skorer bir oyuncumuz. takımın en çok sayı atan oyuncusu olması, onun çok iyi olduğunu değil, çok şut kullandığını gösterir. erman hoca'nın hızlı pas akışı isteyen oyun sisteminde açıkçası böyle bir oyuncu olsa olsa alternatif oyuncu olmalıdır. o formayı giyen herkese saygım olduğundan fazlasını yazmak istemem ancak bo mc calebb ve jordan farmar'ın transfer edildiği yerde ben beşiktaşıma bu oyun kurucuyu yeterli göremiyorum.
geçen yılla bu yılın karşılaştırılmasının yanlış olduğunu gösteren maçtır. geçen yıl da favori değildik evet, ancak kadrodaki ,özellikle ilk 5 deki oyuncular gerçekten kaliteli ve pahalı oyunculardı. basketbolda kadro derinliği de çok önemli, iyi savunma beraberinde faulleri de getirebiliyor ,ve faul problemi yaşayn oyuncuların önemi büyük. ülker grubu çok fazla para harcadı, bu yüzden ben erman hoca'yı çok eleştiremeyeceğim. evet,hataları vardır mutlaka, ancak bir yerden sonra ülker savunmayı sertleştirince gördüm ki, maçı almak mucize şutlara kalmış.
erman kunter demişken, çok ama çok düzgün bir adam. uzun süredir bu takıma bu kadar yakışan bir adam görmemiştim. üstelik iyi de bir başantrenör. değerini bilmeli.
erman kunter demişken, çok ama çok düzgün bir adam. uzun süredir bu takıma bu kadar yakışan bir adam görmemiştim. üstelik iyi de bir başantrenör. değerini bilmeli.
alıyor,veriyor, topa can veriyor.
arsenal'de oynayamadı, arsene wenger tedrisatında sınıfta kaldı diyenler var bu kardeşimiz için. birincisi kendisine biraz daha beklemesi, formanın ona geleceği söylendi ancak o forma giyebileceği bir takıma gitmeyi tercih etti, yani gönderilmiş değil.
ikincisi arsenal orta sahası zor bir mevki, barcelona dan sonra ayağa pası en iyi yapan takımdır, bu konuda fizik gücünün premier lige göre zayıf kalacağı göz önünde bulundurularak gitmesine izin verilmiş olabilir.
ayrıca kendisi türk'tür. avrupa'da bir çok türk oyuncunu kaderini paylaşmıştır. portekizli olsa şimdi yeni deco derlerdi ,buna da eminim.
iki oyuncu kazansak bile kardır bu sene diyorduk, birini kazandık , oğuzhan özyakup olmuştur.
ikincisi arsenal orta sahası zor bir mevki, barcelona dan sonra ayağa pası en iyi yapan takımdır, bu konuda fizik gücünün premier lige göre zayıf kalacağı göz önünde bulundurularak gitmesine izin verilmiş olabilir.
ayrıca kendisi türk'tür. avrupa'da bir çok türk oyuncunu kaderini paylaşmıştır. portekizli olsa şimdi yeni deco derlerdi ,buna da eminim.
iki oyuncu kazansak bile kardır bu sene diyorduk, birini kazandık , oğuzhan özyakup olmuştur.
karşı karşıya atamadığı pozisyonları izledim. kendimce bir neden aradım. aslında o kadar net pozisyonlar ki sadece beceriksizlikle bile açıklanabilir, yalnız bana göre bir nedeni daha var. evet, hazır olun, açıklıyorum.
topu ilk alışta doğrusunu yapabiliyorsanız, golün yarısı o anda gelmştir zaten. yani her şey son vuruş değil, top kontrolü , topu alış da en az son vuruş kadar önemli, almeida topu öyle bir noktaya getiriyor ki son vurduğu anda bir bakıyorum, atması hakikaten çok zor, kalecinin biraz sağına ya da soluna doğru koşusunu yapması lazım ki kaleci tüm açısını kapatamasın. ama o tam üstüne sürüyor topu ,bunun nedeni de topu ilk aldığında doğru teması sağlayamaması. sonrasında kalecinin açıyı kapatması ve kaçınılmaz son geliyor. üzülerek söylüyorum, bu top kontrolü dediğimiz olgu bu yaştan sonra bir forvetin kazanabileceği bir meziyet değil. yani alıştırın kendinizi daha çok kaçırır bu adam. ha, hç atamaz mı, atabilir tabi, ama kaçırmaları daha çok olacaktır.
