30 eylül 2012 beşiktaş anadolu efes cumhurbaşkanlığı kupası maçı

(g: seksi fotoğraflar için tıklayınız=cumhuriyet.com.tr/medya.php?mn=113684)

acil, çok acil yerli bir 5 numaraya ihtiyacımız olduğunu gösteren karşılaşma. maalesef sadece vidmar'la bu iş olmaz. hadi euroleague'de falker olacak da ligde ne yapacağız? tek pivotla koca seneyi geçiren takım yok bu devirde. ermal'ı alsak süper olur, hadi be tuncay özilhan..

mükemmel geçen sezonun ardından mükemmel sezona ait son kupayı da aldığımız karşılaşma.

en çok neye seviniyorum biliyor musun sözlük, “yok yahu cacık olmaz” denilen futbol takımımın da basketbol takımımın da olağan üstü mücadele etmesi, mest ediyor beni. bu sezon, sonuçları ne olursa olsun, böyle oyunları görmek sahiden de yeterli benim için. teşekkürler erman hocam, teşekkürler tutku, barış, vidmar, ve herkes.

not: geçtiğimiz yıldan evvel basketbolda oynadığımız son final serisi 2005 yılıydı, ve bana o zamanlar, beşiktaşımızın 4 kupa alacağı söylenseydi, “kafan mı iyi laa!” derdim. hele hele bu 4 kupanın da aynı yıl içinde olacağı mırıldansaydı kulağıma “uzaylı mısın hacı” cümlesini kurardım. bir kere daha siyah-beyaz gururu yaşattığınız için sonsuz teşekkürler…

217 numaralı tribünden takip ettiğim karşılaşma. her zamanki gibi zaferlere inanarak salonun yolunu tuttuk ve neticesinde yine kazandık. anlı şanlı beşiktaş tarihine bir kupa daha kazanılmasına şahit olduk. çok mutlu olduk. gayet güzel bir pazar günü idi. maça gelince ; semih erden'i pota altında durdurmakta zorlandık , vujacic hayvani sayılarına devam etti ama yetmedi , kerem'lerin ikisi de beklenen performanstan uzaktaydı. bize gelince , dış atışlarda ve istekli oyunuyla en çok göze çarpan isim tutku açık'tı. patrick christopher'ın da toparlayıcı oyununa geç gelen gasper vidmar performansı eklenince sonu bizim için mutlu biten filme dönüştü mücadele.

tutku açıkın takımımız adına 14 sayı ile en skorer oyuncu olarak bitirdiği maç. bu demektir ki; tek ele bakan bir skor üretme oyunu yerine; takımın sayı atmasına yönelik bir sistem artık.

ne izleyebildiğim ne de başka bir yerden takip edebildiğim karşılaşma.

işbu entry'nin yazılma sebebi yalnızca sezon öncesi kazanılan kupalara şahsi alerjim bulunmasıdır. sezona kupayla başlamak tabi ki güzeldir, ancak narkoz etkisi yaratması açısından bazen ürkütür beni. hani bir laf vardır ya, "eksiklerimizi görmemiz açısından iyi oldu." diye; işte bu tür maçlar kimi zaman göze perde etkisi yaratabilir, uyanık olmak lazım.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

umarım benim izlemediğim bu son maç dışında hazırlık safhasında ortaya çıkan ve herkesçe kabul edilen eksikler kısa zamanda giderilir ve bir kez daha paranın değil, inancın ve zekanın kazandığı bir sezon (b: geçiririz).[ybkz]swh[/ybkz]

Tutku'ya dilenmekten ötürü ara ara sesimin kısıldığı , dördüncü kupayı da güle oynaya kazandıran karşılaşma. Ben şahsen gram şüphe duymuyordum, beklediğim gibi de oldu. Zaman zaman fark kapansa da kazanacağımızdan emindim. Rakipler şaşalı transferler yapadursun, biz o arada alınmadık kupa kaldıysa oynayalım ve alalım. Arroyo ve Bonsu'nun gidişi beni çok üzmüştü ama Tutku'yu Arroyo'nun yerine , Dasic'i de Bonsu'nun yerine koydum gönlümde, e baktım gayet de hoş oldu. Malum fazla duygusallık kaldırmıyor basketbol.

