyorum o an.
- o sadece besiktas formasi degil diyor ilk konusmasinda
- nerden buldun bu formayi?
- benim
- nerden aldin?
amcam kizdi,sanane der gibi
- yusuftan aldim. tanir misin?
cani yaniyordu,uzuldum durumuna,keyfim de yok ama,niye sordum bilmiyorum.
- baba be. arkadas olsana bana,bi meyhaneye gidelim. bir buyuk yapalim senle,bulursak sicak biseyler de yeriz.
bu sefer salak der gibi bakti,hakliydi ne isim vardi ki evsiz biriyle.
- iyi dedi gel gidelim.
epeyce yuruduk,karanlik sokaklardan gecip girdik izbe bir meyhaneye. nerden geldi bu cesaret bilmiyorum,aklima da gelmiyor mekanina goturup gasp yapma ihtimali. aklim formada kalmis,abuk sabuk gittim yine de.
pek konusmuyor,birinci buyugun son dublesine kadar laf etmedik,sonra konustu;
- sen de iyi icermissin.
- cocukluktan be baba.
ikinciyi actik. kafa epey doldu.
- kizmazsan sana bisey sorucam
- kafasiyla ileri geri olur verdi
- nerden buldun o formayi?
gene sustu. bir saat konusmadik yine
- evlat. sene 1967. 25 yasindayim. geceden ciktik yola. deplasmana. bilir misin deplasmani. yollar,o zamanki yollar,git git bitmez. sonra yendik goztepeyi izmirde sampiyon olduk. atladim sahaya,gencecik yeni yildiz yusuf tan kaptim formayi.
elimde bardak kalakaldim,pat diye anlatti,konusamadim.
- yaaa dedi. bu forma 28 yasinda.
kekeledim bir an. nassil nasssil.
anlatti tum olanlari. almislar maci. tum kara gozuyle almis formayi. sonra ertesi gun geri gelmis mahalleye,sirtinda forma tum havasiyla kosa kosa gidiyormus evine. ogluna gosterekmis. gitmeden deplasmana,7 yasinda oglu kizmis buna,niye goturmuyor beni de izmire diye. oglum diyordu affedicek ona verince bu formayi. eve vardiginda her sey bitmis. gece evleri yanmis,karisi ve oglu dumanlar icinde bogularak can vermisler.
o gun lanet etmis her seye,vurmus kendini sokaklara.
biraz toparlandiktan sonra.
- peki baba nasil korundu bu forma yillarca.
- bu gun ayin kaci?
- 4 haziran da 5i oldu artik
4 haziran da sampiyon olmus besiktas,o gece kaybetmis ailesini. ve o gunden beri sadece 4 haziranda sirtina gecirmis formayi. kulubesi varmis dolapdere taraflarinda,bir de yatak,orada saklamis yillarca,yirtilmis,sokulmus ama gene de korumus formanin ozunu.
baba be. surdaki tekelle konusacam,sana gunde 3 sarap alacam,her ay gelip onceden vericem parasini. olmaz dedi aciyamazsin bana.
cuzdanima uzanip bir resim cikardim. bak dedim benim oglum,gecen gun benden dunyanin en degerli besiktas formasini istedi,aldim bir forma,verdim. ne bilirdim her forma aynidir dedim. senden baba,bu formayi ogluma miras birakmani istiyorum,senden dunyanin en degerli formasini istiyorum.
- adi ne oglunun?
- kartal. kartal yusuf aral.
- oglun icin iceriz sarabi be evlat
- ama bana besiktasli sozu ver,gunde uc saraptan fazla yok. disardan bulsan da icmeyeceksin.
mirin kirin etti. soz be dedi. besiktasli sozu.
- uzerinde ev telefonumun da oldugu kartlardan birini verdim. bakmadan koydu cebine.
aradan 4 ay kadar gecti. arada bir bulusup iciyoruz. her gun uc sarabini iciyor. bulustugumuzda bile ucten baska icmiyordu.
bir aksam ciktim. koca beyoglunu dolastim bulamadim. sordum sorusturdum,kulubesini buldum. etraf cok kotu kokuyordu,yataginda sizmis. kaldirdim. yuzume bakti tersledi beni,defol git diyerek kovdu. baba dedim bisey mi oldu. defol ulan diye ittirdi yine. 3 sarap aldin diye sahibimiz mi oldun. sasirdim kaldim. bir muddet oturdum yaninda
- forma nerde?
- yok. bilmiyorum
- nasil bilmezsin diyerek yapistim yakasina
- ehh be diyerek basladi kufurlere. napiyim ulan dedi. usudum bir gece yaktim isindim.
