kendisine bozkır denilmesine bozularak bizleri güneşe hasret bırakan ve haziran da bize tropikal iklim yaşatan şehir...
ankara
artık amazon ormanlarına da sahip olacağımız şehrimizdir.tam ankara'nın ortasından bir nehir geçecek yakında az kaldı her gün yağmur her gün her gün her gün.....yine yazı bekleriz
venedik ile kardeş şehir olmamıza az kalmış şehrimizdir.
yağmura bir kez daha yenik düşmüştür. işte çetin emeç bulvarı'ndan bir manzara:
http://twitpic.com/5cao95
http://twitpic.com/5cao95
(bkz: boy ver melih başkan)
aralıksız 4 seçimdir, 20 yıldır aynı adamı başa getirerek, yaptıklarına sesini çıkar(a)mayarak bu günlere gelmiş, halen bu zihniyete %50 lerde 60 larda desteğin çıkabildiği şehir. müstehak bunlar, daha bir şey görmediniz, dikta dönemine hazırlık olan istibdat sürecinde yaptığınız hatanın bedelinin ne kadar ağır olacağını göreceksiniz.
ben uzaklaştıkça tanıyamaz oldum, memleketimi, hemşerilerimi, yakınlarımı. tam zamanında kaçmışım sanırım. artık gökçek gitse kaç yazar? adam hanedanını başa getirecek gücü kazandı çoktan. kendi gidecek oğulları gelecek, hani şu samuray kılıcıyla oynayan, okulda hocasına cinsel teşhir yapan, iki kulübe birden başkan olup şike yapmaya çalışan oğullar. daha dur ankara, harikasın ankara, şimdi başka güzel ankara!
ben uzaklaştıkça tanıyamaz oldum, memleketimi, hemşerilerimi, yakınlarımı. tam zamanında kaçmışım sanırım. artık gökçek gitse kaç yazar? adam hanedanını başa getirecek gücü kazandı çoktan. kendi gidecek oğulları gelecek, hani şu samuray kılıcıyla oynayan, okulda hocasına cinsel teşhir yapan, iki kulübe birden başkan olup şike yapmaya çalışan oğullar. daha dur ankara, harikasın ankara, şimdi başka güzel ankara!
yağmura yine yenik düşmüştür hayır o yağmurda şehrin göbeği kızılayda metroyu su bastı buradan melih gökçeği adeta padişah yapan zihniyete sesleniyorum gurur duyun eserinizle diyecek bir şey yok
yüzme okulu başvurularının tavan yapacağı şehrimiz.
yılmaz erdoğanın;
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri
Sisli
Binalar...
Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?)
Kahve önü çatlak mozaik
Bel kemiğine tehdit
Kürsüler üstünde
Çok sigara içen
Öğrenciler
Bir daha asla yaşayamayacağı
Aşkları teğet geçerken
Hep onu sevmeyenleri severek
Hep onu sevenin gözlerinden
Kalabalıklara kaçarak
Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
Bir izmirli güzele dayatmak varken
(Hep kardeş olacak değiliz ya, Yaşasın halkların sevgililîğî!)
Soyut bir sevdaya
Beşik kertilmiş olan
Dağda çoban,
Şehirde şark çıbanı sayılan,
Fırat'ın büyük elleri
Ararat'ın kız yelleri
Cilo'nun derin nefesleri
Hülasa kente hukuk mukuk okun
Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
Anadolu çocukları,
Ankara' ya
Öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar
Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye
Sevdiğimiz kızlar
Çok dibimiz donmuştur
Ve çoğu zaman
Bu kar mevzuu
Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
Hiçbir şey
Kapalı bir dükkan kadar
Hüzünlü gelmez insana
Ankara'da,
Yoksa bugün bir hayat
Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
Bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
O kadar aç oturrnadım sofraya
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı bir soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan
Ankara'da yaşamak
Yollarına hep sevdiğimiz insanların
Adlarını vermediler ama
Biz her duvara
Bilvesile onların adını yazarak yaşadık
Kül ve betondan mürekkep
Yaşadıkça yaşanılası gelen
O tuhaf bozkır kokusunda.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar.
Asfaltlar ışıldar...
Bir günden bir sürü gün yapan
Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
Rakıyı bol sulu içen
Dokunmasın için deği!
Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
Hep kağıtlara bakarak,
Hep kağıtlardan bakarak
Hem Neşet Ertaş' ı hem Bülent Ersoy' u
Aynı anda sevmeyi başararak,
Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
Çok beğenmeyerek ama
Yine de bu tasarrufunu takdir ederek
Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
Yürüyen...
Memurlar.......
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Biz,
Şimdi kapalı birr kuruyemişçi
Dükkanının
-ki bütün plan kar altında
Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip
Yanı sıra bafra içmektir-
Kötü ışıklandırılmış vitrininden
Umutsuzca içeri bakan,
Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
Zırt pırt geri istemektedir-
Doğduğu yer yüzünden
Doğuştan kavgacı zannedilen ama
Pek çoğu kavgadan nefret eden
Kavgacı
Esmer
Cesur
Korkak
Çoğu kürt
Çoğu türk
Çocuklardık...
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar....
Ha sonra
Belki Ahmed Arif'in aklına
Hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara'' yı
O'nun kadar sevemeyecek
-bir şiir islenir:
Kar altındadır varoşlar
Hasretim,nazlıdır ankara.....
Ustam yine sen bilirsin ama
Hangi aralıkta bir şair ölmüşse
İşte o,en netameli aydır bence.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar...
Asfaltlar ışıldar...
Yalanlar...
Şimdi ve sonra
Ne zaman Ankara'ya kar yağsa
Elim gönlüm,
Çocukluğum buz tutar.
dizeleri ile anlattığı güzide şehrimiz.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri
Sisli
Binalar...
Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?)
Kahve önü çatlak mozaik
Bel kemiğine tehdit
Kürsüler üstünde
Çok sigara içen
Öğrenciler
Bir daha asla yaşayamayacağı
Aşkları teğet geçerken
Hep onu sevmeyenleri severek
Hep onu sevenin gözlerinden
Kalabalıklara kaçarak
Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
Bir izmirli güzele dayatmak varken
(Hep kardeş olacak değiliz ya, Yaşasın halkların sevgililîğî!)
Soyut bir sevdaya
Beşik kertilmiş olan
Dağda çoban,
Şehirde şark çıbanı sayılan,
Fırat'ın büyük elleri
Ararat'ın kız yelleri
Cilo'nun derin nefesleri
Hülasa kente hukuk mukuk okun
Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
Anadolu çocukları,
Ankara' ya
Öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar
Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye
Sevdiğimiz kızlar
Çok dibimiz donmuştur
Ve çoğu zaman
Bu kar mevzuu
Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
Hiçbir şey
Kapalı bir dükkan kadar
Hüzünlü gelmez insana
Ankara'da,
Yoksa bugün bir hayat
Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
Bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
O kadar aç oturrnadım sofraya
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı bir soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan
Ankara'da yaşamak
Yollarına hep sevdiğimiz insanların
Adlarını vermediler ama
Biz her duvara
Bilvesile onların adını yazarak yaşadık
Kül ve betondan mürekkep
Yaşadıkça yaşanılası gelen
O tuhaf bozkır kokusunda.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar.
Asfaltlar ışıldar...
Bir günden bir sürü gün yapan
Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
Rakıyı bol sulu içen
Dokunmasın için deği!
Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
Hep kağıtlara bakarak,
Hep kağıtlardan bakarak
Hem Neşet Ertaş' ı hem Bülent Ersoy' u
Aynı anda sevmeyi başararak,
Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
Çok beğenmeyerek ama
Yine de bu tasarrufunu takdir ederek
Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
Yürüyen...
Memurlar.......
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Biz,
Şimdi kapalı birr kuruyemişçi
Dükkanının
-ki bütün plan kar altında
Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip
Yanı sıra bafra içmektir-
Kötü ışıklandırılmış vitrininden
Umutsuzca içeri bakan,
Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
Zırt pırt geri istemektedir-
Doğduğu yer yüzünden
Doğuştan kavgacı zannedilen ama
Pek çoğu kavgadan nefret eden
Kavgacı
Esmer
Cesur
Korkak
Çoğu kürt
Çoğu türk
Çocuklardık...
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar....
Ha sonra
Belki Ahmed Arif'in aklına
Hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara'' yı
O'nun kadar sevemeyecek
-bir şiir islenir:
Kar altındadır varoşlar
Hasretim,nazlıdır ankara.....