pek havalanmamamızı gösteren karşılaşmadır.

bu kupa hiçbirimizi yanıltmasın. takımımız hazır durumda değil. 5 numara eksikliği çok göze batıyor. maç boyunca semih'in üzerinden oynayan bir efes bize daha fazla sorun çıkarabilirdi.

bu seneki futbol ve basketbol takımımız birbirine çok benziyor. ikisi de koşmayıp, mücadele etmediği her karşılaşmadan yeniik ayrılabilir. geçen sene kötü oynasak dahi 1 oyuncu çıkıp bizi kurtarabilirdi. bu sene öyle bir durum yok. olamayacak. [ybkz]swh[/ybkz]

her şeye rağmen 4. kupamızı müzemize götürdük. bu galibiyet erman kunter için çok önemliydi. teşeşkkürler koç.

çok özledik be abi diyerek erkenden salonun önünde olduğumuz maç...

geldiğimizde 12 liret lik biletler bitmiş 20 liretlik biletler satılıyordu

erken girerek itiş takışa mahruz kalmadığımız maç ... ha erken derken saat 15:30 da girdik salona efes li oyuncular tam takım ısınıyorlar bizden ilk önce christopher çıktı ısınmaya ardından diğer yabancı oyuncular geldi sahaya ...

yöneticilerden de basketten -sorunlu- yöneticinin yanında ilk gelenler kızı ile berk hacıgüzeller ve mesut urgancılar oldu birde yılların yancısı şeref yalçın yine en sevimsiz haliyle oradaydı bi düş şu kulübün yakasından ismi güzel kendi çirkin başkan da kızı ile geldi maça maçın son 4 dakikası çıktı koridora geçti şampiyonluk gelince tekrar protokole geldi onu ilk kutlayan kızı ardından tuncay özilhan oldu samimi bir kuçaklaşma ile kutladı özilhan ormanı...

protokolün en taraftar ismi mesut urgancılardı ...maçın geyiği ateşini yolla bana ısrarı oldu pota arkasında başlayan dj den ateşini yolla bana isteğinine taraftarın çoğunluğu eşlik edince ortaya gereksiz bir zorlama çıktı şöyleki ev sahibi statüsü olmadığından salonda ne çalınacağına tbf kakar veriyor ama maç sonu fiili bir durum yaratıp taraftarlar çoşkulu bir şekilde kendileri söylediler tam bu sırada azmin elinden birşey kurtulamayacağını gördük dj ateşini yolladı çoşku tavan yaptı...

maç sonu belki günün tek olumsuz hadisesi efes bencine torpil atılması oldu torpil bencin arkasında oturan bir aileye geldi o andan itibaren gün onlar için bitti...

salondaki bazı pankartlar çarşı - forza- savaş kazan - deplasman kartalları-ata nın kartalları-arma aşkına diye sıralayabiliriz eksik yazı var...

günün süprizi şişli evlendirme dairesinde ki nikahlarından sonra koştura koştura salona gelen haşim - mine çifti oldu bir kez daha mutluluklar...

günün tezahuratı bak yine ağlıyor oktay mahmudi zaten hep ağlıyor oktay mahmudi ve günün talebi hesap sorsana hesap sorsana demirörenden hesap sorsana ...

günün anlam ve önemi 4 kupa akıllardaki soru işaretlerini bir nebze sildiği 1000 civarında ki kombinenin artmasını dilediğim maç

bir de şöyle bir şey var:

https://twitter.com/DirenJK/status/252493065833562113

unutulmayacak maçlar listemin arasına girecek olan karşılaşmadır.

sağolsun beşiktaş'ım kanserini üzerimizden eksik etmedi. son çeyreğe kadar laylaylom izlediğimiz maçın son 5 dakikasında 10 sene yaşlandırdı. tırnak mı yedirmedi, yanındaki arkadaşlarına mı yumruk attırmadı [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] ama netice de koyduk mu koyduk..

sezona kupayla başlamak moral olarak iyi gelecek takıma.

