bir de deniz olsa dedirten başkentimiz...
ankara
gani müjde nin salak bir filmi vardı hani osmanlı cumhuriyeti diye. filmin konusu atatürk olmasa ne olur gibi bir şeydi. işte ankara en güzel orda anlatıllıyor. bir köy kahvesi, ve bildiğin köy bile olmayan bir yerleşke.
şehir, şehir değil, insanı insan değil. deniz de olsa okyanus da olsa kurtarmaz aga....
şehir, şehir değil, insanı insan değil. deniz de olsa okyanus da olsa kurtarmaz aga....
ankara gri değil sizin içiniz gri.
ankara;
dost un önünde arkadaşınızla buluşmaktır.
tunalı da bahçeli de yürümektir.
kıtır da kumpir kokoreç yemektir.
anıtkabiri görmektir.
heryerde öğrencilerin olmasıdır.
karın en çok yakıştığı şehirdir.
kışın üşürsünüz dondurur.
yazın fenaa bunaltır.
denizi yoktur olmayacaktır.[ybkz]swh[/ybkz]
ulaşımı kolaydır hangi otobüse dolmuşa binerseniz kızılay a çıkarsınız.
akman da boza içmektir.
kuğulu park ta oturmaktır.
papazın bağı nda semaverle çay içmektir.
sinemaya gitmek için yarım saat önce pikniğe gitmek içinse 1saat önce evden çıkmaktır.
kumrular da sonbaharda yürümektir.
haa ayrıca birde:
(bkz: boş yere ağlama kalbini bağlama ankara kızlarına)
ankara;
dost un önünde arkadaşınızla buluşmaktır.
tunalı da bahçeli de yürümektir.
kıtır da kumpir kokoreç yemektir.
anıtkabiri görmektir.
heryerde öğrencilerin olmasıdır.
karın en çok yakıştığı şehirdir.
kışın üşürsünüz dondurur.
yazın fenaa bunaltır.
denizi yoktur olmayacaktır.[ybkz]swh[/ybkz]
ulaşımı kolaydır hangi otobüse dolmuşa binerseniz kızılay a çıkarsınız.
akman da boza içmektir.
kuğulu park ta oturmaktır.
papazın bağı nda semaverle çay içmektir.
sinemaya gitmek için yarım saat önce pikniğe gitmek içinse 1saat önce evden çıkmaktır.
kumrular da sonbaharda yürümektir.
haa ayrıca birde:
(bkz: boş yere ağlama kalbini bağlama ankara kızlarına)
icerisinde dogdugum halde sevemedigim sehir.
kaldirimlari yoldas olmaz, yolu dost olmaz..
soguktur ankara. havasindan cok hissi soguktur hem de en sicak havada bile..
kaldirimlari yoldas olmaz, yolu dost olmaz..
soguktur ankara. havasindan cok hissi soguktur hem de en sicak havada bile..
evimi,ailemi,dostlarımı,kendi şehrimi bırakıp ankara'ya geldiğim aynı gecede bir de üstüne daha başka saçma sapan gerilimler yaşadıktan sonra,sabah uyandığımda bu şehri bembeyaz bulmak yüzümü gülümsetebilen,bazen ben de sana teşekkür ediyorum ankara.
an itibariyle kar yağışı sebebiyle yolların felç olduğu, önümde kocaman bir otobüsün devrildiği ve yine kar sebebiyle okulların 2 gün tatil edildiği şehirdir.
bugün sana da karına da diye sövdüğüm şehirdir.
