saniyede yirmidört kare

bu gece ve tahminen önümüzdeki 10 gece boyunca aralarında olamayacağım tayfadır. muhtemelen bu son entryim bile olabilir. çok çalışıp çok para kazanıcam ki beşiktaş'ıma süper transferler yapıcam. oha biraz çok uçtum galiba, şimdilik bitirme tezini yazsam, bir film bir de belgesel çeksem ve okulumu bitirsem yeter. transfer işlerine okuldan sonra bakarım. şimdiden tüm tayfaya mutlu yıllar diler, bol bol oralet içmelerini salık veririm.

neresinden tutsan elinde kalacak olay. bugün istanbul üniversitesi'nde yaşanmıştır. sinirden gülüyorum saatlerdir. üniversite diyorum bak, ancak bir ortaokul çocuğunun akıl edebileceği bir eylem şekli çünkü. liseli bile değil. üniversite eğitimi bazen cidden boşa olabiliyor. şöyle boşa olabiliyor ki, hoşgörü dini olarak hep adından bahsedilen müslümanlığı acaba anlatmamışlar mı arkadaşlara? başka bir din için önemli olan ögeyi, sırf denin dininde yok diye, 'ama benim kültürümü yok ediyor' diye bir sebepten, içinde şiddet barındıran bir eylem ile protesto edemezsin. eğer kültürünün yozlaştığına inanıyorsan ve birilerini uyarmayı kendine görev bilmişsen, yazarsın güzel bir bildiri, nedenlerine-sonuçlarına varana dek, akademik kafayla, bilimle falan destekli. 'adam doğru diyor ya' deyip düşünürüz bir. ama noel baba bıçaklamak nedir arkadaşım? üstelik, bir de noel babanın boynuna bir haç kolyesi geçirmişler, oysaki orijinal kostümünde böyle bir şey yok. onu takan arkadaşı cidden tebrik ediyorum, orada haç kolyesini görünce ben de birden sinirlendim. ''mınakoduğumun hristiyanları, başımıza musallat etti bu tipini sktiğimi'' falan dedim.

şimdi adamlar tutup dese ki 'noel babamızı pıçakladınız' dava açsalar kazanırlar gibime geliyor. müslüman kültüründe değerli olan bir şeyi bu şekilde çirkin bir eylemle protesto etseler sen neler yapardın acaba? o eylemde harcadığın vaktitte açıp bir ilmihal falan okuyup, müslümanlıkta böyle şeylerin olmadığını falan okusaydın keşke.

baş ağrısına sebebiyet veren gerginliktir. bitecek mi? yoksa yetecek mi? ne kadar idare edebilirim? idare edemem! idare edemem! idare edemezsem ne olur? şu saat [ybkz]swh[/ybkz] itibariyle kalan yedi tane sigara ortalama kaç saate biter bilmemekle beraber, of ya gerildim..

kendimi tutamıyorum söylemezsem öleceğim ama bir konuşsam çok ağır konuşurum başım belaya girebilir'in çok güzel bkz verilesi hali.

ukte: amiga 500

2. nesil taptaze yazar. nokta atışlı açtığı başlıkları oldukça sevdim, hoş gelmiş, ne iyi etmiş.

(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

ayakkabı kutusundaki paranın benim olma ihtimali kadar bir ihtimal olduğunu düşünüyorum, vakfa ait olmasının. hani imam hatip lisesi içindi o para? allahım neye para harcayacaklarını şaşırmışlar adeta! hadi sıçtık bare o kadar para boşa gitmesin denilmiş galiba. herkes ekmeğinin peşinde tabi.

aralarında bitirme tezi yazanların biçare gençlerin olduğu tayfadır. 6 saattir 3. sayfaya ancak geçtim ulan. aslında herkes bir el atıp 1'er sayfa bir şeyler yazsa, sabaha biter ohooo! (bkz: herkes 1 tl verse insanları) kehkeh!

bir daha hiç mutlu olmayacakmış gibi, böyle acayip bir kısır döngüye kapılıp gidecekmişiz gibi. sonsuza dek birileri hakkımızı yiyecek, ölmemesi gerekenler ölecekmiş gibi. seni de insanlığından çıkaran bu an, gözünde her şeyin değersizleştiği işte bu an, neye yaşıyoruz, neden yaşıyoruz, neye yazıyorum ulan ben, neden yazıyorum bunlar yaşıyorsa ben ne yapıyorum! biri çalıyor hakkımı, birisi bir kadını dövüyor sokak ortasında, birisi bir çocuğa tecavüz ediyor, bir diğeri öz kızına, biri diyor ki bana öyle yaşamayacaksın benim dediğim gibi yaşayacaksın, allah var bak yukarıda diyor. allah diyor ulan. allah diyor. allah diye diye sikiyor mutluluğumu, bitiyor hep. bir daha gelmeyecek gibi.