- beynimden vurulmusa dondum. cildirdim.
- sen dedim adam degilmissin. besiktasli hic degilmissin. sana da ickine de diyerek cikarken kapidan sordu.
- o sozu tutacak miyim hala
- tutma dedim. . ic ic geber.
kizdim sonra kendime,bir forma icin mi yapmistim bunlari. hayir sadece bir forma degildi o. o formada hatiralar vardi acilar vardi. . 28 yasinda bir cinardi o forma. . ve bir besiktas formasi yok olamazdi.
gece yarisi uc filan. istanbul bosalsa da bu beyoglu hic dinmiyor be. kalabaliktan siyrilip vardim hastaneye. . dile kolay tam 9 yil oldu,o olmaliydi.
demlik bir hastane kokusu,pek aliskin degilim bu havalara,sikinti verir cogu kez,acinin tazelenmesine. hemsireye tarif ettim,doktor uygar beyin hastasiydi galiba diyerekten.
-evet dedi,1 saat once hastanenin karsisinda yatarken bulmus doktor bey. iceri alip ilgilendi bizzat. su odaya aldilar. . siz burada bekleyin,ben doktor beye haber veriyim
yok,bekleyemezdim,kizginligim gecmisti ve ne de olsa baba dedigim bir adamdi. iceri girdim. karni sis,kir pas icinde yatiyordu bir yatakta. yaklastim yanina. elini tutarak baba dedim ben geldim. . gozler acildi birden. evlat dedi.
kalk dedim gidiyoruz,bir iki kadeh atalim. . yok dedi.
belli konusamiyor,iyice tuketmis yillari,yudum yudum seciyor harfleri konusmaya zorlarken kendini,dikmis gozleri havaya yuzume dogru bakamiyor yine de. dislerini sikarak cekti elini. ortuye uzandi. bir eliyle kaldirmaya cikarirken ortuyu omzunu geriye dogru cekti. simsiki tuttugu beyazligi gosterdi bana. al dedi. ordaydi,ellerinin arasindaydi forma.
- baba dedim sarildim boynuna. neden ?dedim neden?.
- gunnn. . deee. uc. saarrap yetm. . e di be ev. . lat
ne demekti bu. . gunde 3 sarabin yetmemesi. tamam ben demistim ama yine de bulurdu sagdan soldan icerdi yine. bu olamazdi ki.
- nasil?
- soo. . zz verr. . miss. . tim
evet soz vermisti,besiktaslilik sozuydu o. ve bozulamazdi. yalan soylemisti bana,ve sozu geri cektirmisti. daha cok icebilirdi.
artik yikilmisti barajlar,gozlerim dayanamadi daha fazla. elime uzandi. . tum gucuyle sikmaya basladi. gozleri acikti hala ama belliydi. . kalmamisti direnci.
- evlat dedi. . beeen gidiiii. . yorum. kari. . min yani. . na. oglu. . mun yani. . na. siya. . hi yasarken gor. . dum. sim. . di beya. . za dog. . ru gidi. . . yorum. beyaza . be ya. . za bey. . a za.
---------------alıntı---------------
başka söze hacet yok.
(bkz: ölümle yaşamı ayrınan çizgi,siyahla beyazı ayıramazki)
benden öncede dile getirildiği gibi sayıca az ruhen çok olmaktır.
kaybedilen maç sonrasında mahvolmak değil yeniden doğmaktır.
şampiyonluğu sn ile kaçırınca stat yakmak değil stada selam ederek maçtan ayrılmaktır.
liverpool'da 8 tane gol yenilen maçtan sonra ingilizlerin ısmarladığı biraları gözyaşları ile içmektir.
ingilizin sarfetmediği sözleri kendi ülkende duymaktır.
yaptığın yardım kampayanlarının 'reklam ajansı çarşı' diye nitelendirilmesine rağmen köy okulları için cebindeki son harçlığı gözden çıkartmaktır.
ekmeğin nasıl kazanıldığını bildiğinden 2 ekmek 1 süt pankartına bakıp rızanın gururunu düşünmektir.
sivaslı ayılar istanbulda ne arar diyen utanmaz birkaç çapulcu yüzünden hepimiz ozon tabakasıyız yazılı pankartın gösteriş olduğunun düşünülmesidir.
babadan oğula miras değil oğluna olan borçtur.
porto ile yapılan maç öncesi bursanın portoya başarılar pankartı ile dumur olmaktır.
