2011 yılından beri süper ligde düdük çalıyor bugünkü sivas-beşiktaş maçına kadar 6 maçta 33 sarı kart göstermişti. İlk kırmızıyı bu maçta haklı olarak çıkarrtı.maçı çok iyi yönettiğini söyleyebilirim ve gelecek için de çok iyi sinyaller verdi.
23 şubat 2013 sivasspor beşiktaş maçında gerçek performasını gösterip 3 puana büyük katkı yapmıştır. Umarım artık gerçek performasında devam eder.
fizik olarak gün be gün hazır hale geliyor...iddia ediyorum fenere 2 tane sallar.
(bkz: ne kadar ekmek o kadar köfte)
kendisinden asla haz etmesem bile, artık kaleye geçmesini düşünüyordum ancak bu yeteneksiz adam ne kadar yüreksiz bir kişilik olduğunu bir kez daha kanıtladı. Mcgregor moral olarak en alt seviyede doğal olarak, hem onun biraz dinlenmesi gerek kafaca toparlanması için, hem de cenk bu süreçte gösterdiği performans ile belkide kale benim diyebilir.Ama nerdeeee, o milyon dolarları alıp , yan gelip yatmayı tercih ediyor. Beyefendi yine ufff olmuş, ulan bir kaleci kariyeri boyunca 2 bilemedin 3 kez sakatlanır bu adam maç oynamadan sakatlanıyor ??.nerede sakatlandı? nasıl sakatlandı? kendisine bir fırsat gelmiş, ama o bunu yine tepiyor çünkü kaleci yeteneklerinin sınırlı olması bir yana yürek hiç yok bu adamda . sezon sonunda geldiği yere gönderilir inşallah , yüreksiz adamlar ile yola çıkılmaz hele ki kale hiç emanet edilemez.
ntv radyoda, gürcan bilgiç ile beraber çift forvet programında yer almaktadır. ancak kendisi farkılı şeyler söylemeye çalışırken, yani futbol güzel oyun falan derken biraz saçmalamaya ve gereksiz polimiklere girmektedir.kendisi beğendiğim bir yazar ve iyi bir beşiktaşlı ama kötü bir radyocu.
cehalet. her konuda
en kısa zamanda başka bir gönderilmesi dilediğim futbolu. her sezon en az ağır vucüdü nedeniyle 7-8 hafta adele sakatlığı yaşayan. bitiricilik konusunda veli kavlak ile yarışan bir adam. takıma niang gibi önemli bir forvet alınmışken, ayrıca mustafa'nın geri dönüşüyle beraber kendisinin zaten kadroda yer bulması zor gözüküyor. yaşı daha fazla ilerlemeden , iyi bir fiyata satılırsa çok hayırlı olacaktır.
bir semttir aslında, ama aması var, o çocukluğunda dolabına yapıştırdığın bir çıkartmadır , bayram harçlıklarını biriktirerek sokak satıcısından aldığın ilk bayraktır, saatlerce bilet kuyuğunda beklerken beynine yer eden köfte ekmek kokusudur, kadıköy-beşiktaş motorunun sesidir martıların eşlik ettiği. en çocuksu sevinçlerindir, en büyük hayal kırıklıklarıdır... uykusuz gecelerdir bazen , sevinç şarkılarıdır, en mutsuz anında umudundur. Yaşamaktır beşiktaş, hayattır.....
gereksiz ötesi bir transferdir. asla jerrells'tan iyi değildir. ayrıca şu anki rotasyon içersinde de gereksizdir. zira 1 numarada tutku, can ve 2 numarada ewing, muratcan gibi adamlar var iken fark yaratamayacak bu tip kısa bir adama ihtiyaç yok. bu noktada gereken adam içeride sayı üretebilecek bir uzundur.
İspanyol futbol tarihinde 1,15 gol ortalaması tutturmuş, ve rekoru halen kırılamamış efsane oyuncu. Kariyerinin büyük bir bölümün real oviedo'da geçirmiş, 1992 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Beşiktaş taraftarı yıllardır hakemlerden muzdariptir, ancak MHK'nin başında gerçek bir beşiktaşlı Zekeriya Alp geldiği zaman bu durumun değişeceğini umuyordum ancak fena halde yanıldım. Sonuçta beşiktaşı kendisine mahkum etmiş ( o tüp zeka öyle sanıyor ama beşiktaşı kimse mahkum edemez.) bir insan federsyonun başındayken.