almeida , yanına nihatı bekleyen kovaçeviç dir. son vuruş ve şut kabiliyeti olan ,özellikle positioning'i yüksek ve bitiriciliği güzel bir adam olsa kendisi de çok atar, yanındakine de attırır. gel artık nene. ya da her kimsen.gel ki , 3 de yetmesin 5 tane olsun.
topu ilk alışta doğrusunu yapabiliyorsanız, golün yarısı o anda gelmştir zaten. yani her şey son vuruş değil, top kontrolü , topu alış da en az son vuruş kadar önemli, almeida topu öyle bir noktaya getiriyor ki son vurduğu anda bir bakıyorum, atması hakikaten çok zor, kalecinin biraz sağına ya da soluna doğru koşusunu yapması lazım ki kaleci tüm açısını kapatamasın. ama o tam üstüne sürüyor topu ,bunun nedeni de topu ilk aldığında doğru teması sağlayamaması. sonrasında kalecinin açıyı kapatması ve kaçınılmaz son geliyor. üzülerek söylüyorum, bu top kontrolü dediğimiz olgu bu yaştan sonra bir forvetin kazanabileceği bir meziyet değil. yani alıştırın kendinizi daha çok kaçırır bu adam. ha, hç atamaz mı, atabilir tabi, ama kaçırmaları daha çok olacaktır.
almeida , yanına nihatı bekleyen kovaçeviç dir. son vuruş ve şut kabiliyeti olan ,özellikle positioning'i yüksek ve bitiriciliği güzel bir adam olsa kendisi de çok atar, yanındakine de attırır. gel artık nene. ya da her kimsen.gel ki , 3 de yetmesin 5 tane olsun.
hakemin istese de sonuca müdahale edemediği maçtır. herkes maçı izledi zaten çok teknik detaya gerek yok ama şu gözlerden kaçmasın. nasıl bir hakem 3-0 olmuş maçın 87.dakikasında zaman geçirdiği gerekçesiyle kaleciye sarı kart gösterir ? bana göre penaltıdan ya da net kırmızı kart pozisyonundan daha önemlidir bu. çünkü penaltıyı insan göremeyebilir, bariz kırmızı kartı es geçebilir, elle oynamayı da kaçırabilirsin. ama pozisyon icabıdır bunlar ,yorum değildir. kaleciye 87. dakikada 3-0 öndeyken sarı kart veriyorsan art niyetlisin, fesatsın, tetikçisin sen. buraya not düşülsün diye yazıyorum. hilbert'in sarı kartı da çok ucuzdu ordan anlamalıydık. ince ince doğruyorlar. ve o kadar net ki. içimde birikmesin diye şimdiden yazıyorum sözlük.
2001-2005 yılları arasında formamızı terleten brezilyalı defans oyuncusu. zago'nun da gelmesinden sonra ideal defans hattı oluşmuş, o gün bu gün kendinden sonra gelenlere hep örnek gösterilmiş bir efsanedir. Defanstan çıkarak attığı goller, topu oyuna sokmadaki becerisi, hamlelerindeki sezgi yeteneği ile taraftarın gönlünde taht kurmutur. 100.yıldaki şampiyonluğa attığı 7 golle büyük katkıda bulunmuştur. tabii bir de 2 gol atarak japon bayrağı geleneğinin başladığı kadıköydeki fb maçı var ki, hatırladıkça kendisini biraz daha özlememize neden olmaktadır.
fenerbahçedeki uche-högh, galatasaraydaki bülent-popescu neyse beşiktaşta da ronaldo-zago odur bu arada.