Ustam yine sen bilirsin ama
Hangi aralıkta bir şair ölmüşse
İşte o,en netameli aydır bence.
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar...
Asfaltlar ışıldar...
Yalanlar...
Şimdi ve sonra
Ne zaman Ankara'ya kar yağsa
Elim gönlüm,
Çocukluğum buz tutar.
dizeleri ile anlattığı güzide şehrimiz.
hangi sokaklardan girerseniz girin direk kızılay'a bağlanan başkent.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] hiç kimse adres bilmiyor, geceleri çok boş, güzel kızların yanlarındaki barzo tipler pahabiçilemez bir şehir. ayrıca; behzat ç. yi de göremedik o ayrı o kadar büyük bir şehirde nasıl göremedik onu da anlamış değilim [ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: bir istanbul değil)
(bkz: bir istanbul değil)
ilk 5 büyük il arasında denize kıyısı olmayan tek şehirdir.
sebebini bilmediğim bir şekilde çek sevdiğim şehir[ybkz]swh[/ybkz]
elimde bira evimin balkonundan keyifle izlemeye hazırlandığım güzel şehrim
(bkz: bu şehri seviyorum sözlük)
(bkz: bu şehri seviyorum sözlük)
bana primus inter paresi hatırlatan pek sevmesek de başkentimiz.
farkettimde seni bana sevdiren sen değilmişsin be ankara içindekilermiş meğerse onlarca şehir içinden seni sevmek sadece içindekilere bağlıymış
gri şehir damgası yemişsin boşver o gri şehir neleri saklar içinde yaşamak lazım yoksa anlaşılmaz neyse pazar gecesi yine sendeyim ankara özledim seni umarım ki sende beni.
gri şehir damgası yemişsin boşver o gri şehir neleri saklar içinde yaşamak lazım yoksa anlaşılmaz neyse pazar gecesi yine sendeyim ankara özledim seni umarım ki sende beni.
deniz olmadan yaşanılır mı dediğim şehir.
beşiktaş düşmanı bursanın candostu olan ankaragücünün memleketi için özel bir uyuzluk beslediğim uzaklardan hiiiçte hoş gelmeyen sıkıcı olduğunu hissettiğim ve soğuk olduğunu bildiğim ülkemizin başkenti olan şehir
saatlerdir durmak bilmeyen dolu yağışına maruz kalan şehir. araba alarmları bile ötmeye başladı dolunun şiddetinden.
öğrenciliğimin geçtiği ve bu yüzden çok sevdiğim şehir.
her seferinde bi aşkla bi şevkle giderim sözlük, her dönüşümse hüzünlüdür. ne de güzel dostluklar kurup, ne güzel insanlar bırakmışım ardımda. sanırım ben bu şehri değil, bana hatırlattıklarını seviyorum. meclis'te grantuvalet onca insanın içinde lab'dan çıkmış en paspal halimizle iftar yapmamızı, tavacı recep usta'da menüde yazmayan fiyatlar yüzünden kıvranmamızı, sheraton'da genç türkcell indirimi var diye sinemaya gitmemizi ve bu yerlerde uzaylı gibi karşılanmamızı hiç ama hiç unutamayacağım. kim ne derse desin sınırlarında yaşamış olduğum onca güzel anıya hürmeten seviyorum seni ankara...
her seferinde bi aşkla bi şevkle giderim sözlük, her dönüşümse hüzünlüdür. ne de güzel dostluklar kurup, ne güzel insanlar bırakmışım ardımda. sanırım ben bu şehri değil, bana hatırlattıklarını seviyorum. meclis'te grantuvalet onca insanın içinde lab'dan çıkmış en paspal halimizle iftar yapmamızı, tavacı recep usta'da menüde yazmayan fiyatlar yüzünden kıvranmamızı, sheraton'da genç türkcell indirimi var diye sinemaya gitmemizi ve bu yerlerde uzaylı gibi karşılanmamızı hiç ama hiç unutamayacağım. kim ne derse desin sınırlarında yaşamış olduğum onca güzel anıya hürmeten seviyorum seni ankara...
an itibari ile öyle böyle yağmıyor önünü alamıyoruz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?