- deron williams gitti beşiktaş biter.
- ergin ataman gitti beşiktaş biter.
- david hawkins gitti beşiktaş biter.
- carlos arroyo gitti beşiktaş biter.
- pops mensah bonsu gitti beşiktaş biter.

bla bla bla..

(g: kapak buraya bırakılmıştır=tinyurl.com/9mlg42r)

4.kupayı aldığımız ve sezonu artık ulaşılmaz seviyelere getirmemizi sağlayan basket maçı. içimin yağları da erimiştir ayrıca. birçok nedeni var, işte birkaçı:
1- Tamamen dağılmış ve yeniden kurulmuş bir takımın, inançla mücaadele ederek kadrosunda semih,vujacic, farmar gibi nba yıldızlarının olduğu takımı yenebilmiş olması ve her şeyin de para demek olmadığının ispatı
2- makamın saygınlığı kadar ederi olan, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ,beşiktaşlı olan ve bunun hiç bir faydasını göstermeyen cumhurbaşkanına ,sen stadı bize yaptırmamak için bin dereden su getiriyorsun ama biz hala ,parasızlıkla,fedayla ,en büyüğüz mesajının gitmiş olması
3-kulübün en zor günlerinde yalnız bırakan, efesciğine milyonlar dökerken beşiktaş sırtından kazandığı popülaritenin hakkını vermeyen ve hala beşiktaşlıyım ben diyen tuncay özilhana bir kapak,efendime söyleyeyim bir tıpa olduğu için
4- milangaz olmadan da bir şeyler yapılabildiğini ispatlayarak, sponsorluğunu 3 kupa almış takımdan çeken demirören ve ailesine ilk darbeyi vurmuş ve onları üzmüştür.
sonuçta kutlarım takımımı, futbolda birşey yapamıyorlar baskette yapınca seviniyorlar falan diyen eziklere de sözüm şudur, biz beşiktaşlıyız, üzerinde siyah beyaz forma giymiş sporcu nerde varsa biz ordayız, asıl siz düşünün neden sadece futboldaki başarılara seviniyoruz diye

Maç mükemmeldi kupayı almamız de müthişti. Seyirci desteği, koçun takım üzerinde ki etkisi, oyuncuların hırsı da eşsizdi. Maçtan önce kısaca yazmış olduğum üzere bu takım geçen senzon ki takımdan daha iyi bir takım. Tamam belk şu aşamada geçen yıl ki winner oyuncular kadroda yok ama ,özellikle muratcan, tutku ve cevher gibi , takıma bir anda vites attıracak yerli oyuncular var bu sene. Ayrıca rotasyon çok daha fazla.
Maçta izlediğim jerellsi ben çok beğendim, haksız eleştiriler ile arroyo ile kıyaslanmalar ile bu adamı yıpratmamak lazım.özellikle birebir ve pota altı 2 ye 1 lerde çok üzt düzey bir oyuncu olduğu kesin.Yanlız maçı kutaran adam olmak ve ön plana çıkmak için attığı dış şutlardan ya vaz geçmeli yada yüzdesini artıralmalı. Tutku zaten bu ülkenin en iyi assit yapan ve şutu da etkili oyun kurucusu, birde can akın ve kartal katkı yapacak yani belkide kısa pozisyonu bu ülkede en iyi takım beşiktaş.
2. numarada dün kritik anlarda muratcan güler çok iyi işler yaptı ve sorumluk aldı, bunun yanı sıra serhat da he sezon daha da verimli oluyor.
Patrick için fazla söze gerek yok, bir kere takım oyuncusu ben takımın 1. numaralı şutörüyü deyip zorlamalara girmiyor, çok iyi sıçrıyor savunması inaılmaz ve tam bir şutör. 3 numarada alternatif olarak sanırım koç dasici düşünüyor.Dün pek bir verim vermese bile daha takıma ısınmadığı ortada zamana ihtiyacı var ama kumaşı belli.
4. numarada kartal yürek cevher ve markota var, ikiside çok iyi oyuncular hem dış şutları var hem ribaund özellikleri.
Dün ben vidmarı çok beğendim özellkle savunmada inanılmazdı ve dünün hem asisiteleriyle hem savunmasıyla yıldızlarından barış hersek koç onu hem 4 hemde 5 numarda düşünüyor kanımca.
Randel dün tribündeydi ve sanırım vidmarın türk vatandaşığı işi olmayacağı için sadece avrupada oynayabilecek.Bu nedenle kişisel fikrim tecrübeli bir 5 numaraya ihtiyacımız var ama kaçınılmaz bir ihtiyaç değil.
Başımızda koç erman kunter takımızın arkasında bu taraftar desteği ile bu takım hemde sadece Beşiktaş olarak ( ki bu yönetimin başarısı) şampiyonluğun fenerbahçe ile en büyük adayıdır benim gözümde.