fenerbahçedeki uche-högh, galatasaraydaki bülent-popescu neyse beşiktaşta da ronaldo-zago odur bu arada.
yazıklar olsun ki beşiktaş yöneticisidir. ve şu konuda ciddi şüphelerim var ki o muhabire o soruları kendisi sordurmuştur. bunun başka izahı yok. şimdi yeniden televizyonlara çıkar, ben duyum aldım ,yapmıştır demedim falan der. koca beşiktaşı ne hale getirdiniz zıpır bir muhabiri de almış karşısına sözüm ona röportaj yapıyor, ama bunun böyle olacağı belliydi. güya siz quaresma yı taraftarın gözünde bitirip , küçük düşürüp sonra da gönderip tepkileri azaltacaksınız. biz de malız dimi sayın çebi. biz de yedik, sizin o süper zekanızla düşündüğünüzü biz düşünemiyoruz.
yahu benim takımımın oyuncuları ter döküyorlar, galatasaray maçındaki hakem kararıyla giden 3 puandan sonra dün de yine hakem kararı ve üstüne kaçan inanılmaz gollerle 3 puan gidiyor, hakem maçı bitirdiğinde herkes yerlere yatıyor üzüntüden, sen ekranlarda karşımıza çıkıyorsun , sözleşmeli futbolcuna ispat edemeyeceğin suçlamalarda bulunuyorsun. sana ve içinde bulunduğun yönetime bugüne kadar ses çıkarmamamızın nedeni iyi niyetinize inanmamızdı. ama artık iyi niyetli olduğunuzu düşünmüyorum, aksine kin ve nefretle,nifakla,fitneyle dolu olduğunuzu düşünüyorum. hiç televizyona çıkmasaydınız hala biraz saygınlığınız olurdu, ama yapmadınız. yapmadınız çünkü sizin o koltuklara geliş amacınız hep aynı.
rezilliğinizle övünebilirsiniz.
yahu benim takımımın oyuncuları ter döküyorlar, galatasaray maçındaki hakem kararıyla giden 3 puandan sonra dün de yine hakem kararı ve üstüne kaçan inanılmaz gollerle 3 puan gidiyor, hakem maçı bitirdiğinde herkes yerlere yatıyor üzüntüden, sen ekranlarda karşımıza çıkıyorsun , sözleşmeli futbolcuna ispat edemeyeceğin suçlamalarda bulunuyorsun. sana ve içinde bulunduğun yönetime bugüne kadar ses çıkarmamamızın nedeni iyi niyetinize inanmamızdı. ama artık iyi niyetli olduğunuzu düşünmüyorum, aksine kin ve nefretle,nifakla,fitneyle dolu olduğunuzu düşünüyorum. hiç televizyona çıkmasaydınız hala biraz saygınlığınız olurdu, ama yapmadınız. yapmadınız çünkü sizin o koltuklara geliş amacınız hep aynı.
rezilliğinizle övünebilirsiniz.
erman kunter'in çok önemli bir coach olduğunu gösteren bir diğer maçtır. adam geldi , bir toplama takım yaptı ve kimse onu yenemiyor.
bu milli takımın zaten ne işi var dünya kupasında dedirten maç. güzel ülkemizin son yıllarda medya başta olmak üzere tüm kurumlarında baş gösteren iki büyük yaratma çabalarının meyveleri alınmıştır böylece. geçen yıl uygulanan play-off un ilk maçına dönelim. gs ile oynadığımız maçta fifa kokartlı über yetenekli (!) hakem hüseyin göçek maçı katledip seyirciyi çileden çıkarırken, ilk maçta beşiktaşın fişini çekelim de süper ligin müthiş finalini olağanüstü iki takımımız oynasın diyerek kurulan senaryoların, aslında hangi amaçla tezgahlanmış olduğunu herkes şimdi daha açık görüyor. milli takımda, gs ve fb de oynama şansını zor bulan, oynasa da formsuzluktan kırılan sürüyle oyuncu forma giyerken, milli takım diye yutturmaya çalışılan ama hiç birisi avrupanın sıradan takımlarında asla oynayamayacak kadar yeteneksiz bir takımdan fazlasını beklemek hayalcilik olurdu zaten. abdullah avcı gibi en büyük başarısı ibb ye türkiye kupası finali oynatmak olan bir hocaya ülke milli takımını teslim etmek cibilliyetsizliği de yine yd döneminde gerçekleşmiş icraatlerden olmuştur. ha, bu bir dönüm noktası olur mu, asla olmaz, çünkü hala medyada ve devletin diğer kurumlarında 2 büyük yaratma isteği vardır, beşiktaşı maddi ve manevi yok etmeye çalışmak, diğer anadolu kulüplerini de başta trabzon olmak üzere zaten hiç görmemek gibi bir dünya görüşü olanlar yaşadıkça milli takımdan bir şey beklememek gerekir.
