4.kupayı aldığımız ve sezonu artık ulaşılmaz seviyelere getirmemizi sağlayan basket maçı. içimin yağları da erimiştir ayrıca. birçok nedeni var, işte birkaçı:
1- Tamamen dağılmış ve yeniden kurulmuş bir takımın, inançla mücaadele ederek kadrosunda semih,vujacic, farmar gibi nba yıldızlarının olduğu takımı yenebilmiş olması ve her şeyin de para demek olmadığının ispatı
2- makamın saygınlığı kadar ederi olan, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ,beşiktaşlı olan ve bunun hiç bir faydasını göstermeyen cumhurbaşkanına ,sen stadı bize yaptırmamak için bin dereden su getiriyorsun ama biz hala ,parasızlıkla,fedayla ,en büyüğüz mesajının gitmiş olması
3-kulübün en zor günlerinde yalnız bırakan, efesciğine milyonlar dökerken beşiktaş sırtından kazandığı popülaritenin hakkını vermeyen ve hala beşiktaşlıyım ben diyen tuncay özilhana bir kapak,efendime söyleyeyim bir tıpa olduğu için
4- milangaz olmadan da bir şeyler yapılabildiğini ispatlayarak, sponsorluğunu 3 kupa almış takımdan çeken demirören ve ailesine ilk darbeyi vurmuş ve onları üzmüştür.
sonuçta kutlarım takımımı, futbolda birşey yapamıyorlar baskette yapınca seviniyorlar falan diyen eziklere de sözüm şudur, biz beşiktaşlıyız, üzerinde siyah beyaz forma giymiş sporcu nerde varsa biz ordayız, asıl siz düşünün neden sadece futboldaki başarılara seviniyoruz diye
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?