saniyede yirmidört kare

sezon bittiği an hissedilen aslında. temmuz ortalarında şiddetlenirmiş, yeni formaların heyecanı, yeni transferler, olaylar ile merak ve özlem doğru orantılı olarak artar. neyseki şampiyonlar liginden dolayı biraz daha erken kavuşacağız, çabuk ayrılmasak.

olmazsa olmaz marş bonusu:http://www.youtube.com/watch?v=8PEHN50zacY

artık mezun yazar. kepini fırlatacağı günü beklerken, kendini tatil moduna almış şezlong, güneş kremi, parmak arası terlik ve plaj havlusu voltranıyla miskinliğine miskinlik katarken, bir hayli özlediği kartal sözlükten birazcık uzak kalmıştır. elbette her zamanki gibi dönüşü muhteşem olacaktır! [ybkz]swh[/ybkz]

birkaç defa ağlarken gördüm malum yarışmada. her defasında da 'ağlatmayın oğlum şu adamı tüküreyim sizin yapacağınız işe' diye küplere bindim.
ağlatmayın. ağlamasın. kahroluyorum ulan!

kitabı dürüp 6 kişilik jürinin eline..öhm önüne verdiğim. şimdiye kadar eğitim hayatımda bu kadar gerildiğimi hatırlamıyorum o tez savunması sırasında beklediğim kadar. jüride hayatını tez yazmaya vermiş akademinin kodamanları, doç'uydu, profuydu. hebele hübele derken bir bir o teşekkürleri ve tebrikleri aldım ya jüriden, akademik kimliğimi bırakıp çıkıp meksika dalgası yapamadım, jüriye üçlü çektiremedim. ama içim öyleydi yeminederim.

bir de eleştirecek bir şey bulamayıp adeta dalga geçercesine oyun oynadılar bana. danışmanım söze girdi, başka bir jüriye ''bu gerçeği şimdi söyleyip yüzüne vurmalısın'' dedi, aha dedim intihalle suçlayacaklar galiba beni. başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. o jüri tezi açıp ''51. sayfada tırnak içindeki cümlenin ilk harfini bold yapmışsın onu düzeltmen gerek'' dedi, başka bir jüri de ''fahiş hata bu'' dedi, ben hâlâ büyük bir suçlama beklerken hepsi surat ifademe güldü. neyseki dönen geyiği çabuk anladım da, ben de gülüp geçtim. sonradan öğrendim ki, eleştirecek bir şey bulamadıkları teze böyle küçük şakalar yapıyorlarmış. aman çok komiksiniz, aklım gidiyordu oğlum lan. yapılır mı bu!

velhasılı, hallettik bitti.

gözleri yalnızca görmek değil, hassas kantar görevini de yapmakta olan insandır. sana ne ulan benim aldığım/verdiğim ikiyüzelli gramdan!?

ilk albümleri suluşaka'yı 2007'de ikinci albümleri içimdeki iz'i de 2011'de çıkarmış nadide grup. her iki albümünde de boş şarkıları yok kanımca. alternatif rock, hafif bi' blues ve içimdeki iz'de reggea esintileri var. kliplerinin her biri ayrı ayrı orijinal en az şarkıları kadar güzel.

yeni başlayacaklar için naçizane önerilerim: gidin, içimdeki iz, piç, don kafa, sulu şaka, istanbul, yol.

et menülerinde mc donald's, tavuklarda burger king'in ezip geçeceği kıyas. gerçi burger king'in steakhouse menüsü bu karşılaştırmaya dahil olmayıp tekil olarak raund başı peşpeşe iki aparkat ve aduket atar o başka.

ayrıyetten, mc donald's kola tercihini koka kola'dan yana kullanırken, burger king neredeyse marketlerde bile bulunmayan ve tadı koladan başka her şeye benzeyen pepsi kola'da ısrarcıdır.

gün itibariyle korsan marmaray şeklinde hizmet vermektedir. o nasıl bir alt yapısızlıksa yerin bilmemkaç kat altındaki metro bölümünde bile sular akıyor, vallahi büyük başarı.

gün itibariyle bitirdiğim. hayal gibi geliyor, hiç bitmezmiş gibi; ama bitiyormuş lan. basbayağı bitiyormuş işte! şimdi sadece çıktısı, cildi, teslimi, imzası boku püsürü kaldı. darısı tez savunmasına, sonrasında da kepe inşallah.

insanüstü bir dikkatle bakıldığında anlaşılabilecek, birtakım taraftar organizasyonlarında boy gösteren atkıdır, of o ne güzel bi' atkıdır.