Bugün o herkesin nefret ettiği karda boynumda beşiktaş atkısı kolumda sevdiğimle dolaşabildiğim an kendimi her şeyden arınmış hissettiğim şehir.
felç olmuş şehir. öncelikle maltepe'den kızılay'a ordan da keklik pınarı'na kadar yürümek zorunda kaldım. yürüdüğüm 2 saatlik zaman zarfında sevgili başkanımız melih gökçek'i sevgiyle ve saygıyla andım.
tam 3,5 saat boyunca tam tamına 3 kilometre ilerleyebildiğimiz yıldız çankaya yollarında [ybkz]swh[/ybkz]yarım saat de cumhurbaşkanımızın geçmesini beklediğimiz [ybkz]swh[/ybkz]yetmezmiş gibi tam bir buz pateni sahasında ilerleyerek ancak tunalıya kadar gelinebildi.[ybkz]swh[/ybkz]geri kalan yolu yürümek zorunda kalarak yaklaşık 4,5 saat süren yolculuk sonrası [ybkz]swh[/ybkz]evine ulaşann yüce insandan biriyim.ankara bugün sana biraz küfür ettim kusura bakma...
(bkz: angara)
Ankara hayattır. Aşktır. Kadın gibidir Ankara. İnsanın Ankara' yı sevmesi değil Ankara' nın seni sevmesi önemlidir. Bundandır hoşlanılmaz Ankara' dan...
benim için her zaman soğuk olan şehir. tarihi ciddiyetinden midir bilinmez ama çok resmi, çok ciddi ve çok soğuk gelmiştir bana. denize kıyısı olmaması da soğuk gelmesi için bir sebep olarak sayılabilir.
-------------- alıntı -------------
Eğer Akün Sineması'nda zar zor yer bulup en önden film seyrettiyseniz..
Şimdilerde Gazi Hastanesi'nin olduğu yerdeki ormanlık arazide futbol oynadıysanız....
Amerikan pasajından taklit kot, parfüm, şampuan aldıysanız. Atatürk Bulvarındaki McDonald's açıldığında kapılarındaki kuyruğu gördüyseniz ve hatta girdiyseniz....
Zafer çarşısının altından elden düşme kitap, dergi aldıysanız...
Kurtuluş Parkı'nda bir buz pateni sahası olduğunu biliyorsanız ve oraya kaymaya gitmişseniz....
Kızılay'da, tüp geçidin orada ufacık pul gibi bir şeyle kuş gibi öten adamı biliyorsanız....
Köprülü kavşağı, metro durağı olmayan bir Ankara size normal geliyorsa....
Bahçeli yediye sadece o civarda oturan bir arkadaşı ziyaret etmek için gittiyseniz...
İlk kumpiri Tunalı'da Kıtır'da yediyseniz....
Döneri, Sakarya'da Hosta'da yemeyi seviyorsanız ...
Margharita Pizza'yı, Körfez Pastanesi'ni biliyorsanız...
Eskişehir Yolu'nun 2 şeritli ve boş halini biliyorsanız...
Arkadaşlarınızı en az 10 yıldır tanıyorsanız...
Sinemaya hala 9'da karar verip 9 çeyrek seansına yetişiyorsanız... Bunu gariban İstanbullulara anlatırken büyük keyif alıyorsanız..
Airport Disco'nun açıldığını hatırlıyorsanız.... Nüans Bar'da, A Bar'da canlı müzik dinlediyseniz...
Ziya Gökalp Caddesi'nin orta şeridinin sadece otobüsler için olduğu ve lastik izinden dalga dalga göçtüğünü görmüşseniz...
Kuğulu Park'taki salıncaklarda sallanıp, balon ve kağıt helva aldıysanız...
Karum'un içinde piyasa yaptıysanız, Çoook Şeker açıldığında koşa koşa gidip bir torba şeker aldıysanız...
Yılbaşında Vakkorama'yı hep gezdiyseniz... Vakko'nun, Gima'nın, YKM'nin önünde birileri ile buluştuysanız...
Seğmenler hafta sonu aile eğlenceniz olmuşsa...
Eskişehir Yolu'nda Söğütözü Köprüsü'nun sadece bir ufak kavşak olduğunu hatırlıyorsanız...
Bilkentsiz bir Ankara düşünebiliyorsaniz.... Oran'a giderken, "Ulan buralar da ne şehir dışı be.." dediyseniz....
