what can i do sometimes?
on the tabele
fatih terim...
çok güzel bir 50 cent albümü ismi olabilir...
1.78 boyum, kolej çıkışım, alabildiğim yegane miras olan genetik mirasım neticesinde annemden aldığım her ay 15.000 tl'ye babamdan aldığım 30.000 tl de eklenince başarılı olmak kaçınılmazdır. dolgun bir geliri olan bu başlığın sahibi kesinlikle ben değilim.
kızlar hayran olduğu, aynın onundan itibaren artan paramı fakirlere dağıttığım, babamın aldığı 28 yaşındaki rus güzeline bakmaya doyamayan, allah uzun ömürler versin deyilesi adamlardır benim gibiler...
hayır ağlamıyorum gözüme 10 milyon dolar kaçtı....
kızlar hayran olduğu, aynın onundan itibaren artan paramı fakirlere dağıttığım, babamın aldığı 28 yaşındaki rus güzeline bakmaya doyamayan, allah uzun ömürler versin deyilesi adamlardır benim gibiler...
hayır ağlamıyorum gözüme 10 milyon dolar kaçtı....
sözlüğü ''aman ali rıza bey ağzımızın tadı bozulmasın '' hassasiyetiyle modere ettiğini düşündüğüm moderatör...
açılırsa okul müdürlüğü , beden eğitimi ve din kültürü hocalığı yapmaya hazır olduğum okul....
muhteşem bir dönüş yapmış, umarız kalıcı olur...
bugün 1 nisan sevgili sözlük ama bu anlatacağım şaka değil tamamiyle gerçektir.
geçen cuma günü bu şeytan üçgeninin ortaköy köşesinde başlayıp taksim köşesinde biten başımdan geçen enteresan bir olayı anlatacağım. lütfen koltuklarınıza oturun kemerlerinizi bağlayın ve uçuştan zevk almaya bakın.
gece saat 11: 40 civarı ortaköyde viyadük altındaki migrosun karşısında bulunan beşiktaş karate kulübü spor salonundan çıktım, antreman sırasında yediğim dayağın verdiği rahatlıkla ve gevşemeyle birlikte arkadaşla beraber taksime çıkmak için otobüs durağında bekliyoruz. arkadaş nişantaşına evine geçecek şahsım ise gecenin geri kalan kısmını taksimde geçirip götüm götüm evine gidecektir.
efendim, saatinde gelmeyen otobüse edilen küfürlerle birlikte bir sonraki otobüs beklenirken durağa yanaşan içinde 20-21 yaşlarındaki 2 gencin bulunduğu bmw X6 durağın önünde bekleyen bana abi taksime nasıl çıkarız demesiyle benim japon gözler cin gibi açılıp, beni tam bir tahazaki konumundan alpaçino konumuna geçirmiş olup hemencecik '' gençler biz de taksime çıkıyoruz beraber gidelim '' teklifim gençler tarafından memnuniyetle karşılanmış durakta bekleyen pis fakirleri dumura uğratmıştır.
x6 ya bindikten sonra gençlere yol tarafi yaparken şoför arkadaş tam ortaköyden beşiktaşa giden caddeye girmeden arabayı sağa çekmiş abi ben çok alkollüyüm daha ehliyeti 1 ay önce polisten altım alkollüyken yakalanmıştım 7 ay önce , 6 ay el koydular şimdi gene yakalanırsam 2 yıl el koyarlar geç sen kullan arabayı demesiyle arabadan inip benim kapıyı açması bir olmuştur.
olm manyak mısın nasıl kullanırım bunu ben kaza maza yaparsak altından kalkamam hayır olmaz dememe rağmen çocuğun ısrarlı davranıp kaza yaparsan yap be abi benim için önemli şeyler değil bunlar demesiyle şöfor koltuğuna geçtim.
koltuğa oturduktan sonra sanki apollo 11 e binip aya çıkıyoruz,heyecandan '' houston, can you hear me? '' '' is there any problem houston'' sesleri duymaya başladım.
