zeki demirkubuz

0 /
gidiyorum bu
"Beşiktaş ve futbol, beni temizliyor, hayatta tutuyor. Hafta sonlarını heyecanla bekliyorum. Bu kadar masum ilişki kurduğum başka bir şey yok. Daha çocuksu, hatta ergence bir şey. Beşiktaş maçını izlerken yemek yemem, alkol almam; ayin gibi maçı izlerim. Dünyanın en güzel şeyi Beşiktaş'ın attığı gol, en acı şey de Beşiktaş'ın yediği goldür. Bu nasıl olur diyorum kendime ama hayat budur işte."
yazık oldu süleyman efendiye
Bir kitapta okumuştum ama kitabın adını anımsayamıyorum. Mustafa Kemal harbin en çetin günlerinde iradesini ve umudunu korumak için sık sık edebi eserler okurmuş. Ben de Fener maçından önce bu abimizin filmlerini izleyerek maç heyecanımı dizginlemeye çalışıyorum. İşe de yarıyor doğrusu.
Tanım: Yönetmen
camelblack
doğaçlamaya yer vermez. küfürlerde bile. kendisinin istediği küfürü oyuncu etmezse, ya da küfrün sonuna başka küfürler falan eklerse kızar. mutlaka yazdığı gibi olmalı her şey. bazı filmlerinde kendisine de yer verir birkaç dakikalığına. aynı kurallar kendisi için de geçerli olur ama hiçbir zaman beceremez. çok kötü oyunculuğu vardır. baba adamdır.
saniyede yirmidört kare
asi ruh belgeselinde dinlemeye doyulamayan güzel adam. belgeselde anlattıklarının tümü şu şekildedir:

''[ybkz]swh[/ybkz]takımıyla, renkleriyle, tarihiyle, geleneğiyle büyük futbolcularıyla, ahlakıyla bu futbolun akli yanlarından çok akıl dışı yanlarıyla övünen bunlarla gurur duyan... ama ben onun çok eşsiz bir koro olduğunu düşünüyorum aynı zamanda.

[ybkz]swh[/ybkz]soyut ve yüksek bir manevi değer uğruna binlerce ayrı kimlikten, ayrı kişiklikten ayrı dünyadan insanın soyunup tek bir insan haline gelebilme gücü, bu türkiye gibi türk toplumu gibi kendini soyut şeylerle ifade etmek isteyen insanların asla kayıtsız kalamayacağı bir şey.

[ybkz]swh[/ybkz]bana hep insanın akli bir varlık olduğu öğretildi. ama bundan da hep kuşku duydum; çünkü aşk var hayatta. özveri var, feragat var, acı çekmek var. kısacası nedensizlik var. ve bunların da en iyi ifadesi, akıl dışılıktır. ama bir de bilgi sahibiysek, bir de okumuş yazmışsak burada böyle bir eşiğe geliyoruz.

[ybkz]swh[/ybkz]sabahın altısında böyle uyandım hani. ve bir an kardeşimle göz göze geldim. aynı odada yatmıştık karşılıklı çekyatlarda. ben bir an bir şey oldu zannettim o'na. çünkü dümdüz bakıyordu hiç gözlerini falan kırpmadan. çocuğa bir şey mi oldu diye... "cemil ne oldu?" dedim filan. bana "abi." dedi, "feyyaz ne yapıyordur şimdi?" dedi. sabahın altısında uyanmış ve feyyaz'ı düşünüyor. ya bu nasıl bir şeydir? ben hayatımın hiçbir döneminde hiçbir şeye karşı böyle bir sadakat duyduğumu hatırlamıyorum açıkçası.bu o gün çok etkiledi beni ama, aradan yıllar geçtikten sonra o feyyaz'ın top oynadığı stada gidip, o duyguyu her hafta yaşamaya başlayıp, o artık benim de hayatımın bir parçası haline geldikten sonra 15-16 yıl öncesine dönüp kardeşimi yeniden anlama ihtiyacı duydum.''
avcarlıçürük
--alıntı--

Bu ülke bölünmeli ama soyuna sopuna, dinine imanına ya da sınıfına göre değil, taşınılan vicdana göre.

--alıntı--

kurban olurum ya. çok baba adamsın.

beşiktaş faşisti
asi ruh belgeselinde en sevdiğim kısımlarda konuşandır kişidir kendisi.