Hava kirliliğinden dolayı okullarınız tatil edildiyse ve siz o gün hiç eve girmediyseniz...
Eski Deutz servis otobüsleriyle okula gittiyseniz....
Anadolu Lisesi sınavına girerken sadece iki lise tercihi yapabildiyseniz.... Gölbaşı'na yemeğe değil, pikniğe gittiyseniz...
Turizm Bakanlığı binasının yerinde tarla olduğunu hatırlıyorsanız...
Otobüse Ulus'taki gardan binmişliğiniz varsa...
Gençlik Parkı'nda birilerinin nikahına gidip, havuzunda bisiklete binip, akşam da lunaparkta uçan sandalyelere, galaksiye, çarpışan arabalara binmişseniz...
Okul gezilerinde mütemadiyen Anitkabir'e, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne, Resim Heykel Müzesi'ne, Atatürk'ün evine, Meclis'e gitmişseniz...
AOÇ'de içindeki kafeteryadan fındık fıstık alıp maymunlara verdiyseniz, filin o çivileri atlayıp atlayamayacağını hesap ettiyseniz...
Çıkışta köfte ekmek, üzerine de AOÇ dondurması, pamuk şeker yediyseniz...
AOÇ'deki tren yolunda tren geçerken beklediyseniz...
Kuğulu Pasajı'ndan alışveriş yapıp, Aynalı Çarşı'daki pet shopları gezmeyi adet haline getirip, oradan poster alıp siyah çerçeve ile çerçevelettiyseniz...
Atakule'nin inşaat halini görüp, açıldığında koşa koşa her hafta sonu oraya gidip Dreamland jetonları biriktirip hediye almaya çalıştıysanız...
Meram Pastanesi'nden dondurma yediyseniz...
Kolej - Yükseliş çekişmesini hep yaşadıysanız... Devlet okulunda okuduysanız "Siz paralı biz beleş ..... kolej.." diye bağırdıysanız....
Ankara dışında hiç bir yerde simit yemekten zevk alamıyorsanız ve simide en yakışan içeceğin ayran olduğunu biliyorsanız...
Yolda para saymaktan korkmuyor, çantanızı nasıl takacağınızı hesap etmiyorsanız...
TRT 23 Nisan Çocuk Şenlikleri'ni canlı seyrettiyseniz, hatta ekipteyseniz, yurtdışından size arkadaş geldiyse...
ODTÜ' ye kimliksiz girme numaralarını biliyorsanız...
Meclis kavşağını arabada ya da otobüste yaklaşık 45 dakikada geçmenin ne demek olduğunu biliyorsanız...
Anıttepe size Anıtkabir'i olduğu kadar yüzmeyi de ifade ediyorsa...
Aylık kartla otobüse sınırsız binmenin tadını biliyorsanız...
Evinizin bir yerlerinde Dost kartı duruyorsa ve o kartı almak için senet imzaladıysan...
Bu saydıklarımız içinizi sızlattıysa ve son cümleyi tahmin ediyorsanız...
Ankaralısınız demektir. Otuz beşi geçmiş....
-------------- alıntı -------------
Eğer Akün Sineması'nda zar zor yer bulup en önden film seyrettiyseniz..
Şimdilerde Gazi Hastanesi'nin olduğu yerdeki ormanlık arazide futbol oynadıysanız....
Amerikan pasajından taklit kot, parfüm, şampuan aldıysanız. Atatürk Bulvarındaki McDonald's açıldığında kapılarındaki kuyruğu gördüyseniz ve hatta girdiyseniz....
Zafer çarşısının altından elden düşme kitap, dergi aldıysanız...
Kurtuluş Parkı'nda bir buz pateni sahası olduğunu biliyorsanız ve oraya kaymaya gitmişseniz....
Kızılay'da, tüp geçidin orada ufacık pul gibi bir şeyle kuş gibi öten adamı biliyorsanız....