joystick vites le cebelleştikten sonra başladım yavruyu sürmeye aman allaım ne güzellik bu, hemen camı açtım belki ortaköyde bi tanıdık beni görür oha falan çeker diye havalardauım bi kol camdan dışarda sigara yakılmakta muhabbet gani gani dönmekte bir yandan da heyecandan elim ayağım titremekte, pür dikkat yola bakılıp arada bir yandaki arabadan bana bakan pis fakirlerle çok kısa göz teması kurup kafa çevirmem falan triplerin tribini yaşıyorum anlayacağınız.
bizim arkadaş annesinin kalp profesörü olmasının verdiği bünyeyle birlikte bu tip durumlara alışık olduğu için benim yaşadığım heyecanı çektiğim ızdırabı çekmemekte.
yol boyunca yanındaki eleman ile arkamdaki elemanın sürekli ağızlarına bir şey atıp su içmeleri araba kullanmanın verdiği heyecanla dikkatimi o kadar da çekmemişti, taksime çıkana kadar bu işlem devam etti. taksime çıktık ,the marmaranın yanındaki yokuştan inip sağ taraftaki kapalı otoparka arabayı koyduktan sonra elemanlarla vedalaşırken arkadaş hemen kolumdan çekip beni sürüklemeye başladı. elemanlardan uzaklaştık hızlı bir şekilde.
efendim işin iç yüzünü sonradan öğrendim.
bu genç arkadaşlar malesef ki malesef haplanmaktalarmış.
sürekli ağızlarına attıkları şey hapmış. ulan polis bir çevirme yapsa bir indirse arasa arabayı siki tutmuştuk. şahsen ben polis olsam birisi bana şu açıklamayı yapsa
- abi biz ortaköyden spordan çıktık ( spor malzemelerini salonda bıraktık yanımızda malzeme yok) otobüs beklerken bu iki arkadaş yanaştı taksime gidiyorlarmış sonra bizi de aldılar, ortaköyde arkadaşla yer değiştik arabayı bana verdi ben kullandım bizim bunlarla bi alakamız yok dese
altının ortasına uçak tekmeyi öyle bir korum ki fellahı şaşar ipnenin bir daha da kendine gelemez, kim inanır böyle hikayeye
-kadir inanır eehehehehehe
öhöm öhöhöm ciddiyet lütfen biraz ciddiyet yılışmayın, yarın velin gelecek (bkz: forzaquila), yoksa sözlüğe almam seni...
şimdi neresinden yorumlasam bu hikayeyi
-sıcakkanlılığıma mı lanet etsem
- x6 kullandığımamı sevinsem
- polis çevirmediği için mi şükretsem
yoksa altlarına onbinlerce euroluk araba verip uyuşturucu kullanan zengin çocukların ailelerine mi lanet etsem, bilemedim.
bilemedim sevgili sözlük bilemedim, lütfen yardım edin.
şimdi kemerlerimizi çıkartıp o fakir ama güzel hayatımıza geri dönebiliriz...
tahazaki
nisan 2013
alp dağları
geçen cuma günü bu şeytan üçgeninin ortaköy köşesinde başlayıp taksim köşesinde biten başımdan geçen enteresan bir olayı anlatacağım. lütfen koltuklarınıza oturun kemerlerinizi bağlayın ve uçuştan zevk almaya bakın.
gece saat 11: 40 civarı ortaköyde viyadük altındaki migrosun karşısında bulunan beşiktaş karate kulübü spor salonundan çıktım, antreman sırasında yediğim dayağın verdiği rahatlıkla ve gevşemeyle birlikte arkadaşla beraber taksime çıkmak için otobüs durağında bekliyoruz. arkadaş nişantaşına evine geçecek şahsım ise gecenin geri kalan kısmını taksimde geçirip götüm götüm evine gidecektir.
efendim, saatinde gelmeyen otobüse edilen küfürlerle birlikte bir sonraki otobüs beklenirken durağa yanaşan içinde 20-21 yaşlarındaki 2 gencin bulunduğu bmw X6 durağın önünde bekleyen bana abi taksime nasıl çıkarız demesiyle benim japon gözler cin gibi açılıp, beni tam bir tahazaki konumundan alpaçino konumuna geçirmiş olup hemencecik '' gençler biz de taksime çıkıyoruz beraber gidelim '' teklifim gençler tarafından memnuniyetle karşılanmış durakta bekleyen pis fakirleri dumura uğratmıştır.
