confessions

saniyede yirmidört kare

5. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1454
  2. takipçi 0
  3. puan 32648

passolig

saniyede yirmidört kare
uygulamaya geçtiği ilk hafta sistemi çöken zımbırtı. iddia'ya göre akbil ile de giriş oluyormuş.
bizim maçımıza denk gelmesi düşündürücü, karambolden kimler kimler girecek ihtimali bile çıldırıyor insanı.
yine bi galataray maçı vukuatı olmasın da!

http://www.cihan.com.tr/news/Ataturk-Olimpiyat-Stadi-na-Istanbulkart-ile-de-girilebiliyor_9576-CHMTQwOTU3Ni8y

kendini çok güzel hissettiğin günde birinin hasta mısın diye sorması

saniyede yirmidört kare
sabah neşe içinde uyandığın [ybkz]swh[/ybkz], gözlerinin parıl parıl parladığı[ybkz]swh[/ybkz], güzel şarkıların çaldığı ve kendini enerjik-mutlu hissettiğin günde karşılaştığınız ilk insanın ''hayırdır kötü görünüyorsun hasta mısın, bir şeyin mi var?'' diye sorduğu anda sinirlerinizin tepenize çıkmasına neden olacak durum. ''kötü mü görünüyorum, aslında çok iyiyim'' dediğinizde, ''yok yok saklıyorsun var sende bir şeyler'' deyip varolan enerjiyi de emip gider bunlar. hayır çok iyiyim demenize de inanmazlar. acaba çok mu kötüyüm de benim haberim yok, kendimi mi kandırıyorum, neden yapıyorum böyle şeyler. negatif enerjinize sıçayım ya ben uyucam.

yağmur yağarken uyumak

saniyede yirmidört kare
uyumanın en güzel şekli. sanki sadece uyumuyorsun da arınıyorsun. çok geceler yalnızca tek ihtiyacının 'yağmur yağarken uyumak' olduğunu farkedip kendince yağmur duasına çıktığın olur, bazen de uyumak için sırf yağmuru beklersin, bazen de yağmuru kaçırmamak için aceleyle uyursun. sonrası sanki biraz masaj gibi, sabaha taptaze uyanmak gibi, neredeyse yağmur sesine ve yatağına tapar gibi.

1903 sözlük gece tayfası

saniyede yirmidört kare
sabaha karşıların en eğlenceli tayfasıdır. herkesin uykusuzluktan şuuru kaymış olduğundan kim kimi çekilmez geyiklerine kitleyecek belli değildir.

o değil de özlemişim ulan.

büdüt: işbu entry de aynı şuursuzlukla yazılmıştır. büyük ihtimal uyuyup uyanınca kendisini imha edecektir.

sivilce

saniyede yirmidört kare
strese bağlı olarak saatler içerisinde förtleyebilen.

azıcık bunalmayagörsün hassaz ve naciz yüzüm, derhal hiç acımadan çıkabiliyor. an itibariyle yanağımda adeta bir at kadar olanıyla bakışıp duruyoruz.
sen mi beni sıkarsın, ben mi seni, ha?!
sus cevap verme bana!

25. kare

saniyede yirmidört kare
televizyon formatında (1) bir saniyeye karşılık gelen. ancak çeşitli görüşler insan gözünün saniyede yirmidört kareyi algılayabildiğini ve bazı filmlerde kullanılan yirmibeşinci karenin, gözün görmeyip bilinçaltına mesaj gönderdiği yönündedir. normalde 1/24 olan hız 1/25'te anlıktır, ancak çok çok yavaşlatıldığı zaman görülebilir. gözün görmediğini, gözden daha hızlı çalışabilen beyin dalgaları yakalar ve ihtiyacı olduğu anda da bunu kullanabilir. örneğin nereden geldiğini bilmediğiniz rüyaların kaynağı gün içinde maruz kaldığınız 25. karelerden dolayı olabilir.