bir de artık milli takımın defansı fenerbahçelilerden oluşuyor, ortasahası galatasaray falan diye böbürlenmeler son bulur diye düşünüyorum. milli takım çok mu iyi ki derler adama.
bir de artık milli takımın defansı fenerbahçelilerden oluşuyor, ortasahası galatasaray falan diye böbürlenmeler son bulur diye düşünüyorum. milli takım çok mu iyi ki derler adama.
geldiğinden beri amerika uşaklığından başka bir yapmamış dışişleri bakanının aslında ailemizin akıl küpü olduğunu anladığımız beyanat. son 10 yılda hiçbir ülkede insanlar zulüm görmemiş, filistin yaşanmamış ya da ırakta milyon tane müslüman katledilmemiş, kadınlar tecavüze uğramamış, sadece suriyede esed midir esad mıdır karar veremedikleri diktatör halkının soyunu kırmaktadır. buna müdahale edilmeli derhal saldırıya geçilmelidir. sonra rusya iran ırak yunanistan ve hatta azerbaycan'dan sonra suriye ile de düşman olunmalı, sorunlarla sıfır komşu politikası amacına ulaşması sağlanmalıdır. buna bakan lieratüründe davutoğlu zekası denmektedir. davutoğlu kafası da dense yeridir.
fener tribününde açılan adam gibi adam recep tayyip erdoğan yalakalığına bir tepki olarak tribünlerimizde asılmış ,kapak pankarttır.
(bkz: tek adam atam)
1989 dı yanılmıyorsam, sarıyer maçı, 5-0 almıştık, golleri metin ali feyyaz atmıştı da kim kaç tane attı o kadarını hatırlayamıyorum. aklımda kalan maçın gündüz olduğu( eh,haliyle) ,kapalıda olduğumuz(normal olarak)ve metin'in hakikaten sarı fırtına olduğudur.
altan tanrıkulu'nun bugünkü röportajında ,3,75 milyon euro verilen oyuncunun oynatılmamasını yönetim beceriksizliği olarak ifade etmiş federasyon başkanı. O sözleşmeyi de biz yaptık zaten, o kadar parayı biz verdik, ama yüz olması lazım insanda, del bosque ye ödenen tazminat ortada, tabataya verilen 8 milyon , mehmet topuz fiyaskosu, 8 yılda bir şampiyonluk, 15 milyondan 300 milyona ulaşan borç, stada çivi bile çakamamış olmak, onlarca fiyasko transfer, yüzsüz olur da insan bu kadar olmaz, olamaz. sabah sabah sinirlerimi zıplattı adam.
iyi niyetine inandığım başkan. ama iyi niyet ne kadar yeteli kriter başkan olmak için? tamam, kulüp çok zor durumda, ama o demirören'e kızmak ve hesap sormak yerine, onu destekleyenlere kızıyor, kalsaydı hala başkandı diyor. iyi bir beşiktaşlıdır diyor, sonra da 8 senede 15 m. oan borç 300 m. oldu diyor, sayın başkan bu mu iyi beşiktaşlılık ?bu kulübün sırtından makam sahibi olmuş, gücüne güç katmış, şöhret sahibi olmuş adam, sen onun yaptığı mukavelelerden muzdaripsin, borç ödüyorum diyorsun, cas davaları diyorsun ama iyi beşiktaşlı, yok yok kesin yanlış duydu bu kulaklar demek istiyorum.