üvey evlat muamelesi görmektir tek kardeşin yunanistanda olmasıdır onlarında ordakiyle aynı olan kaderini paylaşmaktır.
kardeş dedik ya;bursankara eşcinselliğini kardeş diye yutturanların şampiyonluk yarışında kardeşi yüzünde geri düşmesine karşılık aris maçından önce beşiktaşlı oyuncuların otel önünde arisliler bişey yapmasın diye paok taraftarının nöbet tutmasıdır. o kardeşler ki yunanistanda türk bayrağı açacak g*te sahipler.
kız çocuğusun diye maçlara gönderilmeyince evden kaçıp soluğu kazanda almaktır beşiktaşlı olmak.
abbasağada derin bir nefestir.
alayına sobe çocuk pornosuna karşıyız ulan diyebilmektir.
kız arkadaşıyla maça gelene bekleme sırasında yer vermektir.
çekirdek çitleyenlere karşı maça bakmadan tezahürat edebilmektir.
gol yedikten sonra futbolcunu yuhalamak değil tezahüratların sesinin artırılmasıdır.
bol bol gözyaşıdır
bol bol kahkaha
optik başkanı unutmamaktır
şeref beyle övünmek
alene söz söyletmemektir
takdir etmesekte beşiktaşa laf etti diye sevgiliye kapıyı göstermektir.
bana istediğini de ama beşiktaş hakkında düzgün konuş diyebilmektir.
tüm kimliklerini beşiktaşın ardında tutabilmektir.
eğer baskı hissediyorsa futbolcular,maçlara gelmeyiz diyebilmektir.
her koşulda,karda yağmurda çamurda maçlara gitmektir.
dünyanın en güzel marşlarını yazmaktır
yeter demirören yeter demek ama başkasına laf söyletmemektir
batuhanı affetmeye çalışmak
muhammedin geleceğinden endişenlenmektir kendi çocuğunmuşçasına.
bize avrupada galatasaray tanıttı diyebilmektir.
lisanslı üründe en az seçenektir o konuda en iyi fenerdir bilmektir.
aşk sensin sevda sensin ne gelirse senden gelsin beşiktaşım diye bakmaktır hayata.
naaşım inönüye defnedilecekse ölüm hoşgelmiş sefa getirmiş diyebilmektir.
kaybedilen maç sonrasında mahvolmak değil yeniden doğmaktır.
şampiyonluğu sn ile kaçırınca stat yakmak değil stada selam ederek maçtan ayrılmaktır.
liverpool'da 8 tane gol yenilen maçtan sonra ingilizlerin ısmarladığı biraları gözyaşları ile içmektir.
ingilizin sarfetmediği sözleri kendi ülkende duymaktır.
yaptığın yardım kampayanlarının 'reklam ajansı çarşı' diye nitelendirilmesine rağmen köy okulları için cebindeki son harçlığı gözden çıkartmaktır.
ekmeğin nasıl kazanıldığını bildiğinden 2 ekmek 1 süt pankartına bakıp rızanın gururunu düşünmektir.
sivaslı ayılar istanbulda ne arar diyen utanmaz birkaç çapulcu yüzünden hepimiz ozon tabakasıyız yazılı pankartın gösteriş olduğunun düşünülmesidir.
babadan oğula miras değil oğluna olan borçtur.
porto ile yapılan maç öncesi bursanın portoya başarılar pankartı ile dumur olmaktır.
üvey evlat muamelesi görmektir tek kardeşin yunanistanda olmasıdır onlarında ordakiyle aynı olan kaderini paylaşmaktır.
kardeş dedik ya;bursankara eşcinselliğini kardeş diye yutturanların şampiyonluk yarışında kardeşi yüzünde geri düşmesine karşılık aris maçından önce beşiktaşlı oyuncuların otel önünde arisliler bişey yapmasın diye paok taraftarının nöbet tutmasıdır. o kardeşler ki yunanistanda türk bayrağı açacak g*te sahipler.
kız çocuğusun diye maçlara gönderilmeyince evden kaçıp soluğu kazanda almaktır beşiktaşlı olmak.
abbasağada derin bir nefestir.
alayına sobe çocuk pornosuna karşıyız ulan diyebilmektir.
kız arkadaşıyla maça gelene bekleme sırasında yer vermektir.
