tahazaki

ziya şengül'ün yaşından başından utanmayıp giriği diyalogları görünce stand up havasında izelenen program...

ayıp rüyalardır...

bir kadının ofsaytı tamamen anlaması için kesinlikle izlettirilmesi gereken maçtır...

yalan söylemek...

bana aşık galiba, habire kazağımdan çekiştiriyor...

not : alıntıdır...

hafızayı güçlendiren , zihni açık tutan renk.

vakti zamanında tek kişilik küçük kapalı hücrelerde hapis yatan insanlar gardiyanlardan maydonoz isterlermiş, saatlerce maydonoza bakıp hafızayı ve zihni açık tutmak için.

işte böyle bir renktir...

sözlükte çok hızlı bir şekilde entry değerlendirmesinin yükseldiği liste, ilk 5 yazar toplamda 2500 defa + oy kullanmış, verilen - ve :0 oylar hariç, diğer arkadaşların da buna katılması dileğiyle , sözlük kalitesi açısından çok önemli bir listedir, entry'i okuyup değerlendirme yapmamak çok zor olmasa gerek, siz oy kullanın ki yazarlar da ona göre daha kaliteli ve güzel entryler yazsın...

not: + oy vermeye bu entryden başlayabilirsiniz, hadi (bkz: dingoc) siftah senden gelsin...

x5 modeli ful otomatik hatta acayip otomatik bir araçmış, acı bir tecrübeyle bunu da öğrendim. .

x6 tecrübelerimi #255122 nolu entryde uzun uzun anlatmıştım, bu olayda x5 tecrübemi siz sevgili izleyicelere anlatacağım.

bizim patronda var bu araçtan, ful otomatik opotomatik bir araç öyle ki aracı park ettikten sonra her iki taraftaki aynalar da otomatik olarak kapanıyormuş.

neyse bizim patronun şoförü aydın abi arabayı parketti ben de hemen yanında bittim aracın falan, aracı inceliyorum, aydın abi araçtan indi kapıları kapattı falan ben de bizim külüstür clio'dan kalma alışkalıkla park edilmilş bir aracın aynasını elimle, manuel olarak ( yazar burda üstün ingilizce bilgisine atıfta bulunuyor) x5'in şoför tarafındaki aynasını vay aq'yum birisi gelir aynaya çarpar diyerekten kapattım, kapatırken de çatur çutur ses geldi aynadan, çatur çutur seslere aydın abinin küfürleri karışınca ben bi bok yediğimi anladım, aydın abi ''ulan gerizekalı onlar zaten otomatik kapanıyor, sıçtın aynanın içindeki mekanizmaya'' dedi, geçen gün arızalanmış yaptırmaya götürmüş 700 tl,, evet yanlış duymadınız 700 tl fiyat biçmişler aynaın tamirine, ulan şimdi otomatik kapanan ayna manuel bile kapanmıyor , zar zor kapanan aynayı elimizle açtık , olayı kimse bilmiyor, aydın abi ile aramızda bu olay, götüm götüm terliyorum patron farkedip ağzıma sıçacak diye, aydın abiye kişisel olarak rica ettim aramızda kalsın diye, tamam aslanım ben hallederim dedi, aydın abi işe gelirken sigara paketi almıyor artık, tahazaki ver bi sigara diyor, al abi köpeğin olsun diyorum , o isteyince başkasına da veriyorum , anlayacağınız aydın abi günde paket almadan yarım paket sigara çiyor ama bu konuda benim rekorum üniversite 3. sınıfta paket almadan günde 2 paket sigara içme rekorudur, aydın abi onu kıracak.

kısacası muazzam bir araçtır, benim de kesinlikle uzak durmam gereken araçlar.

eğer patronun haberi olursa kesin ipnenin maaşından der.

sonuç olarak bu ülkede bi çok insan bir aynanın tamir parasına çalışıyorlar. evet siktiğimin bir aynanın tamir parasına insan 4 kişilik aile geçindiriyor, ben böyle dünya düzenine sıçıyım.

yapsın birisi tamamen türk aracı, 20 yıl vadeli krediyle o aracı almazsam o ayna bana girsin...

kullanım bakımından yanlış bir ifadedir, bu kullanım biraz iğrenme duygusunu belirtir.

mesela yunan hakem demez ilker yasin, yunanlı hakem der

millet olarak yunan kelimesini pek kullanmayız , onlar ''yunanlı'' dır.

mesela hiç ''bulgarlı'' duydunuz mu veya ''makedonlu'', duymadınız, ben de duymadım.

yunanlı futbolcu, yunanlı hakem, yunanlılıar, yunan sporcu falan derken farkında olmadan küfür olmayan bir küfür kullanıyoruz.

yani işin sonuç bölümüne gelirsek ''orospu çocuğu'' diyemediğimiz için yunanlı deriz...