Ligin ilk yarısında ki skandal hakem hatalarını bir yana bırakarak, ligin ikinci yarısında beşiktaşa yapılan haksızlıkları bir sıralayalım.(Bunlar hakem hatası felan değil açık seçik haksızlıktır.)
1) Bismillah ilk maç , rakip İBB şapkadan Serkan Çınar diye bir adam çıkar. İBB'nin ilk golünden önce Almeidaya yapılan açık faulu veremez ve gol gelir. Beşiktaş maçı 2-1 yapar ama , Serkan Çınar yine sahne alır DOKA'nın göğüs möğüs değil kabak gibi eliyle aldığı topa deva der ve fahiş bir hata daha yapar. Maç 2-2 biter, gider 2 puan.
2) Burada söylemeden geçemeyeceğim Tolga Özkalfa benim yıllardır gördüğüm en ortada derbiyi yönetir ve Beşiktaşımızı ilk kez bir derbi müsabakasında rakibine ezdirmez ve bolca eleştiri alır bu nedenle.
3) Rakip Karabüktür. Yunus Yıldırım aşırı sertliğe göz yumar, kırmızı gösterdiği oyuncuyu 3 pozisyon önce atması gerekirken atamaz , sonunda yapacak bişeyi kalamaz ve atar. Hem yan hakem hem de kendisi Lua Lua'nın açık faulunu göremez (hem rıdvan, hem serdar tatlı hemde bülent yavuz pozisyonun faul olduğunu belirtti.) maç 2-2 olur. Sağdan kesilen ortada Sinanın içeri çevirdiği topta yan hakem Mehmet Şahan Yılmaz , kurallarda topun tamamı geçmesi lazım yazmasına rağmen, topun en ufak bir bölümün dışarda olmadığı pozisyonda akla durgunluk veren kararı ile golü iptal eder. Gitti 2 puan.
4)Rakip Gazianteptir, yan hakem doğru bir kararla antepli futbolcuyu dirsek attığı için oyundan attırır. Barış Şimşek denen hakem bozuntusunun tüm ayarı bozulur. İkinci yarı toplam 9 sarı kart gösterir(özellikle beşiktaşa gösterdiği iki sarı kartta bırakın karı müdahale bile yoktu.), kırmızı kart pozisyonunda en az 2 dakika oyun durur, ekrem sakatlanır , .Toplam 4 oyuncu değişir ama uzatma 3 dakikadır, en az 6 dakika olması gerekirken. Aynı barış hoca , beşiktaş -eskişehir maçında 82. dakikda tartışmalı bir penaltı verir ve maça 5 dakika ekleyerek eskişehirin 90+4 de gol atmasını sağlar. Ayrıca bu maçta antepin golünü atan Rostand hem de sarı kartı varken 83. dakikada veliye herkesin gözü önünde dirseği çakar ve direkt kırmızı kart görmesi gerekirken, sarı kart bile görmez ve oyunda kalır.
Hakem hataları olabilir ancak Bursa-Galatasaray maçında Bursanın nizami golü güme gider, trabzon fenerbahçe maçında ismi lazım değil (aslında okkalı bir küfürü hak eden) sözde yan hakem trabzonun buz gibi golün vermez, (fenerbahçenin geride olduğu son iki kadıköy maçında 6 dakika uzatma verilir ve elazığ maçında 1 puan böylece kazanılır.( aynı hakem beşiktaş-galatasaray maçında burağın pozisyonu yaratmıştır. Ayrıca fenerbahçe bu maçta ofsaytla ilk golü bulur. Yani bazı takımlar hep hakem hataları ile kazanırken beşiktaşımızın sadece iknci yarıda 6 puan kaybetmesi kabul edilemez.