https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpf1/t1.0-9/10352900_591666067599278_3533477750785582882_n.jpg

sözlüğün bir nevi noel babası/anası. tek farkı, gerçektir; üşenmeden okur entrylerinizi seri oya bağlar.
aslında bize de bir nevi ders verir: (vurgula: oku ey sözlük yazarı! oku ve oyla!)

sağ olsun, var olsun.

evlilik teklifi prodüksiyonunu beleşe getirmektir. yoğöyle tabii!

oysa ben istiyom ki helikopterle bi'şiler geçsin, sonra konfetilere boğulalım, meşaleler yansın, o sırada gemiden havai fişekler atılsın, karşı binaya projeksiyonla 3d bi'şiler yansısın, sonra helikopterden swat ekib- ay yok böyle değildi ya.

tersi durumu çok uyunduğu halde yorgun olmak ile kıyasıya kapışır; ama uyuyamak her zaman döver.

dünyanın en net ve hedefine en hızlı ulaşan tepki kelimesi.

+senin için böyle böyle dedi valla bilmem ben.
-bok!

sidik kıvamına gelmiş, sıcak bira sevmeyen insandır. ayrıca bu tiplerin birayı yeterince soğuk getirmeyen -ama ısrarla biranın soğuk olduğunu iddia eden - garsonlara karşı gizli bir cinayet planı içinde oldukları gözlemlenmiştir. [ybkz]swh[/ybkz]

sabah matkap sesiyle uyanmış, birilerine feci zarar verebilme potansiyeli taşığından gün içinde insan iletişimini sıfıra indiren biçaredir.

70'li yılların seks furyası filmlerinin hediyesi isimlerdir. bazıları :

hababam git hababam gel.
öttür kuşu ömer.
şipşak basarım.
seven sevene
tokmak nuri
dur geliyorum
delicesine
şehvet kurbanı şevket
[ybkz]swh[/ybkz]

günlerdir zombiye bağlatan yer hadisesi.

hayatım boyunca bu denli zor bir dönem yaşadığımı hatırlamıyorum. bir yandan okulumu bitirebilmek için bitirme tezimi yazmam bir yandan da akıl sağlığımı korumam gerekli. akıl sağlığı da en başta sağlıklı uyku ile, yemek ile -işte öyle temel insan ihtiyaçları- oluyor. ama ben ne zaman çalışıp çalışıp biraz uyumak için yatağa girsem deprem oluyor. deprem her olduğundaysa akıl sağlığımdan biraz biraz gidiyor. o sallantı hissi, eşyalardan, duvarların içinden gelen ses, ayaklarının titremesi, kalbim güp güp atması. en küçük bir sarsıntıda, seste bile irkilmek... sürekli telefon çalışıyor mu diye kontrol etme arzusu. son 4 günümü, 16 uzun gün etkisinde yaşadım. bir an önce bitsin, ya da ben alışayım.

artçıları devam eden ve 10 gün kadar daha devam edeceği söylenen depremdir. 3.1'in üzerindekiler uyandırıyor. ilk gün 6.5'le dehşetle uyandım, ikinci gün 5.1 ile bu defa öleceğiz galiba diye uyandım, bugün 3.2 ile öeöaaah yeter sıktın artık diyerek uyandım. zaten az uykulu bol stresli dönem. yer küre teşekkürler siktin hayatımı.

büdüt: facebook'umda jeoloji mühendisi bir profesör var, saat başı bilgi veriyor. son güncellemesi şu şekilde: ''Son durum. saat 09.08 itibarıyla toplam 391 artçı depreme ulaştık. Son iki artçı 3.2 ve 3.4 gece boyunca olan son 42 artçı 0.9 ile 3.1 arasında değişiyor. Kırılma biraz daha batıya kaydı. Saros'un en doğusunda saat 6.15 sularında 2.3 büyüklüğünde deprem yaşadık. 4 ile 5 arsında artçılar sürpriz olmayacaktır.''

24 mayıs 2014 gökçeada depreminde bir kere daha bir boka yaramadığını kanıtlayan operatörlerdir. canını kurtardığından emin olduktan sonra ilk aklına gelen şey telefon. sevdiklerin. sevdiklerinin de aklına ilk gelen şey, depremin merkezinde yaşayan sen. onlarca kez deniyorsun ''arama yapılamaz'' diyor, ''şebeke yok'' diyor. çok kısa bir an, dünyadan tüm bağlantının kesildiğini düşün, depremi yaşadın ama esas nereye en çok vurdu da yıktı belki de bilmiyorsun. çıldırırsın. teknolojinize sokayım.