beşiktaşımız'ın, geleneği bozmayıp, son çeyreğe kadar açık farkla önde götürdüğü maçı, son çeyrekte zora sokarak hepimizi komaya soktuğu karşılaşma. yine de 77-75 galip gelerek sezonun 4. kupasını kazandık. üstelik de diğer 3 kupayı kazanan takım neredeyse tamamen dağılmış, sıfırdan bir kadro kurulmuşken. [ybkz]swh[/ybkz] 3000 bilet satıldığı söylentisinin aksine, bize ayrılan tribünlerin tamamı doluydu ve tabii ki muhteşem bir destek vardı. bu ortamı gerçekten çok özlemişiz, daha iyi bir sezon açılışı olamazdı sanırım. beklenildiği gibi, sevemez kimse seni tezahüratı, salonda çok daha etkili oldu, şahaneydi. arada ergin ataman'a sevgilerimizi göndermeyi de ihmal etmedik [ybkz]swh[/ybkz]. kendisi de twitter'dan kutlamış beşiktaş'ı. "yav he he" diyor ve bu konuyu kapatıyorum, eksik olsun onun iyi dilekleri. son olarak, maç sonundaki inanılmaz coşkuya değinmek istiyorum ama, kelimenin tam anlamıyla "anlatılmaz, yaşanır". sadece şunları söylesem belki biraz anlatabilirim:

-serhat çetin ve barış hersek'in tezahüratlara eşlik etmesi
-serhat'ın -her zaman olduğu gibi- efes hücumlarını bizimle birlikte ıslıklaması
-serhat, barış ve bir grup yöneticinin bizimle birlikte gündoğdu söylemesi.

özellikle o sonuncuyu unutamam. her ne kadar şu sıralar yönetime kızgın ve kırgın olsak da (ve hatta kutlamaların arasına bile bir "demirören'den hesap sorsana" sıkıştırsak da), her biri bir başka yere dağılan şampiyon kadrodan sonra, sponsor bile bulamamışken böyle bir takımın kurulmasını sağladıkları için teşekkürü hak ettiklerini düşünüyorum. esas teşekkür, tabii ki erman kunter'e ve takıma. helal olsun hepinize.

(bkz: 4 kupa tek şampiyon)

bir beşiktaş - efes pilsen maçı klasiği. bence yenilen pehlivan güreşe doymalı artık.

(bkz: did we put)

antalyada olduğum için gidemediğim ama 12 liralık kategoriden biletimi aldığım karşılaşma...
umarım bjk tarafından aldığım için biletin ücreti beşiktaşıma gider...

reklamının semtte afişlerle iyi yapıldığı, fakat türk spor medyasının, gerekli ilgiyi göstermediği karşılaşma.

biz beşiktaş taraftarının, geçen seneden kalma alışkanlıkla, takımın kaybetse bile mücadeleden ödün vermeyeceğini kesin bildiğimiz müsabaka.