Not: Barış Şimşek gördğüm en aciz hakemdir, bu maça 3 dakkika uzatma vermek ayıptır günahtır. Ayrıca veliyi nakavt eden adamı oyunda tutup golü atmasını sanırım başkanı ile birlikte kutlamıştır. Ve idda ediyorum 2 hafta içersinde galatasaray veya fenerbahçe maçına atanacaktır.Ayrıca o yan hakemin adı ASIM YUSUF ÖZ
Ligin ilk yarısında ki skandal hakem hatalarını bir yana bırakarak, ligin ikinci yarısında beşiktaşa yapılan haksızlıkları bir sıralayalım.(Bunlar hakem hatası felan değil açık seçik haksızlıktır.)
1) Bismillah ilk maç , rakip İBB şapkadan Serkan Çınar diye bir adam çıkar. İBB'nin ilk golünden önce Almeidaya yapılan açık faulu veremez ve gol gelir. Beşiktaş maçı 2-1 yapar ama , Serkan Çınar yine sahne alır DOKA'nın göğüs möğüs değil kabak gibi eliyle aldığı topa deva der ve fahiş bir hata daha yapar. Maç 2-2 biter, gider 2 puan.
2) Burada söylemeden geçemeyeceğim Tolga Özkalfa benim yıllardır gördüğüm en ortada derbiyi yönetir ve Beşiktaşımızı ilk kez bir derbi müsabakasında rakibine ezdirmez ve bolca eleştiri alır bu nedenle.
3) Rakip Karabüktür. Yunus Yıldırım aşırı sertliğe göz yumar, kırmızı gösterdiği oyuncuyu 3 pozisyon önce atması gerekirken atamaz , sonunda yapacak bişeyi kalamaz ve atar. Hem yan hakem hem de kendisi Lua Lua'nın açık faulunu göremez (hem rıdvan, hem serdar tatlı hemde bülent yavuz pozisyonun faul olduğunu belirtti.) maç 2-2 olur. Sağdan kesilen ortada Sinanın içeri çevirdiği topta yan hakem Mehmet Şahan Yılmaz , kurallarda topun tamamı geçmesi lazım yazmasına rağmen, topun en ufak bir bölümün dışarda olmadığı pozisyonda akla durgunluk veren kararı ile golü iptal eder. Gitti 2 puan.
4)Rakip Gazianteptir, yan hakem doğru bir kararla antepli futbolcuyu dirsek attığı için oyundan attırır. Barış Şimşek denen hakem bozuntusunun tüm ayarı bozulur. İkinci yarı toplam 9 sarı kart gösterir(özellikle beşiktaşa gösterdiği iki sarı kartta bırakın karı müdahale bile yoktu.), kırmızı kart pozisyonunda en az 2 dakika oyun durur, ekrem sakatlanır , .Toplam 4 oyuncu değişir ama uzatma 3 dakikadır, en az 6 dakika olması gerekirken. Aynı barış hoca , beşiktaş -eskişehir maçında 82. dakikda tartışmalı bir penaltı verir ve maça 5 dakika ekleyerek eskişehirin 90+4 de gol atmasını sağlar. Ayrıca bu maçta antepin golünü atan Rostand hem de sarı kartı varken 83. dakikada veliye herkesin gözü önünde dirseği çakar ve direkt kırmızı kart görmesi gerekirken, sarı kart bile görmez ve oyunda kalır.
Hakem hataları olabilir ancak Bursa-Galatasaray maçında Bursanın nizami golü güme gider, trabzon fenerbahçe maçında ismi lazım değil (aslında okkalı bir küfürü hak eden) sözde yan hakem trabzonun buz gibi golün vermez, (fenerbahçenin geride olduğu son iki kadıköy maçında 6 dakika uzatma verilir ve elazığ maçında 1 puan böylece kazanılır.( aynı hakem beşiktaş-galatasaray maçında burağın pozisyonu yaratmıştır. Ayrıca fenerbahçe bu maçta ofsaytla ilk golü bulur. Yani bazı takımlar hep hakem hataları ile kazanırken beşiktaşımızın sadece iknci yarıda 6 puan kaybetmesi kabul edilemez.