son zamanlarda sık sık dile getirilesi isyan cümlesi. hedefe on ikiden çünkü.

dişlerimi sıkıyorum. çenem ağrıyor hep. diyorlar ki neden küfür ediyorsun bu kadar çok, diyorlar ki neden sigara içiyorsun bu kadar çok. bir de diyorlar ki neden uyuyamıyorsun, sonra diyorlar ki boşver sen üzülme. hani o filmde geçiyordu defalarca 'dünyalılardan tiksiniyorum' diye. kendim dahil hepsinden tiksiyorum, hiçbir şey yapamadığım için. sadece haybeye büyük büyük öfkelenip, biraz sağa sola saldırıp, ancak daha çoğunu yapamadığım için. siyasetten de tiksiniyorum, her bir siyasetçiden de tek tek. bana 13 yaşındaki bir çocuğa edilen tecavüzün sorumlularını serbest bırakan devletten de, 'rızası var' diyen adalet sisteminden de, 40 günlük bir bebeğin sırf fakir diye soğukta ölmesine neden olan ekonomi bakanından da, başbakanından da, muhalefetinden de, cumhurbaşkanın da, bize insanlığımızı unutturup canavarlaştıran paradan da bütün bu iğrençliklerin meydana geldiği dünyadan da hepsinden, hepsinin tek tek adaletini sikmek istiyorum. naapıyoruz biz anasını satayım, ne biçim çıktı çivimiz. delleniyorum!

her ayıba insanlık ayıbı denir ya, aha işte bu bebek insanlık ayıbının en büyük harflerle yazılmışı, şimdiye kadar gördüklerimin en ayıbı. ben bu ayıptan ölesiye utanıyorum. komşuları diyor ki, 'arada bir odun bulurlarsa sobayı yakarlardı..' arada bir odun bulmaktan bahsedilen bir ülkede, yoksulluk bir bebeğin canını alabilecek kadar vahşileşmişse, eğer cehenneme inanıyorsa bu imansızlar, oradaki odunun bolluğunu varın gelin siz düşünün.

toplu biçimde paraya ihtiyaç olduğunda, ya da toplu parayla bir şey yapılacak olduğunda ortaya çıkıp 'herkes 1 tl verse ohooo neler olur neler' diyen umutlu insandır. bir diğer versiyonu için (bkz: hesaplayan adam)

saç baş yolduran açıklamadır. gözümde önce bir kadın, sonra da bir sanatçı olarak değeri olan insanın şimdi değil yüzünü görmek, sesini adını, falan bile duymak istemiyorum.

akıllı kadındı ebru, ben öyle sanıyordum ya da, prime time'da izlenen bir programda çıkıp kocanın, kendi çocuğundan farksız olmayan çocukların hakkını yemesinin ardından malum konu ile ilgili tek bir kelime etmeyip sanki kocasının hakkı yenilmiş de, suçsuz yere mahkum edilen gazeteciymiş, sırf hükümeti protesto ettiği için görevden alınan profesörmüş gibi davranıp, kocasının suçundan tek kelime etmemek suçuna ortak olmaktan başka bir şey değildir benim gözümde. sanki benim yolsuzluk operasyonunun kilit isimlerinden birisi de benden bahsetmiyor.

karanlık gün demiş kendisi, aydınlıktan falan bahsetmiş. nice çocuğun aydınlık günüdür bugün, kendisi yarın bir gün kendi çocuğu neden diye sorunca vereceği cevabı düşünsün şimdiden.

ve acun, ya neyse lan ben bir şey demiyorum.

(bkz: la vittoria sara nostra )

tüm gsm şirketlerini satın alırım, sırf bir daha telefon kullanıp kimseyi aramasın diye. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: yemek yerken telefonu açılmayacak yazarlar)

(bkz: la vittoria sara nostra)

telefon numaramı değiştiririm.

(bkz: la vittoria sara nostra)
direkt meşgule düşürürüm. [ybkz]swh[/ybkz]

isyan devrim beşiktaş'ın bimden kendi elleriyle alıp getirdiği oraletten ikram edeceğim tayfadır. haa kendisi bile bile gidip bozuk oralet aldıysa, o zaman asıl böbrek düşmanı kendisidir. laan, burada bi dikiş izi mi var? aarrghh böbreğim yook!

evinde tüm sözlüğe yetecek kadar oralet stoğu bulunan yazarların olduğu tayfadır. [ybkz]swh[/ybkz]

kazandığım bu zor düelloya istinaden 'herkese benden oraleeet, isyan devrim beşiktaşa yok' diye oralete çağırdığım tayfa. bu gece epey kalabalığız yuppiee!

tam 1 saat boyunca benimle aslanlar gibi belirlediğimiz konseptle seri başlık açarak kapışmış aslan parçası. şimdi başlık sayısına bakıyor ve kazananı belirliyoruz. heyecan doruktaa!