dahası güntekin ve rıdvan neredeyse yalvaracaklar şu biletleri biraz ucuzlatın diye. pahalı olduğunu düşünmüyormuş beyefendi, arkadaşlar hesap hatası yapmış. biz de yedik başkanım, kusura bakma kargalar güler buna, neyin hatasından bahsediyorsun? orada cesur bir gazeteci olsaydı da sorsaydı, ucuz dediğin bilet fiyatları yüzünden mi elazığ maçı boş tribünlere oynandı? sen transfer yapmadığın gibi, sahadaki takımın da koşup mücaadele etmezse kim gider o stada? senin avrupadaki bilet fiyatlarından haberin var mı? neye göre ucuzmuş bu biletler?
ve Q7 olayı. adamı daha ilk geldiğiniz haftadan itibaren hep kötülediniz, kişilik sorunları olduğunu dile getirdiniz. açıkça maliyetinden ötürü istemediniz. oyuncu bu, 3-4 tane avrupanın büyük kulübünde yer almış, senin indirim talebinin onun umrunda olmayacağı çok açıktı, bile bile zorladınız. kapının önüne koymak üzereydiniz ki, takım 3 maç üstüste kaybetti, yöneticin gitti adamı getirdi ,ondan sonra adam bizimle dalga mı geçiyor önce indirim kabul ediyor sonra vazgeçtim diyor diye dert yanıyorsunuz. siz adamla öyle dalga geçerseniz o da alır koskoca beşiktaşı karşısına böyle dalgasını geçer. amatörlük diz boyu.
basketbol takımında canımızı yantığı da yetmedi mi? şampiyonluk coşkusunu 2 günde kursağmızda bıraktılar. çocukluk arkadaşın madem, eski başkan, çok iyi beşiktaşlıdır diyorsun, adam euroleage takımından sponsorluğunu çekiyor, koskoca 3 kupa almış takım 3 günde darmaduman, hala aman borçlarını istemesin diye yalakalık diz boyu, federasyon başkanı ya, yahu o isteyemez o borçları, makamından da olur, korkmayın bu kadar şu adamdan. siz hesap soramazsanız tarafar bir gün sizden hesap sorar başkan. süleyman sebayı örnek alıyorsunuz madem, neden gidip yıldırım demirören konusunda sebanın ne düşündüğünü sormuyorsunuz? sor bakalım ne diyecek büyük başkan.
sahaya madde atan adam diye emniyete sunduğunuz kamera görüntülerinde adamların yanlış adamlar olduğu anlaşılıyor ve tahkime yaptığınız itiraz bu yüzden reddoluyor. resmen bir maç seyircisiz oluyor. cezayı veren beşiktaşlı, taşı fırlaran beşiktaşlı, yanlış itiraz yapan beşiktaşlı, sorsan en büyük beşiktaşlı da bunlar. psikolojimizle oynama başkan, biz sevgilisiyle buluşmaya giderken forma giyip giden insanlarız.
dahası güntekin ve rıdvan neredeyse yalvaracaklar şu biletleri biraz ucuzlatın diye. pahalı olduğunu düşünmüyormuş beyefendi, arkadaşlar hesap hatası yapmış. biz de yedik başkanım, kusura bakma kargalar güler buna, neyin hatasından bahsediyorsun? orada cesur bir gazeteci olsaydı da sorsaydı, ucuz dediğin bilet fiyatları yüzünden mi elazığ maçı boş tribünlere oynandı? sen transfer yapmadığın gibi, sahadaki takımın da koşup mücaadele etmezse kim gider o stada? senin avrupadaki bilet fiyatlarından haberin var mı? neye göre ucuzmuş bu biletler?
ve Q7 olayı. adamı daha ilk geldiğiniz haftadan itibaren hep kötülediniz, kişilik sorunları olduğunu dile getirdiniz. açıkça maliyetinden ötürü istemediniz. oyuncu bu, 3-4 tane avrupanın büyük kulübünde yer almış, senin indirim talebinin onun umrunda olmayacağı çok açıktı, bile bile zorladınız. kapının önüne koymak üzereydiniz ki, takım 3 maç üstüste kaybetti, yöneticin gitti adamı getirdi ,ondan sonra adam bizimle dalga mı geçiyor önce indirim kabul ediyor sonra vazgeçtim diyor diye dert yanıyorsunuz. siz adamla öyle dalga geçerseniz o da alır koskoca beşiktaşı karşısına böyle dalgasını geçer. amatörlük diz boyu.
basketbol takımında canımızı yantığı da yetmedi mi? şampiyonluk coşkusunu 2 günde kursağmızda bıraktılar. çocukluk arkadaşın madem, eski başkan, çok iyi beşiktaşlıdır diyorsun, adam euroleage takımından sponsorluğunu çekiyor, koskoca 3 kupa almış takım 3 günde darmaduman, hala aman borçlarını istemesin diye yalakalık diz boyu, federasyon başkanı ya, yahu o isteyemez o borçları, makamından da olur, korkmayın bu kadar şu adamdan. siz hesap soramazsanız tarafar bir gün sizden hesap sorar başkan. süleyman sebayı örnek alıyorsunuz madem, neden gidip yıldırım demirören konusunda sebanın ne düşündüğünü sormuyorsunuz? sor bakalım ne diyecek büyük başkan.
sahaya madde atan adam diye emniyete sunduğunuz kamera görüntülerinde adamların yanlış adamlar olduğu anlaşılıyor ve tahkime yaptığınız itiraz bu yüzden reddoluyor. resmen bir maç seyircisiz oluyor. cezayı veren beşiktaşlı, taşı fırlaran beşiktaşlı, yanlış itiraz yapan beşiktaşlı, sorsan en büyük beşiktaşlı da bunlar. psikolojimizle oynama başkan, biz sevgilisiyle buluşmaya giderken forma giyip giden insanlarız.
delgadoya bir zamanlar gösterdiği ikinci sarı kart-kırmızı kart olayından sonra benim gözümde bitirmiştir.yönettiği maçlarda verdiği kararları kendi kendime yorumlarken hep o pozisyon gelir aklıma. isterse dünya kupası finali yönetsin,sahada 15 km koşsun, bana göre futbolcunun dilinden anlamayan hakem ,iyi hakem değildir.
genç oyuncumuz kadir arı kalecinin üzerine zayıf bir şut çektiği o anda, takım da 1-0 mağlupken, sadece kadın ve çocukların statta olduğuna şükrettim. mazaallah çocuğun tüm özgüvenini bitirebilecek bir uğultu olurdu.
ama yine de bu kadın ve çocukların ceza yöntemi olarak kullanılmasından nefret etmemi değiştirmiyor. bir de tv'den izlerken özellikle kulağım tırmalanıyor, kafam şişiyor adeta
ama yine de bu kadın ve çocukların ceza yöntemi olarak kullanılmasından nefret etmemi değiştirmiyor. bir de tv'den izlerken özellikle kulağım tırmalanıyor, kafam şişiyor adeta
mustafa pektemek sakatlanmasaydı, yedek olacağını bildiğimiz futbolcu. normali de budur, holosko maçın gidişatına göre oyuna girebilecek iyi bir yedektir. takım öndeyse girer, iş de yapar, kapanan savunmalara karşı etkisi hemen hemen edu kadar olur. fenerbahçenin semih şentürk ü kullandığı tarzda kullanıldığı takdirde alınan verim artacaktır.
izlediğim en efektif oyuncudur. oynadığı maçlarda fenerin attığı gollerin hepsinde imzası vardır. bunun yanında profesyonel ve adamdır aynı zamanda. fazla söze gerek yok, bir alex'tir. keşke fernandes de bizim alex'imiz olabilse bundan 8 sene sonra.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?