Köprülü kavşağı, metro durağı olmayan bir Ankara size normal geliyorsa....
Bahçeli yediye sadece o civarda oturan bir arkadaşı ziyaret etmek için gittiyseniz...
İlk kumpiri Tunalı'da Kıtır'da yediyseniz....
Döneri, Sakarya'da Hosta'da yemeyi seviyorsanız ...
Margharita Pizza'yı, Körfez Pastanesi'ni biliyorsanız...
Eskişehir Yolu'nun 2 şeritli ve boş halini biliyorsanız...
Arkadaşlarınızı en az 10 yıldır tanıyorsanız...
Sinemaya hala 9'da karar verip 9 çeyrek seansına yetişiyorsanız... Bunu gariban İstanbullulara anlatırken büyük keyif alıyorsanız..
Airport Disco'nun açıldığını hatırlıyorsanız.... Nüans Bar'da, A Bar'da canlı müzik dinlediyseniz...
Ziya Gökalp Caddesi'nin orta şeridinin sadece otobüsler için olduğu ve lastik izinden dalga dalga göçtüğünü görmüşseniz...
Kuğulu Park'taki salıncaklarda sallanıp, balon ve kağıt helva aldıysanız...
Karum'un içinde piyasa yaptıysanız, Çoook Şeker açıldığında koşa koşa gidip bir torba şeker aldıysanız...
Yılbaşında Vakkorama'yı hep gezdiyseniz... Vakko'nun, Gima'nın, YKM'nin önünde birileri ile buluştuysanız...
Seğmenler hafta sonu aile eğlenceniz olmuşsa...
Eskişehir Yolu'nda Söğütözü Köprüsü'nun sadece bir ufak kavşak olduğunu hatırlıyorsanız...
Bilkentsiz bir Ankara düşünebiliyorsaniz.... Oran'a giderken, "Ulan buralar da ne şehir dışı be.." dediyseniz....
Hava kirliliğinden dolayı okullarınız tatil edildiyse ve siz o gün hiç eve girmediyseniz...
Eski Deutz servis otobüsleriyle okula gittiyseniz....
Anadolu Lisesi sınavına girerken sadece iki lise tercihi yapabildiyseniz.... Gölbaşı'na yemeğe değil, pikniğe gittiyseniz...
Turizm Bakanlığı binasının yerinde tarla olduğunu hatırlıyorsanız...
Otobüse Ulus'taki gardan binmişliğiniz varsa...
Gençlik Parkı'nda birilerinin nikahına gidip, havuzunda bisiklete binip, akşam da lunaparkta uçan sandalyelere, galaksiye, çarpışan arabalara binmişseniz...
Okul gezilerinde mütemadiyen Anitkabir'e, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne, Resim Heykel Müzesi'ne, Atatürk'ün evine, Meclis'e gitmişseniz...
AOÇ'de içindeki kafeteryadan fındık fıstık alıp maymunlara verdiyseniz, filin o çivileri atlayıp atlayamayacağını hesap ettiyseniz...
Çıkışta köfte ekmek, üzerine de AOÇ dondurması, pamuk şeker yediyseniz...
AOÇ'deki tren yolunda tren geçerken beklediyseniz...
Kuğulu Pasajı'ndan alışveriş yapıp, Aynalı Çarşı'daki pet shopları gezmeyi adet haline getirip, oradan poster alıp siyah çerçeve ile çerçevelettiyseniz...
Atakule'nin inşaat halini görüp, açıldığında koşa koşa her hafta sonu oraya gidip Dreamland jetonları biriktirip hediye almaya çalıştıysanız...
Meram Pastanesi'nden dondurma yediyseniz...
Kolej - Yükseliş çekişmesini hep yaşadıysanız... Devlet okulunda okuduysanız "Siz paralı biz beleş ..... kolej.." diye bağırdıysanız....
Ankara dışında hiç bir yerde simit yemekten zevk alamıyorsanız ve simide en yakışan içeceğin ayran olduğunu biliyorsanız...
Yolda para saymaktan korkmuyor, çantanızı nasıl takacağınızı hesap etmiyorsanız...
TRT 23 Nisan Çocuk Şenlikleri'ni canlı seyrettiyseniz, hatta ekipteyseniz, yurtdışından size arkadaş geldiyse...
ODTÜ' ye kimliksiz girme numaralarını biliyorsanız...
Meclis kavşağını arabada ya da otobüste yaklaşık 45 dakikada geçmenin ne demek olduğunu biliyorsanız...
Anıttepe size Anıtkabir'i olduğu kadar yüzmeyi de ifade ediyorsa...
Aylık kartla otobüse sınırsız binmenin tadını biliyorsanız...
Evinizin bir yerlerinde Dost kartı duruyorsa ve o kartı almak için senet imzaladıysan...
Bu saydıklarımız içinizi sızlattıysa ve son cümleyi tahmin ediyorsanız...
Ankaralısınız demektir. Otuz beşi geçmiş....
-------------- alıntı -------------
son 15-20 gündür en sık dinlediğim kutsi şarkısının adı...
şehri hiç sevmememe ve herhangi bir anım olmamasına rağmen bu şarkıya tutku derecesinde bağlı olmakta ayrı mevzu.
alıntı....
Titreyen elimi yavaşça bırak
Kader bu kapını çalarsa çalsın
Son defa buğulu gözlerinle bak
İçinde bir sızı kalırsa kalsın
Şimdi başkentte karlı sokaklar
Kaybolan günlerin sırrını saklar
Bir tozlu plak gibi o hatıralar
O eski şarkıyı çalarsa çalsın
şehri hiç sevmememe ve herhangi bir anım olmamasına rağmen bu şarkıya tutku derecesinde bağlı olmakta ayrı mevzu.
alıntı....
Titreyen elimi yavaşça bırak
Kader bu kapını çalarsa çalsın
Son defa buğulu gözlerinle bak
İçinde bir sızı kalırsa kalsın
Şimdi başkentte karlı sokaklar
Kaybolan günlerin sırrını saklar
Bir tozlu plak gibi o hatıralar
O eski şarkıyı çalarsa çalsın
15-20 gündür şarkıya takılmamın sonucu hafta sonu ziyaret edeceğim şehir.
tamam geliyorum sana, düş artık yakamdan.
tamam geliyorum sana, düş artık yakamdan.
- Ama sizinde deniziniz yokki ehe ehe deniziniz yok.
gibi geyiklerden sıkılmış kişilerin ikamet ettiği döneri ve simidi çok meşhur olan memleket,memleketim.
gibi geyiklerden sıkılmış kişilerin ikamet ettiği döneri ve simidi çok meşhur olan memleket,memleketim.
Türkiye'nin başkenti, ankaralıların "angara" dedikleri şehir.
an itibariyle gece olan şehir...bildiğin karanlık....şimşekler falan aydınlatıyo ortalığı...çok egzantirik bir ortam...
1 saat arayla güneş gözlüğü takıp üstünüzdeki montu çıkarabileceğiniz fakat 1 saat sonra donup üstünüze saatlerce dolu yağacağı şehirdir.
benim bildiğim dolu yağar 2 dakika sonra dururdu son 2 gündür yaklaşık yarım saat boyunca dolu yağıyor üstelik kara benziyor tuhaf bir şey.şüpheleniyorum bak kıyamet yaklaşıyor zaten 2012 ye de az kaldı hadi hayırlısı...
benim bildiğim dolu yağar 2 dakika sonra dururdu son 2 gündür yaklaşık yarım saat boyunca dolu yağıyor üstelik kara benziyor tuhaf bir şey.şüpheleniyorum bak kıyamet yaklaşıyor zaten 2012 ye de az kaldı hadi hayırlısı...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?