x6 ya bindikten sonra gençlere yol tarafi yaparken şoför arkadaş tam ortaköyden beşiktaşa giden caddeye girmeden arabayı sağa çekmiş abi ben çok alkollüyüm daha ehliyeti 1 ay önce polisten altım alkollüyken yakalanmıştım 7 ay önce , 6 ay el koydular şimdi gene yakalanırsam 2 yıl el koyarlar geç sen kullan arabayı demesiyle arabadan inip benim kapıyı açması bir olmuştur.
olm manyak mısın nasıl kullanırım bunu ben kaza maza yaparsak altından kalkamam hayır olmaz dememe rağmen çocuğun ısrarlı davranıp kaza yaparsan yap be abi benim için önemli şeyler değil bunlar demesiyle şöfor koltuğuna geçtim.
koltuğa oturduktan sonra sanki apollo 11 e binip aya çıkıyoruz,heyecandan '' houston, can you hear me? '' '' is there any problem houston'' sesleri duymaya başladım.
joystick vites le cebelleştikten sonra başladım yavruyu sürmeye aman allaım ne güzellik bu, hemen camı açtım belki ortaköyde bi tanıdık beni görür oha falan çeker diye havalardauım bi kol camdan dışarda sigara yakılmakta muhabbet gani gani dönmekte bir yandan da heyecandan elim ayağım titremekte, pür dikkat yola bakılıp arada bir yandaki arabadan bana bakan pis fakirlerle çok kısa göz teması kurup kafa çevirmem falan triplerin tribini yaşıyorum anlayacağınız.
bizim arkadaş annesinin kalp profesörü olmasının verdiği bünyeyle birlikte bu tip durumlara alışık olduğu için benim yaşadığım heyecanı çektiğim ızdırabı çekmemekte.
yol boyunca yanındaki eleman ile arkamdaki elemanın sürekli ağızlarına bir şey atıp su içmeleri araba kullanmanın verdiği heyecanla dikkatimi o kadar da çekmemişti, taksime çıkana kadar bu işlem devam etti. taksime çıktık ,the marmaranın yanındaki yokuştan inip sağ taraftaki kapalı otoparka arabayı koyduktan sonra elemanlarla vedalaşırken arkadaş hemen kolumdan çekip beni sürüklemeye başladı. elemanlardan uzaklaştık hızlı bir şekilde.
efendim işin iç yüzünü sonradan öğrendim.
bu genç arkadaşlar malesef ki malesef haplanmaktalarmış.
sürekli ağızlarına attıkları şey hapmış. ulan polis bir çevirme yapsa bir indirse arasa arabayı siki tutmuştuk. şahsen ben polis olsam birisi bana şu açıklamayı yapsa
- abi biz ortaköyden spordan çıktık ( spor malzemelerini salonda bıraktık yanımızda malzeme yok) otobüs beklerken bu iki arkadaş yanaştı taksime gidiyorlarmış sonra bizi de aldılar, ortaköyde arkadaşla yer değiştik arabayı bana verdi ben kullandım bizim bunlarla bi alakamız yok dese
altının ortasına uçak tekmeyi öyle bir korum ki fellahı şaşar ipnenin bir daha da kendine gelemez, kim inanır böyle hikayeye
-kadir inanır eehehehehehe
öhöm öhöhöm ciddiyet lütfen biraz ciddiyet yılışmayın, yarın velin gelecek (bkz: forzaquila), yoksa sözlüğe almam seni...
şimdi neresinden yorumlasam bu hikayeyi
-sıcakkanlılığıma mı lanet etsem
- x6 kullandığımamı sevinsem
- polis çevirmediği için mi şükretsem
yoksa altlarına onbinlerce euroluk araba verip uyuşturucu kullanan zengin çocukların ailelerine mi lanet etsem, bilemedim.
bilemedim sevgili sözlük bilemedim, lütfen yardım edin.
şimdi kemerlerimizi çıkartıp o fakir ama güzel hayatımıza geri dönebiliriz...
tahazaki
nisan 2013
alp dağları
yeni bir prezervatif markası ismi gibi oluşum...
şu an çalışmayı bıraksa ömür boyu yetecek paraya sahip olan futbolcu
şahsen benim canım acıdı, yıldırım demirören seni nufusuna da alsın...
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2013/03/29/besiktasin-ferrariye-odeyecegi-rakam
şahsen benim canım acıdı, yıldırım demirören seni nufusuna da alsın...
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2013/03/29/besiktasin-ferrariye-odeyecegi-rakam
bir yazı okumuştum
wesley sneijer hollandalı, drogba fildişili ama sabri galatasaraylı diye.
adam galatasaraylı harbiden.
hala bazı andavallar tarafından trübinde taşşak malzemesi yapılan top ayağına geldiğinde gülüşen insanlar var.
adamın oynadığı futbolu tartışırsın fakat bu adam oynadığı takım için elinden gelen her şeyi yapıyor mu yapmıyor mu?
milyonlarca eurolara transfer edilip havalimanlarında omuzlara alındıktan sonra tekrar milyonlarca euro tazminat alıp giden yabancılara sesi çıkmayan orospu çocuklarının sabri gibi bir adama sahip çıkmaması normaldir, yukarıda da bahsettiğim gibi adam zaten orospu çocuğu.
ferrari gibilere 8 milyon verip beşiktaşlı yapacağımıza, sabri gibi 11 tane adamımız olsun yeter ki beşiktaşlı olsun, adam olsun adam gibi mücadele etsin, çok iyi olmasa da olur. biz onun sahadaki mücadelesini azmini görelim yeter...
şimdi dağılabilirsiniz, newcastlecım sen kal lütfen senle bir şey konuşmam lazım...
wesley sneijer hollandalı, drogba fildişili ama sabri galatasaraylı diye.
adam galatasaraylı harbiden.
hala bazı andavallar tarafından trübinde taşşak malzemesi yapılan top ayağına geldiğinde gülüşen insanlar var.
adamın oynadığı futbolu tartışırsın fakat bu adam oynadığı takım için elinden gelen her şeyi yapıyor mu yapmıyor mu?
milyonlarca eurolara transfer edilip havalimanlarında omuzlara alındıktan sonra tekrar milyonlarca euro tazminat alıp giden yabancılara sesi çıkmayan orospu çocuklarının sabri gibi bir adama sahip çıkmaması normaldir, yukarıda da bahsettiğim gibi adam zaten orospu çocuğu.
ferrari gibilere 8 milyon verip beşiktaşlı yapacağımıza, sabri gibi 11 tane adamımız olsun yeter ki beşiktaşlı olsun, adam olsun adam gibi mücadele etsin, çok iyi olmasa da olur. biz onun sahadaki mücadelesini azmini görelim yeter...
şimdi dağılabilirsiniz, newcastlecım sen kal lütfen senle bir şey konuşmam lazım...
eğer old traffordaysanız maçtan önce stadda anons yaptırıp arkadaşınızı bulabiliyorsunuz...
çevremde parfüm kullanan erkek olmadığı için kolonya ile destek vereceğim liste...
vitesli bisikletse hemen vites değiştirip zinciri yerine takmasınızı sağlar, yok eğer vitessizse bisikleti ters çevirmek farz olmuştur...
ispanyolların yediği mezeler bütününe verilen addır.
bizdeki gibi küçük tabaklarda ortaya konulur , türlü türlü mezeleri var yani çeşit bol, bizdeki herhangi bir yemeği düşünün ve onun çeyrek porsiyonunu küçük bir tabağa koyun, koyup müştetiye kakalayın tarzı bir şey bence, bizdeki mezeler le kıyaslayınca bana göre zayıf kalıyor. bi tabakta 6 tane yuvarlak misket köfte ne lan, tabağını 15 milyondan satıyorlar, neyse efendim gene atarlandım. herkes kendi tabağına alır ve ufak ufak dilimlenmiş ekmeklerle yer falan tarzı bi olay sevgili gurme dostlarım.
ben bunu çok uzun zaman önce ecnebi memleketin birinde yemiştim, yanlız ismi aklımda kalmamış. dünde bir arkadaş taksim tünel que tal diye bir tapas restoranına çağırınca hadi gidek dedik tapasımızı yeriz muhabbet olur.
gitmeden önce bir ön araştırma yaptıktan sonra ve flash backlerim devreye girince bu tapas denen yemeği hatırladım. fiyat lezzet ve karın doyurma analizini beynimde 30 saniye yaptıktan mekana gidilip yemek yememe kararını aldım.
taksim meydanın çıktıktan sonra istiklal caddesine yönelmek yerine saat 11 yöündeki kızılkayalara yönelip 2 adet tavuk döner 1 ıslak ve 1 ayran patlattım misler gibi verdim 10 milyonumu çıktım.
buluşma saatine kadar istiklalden tünele doğru hafifi hafif sigaramı tüttüre tüttüre yürüdüm, yok böyle bir zevk arkadaşlar, yarın gene yapacam, eşlik etmek isteyen varsa özelden mesaj atsın yanlız fikir benden çıktığı için sigaralar da gelecek arkadaştan ona göre mesaj atın, pazarlık yoktur.
mekana vardık, çıkardık üstümüzü menüyü elimize aldık aman allahım demedim çünkü fiyatlar tahmin ettiğim gibiydi. hadi o fiyatlara karının doysa amenna lakin bu tapas denilen şey tam bir atıştırmalık arkadaş. her tapas tapağı yaklaşık 15-16 lira. 6-7 çeşit tapas alsan yanında içecekler falan baya bi hesap çıkacak arkadaş.
kimse kusura bakmasın biz mc donalds da pazartesi ve perşembeyi 1 menü alana bi menü bedava diye iple çeken bir nesildik. en büyük lüksümüz kolayı patatesi bi boy büyük almaktı.
şahsım ise daha önceden dayanamayıp yemek yediğini söyleyip tüm ısrarlara rağmen yemeğe dahil olmamıştır. ben de hava atmak için masaya 2.5 litrelik diet cola açtırdım, gidene kadar onu içitim.
günün sonunda ben hariç 3 kişi masadan aç karnına kalkıp yaklaşık 150 tl hesap ödeyip gittik.
ama gün orda bitmemiş bu sefer aç kalan arkadaşlar meydandaki bambi de kişi başı 10 tl ye açlıklarını giderdiler.
velhasıl kelam tapas denen olay bir ispanyol kültürüymüş. tamamen doymak için değil akşam atıştırmalık bir olaymış. bu tapas denen mezelerin bir çoğunu annelerimizin önüne tarifini verdiğin zaman öyle bir yaparki, yedikten sonra flamengo bile yaparsın, boğa güreştirirsin.
aşçıyı kafalayıp çok da gizli olayan tapas tariflerini aldım, neden kartal sözlük 1. tapas günü yapmayalım...
bizdeki gibi küçük tabaklarda ortaya konulur , türlü türlü mezeleri var yani çeşit bol, bizdeki herhangi bir yemeği düşünün ve onun çeyrek porsiyonunu küçük bir tabağa koyun, koyup müştetiye kakalayın tarzı bir şey bence, bizdeki mezeler le kıyaslayınca bana göre zayıf kalıyor. bi tabakta 6 tane yuvarlak misket köfte ne lan, tabağını 15 milyondan satıyorlar, neyse efendim gene atarlandım. herkes kendi tabağına alır ve ufak ufak dilimlenmiş ekmeklerle yer falan tarzı bi olay sevgili gurme dostlarım.
ben bunu çok uzun zaman önce ecnebi memleketin birinde yemiştim, yanlız ismi aklımda kalmamış. dünde bir arkadaş taksim tünel que tal diye bir tapas restoranına çağırınca hadi gidek dedik tapasımızı yeriz muhabbet olur.
gitmeden önce bir ön araştırma yaptıktan sonra ve flash backlerim devreye girince bu tapas denen yemeği hatırladım. fiyat lezzet ve karın doyurma analizini beynimde 30 saniye yaptıktan mekana gidilip yemek yememe kararını aldım.