Not: Barış Şimşek gördğüm en aciz hakemdir, bu maça 3 dakkika uzatma vermek ayıptır günahtır. Ayrıca veliyi nakavt eden adamı oyunda tutup golü atmasını sanırım başkanı ile birlikte kutlamıştır. Ve idda ediyorum 2 hafta içersinde galatasaray veya fenerbahçe maçına atanacaktır.Ayrıca o yan hakemin adı ASIM YUSUF ÖZ
Haberde de yer aldığı üzere, ıslıklanan İskoç Mcgregor'un bile nomal karşıladığı, insani ve medeni tepki.
http://www.haber1903.com/Besiktas-9544-taraftar_cok_hakli.html
http://www.haber1903.com/Besiktas-9544-taraftar_cok_hakli.html
Biliyorum şimdi çoğunluk onun adı yan hakem değil, yardımcı hakem diyecektir ama aslında o yan hakemdir. Eskiden de öyleydi şimdi de öyle. Ancak arada dağlar kadar fark var.
Şöyle ki eskiden yan hakem, orta hakem ayrımı yoktu, yani eskiden olsa cüneyt çakır veya fırat aydınus'u da pek tabii yan hakem olarak görebilirdik. Aslında eskiden sistem şöyle işlerlerdi, yavaş yavaş parlayan hakemler, 4 büyüklerin maçlarında yan hakem olarak görevlendirilir hem ortama ısındırlırlar hem de tecrübeleri artardı. bu maçlarda başarılı olanlar orta hakem olarak maçlara atanırdı, ayrıca önemli kritik maçlarda yan hakemler de tecrübeli hakemlerden seçilridi.Ben erman toroğlu veya sadık deda'nın yan hakem olark görev yaptığı maçları izlediğimi hatırlıyorum.
Ancak sonra adı değişti yan hakem oldu yardımcı, sorumluluk verdiler yani hakeme daha çok yardım et denildi, ama unutulan şu oldu ki bu adamlar asla sahaya girmedi çizgnin dışında oldular hep ellerinde bayrakları ile , yani pozisyon süzmeleri , oyunun ruhunu bilmeleri eksik kaldı hep. Orta hakemleri ateşe attılar ayrıca ironik olarak asla notları açıklanmamaya başladı.
Zaten adamın orta hakem olayım, yani esas oğlan olayım derdi de kalmadı , elinde bayrağı kalakaldı.
Sonuç dün trabzon'un buz gibi golünü veremeyen daha doğrusu göremeyen adı lazım değil yan hakem, burak'ın kendisini atmasını süzememesi gibi olayın nerede gerçekleştiinden bile haberder olamadı, ve maçın kaderiyle oynadı ama maç almaya devam etti. O maç sonrasında da akıllarda bülent yıldırım kaldı çünkü esas oğlan oydu, öbürü çizginin dışında kalmıştı.
Şöyle ki eskiden yan hakem, orta hakem ayrımı yoktu, yani eskiden olsa cüneyt çakır veya fırat aydınus'u da pek tabii yan hakem olarak görebilirdik. Aslında eskiden sistem şöyle işlerlerdi, yavaş yavaş parlayan hakemler, 4 büyüklerin maçlarında yan hakem olarak görevlendirilir hem ortama ısındırlırlar hem de tecrübeleri artardı. bu maçlarda başarılı olanlar orta hakem olarak maçlara atanırdı, ayrıca önemli kritik maçlarda yan hakemler de tecrübeli hakemlerden seçilridi.Ben erman toroğlu veya sadık deda'nın yan hakem olark görev yaptığı maçları izlediğimi hatırlıyorum.
Ancak sonra adı değişti yan hakem oldu yardımcı, sorumluluk verdiler yani hakeme daha çok yardım et denildi, ama unutulan şu oldu ki bu adamlar asla sahaya girmedi çizgnin dışında oldular hep ellerinde bayrakları ile , yani pozisyon süzmeleri , oyunun ruhunu bilmeleri eksik kaldı hep. Orta hakemleri ateşe attılar ayrıca ironik olarak asla notları açıklanmamaya başladı.
Zaten adamın orta hakem olayım, yani esas oğlan olayım derdi de kalmadı , elinde bayrağı kalakaldı.