not : rusluyum

iç anadolu bölgesinde yer alan boktan bir ilimiz. ( babam karamanlı ordan bilirim), insanları zengindir, işsizlik yok denecek kadar azdır, püskevit fabrikalarıyla ünlüdür, çoğu ailenin genelde bağı bahçesi vardır, yaz akşamlar bu bahçelerde zaman geçirirler, insanları kabadır, hiç kimseyi bunlardan iyi bilemezsiniz, her şeyi onlar bilirler ( babam amcalarımdan eşten dostan akrabadan biliyorum)

türkçenin konuşulabilecek en kaba çirkin aksanını konuşurlar.

kendim de karamanlıyım , kendimi bile sevmem, o ortamı görmüş biri olarak istanbulda yetiştiğime şükrediyorum...

not: evliya çelebiden alıntıdır...

eğer su altında çalışıyorsanız

1- oksijen tüpü
2- su geçirmez termal kıyafet ( bunun içinde gözlük ve solunum ekipmanları dahildir)
3- palet

eğer şantiye oramında çalışıyorsanız olmazsa olmazlarınız

1- çelik burunlu iş ayakkabısı
2- ce standartlarında baret
3- ce standartlarında koruyucu gözlük
4- gürültülü ortamlarda çalışılması durumunda ce standartlarında gözlük
5- tozlu ortam olma ihtimaline karşı ce standartlarında toz maskesi

eğer zenciyseniz

1- abi ben zencilerin giyipte yakışmadığı bir şey görmedim, ne giyerseler giysinler çok yakışıyor adamlara
bir adama pembe takım elbise yakışır mı demeyin abi, adamlara pembe takım elbise bile yakışıyor...

şahsımda olduğunu sandığım zanaatti ama kızlar üzerinde denemeye kalkınca (bkz: çileden çıkarma) zanaatine sahip olduğumu anladım geçte olsa.

sonuç : suratıma yediğim tükürük, ruj tadı alıyorum şu an ...

potasyum bakımından en zengin besinlerden biridir, beyin hücrelerin geç yaşlanmasında etkilidir.

ayrıca annenin ilkoulda beslenmede çok istediğim halde yanıma koymadığı meyvedir , oğlum alamayan vardır diğerlerinin canı çeker diye ömrü hayatım boyumca dışarda muz yememe müsade etmemiştir.

bu kişi kardeşimdir, ben daha o noktaya gelemedim, sadece çoraplarımı çıkarıp top haline getirdikten sonra fırlatıp söndürme aşamasındayım...

not: hayırlı cumalar

genç semih'ten ''genç'' ibaresini alıp önümüzdeki 20 yıl boyunca taşıyacak olan oyuncu gibime geliyor...

lise son sınıfta istanbulda bi hanın 2. katında bulunan cafeye gitmek için tam hanın girişinde 2 ağar abinin 'birader bakar mısın 2 dakka' demesiye asansörün oraya çekilmem sonrasında ağar abilerden bitanesinin yanındaki çiçeği gösterip ''aha bunu 4. kattaki aynur hanım'a götür'' demesiyle beni çiçekçi kılığına sokmaları, sonrasında 4. kattaki avukatlık bürosuna çıkıp aynur hanımı bulup çiçeği takdim etme esnasında aynur hanım'ın atarlanıp ortalığı velveleye vermesi daha sonra sesler üzerine gelen diğer avukat sandığım tiplerin beni oracıkta sorguya çekmeleri ' abi ben çiçekçiyim ' demem ve çiçekle beraber beni geri göndermeleri, çiçeği daha sonra 3. katta bırakıp 2. kattaki kafeye gitmem, 3 saat boyunca korkumdan aşağı inip ağar abilere durum raporu verme korkusuyla püsüp kalmam. aynur hanım'a çiçeği takdim etme esnasında alacağım bahşişi hesaplayıp günü çıkarma sevincimin kabusa dönüşmesi...

şampiyonun cska moskova olacağı sezon...

mario balotelli antremanını izlerken kendinden imza isteyen çocuğa '' bu saatte okulda olman gerekiyor burda ne işin var? '' sorusuna karşılık çocuğun '' okuldan uzaklaştırıldım'' demesiyle balotellinin antremandan sonra çocuğun annesiyle okul müdürüne gidip elemanı tekrar okula aldırması...

bi '' kankaa'' hiç değil...

hayatımda pek fazla kişiden nefret etmedim, kin gütmedim ama bu adam sayesinde şu ana kadar hiç yapmadığım bir şeyi de yapmış oldum; iğreniyorum bu adamdan, evet iğreniyorum, bu adam bana iğrençlik duygusunun nasıl olduğunu tattırdı.

şu an ağzımda tükürüğümü biriktiyorum, bilin bakalım ne için?

kendisinin 4 tane evladı var, inşallah o kızın annesinin çektiği ızdırabı yaşamaz, inşallah birisi de onun oğlunun avucuna para sıkıştırmaz diyorum çünkü benim ettiğim dua da kabul olmaz ...