çekirdek çitleyenlere karşı maça bakmadan tezahürat edebilmektir.
gol yedikten sonra futbolcunu yuhalamak değil tezahüratların sesinin artırılmasıdır.
bol bol gözyaşıdır
bol bol kahkaha
optik başkanı unutmamaktır
şeref beyle övünmek
alene söz söyletmemektir
takdir etmesekte beşiktaşa laf etti diye sevgiliye kapıyı göstermektir.
bana istediğini de ama beşiktaş hakkında düzgün konuş diyebilmektir.
tüm kimliklerini beşiktaşın ardında tutabilmektir.
eğer baskı hissediyorsa futbolcular,maçlara gelmeyiz diyebilmektir.
her koşulda,karda yağmurda çamurda maçlara gitmektir.
dünyanın en güzel marşlarını yazmaktır
yeter demirören yeter demek ama başkasına laf söyletmemektir
batuhanı affetmeye çalışmak
muhammedin geleceğinden endişenlenmektir kendi çocuğunmuşçasına.
bize avrupada galatasaray tanıttı diyebilmektir.
lisanslı üründe en az seçenektir o konuda en iyi fenerdir bilmektir.
aşk sensin sevda sensin ne gelirse senden gelsin beşiktaşım diye bakmaktır hayata.
naaşım inönüye defnedilecekse ölüm hoşgelmiş sefa getirmiş diyebilmektir.
herkesin olmasının istenilmediği durumdur. özel olmaktır..
mantıklı olamamak, kimi zaman 287 senelik tabuları dahi yıkmaktır
herkesin binlerce yere çekilebileceği bir iletinin[ybkz]swh[/ybkz] beşiktaş için yazılmış olduğunu anlayabilmektir. anlayabilen arkadaşa saygı duymak, aynı aşkı sessiz sessiz paylaşmaktır.
her sene gelen şampiyonlukla değil, şerefli şampiyonluk için 15 yıl beklemekle öğünmektir.
(bkz: 15 yıl bekledik daha önce)
(bkz: 15 yıl bekledik daha önce)
dakika 66 skor 3-0 aleyhimize.
beşiktaşlı olmak şu an benim için tel , msn ve benzeri her türlü iletişim kanalını ve daha ötesi gözlerimi kapatarak sergen'in chealse'ye attığı o iki unutulmaz golü hayal etmektir.
beşiktaşlı olmak şu an benim için tel , msn ve benzeri her türlü iletişim kanalını ve daha ötesi gözlerimi kapatarak sergen'in chealse'ye attığı o iki unutulmaz golü hayal etmektir.
ağır yüktür. ortalık siyahken, adımlarına hakim olmaktır. yolunu bulurken gözünle değil, kalbinle takip etmektir sevdayı
karda donmak üzereyken tatlı gelen uykuya yenik düşmemek, inadına direnmektir...
yanlış anonsla gaza gelip şampiyon olduk diye sevinmemektir [ybkz]swh[/ybkz]
4 tane değil 14 tane de gol yesek, dalga geçmeye çalışan eziklere gururla "ölümüne beşiktaş diyoruz ya çıldırıyorsunuz değil mi?" diyebilmektir.
yenildiğimizde formamızı çıkarmadan gururla gezebilmektir.
4 tane değil 14 tane de gol yesek, dalga geçmeye çalışan eziklere gururla "ölümüne beşiktaş diyoruz ya çıldırıyorsunuz değil mi?" diyebilmektir.
yenildiğimizde formamızı çıkarmadan gururla gezebilmektir.
kiev de 4-0 yenikken ismail, onur, necip üçgeninin paslaşmalarını görüp, bu üçlüye ersanın da ekleneceğini düşünerek gözlerin parlamasıdır.
http://www.kartalbakisi.com/haberdetay/4989/Schustere-Pankartli-Tepki
(bkz: eve gitmedik... buradayız!)
(bkz: eve gitmedik... buradayız!)
gün itibariyle işe ve başka herhangi bir şeye konsantre olmayı imkansız hale getirendir. üşüyoruz derken bir yandan da içeriden bir sesin kalbimin en orta yerinde demesidir. yanarken üşüyebilmek, kalbin orta yerindeki yangınla ısınabilmektir. sabah, dördüncü golden sonra tv kapatılıp saklanılan köşede gözlerini açmaktır. siyahı dibine kadar yaşayabilmektir.
(bkz: hayat kadar güzel işte beşiktaş)
(bkz: hayat kadar güzel işte beşiktaş)
beşiktaşın küme düşmesine sessiz kalamamak, olağan bir durummuş gibi karşılayamamak olabilir. olabilir diyorum zira kendi görüşümdür ve kimsenin beşiktaşlılığını ölçecek kadar büyük bir beşiktaşlı değilim
bir beşiktaşlıdan küfür yediğinde kavga etmek yerine bunu da görmek varmış diyip arkanı dönüp gitmektir bazen...
Babamdan bana kalan ''BÜYÜK'' miras, Çocuklarıma bırakacağım Borcum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?