Sonuç dün trabzon'un buz gibi golünü veremeyen daha doğrusu göremeyen adı lazım değil yan hakem, burak'ın kendisini atmasını süzememesi gibi olayın nerede gerçekleştiinden bile haberder olamadı, ve maçın kaderiyle oynadı ama maç almaya devam etti. O maç sonrasında da akıllarda bülent yıldırım kaldı çünkü esas oğlan oydu, öbürü çizginin dışında kalmıştı.
Taraftar neden var? Bu soruyu kendine sormamış insanların ve futbolun ruhundan anlamayanların eleştirdiği kavram. Yok maç devam ederken değil , oyuncular duştayken veya evdeyken mi ıslıklayalım ?
Taraftar iyi günde kötü günde takımına destek verir, ama bu destek her koşulda karşılıksız olamaz. Şimdi soruyorum ey sevgili sözlük, hanginiz sevgilinize veya eşinize her koşulda destek verirseniz, hiç mi uyarmazsınız onu , yada hangi anne baba çocuğunu hiç uyramaz her zaman aferin der.
Dünyanın en medeni ülkeleri sayılan ingiltere, fransa gibi ülkelerde bile bırakın futbol maçlarını, beğenilmeyen tiyatro oyunlarında konserlerde bile ıslıklamak gelenektir.
Ancak futbolun ruhundan anlamayan bazı insanlari bu ıslıklamayı çok ayıpmış gibi düşünüyor. Eskiden fulyada antreman sahalarında antreman yapılırken, çarşıda kovalanan futbolcular, (ferdinand anılarında ben koşmayı beşiktaşta öğrendim der ironiyle karışık), 3.000 kişinin izlediği ve yeri geldiğinde baklava ikram ederken ayağınızı denk alın laflarıyla karşı karşıya gelen futbolcular bu klübe altın çağını yaşatmıştır.
Sen milyon dolarlı alacaksın, soğuk kar kış demeden oraya , cebinde bazen su bile alacak parası olmadan gelen taraftar, aptallıkları ve vurdumduymazlıkları ile klübe zarar vermeye başlayan oyuncuya tepki koymayacak , hadi ordan , hadi ordan.....
Taraftar iyi günde kötü günde takımına destek verir, ama bu destek her koşulda karşılıksız olamaz. Şimdi soruyorum ey sevgili sözlük, hanginiz sevgilinize veya eşinize her koşulda destek verirseniz, hiç mi uyarmazsınız onu , yada hangi anne baba çocuğunu hiç uyramaz her zaman aferin der.
Dünyanın en medeni ülkeleri sayılan ingiltere, fransa gibi ülkelerde bile bırakın futbol maçlarını, beğenilmeyen tiyatro oyunlarında konserlerde bile ıslıklamak gelenektir.
Ancak futbolun ruhundan anlamayan bazı insanlari bu ıslıklamayı çok ayıpmış gibi düşünüyor. Eskiden fulyada antreman sahalarında antreman yapılırken, çarşıda kovalanan futbolcular, (ferdinand anılarında ben koşmayı beşiktaşta öğrendim der ironiyle karışık), 3.000 kişinin izlediği ve yeri geldiğinde baklava ikram ederken ayağınızı denk alın laflarıyla karşı karşıya gelen futbolcular bu klübe altın çağını yaşatmıştır.
Sen milyon dolarlı alacaksın, soğuk kar kış demeden oraya , cebinde bazen su bile alacak parası olmadan gelen taraftar, aptallıkları ve vurdumduymazlıkları ile klübe zarar vermeye başlayan oyuncuya tepki koymayacak , hadi ordan , hadi ordan.....
Erman Hoca komutasında, çok kısıtlı bütçesine rağmen her geçen gün gözle görülür bir şekilde iyyiye giden takım. Özellikle sakatlıkların sona ermesi ve rotasyonun artması ile beraber takımda yükseliş başlamıştır. Tek eksik pota altında sayı üretebilen bir uzundur. Mesela Ogilvy bile olabilir. Ne falker ne de cemal boş turnike bile tamayan tipte oyuncular Vidmar da sonuçta birebiri çok kuvvetli değil ve çoğu maçta bu sorun bizi sürekli dış şutlara itiyor, en büyük sıkıntı bu. Sonuçta bu takımın euroleague'de maç kazanamamış olması hiç önemli değildir, hatta sıfır galibiyet bile olabilir, çünkü hedefe avrupa'da ulaşılmıştır, ayrıca ben en az 2 gaibiyet alabileceğimize inanıyorum.
Bu takımın ligde başarılı olacağını düşnüyorum play-off'larda değişsen kurallara göre her seri 0-0 başlıyor ve form durumları ve günlük başarılar öenmli oluyor, sonuçta bu takım fenerbahçe, galatasaray ve efes ile her maçta başa baş oynadı ama sonunu getiremedi. Ancak sezon sonunda yıpranan diğer takımlar ve bizim sakatlıklarımızın sona ermesi ile her şey değişebilir, yeter ki pota altında bir tehdidimiz olsun.
Bu takımın ligde başarılı olacağını düşnüyorum play-off'larda değişsen kurallara göre her seri 0-0 başlıyor ve form durumları ve günlük başarılar öenmli oluyor, sonuçta bu takım fenerbahçe, galatasaray ve efes ile her maçta başa baş oynadı ama sonunu getiremedi. Ancak sezon sonunda yıpranan diğer takımlar ve bizim sakatlıklarımızın sona ermesi ile her şey değişebilir, yeter ki pota altında bir tehdidimiz olsun.
Son haftalarda gözle görülür bir çıkış içersinde olan oyuncu. Ah bir de pas verebilse....
Belki de dünyada duran topları en etkili kullanan oyuncu, gerçekten yetenekli ve zeki. Ama gel görki sonuca etkisi çok düşük. Bugüne kadar oynadığı 10 dan fazla derbi maçta ne sonuca etki eden bir gol nede bir asist üretebilmiştir. Ayrıca küçük maçlarda da daha çok direkt tabelaya etkisinden çok , yaptığı şık harektler ile akıllarda yer eder. Ayrıca samet hocanın görevlendirdiği serbet adam 10 numara pozisyonu içn bitiriciliği yetersizdir. Zaten fernandes aslında o pozisyondan çok biraz daha orta sahanın ortasına uygun bir oyuncudur. En büyük dezavantajı fizik yetersizliği ve gereğinden fazla topla oynamasıdır. Kişisel fikrim gerçekten 10 milyon euro gibi bir bedel teklif ediliyorsa , bu ekonomik kriz ortamında satılmasıdır. Bu bölgede Oğuzhan, Muhammed gibi gelecek vaad eden oyuncular zaten elde mevcut, ve onlara daha çok şans vermek gerek.
Bence fernandes bu mali tabloda ve verimlilik karşılaştırmasında bize çok fazla Lüks kaçıyor.
Zaten kişisel fikrim sezon sonunda kendisinin gönderilip, hugo viena veya başka bir oyncunun o bölgeye monte edileceğidir.
Ancak tüm bu olumsuz istatsitiklerine karşı, kendisini izlemek büyük bir keyif ve umarım ekonomik sorunlar çözülür ve kendisi şu anda lüks bile olsa, bizimle yola devam eder.
Bence fernandes bu mali tabloda ve verimlilik karşılaştırmasında bize çok fazla Lüks kaçıyor.
Zaten kişisel fikrim sezon sonunda kendisinin gönderilip, hugo viena veya başka bir oyncunun o bölgeye monte edileceğidir.
Ancak tüm bu olumsuz istatsitiklerine karşı, kendisini izlemek büyük bir keyif ve umarım ekonomik sorunlar çözülür ve kendisi şu anda lüks bile olsa, bizimle yola devam eder.
3 senedir Beşiktaş kadrosunda olup, 46 lig maçına çıkmasına rağmen, sadece yediği fahiş hatalı gollerle akıllarda kalan ve bugüne kadar nedense kimseye güven verememiş kaleci.
Umarım artık beklenen patlamayı yapar.
.
Umarım artık beklenen patlamayı yapar.
.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?