taksim meydanın çıktıktan sonra istiklal caddesine yönelmek yerine saat 11 yöündeki kızılkayalara yönelip 2 adet tavuk döner 1 ıslak ve 1 ayran patlattım misler gibi verdim 10 milyonumu çıktım.
buluşma saatine kadar istiklalden tünele doğru hafifi hafif sigaramı tüttüre tüttüre yürüdüm, yok böyle bir zevk arkadaşlar, yarın gene yapacam, eşlik etmek isteyen varsa özelden mesaj atsın yanlız fikir benden çıktığı için sigaralar da gelecek arkadaştan ona göre mesaj atın, pazarlık yoktur.
mekana vardık, çıkardık üstümüzü menüyü elimize aldık aman allahım demedim çünkü fiyatlar tahmin ettiğim gibiydi. hadi o fiyatlara karının doysa amenna lakin bu tapas denilen şey tam bir atıştırmalık arkadaş. her tapas tapağı yaklaşık 15-16 lira. 6-7 çeşit tapas alsan yanında içecekler falan baya bi hesap çıkacak arkadaş.
kimse kusura bakmasın biz mc donalds da pazartesi ve perşembeyi 1 menü alana bi menü bedava diye iple çeken bir nesildik. en büyük lüksümüz kolayı patatesi bi boy büyük almaktı.
şahsım ise daha önceden dayanamayıp yemek yediğini söyleyip tüm ısrarlara rağmen yemeğe dahil olmamıştır. ben de hava atmak için masaya 2.5 litrelik diet cola açtırdım, gidene kadar onu içitim.
günün sonunda ben hariç 3 kişi masadan aç karnına kalkıp yaklaşık 150 tl hesap ödeyip gittik.
ama gün orda bitmemiş bu sefer aç kalan arkadaşlar meydandaki bambi de kişi başı 10 tl ye açlıklarını giderdiler.
velhasıl kelam tapas denen olay bir ispanyol kültürüymüş. tamamen doymak için değil akşam atıştırmalık bir olaymış. bu tapas denen mezelerin bir çoğunu annelerimizin önüne tarifini verdiğin zaman öyle bir yaparki, yedikten sonra flamengo bile yaparsın, boğa güreştirirsin.
aşçıyı kafalayıp çok da gizli olayan tapas tariflerini aldım, neden kartal sözlük 1. tapas günü yapmayalım...
senin gülen yüzüne kurban bu serseri kalbim dedikten sonra oluştuğunu tahmin ettiğim gülüştür...
basketbolun liverpool faciası, üzüntü verici. biz kahroluyoruz, takımı bu hale getirenler utansın...
öğrenciyken bazen balmumcudan gümüşsuyuna kadar beni yürüten, dişimi sıktığım çaresizliğim.
uzun zamandır yürümemiştim o yolu. çünkü artık bi işim var.
bugün bi arkadaşım tünelde yemeğe çağırdı 8:30 da. aklıma o günler geldi. saat 7:30 da çıkıp gene yürüyeceğim o yolu. yıldızteknik, saitçiftçi,beşiktaş meydan, kazan, dolmabahçe,gümüşsuyu,taksim ,tünel. bu sefer keyifle yüreceğim. keyfime keyif katacak sigara da içeceğim sırtımda t cetveli olmadan.
bu arada tapas ne lan? ben hiç yemedim ki. eğer beğenirsem belki anneme de 2 kilo alırım gelirken...
uzun zamandır yürümemiştim o yolu. çünkü artık bi işim var.
bugün bi arkadaşım tünelde yemeğe çağırdı 8:30 da. aklıma o günler geldi. saat 7:30 da çıkıp gene yürüyeceğim o yolu. yıldızteknik, saitçiftçi,beşiktaş meydan, kazan, dolmabahçe,gümüşsuyu,taksim ,tünel. bu sefer keyifle yüreceğim. keyfime keyif katacak sigara da içeceğim sırtımda t cetveli olmadan.
bu arada tapas ne lan? ben hiç yemedim ki. eğer beğenirsem belki anneme de 2 kilo alırım gelirken...
kura sonucunda dingoc ve forzaquila ile ölüm gurubuna düştüğüm organizasyon...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?