--alıntı--

bana hep insanın akli bir varlık olduğu öğretildi. ama bundan da hep kuşku duydum, çünkü aşk var hayatta, özveri var, feragat var, acı çekmek var. kısacası nedensizlik var. ve bunların da en iyi ifadesi; akıl dışılıktır. ama bir de bilgi sahibiysek, bir de okumuş yazmışsak burada böyle bir eşiğe geliyoruz

--alıntı--

artin
"yönetimden iki şey bekliyorum" diye kartalbakışına açıklama yapan beşiktaşlı:

"ben bu yönetimden iki şey bekliyorum. bir tanesi 2003-2004 sezonunun soruşturulması, ikincisi de bu 8 senelik yıldırım demirören raporunun sorgulanıp, profesyonel bir şekilde evrakları incelenerek, faturaları incelenerek, ne oldu ne bitti diye düzgün bir rapor çıkarılmasından yanayım. bunun dışında da saçma sapan birşey yapılmaması konusunda yönetimden başka hiçbir beklentim yoktu." - diyen kişi
avcarlıçürük
---------------alıntı---------------
Fener zaten yenerdi ayrı konu ama o kadar şey oldu, hakem [ybkz]swh[/ybkz] maçın [ybkz]swh[/ybkz] amına koydu kimseden ses çıkmıyor. Biz gerçekten bitmişiz.
---------------alıntı---------------
pomfrit
tüm filmleri koleksiyon yapılası, ayrıca da beşiktaşlı olması sebebiyle gururlanmama sebep olan (ben niye gururlanıyorsam artık), “asi ruh” belgeselinde aktardığı hikayeyle bir kez daha tebessümlere boğan, kendimce naçizane, üstadlar listeme dahil olan çok beğendiğim yönetmen, mükemmel insan.

kendisiyle ilgili şöyle de bir anım var. 28.uluslararası istanbul film festivali sırasında filmden filme koşuşturulurken soluklanmak maksadıyla o sıralarda bir diziye başlamış arkadaşla beraber cihangirde firuzağa çay bahçesine oturulmuştur. mal gibi etraf seyredilip festival kitapçığı karıştırılırken arkadaşıma biri, ismi ile hitap eder ve bir sohbete başlarlar. masamıza gelip arkadaşın oyunculuğu hakkında güzel şeyler fısıldayan zat-ı muhterem zeki demirkubuz’dan başkası değildir. şaşkınlıktan kitapçığı yiyecek konuma gelen bense kendisine bir “merhaba” bile diyememenin hüznünü hala yaşamaktayım.
forzaquila
söyledikleriyle umut veren büyük adam.işte halkın takımını içi boşaltılmış bir kavram olmaktan çıkartıp gerçek anlamıyla yaşar hale getirmek için atacağımız adımlarda kendisi gibi kişilere ihtiyaç vardır.ve işte aynı sebepten dolayı kendisi ölülerin kongre üyesi olduğu bir kongreyi dönüştürmek için o kongreye üye olmalıdır.
dingoc
---------------alıntı---------------
Bugün baktığım zaman inanın Beşiktaş dışında bir sürü şey artık bana ülkede boş gelmeye başladı. çünkü insan biraz da böyle. insanın yüksek bulduğu, değer verdiği, akıldışı bile olsa bir şeyler olmalı. öbür türlü hayatı yaşarken zorlanmaya başlıyoruz. O yüzden bunu korumak adına, bunu bir yazıya dökerken Beşiktaşlı kimliğini ön plana çıkarmamaya da özellikle dikkat ediyorum. Duygusuyla istediği kadar bilinsin, bir taraftar gibi istediğim kadar algılanayım hatta holigan olarak bile algılanmaya hazırım ama "Beşiktaşlı adam" diye, hani piyasada bir sürü böyle Beşiktaşlı, ortalıkta Beşiktaş üzerinden prim yapmaya çalışan adam var ya, onlar gibi olmamak için de özen gösteriyorum.
---------------alıntı---------------
avcarlıçürük
beşiktaş'taki sorunların çözümü için, tribüne büyük iş düştüğü görüşündedir. hatta bu sorunun ancak tribünde çözülebileceğini iddia ediyor.

---------------alıntı---------------
Beşiktaş'ın sorunlarının çözümü kongrede değil Beşiktaş tribünlerindedir. Tribünler bir şey yaparsa çözülür, yapmazsa çözülmez. şeref bey tek başına bütün bunları yaptıysa bunu yüzlerce insan da yapabilir. Yıldırım Demirören döneminde 8 senedir her şey gözümüzün önünde oldu bitti. Biz hep geleceğe değil umut ettiğimize inandık ve bu hale geldik.
---------------alıntı---------------

bir de üç büyükler söylemiyle ilgili bir tespiti vardır ki, "hay ağzın bal yesin" dedirtmiştir:

---------------alıntı---------------
3 Büyük olduğuna inanmıyorum. Beşiktaş sadece şunun için vardır; G.Saray ve F.Bahçe'ye bir şey yapılamadığından Beşiktaş her zaman tokatlanmıştır. Bakın biz 3 büyüğü tokatladık diye diğer takımların üzerinde otorite kurarlar. Türk futbolunda otorite Beşiktaş üzerinden kurulur. Yıldırım Demirören TFF başkanı olduğunda F.Bahçe ve G.Saraylı arkadaşlarıma dedim ki hiç korkmayın, size yaranmak için sürekli bizi tokatlayacak. Nitekim ilk maçlarda bunu görmeye başladık.
---------------alıntı---------------
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol