#347802 nolu entryde bahsedilen, kayıtlı olup da sözlüğe giriş yapmayan binlerce yazara çağrı cümülü.
oğlum çok ayıp ediyorsunuz neden böyle yapıyorsunuz ulan?
online olan her üç kişiden ikisinin mod olması sorunsalından yola çıkarak ivedilikle başlatılması gereken kampanya. herkes mod olunca, şu kadar kişiden şu kadarı mod, bu kadarı mod değil diye istatistikî veri çıkarmamıza gerek kalmayacak. zaten o konularda pek iyi değilim, istatistik kelimesini de cümle içinde takılmadan söyleyemem. belki ilerleyen zamanlarda onu da ortadan kaldırmak için bir şeyler yaparız, hele şu kampanya başarılı olsun da.
üzülerek belirtiyorum ki kartal sözlük'ün yazar sıkıntısı çektiği gerçeğinin sonucu olan bir durum. bir tek o cefakar yönetim kadrosu bırakmıyor sözlüğü, hepsine tek tek saygılarımı iletip akabininde sözlükteki yazar sıkıntısını durumunu bir kere daha tartışmaya açmayı marifet sayıp yaptığım bu akıl almaz tespiti burada noktalıyorum. evet.
not: an itibariyle beş kişiden üçü mod. şüphesiz ki istatistik yapmaktan bir bok anlamam.
not: an itibariyle beş kişiden üçü mod. şüphesiz ki istatistik yapmaktan bir bok anlamam.
nedenini bilmemekle beraber içimi kıpır kıpır yapan maç. bu hafta daha bir özledim sanki beşiktaş'ımı, hafta içi zor geçti. sezonun öyle bir noktasındayız ki, ya alacağız, ya alacağız başka bir alternatifimiz yok. ben inanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum, taktiksel durumlara pek bilgim yetmiyor; sadece inanıyorum, yürekten istiyorum ve dua ediyorum.
saldır beşiktaşım oley
saldır beşiktaşım oley
bir baba-oğul. onları diğer baba oğullardan farkı kılansa vine hesapları üzerinden, beraber harika vine'lar çekmeleri. 1 milyonun üzerinde takipçileri olan müthiş ikilinin oğul [ybkz]swh[/ybkz] olanı şimdiye kadar gördüğüm en güzel kahkaha atan çocuktur. o nasıl güzel bir yaşam enerjisidir ve samimiyettir ki izlerken ağzım beş karış açık kalıyor. o kadar yıldır internette sayısız çocuk videosu izlemişimdir herhalde ama, hiçbirisi bir harley değildir. doctor harley bölümlerine, harley'in oyuncak steteskopuna hastayım. kravat takmışlar bir de eşşek herif yaa!
bir vine derlemesi;http://www.youtube.com/watch?v=K00F_KnkDiE
vine hesapları:https://vine.co/benphillipsofficial
bir vine derlemesi;http://www.youtube.com/watch?v=K00F_KnkDiE
vine hesapları:https://vine.co/benphillipsofficial
#316801
ne kadar rüşve- ay pardon teşvik primi teklif ettimse de bir türlü kavuşamadığımız uygulama. bu sabah yine mobil ızdırabı yaşadıktan sonra isyan ettim bir mobil uygulama vardı neeoldu ona diye? primlerim halen geçerli, gönlümden koparsa bonusu da olabilir. [ybkz]swh[/ybkz]
ayrıca: (bkz: kaç para ulan bir mobil uygulama)
ne kadar rüşve- ay pardon teşvik primi teklif ettimse de bir türlü kavuşamadığımız uygulama. bu sabah yine mobil ızdırabı yaşadıktan sonra isyan ettim bir mobil uygulama vardı neeoldu ona diye? primlerim halen geçerli, gönlümden koparsa bonusu da olabilir. [ybkz]swh[/ybkz]
ayrıca: (bkz: kaç para ulan bir mobil uygulama)
kişinin yapacağı en basit şeyleri bile plan, program ve nizama sokma çabasından meydana gelen, süreklilik göstermesi durumunda hastalık boyutuna ulaşabilen pis bir huy. tek artı yanı plan yapmak bir süre sonra çok basit bir hale geldiğinden, sonraki adımı düşünme ve tasarlama konusu inanılmaz hızlı olabiliyor. plansızlık bu kişiler için ölümdür, kafaları karışır, sistemi bozulmuş robot gibi error verebilir. hadi ciddi projelerde plan program oldukça avantaj sağlasa da günlük hayatı neden planlıyorsun ki? misal normal bir günde, evde çalışırken bu insan, masasından kalkmadan önce kalkıp neler yapacağını planlar ve öyle harekete geçer.
-şimdi kettle'a su koyarım, o ısınana kadar tuvalalete giderim. [ybkz]swh[/ybkz]
-kahvemi içerken, sigaramı içerim, o sırada annemi ararım.
-annemle kısa konuşup, makinedeki çamaşırları çıkarıp asarım,
-odada birikmiş bardak-tabak var, onları yıkarım.
-bir sigara daha içerim.
-...
-...
-...
bonus olarak ismail türüt'ten geliyor: (bkz: plan yapmayın plan)
düşman başına bkz'si (bkz: başak burcu kadını) [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
-şimdi kettle'a su koyarım, o ısınana kadar tuvalalete giderim. [ybkz]swh[/ybkz]
-kahvemi içerken, sigaramı içerim, o sırada annemi ararım.
-annemle kısa konuşup, makinedeki çamaşırları çıkarıp asarım,
-odada birikmiş bardak-tabak var, onları yıkarım.
-bir sigara daha içerim.
-...
-...
-...
bonus olarak ismail türüt'ten geliyor: (bkz: plan yapmayın plan)
düşman başına bkz'si (bkz: başak burcu kadını) [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
biraz evvel pencereden baktığında korkutan arka bahçenin, artık içini açan bir manzaraya dönüşmesini sağlayan mucize. hafif kırmızı, güneş biraz bulutların arasında mı ne? şüphesiz günün ilk ışığına benden sonra en çok sevinen kuşlardır. pencereler açılır, arka bahçe benim odamdır artık, ilkay akkaya çalar, çay demlenir ve yeni güne hazırlanılır. ışığa, buluta, berrak havaya sonsuz şükran ile.
alternatifi bir hazinenin olmadığı. yerini başka hiçbir duygunun dolduramayacağı. küçükken edilen kavgalar, büyüdükçe bir bağa dönüşür. 20'li yaşlarda, ergenlikten sağ çıkılmış zamanlarda, ayrı ayrı şehirlerde yaşayan 3 kardeşin arasında görünmez ipler vardır. sadece bağın sahibi haritaya bakınca görebilir. bir gece çok sarhoşken, delicesine özlediğin için ağlaya ağlaya aradığındır, hayatında olan güzel bir şeyi arayıp paylaşmak istediğin ilk kişilerdir, anne babadan sakladığın her şeyi, bilhassa gittiğin siyasi eylemleri önce onlara haber verdiğindir. başına bir şey gelirse önce onlar bilsin, durumunda kıçını kurtarsın diye. güvendir bunun diğer adı, hissetmeye muhtaç ve onlardan başkasına asla duyamayacağın...
geçtiğimiz haftalarda elime geçmiş, çalışma masamın en nadide yerinde yerini almış bloknottur. yazmaya kıyamıyor insan, böyle bir de kağıdı başka mı kaliteli ne, çok güzel yazılıyor üzerine! ellerine sağlık pepük, teşekkür ederiz.
saian sakulta salkım'ın 2007 yılında yaptığı, asla eskimeyen ve tadından-kalitesinden hiçbir şey kaybetmeyen parça. bir kız için söylenmiş en güzel şarkı sözlerine sahiptir.
omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket
sana benden yadigar kalsın, akrep bir de yelkovan hepten
geçsin gitsin zamana boşver sen o sus pus kentime sığdın
tedbil mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın
katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni
her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim
boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen ve sen
yorganın altına saklanmış yine sen bana sek gözyaşınla seslen
teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan
bir gece 3 gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta
beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben sözvermiştim
sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif!
hala sen ekmek fırınındaki onbeş yaşında kırılgan kız
kuyrukta bekler gelip, adın sanın benim canım o kız
kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim
sen demek o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur
[nakarat]
bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
...
üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut
yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp...
sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse
kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek
bir gün geldi ve göğü bi başka sevdi kara kurak topraklar
tam o gündü ecnebi bi kentte devrildi binalar
önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin
gerinde sana bi parça beni bıraktı eylül bitti
her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi pencere
sol elin var hep yüzümde bana bi bukle külfet
her siyah beyaz fotoğraf yeşil şeffaf bi pencere
sol elin var hep yüzümde bana bi bukle küfret
[nakarat]
bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
...
bittiğin bulvarda yağmur diner gözlerin başlardı
bittiğin gören her damla senden bir parçaydı
bittiğin gün elimden tutmuştun kalsaydın
bittiğin gün öldü sen doğurdun deniz çıldırdı
not: bir de al sevgilim kanser ol bununla versiyonu da birkaç sene sonra gelmiştir. çıldırtır.!
omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket
sana benden yadigar kalsın, akrep bir de yelkovan hepten
geçsin gitsin zamana boşver sen o sus pus kentime sığdın
tedbil mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın
katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni
her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim
boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen ve sen
yorganın altına saklanmış yine sen bana sek gözyaşınla seslen
teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan
bir gece 3 gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta
beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben sözvermiştim
sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif!
hala sen ekmek fırınındaki onbeş yaşında kırılgan kız
kuyrukta bekler gelip, adın sanın benim canım o kız
kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim
sen demek o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur
[nakarat]
bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
...
üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut
yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp...
sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse
kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek
bir gün geldi ve göğü bi başka sevdi kara kurak topraklar
tam o gündü ecnebi bi kentte devrildi binalar
önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin
gerinde sana bi parça beni bıraktı eylül bitti
her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi pencere
sol elin var hep yüzümde bana bi bukle külfet
her siyah beyaz fotoğraf yeşil şeffaf bi pencere
sol elin var hep yüzümde bana bi bukle küfret
[nakarat]
bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
sen bir gülsen gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde!!!
...
bittiğin bulvarda yağmur diner gözlerin başlardı
bittiğin gören her damla senden bir parçaydı
bittiğin gün elimden tutmuştun kalsaydın
bittiğin gün öldü sen doğurdun deniz çıldırdı
not: bir de al sevgilim kanser ol bununla versiyonu da birkaç sene sonra gelmiştir. çıldırtır.!
eğer uzun süre düşünülürse mutlaka ertelenme/vazgeçme sonucuna varacak eylem. bir anda karar verip, saniyeler içinde eyleme geçirmek gerekli. 10 dakika 20 dakika 30 dakika derken ''amaaağğğn yarın uyanınca yaparım''a varıyor zira.
karadenizli olması muhtemeldir. [ybkz]swh[/ybkz] yanında bonus olarak sabırsızlığı vardır. ikisini etkileşimli bir halde bir bünyede olduğunda normal bir insanın sinirlenme süresinin x88'le hızlandırılmış biçiminde sinirlenebilirler. çabuk sinirlenen insanın, siniri bir anda gelir, bir anda da gider. sinirle söylediği/yaptığı şeyleri sanki kendi bedenini başka bir 'şey' ele geçirmişçesine yaptığından, sinir hâli geçtikten sonra kırdığı insanlar onu affetsin diye insanüstü çaba harcar. bu sinirlilik durumu pek çok ilişkisine zarar verebilir, etrafında sadece o'nun bu huyunu bilen ve katlanabilen insanlar kalır, gerisi bir gün mutlaka artık katlanamayarak gider...
(bkz: 4440900)
resmen taciz boyutuna varacak kadar sık aramalar yapan banka. bir dönem resmen bu numara dadanmıştı telefonuma. sabah 8'de başlayıp günde 4 kere aradığı zamanlar vardı, ya görmüyordum ya da açacak durumda olmuyordum. taa ki bir gün cinnetimin sebebi olana kadar. önce sakin biçimde dinledim, sonra bu kadar sık aramalarının sebebini sordum, sanki alacaklılar gibi. sonra listelerinden numaramı çıkarmalarını aksi takdirde şikayetçi olacağımı söyledim. %100 çalışıyor. artık aramıyorlar.
resmen taciz boyutuna varacak kadar sık aramalar yapan banka. bir dönem resmen bu numara dadanmıştı telefonuma. sabah 8'de başlayıp günde 4 kere aradığı zamanlar vardı, ya görmüyordum ya da açacak durumda olmuyordum. taa ki bir gün cinnetimin sebebi olana kadar. önce sakin biçimde dinledim, sonra bu kadar sık aramalarının sebebini sordum, sanki alacaklılar gibi. sonra listelerinden numaramı çıkarmalarını aksi takdirde şikayetçi olacağımı söyledim. %100 çalışıyor. artık aramıyorlar.
küçükken [ybkz]swh[/ybkz] balonların sahibi olduğunu düşünüp, içten içe ''ne kadar çok balonu var yaa'' diye kıskandığım kişi. aslında o balonları sattığını öğrenmem kaç yaşıma denk geliyor bilmiyorum ama, bu hissi çok net hatırlıyorum.
sözlük yazarlarının keşke öyle yapmasaydım da şöyle olsaydı ya da bunu da yapsaydım! dediği şeylerdir.
asla taranamayan saç. perma tarakları falan hikayedir anacım. ayrıca taradığımda daha kötü oluyor. saçlar uzadıkça kıvırcıklığı katlanarak artıyor, saçlar baş edilemez kıvama geliyor. aramıza hoş geldin bonus.
psikoloji ile çok alakalı olduğunu düşündüğüm kıvırcıklık seviyesi var, mesela sinirli olduğumda saçlarım cidden kabarıyor. eğer uzunluğu tam kıvamında olduğu günlerdeysek resmen yataktan kalktığım gibi dışarı çıkabiliyorum. biraz rahat olmayı gerektiriyor kıvırcık saçlı olmak, dağınıkmış, kabarmışmış umursamamak gerekiyor. uzun süre düzleştirici veya fön kullandığınızda kıvırcıklıklar birazcık düzelmeye başlıyor.
psikoloji ile çok alakalı olduğunu düşündüğüm kıvırcıklık seviyesi var, mesela sinirli olduğumda saçlarım cidden kabarıyor. eğer uzunluğu tam kıvamında olduğu günlerdeysek resmen yataktan kalktığım gibi dışarı çıkabiliyorum. biraz rahat olmayı gerektiriyor kıvırcık saçlı olmak, dağınıkmış, kabarmışmış umursamamak gerekiyor. uzun süre düzleştirici veya fön kullandığınızda kıvırcıklıklar birazcık düzelmeye başlıyor.
uzun süreli kullanımda saçları mısır püskülüne çeviren canavar alet. piyasada gördüğümüz ısı koruyucu spreyler falan koccaamaan bir yalandır.
tek iyi yanı kıvırcık saçlı insanların dramına bir nebze olsun çare olabiliyor. hem pratik olması hem de fönden daha uzun süre dayanması evde kimsenin yardımı olmaksızın yarım saatte yapılabilir olmasıdır.
tek iyi yanı kıvırcık saçlı insanların dramına bir nebze olsun çare olabiliyor. hem pratik olması hem de fönden daha uzun süre dayanması evde kimsenin yardımı olmaksızın yarım saatte yapılabilir olmasıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?