nuh büyük tufan

saniyede yirmidört kare
birçok müslüman ülkede 'peygamberin suretini gösteriyor' gerekçesiyle yasaklanan film. bu tartışmayı bir kenarda tutarsak, filmi 3d izledim, görsel efektlerini çok başarılı buldum. (e para var teknik var kötü mü olaydı, dediğinizi duyar gibiyim sayın okuyucu; öyle demeyin, milyon dolarlık film projelerinde görsel efektlerin bokunu çıkaran sayısız film örneği var.)

filmin anlatı yapısında çeşitli din inançlarına göre değişiklikler olabilir, yanlıştır veya gerçektir, ama ben senaryodaki çatışma işleyişini sevdim. insanoğlunun ne boktan bir ırk olduğunu gözümüze gözümüze sokmuş, bizi bir an olsun 'ulan devam etmemesi gereken soydan geliyoruz' dedirtirmiştir, ayrıca halen hayvan eti yediğimizi düşünürsek insanoğlunun evrimini halen tamamlamadığı konusundaki görüşlere de girebiliriz, ama girmeyelim konumuz o değil şimdi.

ayrıca yönetmen darren aronofsky'nin filmografisinde çok farklı bir yerde duruyor film. pi, requiem for a dream ya da black swan ile kıyasladığımızda bu film daha çok fantastikötesine kaçıyor. şahsi kanaatim, belli bir tarzda ilerlemiş yönetmenlerin tarzının dışına çıkması oldukça güzel. farklı alanlarda varlığını gösterebilmiş oluyor yönetmen böylece. ya da farklı tarzlardaki deneyimleri başka filmlerine de aktarabiliyor, o zaman da şahane şeyler olabiliyor tabi.

kanatlarım var ruhumda

saniyede yirmidört kare
hayat enerjisi veren tipik bir nil şarkısı, tıpkı diğerleri gibi. evde bağıra bağıra söylenen, hoplatan zıplatan, çeşitli gazlar veren. ruhumda kanatlarım olduğuna kesinlikle inandırmıştır. sözlerini vereyim başım kel kalmasın.

sen beni boşuna hiç
kalbinin oralara koyma
kollarını bana sarma
kalamam oralarda

sen de gül eğlen
öyle acıklı konuşma
(vurgula: hayat ne ki sonuçta
anlık bir buluşma)
(vurgula:
lalala la ben de böyleyim
lalala la hep de böyleydim)

geçmişe gitmem
küsüm gözyaşlarıyla
daha güçlüyüm ben
hatalarımla

beni kendi yoluna çağırma
benim yolum başka
gittiğim yer başka
yokuşlarım başka

karanlıkta yanabilirim
boşlukta durabilirim
düşmem ben
kanatlarım var ruhumda
geldiğim gibi gidebilirim
aşktan vazgeçebilirim
zincir yok ki benim boynumda

resim dersi

saniyede yirmidört kare
türk eğitim sisteminin en saçma derslerinden birisi. bir diğeri de müzik dersi tabii. bu iki dersin yerine daha faydalı dersler koyuyabilir, eğer çocuğun bu iki sanat dalına da eğilimi varsa bu bir şekilde ortaya çıkıyor.

ben beceriksizlerdendim. resim yapabilme yeteneğim cin ali düzeyinde olduğu için lise 1'de 0(sıfır) gelmişti karneme. şüphesiz ki hiçbir sıfır bu denli acıtmamıştır yüreğimi. itiraz edememiştim tabii. sonra üniversiteye geldiğimde bir derste, bir sahnenin storyboard'ını çizmem gerekti bir sınavda. soru geldiği anda itiraz etmiştik, ama nafile. 50 puanlık soruydu, zira o yetenek başka yetenekti. ben yine storyboard'ımı cin ali düzeyinde çizip sorudan 0 puan aldım. üstüne bir de hoca tarafından 'sınavla dalga geçmek'le suçlandım. sonrası kavgalar, gürültüler. dersten kaldım.
45 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol