benim için bitmiş bir aşk, kapanmış bir konudur.
bu saatten sonra tatlı bir acıdır yalnızca. daha fazlası değil.
çünkü samet aybaba dün katıldığı trt'deki programda aynen şunları söyledi:
"2 gün önce yönetim çok iyi bir teklifle; üstelik 2 yıl uzatma teklifiyle gitti. Quaresma'ya yapılan teklif 'feda'nin f'si bile değil. çok iyi bir teklifti ama kabul etmedi"
quaresma'yı çok ama çok seviyorum.
ama efsane kaptanımız samet'in sözüne de itimat etmek zorundayım. söylediğinin doğru olmadığını düşünmek olmaz.
samet hoca öyle diyorsa öyledir.
ve eğer durum buysa yapacak bir şey yok. adam belli ki "beşiktaş"ı istemiyor. bizi istemiyor. taraftarı da istemiyor. onun tek derdi, ocak ayına kadar antrenman yapıp, parasını alıp, sonra bonservis bedeli ödemeyeceği için kendisine talip olacak olan kaliteli kulüplerden birine gitmek..
ayrılık şart çingenem. biliyorum yıprandın, biliyorum bu kadarını hak etmedin, belki hayal kırıklığına uğradın, belki daha çok sahip çıkmamızı bekliyordun.. ama yine de için de feda'nın "f"si geçmeyen bir teklif ve 2 yıllık sözleşmeyi direkt reddetmiş olman, üzerinden hiç konuşmamış olman, senin bizi, bizim düşündüğümüz kadar sevmediğini gösteriyor.
biz bunun denk bir aşk olmadığını biliyorduk. ama senin de bize karşı "boş" olmadığını düşünüyorduk. belki de öyle düşünmek istiyorduk.. bu durumda;
güle güle..
da benimle olan ilişkini bitirip, sınıftan başka bir çocukla çıkarsan eğer[ybkz]swh[/ybkz] beni bir kat daha üzersin. bunu söylemeden edemicem.
bizimki derin ve büyük bir aşktı, bu yüzden sonrasında da biraz olsun hassasiyet gerekir diye düşünüyorum. ama tabi senin kararın. özgürsün.
nasılsa 12 gün sonra yaz tatiline gireceğiz.. ondan sonra birbirimizi görmeyeceğiz..
karne günü biraz acı geçecek olsa da, sonrası daha kolay olacaktır.
sadece şimdi bu 12 gün bayaa bi sıkıntılı geçecek.. beraber aynı sınıfta olmak zorundayız 12 gün boyunca.. birlikte ama değil..
kendine iyi bak. umarım senin kıymetini bilen birileriyle birlikte olursun..
son olarak.. bunu söylemek bana yakışmayacak biliyorum. ama yine de söyleyeceğim..
nereye gidersen git, kimle olursan ol, hangi parayı alırsan al,
beni unutamayacaksın.
sende biliyorsun dimi..
http://atdhe.tw/watch.php?id=387159 linkinden izleyebileceğiniz karşılaşma.
bursa'nın twente'yi ezim ezim ezdiği maç olmaktadır. 3-1 oldu. yine batalla amk.
çoktan bursaspor'un en az 3-1 geçmiş olması gereken maç. dünyaları kaçırdılar.
bi de sebastian pinto çok kolpa topçu. paso atıyor bişeyler ama bence fason.
bi de sebastian pinto çok kolpa topçu. paso atıyor bişeyler ama bence fason.
madem geyiğini yaptım hadi biraz hakkında bilgi vereyim dediğim ülke.
nüfusu 35.000 civarında olan bir prenslik. kişi başına düşen gelir 125.000 dolar civarı.
ülkenin bir ucundan öbür ucuna yürümek yaklaşık 3,5 saat alıyor.
toplu ulaşımı zikleyen yok. herkes zenginlikten ölmek üzere..
15 gün kalırsan vatandaşlık veriyorlar evet ama o vatandaşlık öyle bütün avrupa'nın tanıdığı bir vatandaşlık falan değil.. keşke o kadar kolay olsaydı. o konuda başka prosedürler falan da var..
ha bi de orduları yok.
özetle cennet.
edit: imla
nüfusu 35.000 civarında olan bir prenslik. kişi başına düşen gelir 125.000 dolar civarı.
ülkenin bir ucundan öbür ucuna yürümek yaklaşık 3,5 saat alıyor.
toplu ulaşımı zikleyen yok. herkes zenginlikten ölmek üzere..
15 gün kalırsan vatandaşlık veriyorlar evet ama o vatandaşlık öyle bütün avrupa'nın tanıdığı bir vatandaşlık falan değil.. keşke o kadar kolay olsaydı. o konuda başka prosedürler falan da var..
ha bi de orduları yok.
özetle cennet.
edit: imla
bilmediğim duygudur.
sahi nasıl bir şey lan acaba liechtenstein'da beşiktaşlı olmak. merak ettim şimdi amk..
sahi nasıl bir şey lan acaba liechtenstein'da beşiktaşlı olmak. merak ettim şimdi amk..
fenerbahçe ile olan ilişkisi çoook cafcaflı ve eğlenceli hale gelen futbolcu.. hakkında yazacağım çoooooookk şey var ama şimdi pek çoğunu yazmakla uğraşamam..
kısaca özetleyeyim bir kaç şeyi;
bir kere yarın vatan'da yayınlanacak olan haberler fenerbahçe için güzel bir kaosu beraberinde getirecek. yarın ki haberlerin önsemesi olan ibrahim seten'in az önce attığı twit buyrun;
---------------alıntı---------------
Alex, eski menajer Volkan Ballı'ya şu SMS'i attı: "Kulüp arkamda durmuyor. O tweeti zorla sildirdiler. üzgünüm." figen civan o SMS'i görmüş
---------------alıntı---------------
alex'in bahsettiği twiti biliyorsunuz değil mi? hani şu aykut beni kıskanıyor cart curt falan..
alex ülkemizdeki sahtekar ve kolpacı futbolcuların bayrak taşıyanıdır. her anlamda. hem saha içi hem saha dışı..
dürüst yüce kaptanmış peehhh.. gidin kargalara anlatın onu amk.
geçen maç hakemi aldatmaya yönelik hareketten sarı kart gördü diye "alex bitik, yoksa böyle şey yapmazdı" diyenlere de koca bir yuh diyorum.
ulan benim hayatımda gördüğüm arif erdem 1, burak yılmaz 2, alex 3'tür kendini her bokta yere atmak konusunda. beleş penaltı frikik kazanmak için her boku yapar bu herif ama böyle sarı kart gösterecek götü olmayan hakeme denk gelmezse, profesörlük sıfatına saygıdan kimse bu herif hakkında gerçeği söylemeyi göze alamazdı..
efsaneymiş peeehhhh.. istatistiklerine saygı duyarım, futbol zekasına lâf ettirmem. ama şans ve tesadüflerin yarattığı bir efsaneden fazlası değildir asla..
ulan aykut kocaman teknik direktörlüğe ilk geldiği zamanlar, daha bu şike falan ortada yokken, alex'in yetersizliği, takımdan gönderileceği, hatta gönderilmesi gerektiği konuşulmuyor muydu her yerde? tabi o zaman efsane futbolcu sıfatı her kafadan zikredilmiyordu.. alex efsane futbolcu sıfatını, heykeli dikilme iltifatını ne zaman aldı? 3 temmuzdan sonra..
neden mi?
alex de souza[ybkz]swh[/ybkz] fenerbahçe'nin markalaşma çalışmasının bir ürünüdür. heykeli dikilecek ne yapmış la? samsuna antepe gol attı, lig şampiyonu yaptı diye birinin heykeli mi dikilir amk!
3 temmuz'la birlikte marka değerini yitiren fenerbahçe güzel bir imaj çalışmasıyla kendisini allayıp pullayıp suni bir lider haline getirdi. alex'de bu güzel ikrâmı geri çevirmedi. "noluyoruz amk, daha 10 ay öncesine kadar beni gönderiyorlardı, takıma ayak uyduramadığımı söylüyorlardı, noldu da birden kral oldum amk" demedi, her vazifesini yerine getirdi. lefter'in cenazesinde gözyaşları döktü, abuk subuk gaz getirici açıklamalarla şike davası sürecinde fener'i savundu yerli yersiz falan..
e zaten ailesi var gece hayatı falan yok. 1-2 de bestseller kitap okurken fotoğraflarını çektiler, oldu mu bize efsane alex amk.
sonra hobaa heykeli dikilsin. 10 ayda alex ne yaptı da heykelini dikiyosun amk? bir avrupa başarısı falan mı var da biz bilmiyoruz? ne sikim yaptı da azize içerdeyken heykel çalışmalarına giriliyo?
bütün amaç, fener'in marka değerini arttırmak, bakın ne efsane futbolcumuz var, fenerbahçe ne büyük kulüp imgesi yaratmak..
ee şimdi noldu?
efsane futbolcuya gel. aykut kendisini kıskanıyormuş. ulan mına godumun gerizekalı alex'i, sen kısa pantolonla gezerken, sana hiç de hak etmediğin payeyi veren fener formasıyla aynı takımlara golleri o diziyordu densiz salak!
senin şikeyle satın alınarak bedavadan çalımladığın o adamların babalarını aykut alnının teriyle çalımlıyordu.
yüz verirsen ali'ye, gelir sıçar halıya
ama bütün bu olaylar şimdi kıvrılıp fener'in götüne girecek. bu sezon fener hiç kasmasın boşa, komple çöpe gidecek..
ee sen misin 2 derbide gol attı diye adamı efsane yapan! uğraş dur şimdi..
her mağlubiyette alex oynamadı diye yenildin yazacaklar. kulübede tutsan böyle huzursuzluk çıkacak..
beter olun şikeciler..
kısaca özetleyeyim bir kaç şeyi;
bir kere yarın vatan'da yayınlanacak olan haberler fenerbahçe için güzel bir kaosu beraberinde getirecek. yarın ki haberlerin önsemesi olan ibrahim seten'in az önce attığı twit buyrun;
---------------alıntı---------------
Alex, eski menajer Volkan Ballı'ya şu SMS'i attı: "Kulüp arkamda durmuyor. O tweeti zorla sildirdiler. üzgünüm." figen civan o SMS'i görmüş
---------------alıntı---------------
alex'in bahsettiği twiti biliyorsunuz değil mi? hani şu aykut beni kıskanıyor cart curt falan..
alex ülkemizdeki sahtekar ve kolpacı futbolcuların bayrak taşıyanıdır. her anlamda. hem saha içi hem saha dışı..
dürüst yüce kaptanmış peehhh.. gidin kargalara anlatın onu amk.
geçen maç hakemi aldatmaya yönelik hareketten sarı kart gördü diye "alex bitik, yoksa böyle şey yapmazdı" diyenlere de koca bir yuh diyorum.
ulan benim hayatımda gördüğüm arif erdem 1, burak yılmaz 2, alex 3'tür kendini her bokta yere atmak konusunda. beleş penaltı frikik kazanmak için her boku yapar bu herif ama böyle sarı kart gösterecek götü olmayan hakeme denk gelmezse, profesörlük sıfatına saygıdan kimse bu herif hakkında gerçeği söylemeyi göze alamazdı..
efsaneymiş peeehhhh.. istatistiklerine saygı duyarım, futbol zekasına lâf ettirmem. ama şans ve tesadüflerin yarattığı bir efsaneden fazlası değildir asla..
ulan aykut kocaman teknik direktörlüğe ilk geldiği zamanlar, daha bu şike falan ortada yokken, alex'in yetersizliği, takımdan gönderileceği, hatta gönderilmesi gerektiği konuşulmuyor muydu her yerde? tabi o zaman efsane futbolcu sıfatı her kafadan zikredilmiyordu.. alex efsane futbolcu sıfatını, heykeli dikilme iltifatını ne zaman aldı? 3 temmuzdan sonra..
neden mi?
alex de souza[ybkz]swh[/ybkz] fenerbahçe'nin markalaşma çalışmasının bir ürünüdür. heykeli dikilecek ne yapmış la? samsuna antepe gol attı, lig şampiyonu yaptı diye birinin heykeli mi dikilir amk!
3 temmuz'la birlikte marka değerini yitiren fenerbahçe güzel bir imaj çalışmasıyla kendisini allayıp pullayıp suni bir lider haline getirdi. alex'de bu güzel ikrâmı geri çevirmedi. "noluyoruz amk, daha 10 ay öncesine kadar beni gönderiyorlardı, takıma ayak uyduramadığımı söylüyorlardı, noldu da birden kral oldum amk" demedi, her vazifesini yerine getirdi. lefter'in cenazesinde gözyaşları döktü, abuk subuk gaz getirici açıklamalarla şike davası sürecinde fener'i savundu yerli yersiz falan..
e zaten ailesi var gece hayatı falan yok. 1-2 de bestseller kitap okurken fotoğraflarını çektiler, oldu mu bize efsane alex amk.
sonra hobaa heykeli dikilsin. 10 ayda alex ne yaptı da heykelini dikiyosun amk? bir avrupa başarısı falan mı var da biz bilmiyoruz? ne sikim yaptı da azize içerdeyken heykel çalışmalarına giriliyo?
bütün amaç, fener'in marka değerini arttırmak, bakın ne efsane futbolcumuz var, fenerbahçe ne büyük kulüp imgesi yaratmak..
ee şimdi noldu?
efsane futbolcuya gel. aykut kendisini kıskanıyormuş. ulan mına godumun gerizekalı alex'i, sen kısa pantolonla gezerken, sana hiç de hak etmediğin payeyi veren fener formasıyla aynı takımlara golleri o diziyordu densiz salak!
senin şikeyle satın alınarak bedavadan çalımladığın o adamların babalarını aykut alnının teriyle çalımlıyordu.
yüz verirsen ali'ye, gelir sıçar halıya
ama bütün bu olaylar şimdi kıvrılıp fener'in götüne girecek. bu sezon fener hiç kasmasın boşa, komple çöpe gidecek..
ee sen misin 2 derbide gol attı diye adamı efsane yapan! uğraş dur şimdi..
her mağlubiyette alex oynamadı diye yenildin yazacaklar. kulübede tutsan böyle huzursuzluk çıkacak..
beter olun şikeciler..
eğer deniz atalay'ın açıklamaları doğru ve bu sezon için transfer planı rafa kaldırılmış ise, çok doğru yapılmıştır.
ha ama önce şunu söyleyeyim, almeida gidecekse lazoviç'i alacaksın. 2 sinden biri olacak bu takımda.
bunu deyip meseleye geçiyorum. takımın şu andaki asıl ihtiyacı fernandes'in yanına bir ofansif orta saha oyuncusu ve sağ bek bana kalırsa. yani samet aybaba'ya bu konuda %100 katılıyorum.
sanırsın forvetlere orta ve ara pası yağıyor da bizim mallar atamıyor. hoş bizim mallar 90 dakikada yapılan 2-3 gollük pası da değerlendiremiyor ama bu sayı çok çok az. forvetleri pozisyona sokacak bir organizasyon ve oyuncu niceliği yok takımda.
iyi bir sağ bek kanat akınlarına, iyi bir ofansif orta saha da mücadele ve pozisyon artışına neden olacaktır.
mustafa, batuhan, almeida (lazoviç), holosko ve mehmet bizim forvet ihtiyacımız için iş görür. en azından transferin forvet için bir önceliği yok şu durumda
yeter ki onlara pozisyon yaratabilecek adamlar olsun..
ha ama önce şunu söyleyeyim, almeida gidecekse lazoviç'i alacaksın. 2 sinden biri olacak bu takımda.
bunu deyip meseleye geçiyorum. takımın şu andaki asıl ihtiyacı fernandes'in yanına bir ofansif orta saha oyuncusu ve sağ bek bana kalırsa. yani samet aybaba'ya bu konuda %100 katılıyorum.
sanırsın forvetlere orta ve ara pası yağıyor da bizim mallar atamıyor. hoş bizim mallar 90 dakikada yapılan 2-3 gollük pası da değerlendiremiyor ama bu sayı çok çok az. forvetleri pozisyona sokacak bir organizasyon ve oyuncu niceliği yok takımda.
iyi bir sağ bek kanat akınlarına, iyi bir ofansif orta saha da mücadele ve pozisyon artışına neden olacaktır.
mustafa, batuhan, almeida (lazoviç), holosko ve mehmet bizim forvet ihtiyacımız için iş görür. en azından transferin forvet için bir önceliği yok şu durumda
yeter ki onlara pozisyon yaratabilecek adamlar olsun..
kadına bayan diyenlerin yaşadığı memleketlerde cesurca davranan kadınlardır.
o iş öyle değil yavrum diyorum bazılarına.
reçete:
almeida'yı derhal okutacaksın. aldığın parayla derhal lazoviç'i indireceksin.
fernandes'e de maç başı 10.000 daha vereceksin, gazını alacaksın..
bu iş böylece mükemmel şekilde çözülmüş olacak.
hiç edebiyat paralamayın, burası beşiktaş istemiyosa siktirsin gitsin diye.
evlendikten sonra 150 kilo alan kadını da adamı da boşarız hepimiz.
almeida'nın mr meselesinde yaptığı ve abuk subuk bezgin tavırları yüzünden göndermek, yerine lazoviç'i almak süper iş olur.
fernandes'i ise tutacaksın takımda. napacaksın ne edeceksin tutacaksın. lamı cimi yok. maç başı 10000 daha arttır sen, o 10000 sana 100000 ler olarak dönecek. profesyonel futbolda olur böyle şeyler..
karamsarlığa bağlamayın, "hepsi gitsin çocuklarla oynarız nolcak" laflarına girmeyin çünkü bu takımın şampiyonluk şansı var!
var ulan var! çok abartıyorsunuz arabeskliği, karamsarlığı, atarı gideri..
"kaybedecek hiç bir şeyimiz yok, onurumuzdan başka" edebiyatında çoğunuz..
yok hacılar o iş öyle değil.. daha onurumuza gelene kadar kaybedecek çook şey var.
akîl ve soğukkanlı davranıp onları yitirmemek lazım..
reçete:
almeida'yı derhal okutacaksın. aldığın parayla derhal lazoviç'i indireceksin.
fernandes'e de maç başı 10.000 daha vereceksin, gazını alacaksın..
bu iş böylece mükemmel şekilde çözülmüş olacak.
hiç edebiyat paralamayın, burası beşiktaş istemiyosa siktirsin gitsin diye.
evlendikten sonra 150 kilo alan kadını da adamı da boşarız hepimiz.
almeida'nın mr meselesinde yaptığı ve abuk subuk bezgin tavırları yüzünden göndermek, yerine lazoviç'i almak süper iş olur.
fernandes'i ise tutacaksın takımda. napacaksın ne edeceksin tutacaksın. lamı cimi yok. maç başı 10000 daha arttır sen, o 10000 sana 100000 ler olarak dönecek. profesyonel futbolda olur böyle şeyler..
karamsarlığa bağlamayın, "hepsi gitsin çocuklarla oynarız nolcak" laflarına girmeyin çünkü bu takımın şampiyonluk şansı var!
var ulan var! çok abartıyorsunuz arabeskliği, karamsarlığı, atarı gideri..
"kaybedecek hiç bir şeyimiz yok, onurumuzdan başka" edebiyatında çoğunuz..
yok hacılar o iş öyle değil.. daha onurumuza gelene kadar kaybedecek çook şey var.
akîl ve soğukkanlı davranıp onları yitirmemek lazım..
26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçındaki umudumuz.
çirkin gelen hareketleri, karakterindeki bozukluklar vs.. beşiktaş taraftarının çok da sempatiyle bakmadığı gizli silahımız.
dezavantajlar bazen avantaja dönüşebilir. nasıl mı?
bu tip megaloman karakter işaretleri, kariyeri ve itibarı düşüşe geçmiş bireyde korkunç bir hırs olarak tezahür eder.
öncelikle şunu söyleyeyim ki, ukalalık, küstahlık ya da kibir değildir. ukala olmak çok da kötü bir şey değildir. kötü ve asıl çirkin olan küstahlık ve kibirdir.
ukalalık özgüveni yüksek olan, kendi kişiliğine ve yeteneklerine güvenen insanın hayata karşı olan içten isyanının dışavurumudur.
ukalalık bir iddiadır. kibir ve küstahlık ise aşağılamadır.
bu veriler ışığında batuhan karadeniz'in ukala yapısı, küstahlık boyutuna ulaşmadığı takdirde, hem kendisi hem de beşiktaş için büyük bir şans ve büyük bir kozdur.
iyi düşün ve anla ey taraftar!
maç başladı takım kötü gidiyor.. 2-0 mağlubuz misal[ybkz]swh[/ybkz].
o anda takımı ne necip'in "uysal" karakteri, ne cenk'in "soğukkanlılığı", ne pektemek'in "paniği", ne hilbert'in "çalışkanlığı" ne de toraman'ın "liderliği" kurtarır!
kurtarırsa batuhan'ın hırsı kurtarır.
ukala yani iddialı adam, bu duruma isyan eder. hem içinden hem dışından. ortaya koyduğu iddanın eriyip gittiğini görmek bünyesinde isyan ateşinin fitilini yakar..
dişlerini sıkar, hırsla, istekle bir kat daha saldırır.
gol attıkça, çalım attıkça, yani maçta her "kazandığı" anda, o ateş büyür, büyür, büyür..
ve o, başlar eğikken yaşanan burukluktan, olası bir zafere ancak takımı bu duygu, bu azim, bu hırs taşır..
inşallah böyle bir senaryoyla karşılaşmayız ancak her şey olası bu maçta.
özetle batuhan'ın kontrol altına alınmış ukalalığı her zaman işimize yarar.. takımın da silkinip kendine gelmesini, uykudan uyanmasını sağlar..
bi de şahsım adına şunu ekleyeyim ki, ben böyle bir oyuncuyu beşiktaş'ta görmeyi çok özledim.
hırslı olacak, rakibe gider yapacak, yüreğinde kopanları korkmadan dışarıya vuracak, alayınıza gider ulan diyebilecek, demese bile her hal ve tavrıyla bunu belli edecek bir oyuncuyu beşiktaş'ımda görmeyeli o kadar çok oldu ki.. batuhan'ın bu takıma geldiğine en çok bu yüzden sevindim..
not: batuhan'ın yapmış olduğu hareketlerin hiç birini tasvip ediyor değilim. onlardan bahsetmedim zaten.
çirkin gelen hareketleri, karakterindeki bozukluklar vs.. beşiktaş taraftarının çok da sempatiyle bakmadığı gizli silahımız.
dezavantajlar bazen avantaja dönüşebilir. nasıl mı?
bu tip megaloman karakter işaretleri, kariyeri ve itibarı düşüşe geçmiş bireyde korkunç bir hırs olarak tezahür eder.
öncelikle şunu söyleyeyim ki, ukalalık, küstahlık ya da kibir değildir. ukala olmak çok da kötü bir şey değildir. kötü ve asıl çirkin olan küstahlık ve kibirdir.
ukalalık özgüveni yüksek olan, kendi kişiliğine ve yeteneklerine güvenen insanın hayata karşı olan içten isyanının dışavurumudur.
ukalalık bir iddiadır. kibir ve küstahlık ise aşağılamadır.
bu veriler ışığında batuhan karadeniz'in ukala yapısı, küstahlık boyutuna ulaşmadığı takdirde, hem kendisi hem de beşiktaş için büyük bir şans ve büyük bir kozdur.
iyi düşün ve anla ey taraftar!
maç başladı takım kötü gidiyor.. 2-0 mağlubuz misal[ybkz]swh[/ybkz].
o anda takımı ne necip'in "uysal" karakteri, ne cenk'in "soğukkanlılığı", ne pektemek'in "paniği", ne hilbert'in "çalışkanlığı" ne de toraman'ın "liderliği" kurtarır!
kurtarırsa batuhan'ın hırsı kurtarır.
ukala yani iddialı adam, bu duruma isyan eder. hem içinden hem dışından. ortaya koyduğu iddanın eriyip gittiğini görmek bünyesinde isyan ateşinin fitilini yakar..
dişlerini sıkar, hırsla, istekle bir kat daha saldırır.
gol attıkça, çalım attıkça, yani maçta her "kazandığı" anda, o ateş büyür, büyür, büyür..
ve o, başlar eğikken yaşanan burukluktan, olası bir zafere ancak takımı bu duygu, bu azim, bu hırs taşır..
inşallah böyle bir senaryoyla karşılaşmayız ancak her şey olası bu maçta.
özetle batuhan'ın kontrol altına alınmış ukalalığı her zaman işimize yarar.. takımın da silkinip kendine gelmesini, uykudan uyanmasını sağlar..
bi de şahsım adına şunu ekleyeyim ki, ben böyle bir oyuncuyu beşiktaş'ta görmeyi çok özledim.
hırslı olacak, rakibe gider yapacak, yüreğinde kopanları korkmadan dışarıya vuracak, alayınıza gider ulan diyebilecek, demese bile her hal ve tavrıyla bunu belli edecek bir oyuncuyu beşiktaş'ımda görmeyeli o kadar çok oldu ki.. batuhan'ın bu takıma geldiğine en çok bu yüzden sevindim..
not: batuhan'ın yapmış olduğu hareketlerin hiç birini tasvip ediyor değilim. onlardan bahsetmedim zaten.
aile maile hikaye tabiki. herkes bunun farkında.. tek suçlu bizim yukardan bakan yönetimdir..
ulan zaten kral adamları sabi sübyanla oynatıyorsun, ya ne bekliyordun?
senin almeida dediğin beğenmediğin adam daha geçen ay sağda cristiano ronaldo solda nani'yle oynuyordu. 1 ay sonra olcay, pektemek'le oynuyor. sen bu adamın yerine kendini koysana! insan paralize olur be.. zaten avrupa'ya gitmiyorsun, çoluk çocukla oynuyorsun, şampiyonluk ihtimalin ağustos'ta yağan kar kadar.. ee ya ne olacaktı? bu adam "siktiret kariyeri, şampiyonluğu, avrupa kupalarını, ben parama bakarım" mı diyecekti? tüccar mı lan bunlar? siz her fırsatta para için geliyor şerefsizler diye itin götüne sokmayı marifet sanıyorsunuz ama bu insanların da hayalleri, hedefleri var. bunlar da kupa kaldırmak ister, avrupa'da adını duyurmak ister.. adama avrupa'da alacağından daha fazla para vermek yerine ne vaadettin? türkiye kupasını bile vaat edemiyor ki takım. acı ama gerçek...
fernandes olayına hiç girmiyorum bile.. açık net söylüyorum, ben fernandes olsaydım, çooktaaaaaannn basıp gitmiştim, ne gerekiyorsa da yapmıştım! derdim ki beşiktaş yönetimine "arkadaşım madem hedefleri küçülttün, çoluk çocukla maçlara çıkıyorsun, avrupa'da yoksun, ulan benle işin ne? yeteneğim ortada, klasım ortada.. senin işini eskişehir'de oynayan dede ayarında, holmen ayarında birisi de görür. beni napacaksın? hakkınızı helal edin, benimki de helal olsun, herkes kendi yoluna der" basar giderdim. net.
fernandes çok bile dayandı. walla helal olsun. ben yarısı kadar durmazdım..
şimdiiiiiiiii fernandes ve almeida'nın gözünden olayı inceledik. bi de yönetimin gözünden inceleyelim...
diyelim ki ben beşiktaş yöneticisiyim. takım boku yemiş, borç içinde yüzüyoruz, avrupa yok falan filan..
ve elimde fernandes ile almeida var.
bütün ülküm, idealim hayattaki tek gayem bu adamları takımda tutmak olur lan! çünkü denklem çok basit
beşiktaş'ın kurtuluşu = futbol takımının başarısı = kaliteli futbolcular
net!
e peki beşiktaş bu adamların bütün beklentilerini karşılayacak bir takım mı? değil. o zaman adamları hoş tutmak için elimden geleni yapardım! yapıldı mı? hayır..
15 günde bir futbol takımının tamamıyla lüks bir restaurantta yemek daveti yapardım mesela. fernandes ve almeida ile özel görüşmeler yapar, beşiktaş'ta, istanbul'da bir dertleri sıkıntıları var mı, herşey yolunda mı diye sorardım. elimden geldiği kadar problemlerini çözer, böylece, futbolcuların kendilerini kulübe ait hissetmelerini sağlardım. sonra takımı da sahiplenirlerdi zaten..
hoş bunu bir yönetici, bence her zaman bütün futbolcuları için yapmalı. ama bu zor durumda kurtuluş reçetenin okları bu adamları gösteriyorsa 5 kat özveriyle yapılmalıydı.
bizim yöneticilerin çoğunun dünya zikinde minare götünde.. ha diceksiniz ki adamlar borçlarla, davalarla uğraşıyor.. bu işlerle de uğraşacaksın arkadaş! çünkü sana para getirecek şey futbol takımının başarısı. o başarı da necip'le gelmeyecek kimse kusra bakmasın. gelebilirse ancak fernandes'le gelecek bu şartlarda..
yani hasılı bu iş bizim yöneticilerin yukardan bakmalarının, ilgisizliklerinin yani topyekün beceriksizliklerinin suçudur.
ulan zaten kral adamları sabi sübyanla oynatıyorsun, ya ne bekliyordun?
senin almeida dediğin beğenmediğin adam daha geçen ay sağda cristiano ronaldo solda nani'yle oynuyordu. 1 ay sonra olcay, pektemek'le oynuyor. sen bu adamın yerine kendini koysana! insan paralize olur be.. zaten avrupa'ya gitmiyorsun, çoluk çocukla oynuyorsun, şampiyonluk ihtimalin ağustos'ta yağan kar kadar.. ee ya ne olacaktı? bu adam "siktiret kariyeri, şampiyonluğu, avrupa kupalarını, ben parama bakarım" mı diyecekti? tüccar mı lan bunlar? siz her fırsatta para için geliyor şerefsizler diye itin götüne sokmayı marifet sanıyorsunuz ama bu insanların da hayalleri, hedefleri var. bunlar da kupa kaldırmak ister, avrupa'da adını duyurmak ister.. adama avrupa'da alacağından daha fazla para vermek yerine ne vaadettin? türkiye kupasını bile vaat edemiyor ki takım. acı ama gerçek...
fernandes olayına hiç girmiyorum bile.. açık net söylüyorum, ben fernandes olsaydım, çooktaaaaaannn basıp gitmiştim, ne gerekiyorsa da yapmıştım! derdim ki beşiktaş yönetimine "arkadaşım madem hedefleri küçülttün, çoluk çocukla maçlara çıkıyorsun, avrupa'da yoksun, ulan benle işin ne? yeteneğim ortada, klasım ortada.. senin işini eskişehir'de oynayan dede ayarında, holmen ayarında birisi de görür. beni napacaksın? hakkınızı helal edin, benimki de helal olsun, herkes kendi yoluna der" basar giderdim. net.
fernandes çok bile dayandı. walla helal olsun. ben yarısı kadar durmazdım..
şimdiiiiiiiii fernandes ve almeida'nın gözünden olayı inceledik. bi de yönetimin gözünden inceleyelim...
diyelim ki ben beşiktaş yöneticisiyim. takım boku yemiş, borç içinde yüzüyoruz, avrupa yok falan filan..
ve elimde fernandes ile almeida var.
bütün ülküm, idealim hayattaki tek gayem bu adamları takımda tutmak olur lan! çünkü denklem çok basit
beşiktaş'ın kurtuluşu = futbol takımının başarısı = kaliteli futbolcular
net!
e peki beşiktaş bu adamların bütün beklentilerini karşılayacak bir takım mı? değil. o zaman adamları hoş tutmak için elimden geleni yapardım! yapıldı mı? hayır..
15 günde bir futbol takımının tamamıyla lüks bir restaurantta yemek daveti yapardım mesela. fernandes ve almeida ile özel görüşmeler yapar, beşiktaş'ta, istanbul'da bir dertleri sıkıntıları var mı, herşey yolunda mı diye sorardım. elimden geldiği kadar problemlerini çözer, böylece, futbolcuların kendilerini kulübe ait hissetmelerini sağlardım. sonra takımı da sahiplenirlerdi zaten..
hoş bunu bir yönetici, bence her zaman bütün futbolcuları için yapmalı. ama bu zor durumda kurtuluş reçetenin okları bu adamları gösteriyorsa 5 kat özveriyle yapılmalıydı.
bizim yöneticilerin çoğunun dünya zikinde minare götünde.. ha diceksiniz ki adamlar borçlarla, davalarla uğraşıyor.. bu işlerle de uğraşacaksın arkadaş! çünkü sana para getirecek şey futbol takımının başarısı. o başarı da necip'le gelmeyecek kimse kusra bakmasın. gelebilirse ancak fernandes'le gelecek bu şartlarda..
yani hasılı bu iş bizim yöneticilerin yukardan bakmalarının, ilgisizliklerinin yani topyekün beceriksizliklerinin suçudur.
hes'lere karşı kılını kıpırdatmayıp, asya'da 3-5 fok kurtararak insanları kekleyen, gdo için insanları "bilinçlendirirken", meksika'daki çevre faciası ise zikinde bile olmayan denyo kuruluş.
bazıları bilmez. şimdi güzeller, bu godumun kuruluşuna üye olmak için geçen seneye kadar kredi kartı sahibi olmak zorunluydu. aksi takdirde üye olamıyordun..
sonra niyetlerinin çook belli olduğunun farkına varmış olacaklar ki, banka havalesi, sms'le 5 lira gibi alternatif yollara da yönelmiş canlarım..
cadde ve sokaklarda karşınıza çıkan, saçlarındaki yağ ile bir tava sucuk kızartabileceğiniz looser öğrenci greenpeace çalışanlarının, akşamları dombili patronları gelir yanlarına.. raporlara bakar ve aralarında şöyle diyaloglar geçer;
-abi ben 4 tane düşürdüm bugün
-afferin koçum. bakın ertan nasıl sağlam iş çıkartıyor. sezgin durgunsun 3 gündür?
-uğraşıyorum abi ama çok suratsızlar denk geliyor.
-olsun koçum, olur olur.. unutmayın çocuklar, sevimli, sıcak, ilgili, ajite dolu.. aferin ertan devam böyle.
-sağol patron
bütün hayali kızların da olduğu evlerde şişe çevirmece oynayabilmek olan bu otuzbirci looser öğrenci greenpeace çalışanlarıyla, herkes gibi ben de çok takıştım zamanında tabi.. çocuğa soruyorum;
-benim paramın hayır işine harcandığı nerden bileceğim?
-efendim, merkezimize gelirsiniz, makbuzunuzu görürsünüz. herkesin harcamasının nereye yapıldığı görülüyor..
- koçum o paranın benim gönderdiğim para olduğu ne bilicem peki?
-nasıl yani???
- yani size dünyanın her tarafından zibil gibi para akmıyor mu amk? 100 milyon dolarlık gelir toplayıp, toplamı 20 milyon dolar tutan farklı meblaalarda makbuzlar hazırlamadığınız, herkese de aynı rapor ve makbuzu sunmadığınız ne bilicem peki?
- asdfsdfsadfkjsa.. ee.. efendim greenpeace'de öle bişi olmaz.. greenpeace çevreye duyarlı, hayırseverlerin destek olduğu bık bık bık bık..
- hadi yavrum yoluna..
hele geçen gün bir taşşak geçtim ki bu tiplerle, dimağları şaştı looserların. neye uğradıklarını şaşırdılar ahahaha. du anlatayım;
arkadaşlarla beşiktaş merkezdeyiz 4 kişi. köyiçine doğru gidicez ordan.. böyle 3 tane tip geldi yine yılışık, yavşak, ne boka hizmet ettiğini bilmeyen, 3 kuruş için bütün gün milletin maskarası olan looser..
- çevre için bir dakikanız.....
- dur canım. dur çocuğum. koçlarım, canlarım. bak hepiniz nası cevval, yakışıklı çocuklarsınız. ben sizi burdan kurtarıcam. önümüzdeki hafta büro malzemeleri satan bir şirket için ofisimizi kuruyoruz. sizin gibi canavar elemanlara ihtiyacımız var. öğrenci, part time işi.. yol+ssk+yemek. maaşı da konuşuruz. ama burda alacağınızdan çok daha iyisi olacağına emin olun. haftaya da burdasınız dimi koçlarım?
- burdayız abi. tabi burdayız. biz hep burdayız. istersen numaramızı da al abi. olur da karşılaşamazsak, rastlaşamayız falan..
-nooollldduuuu lan çevre sazan? noldu gdo? hani dünyanın sonu geliyodu? 10 saniyede sattın dünyayı mına koyim! napcaz şimdi? bi de milleti duyarlı olmaya davet ediyorsunuz, şu halinize bakın lan! ben size iş miş vermem. 10 saniyede bu işi satan, benim işimi de satar. hadi basın şimdi..
- abi yanlış anladın öyle demek isteme....
- bırakın lan bu işleri.. ne çevre zikinizde ne gdo mına koyim.. öle şovmen şovmen triplerle kimi yiyosunuz? fok balıkları falan zikinizde değil, akşam kızlarla barda takılmak için bira parası çıkarma derdindesiniz.. hadi yaylanın..
çocukların surat ifadelerini görmeni nasıl isterdim sözlük. asdfsadfasdf ahahaha...
yaw ben greenpeace'i gömecektim donelerle, entry nerelere geldi.. neyse bari konuyu şöyle kapatayım.. 2003 gelir tablosu şuhttp://activistcash.com/organization_financials.cfm/o/131-greenpeace olan bir kuruluştan bahsediyoruz..
2003 diyorum bak. 2003! 9 sene öncesi yani.. son yıllarda artan rockfeller'ların, cartların curtların filantropilerine falan hiç girmiyorum bile..
bu kadar parayı alıp 3-4 kuş balık kurtarıp bi de insanları "bilinçlendiriolar" canlarım.. bilinçlendirmek dediğim de bi sikim değil he, mail falan atıp, şunlardan şikayetçi olun, itiraz edin bık bık bık..
o parayı bana verin, ben çok daha iyi görsel tasarımlarla, daha iyi mailler atarım. hatta ne maili lan, herkesin beynine bilinç enjekte ederim şırıngayla..
özetle bi siktirsin gitsinler yani..
bazıları bilmez. şimdi güzeller, bu godumun kuruluşuna üye olmak için geçen seneye kadar kredi kartı sahibi olmak zorunluydu. aksi takdirde üye olamıyordun..
sonra niyetlerinin çook belli olduğunun farkına varmış olacaklar ki, banka havalesi, sms'le 5 lira gibi alternatif yollara da yönelmiş canlarım..
cadde ve sokaklarda karşınıza çıkan, saçlarındaki yağ ile bir tava sucuk kızartabileceğiniz looser öğrenci greenpeace çalışanlarının, akşamları dombili patronları gelir yanlarına.. raporlara bakar ve aralarında şöyle diyaloglar geçer;
-abi ben 4 tane düşürdüm bugün
-afferin koçum. bakın ertan nasıl sağlam iş çıkartıyor. sezgin durgunsun 3 gündür?
-uğraşıyorum abi ama çok suratsızlar denk geliyor.
-olsun koçum, olur olur.. unutmayın çocuklar, sevimli, sıcak, ilgili, ajite dolu.. aferin ertan devam böyle.
-sağol patron
bütün hayali kızların da olduğu evlerde şişe çevirmece oynayabilmek olan bu otuzbirci looser öğrenci greenpeace çalışanlarıyla, herkes gibi ben de çok takıştım zamanında tabi.. çocuğa soruyorum;
-benim paramın hayır işine harcandığı nerden bileceğim?
-efendim, merkezimize gelirsiniz, makbuzunuzu görürsünüz. herkesin harcamasının nereye yapıldığı görülüyor..
- koçum o paranın benim gönderdiğim para olduğu ne bilicem peki?
-nasıl yani???
- yani size dünyanın her tarafından zibil gibi para akmıyor mu amk? 100 milyon dolarlık gelir toplayıp, toplamı 20 milyon dolar tutan farklı meblaalarda makbuzlar hazırlamadığınız, herkese de aynı rapor ve makbuzu sunmadığınız ne bilicem peki?
- asdfsdfsadfkjsa.. ee.. efendim greenpeace'de öle bişi olmaz.. greenpeace çevreye duyarlı, hayırseverlerin destek olduğu bık bık bık bık..
- hadi yavrum yoluna..
hele geçen gün bir taşşak geçtim ki bu tiplerle, dimağları şaştı looserların. neye uğradıklarını şaşırdılar ahahaha. du anlatayım;
arkadaşlarla beşiktaş merkezdeyiz 4 kişi. köyiçine doğru gidicez ordan.. böyle 3 tane tip geldi yine yılışık, yavşak, ne boka hizmet ettiğini bilmeyen, 3 kuruş için bütün gün milletin maskarası olan looser..
- çevre için bir dakikanız.....
- dur canım. dur çocuğum. koçlarım, canlarım. bak hepiniz nası cevval, yakışıklı çocuklarsınız. ben sizi burdan kurtarıcam. önümüzdeki hafta büro malzemeleri satan bir şirket için ofisimizi kuruyoruz. sizin gibi canavar elemanlara ihtiyacımız var. öğrenci, part time işi.. yol+ssk+yemek. maaşı da konuşuruz. ama burda alacağınızdan çok daha iyisi olacağına emin olun. haftaya da burdasınız dimi koçlarım?
- burdayız abi. tabi burdayız. biz hep burdayız. istersen numaramızı da al abi. olur da karşılaşamazsak, rastlaşamayız falan..
-nooollldduuuu lan çevre sazan? noldu gdo? hani dünyanın sonu geliyodu? 10 saniyede sattın dünyayı mına koyim! napcaz şimdi? bi de milleti duyarlı olmaya davet ediyorsunuz, şu halinize bakın lan! ben size iş miş vermem. 10 saniyede bu işi satan, benim işimi de satar. hadi basın şimdi..
- abi yanlış anladın öyle demek isteme....
- bırakın lan bu işleri.. ne çevre zikinizde ne gdo mına koyim.. öle şovmen şovmen triplerle kimi yiyosunuz? fok balıkları falan zikinizde değil, akşam kızlarla barda takılmak için bira parası çıkarma derdindesiniz.. hadi yaylanın..
çocukların surat ifadelerini görmeni nasıl isterdim sözlük. asdfsadfasdf ahahaha...
yaw ben greenpeace'i gömecektim donelerle, entry nerelere geldi.. neyse bari konuyu şöyle kapatayım.. 2003 gelir tablosu şuhttp://activistcash.com/organization_financials.cfm/o/131-greenpeace olan bir kuruluştan bahsediyoruz..
2003 diyorum bak. 2003! 9 sene öncesi yani.. son yıllarda artan rockfeller'ların, cartların curtların filantropilerine falan hiç girmiyorum bile..
bu kadar parayı alıp 3-4 kuş balık kurtarıp bi de insanları "bilinçlendiriolar" canlarım.. bilinçlendirmek dediğim de bi sikim değil he, mail falan atıp, şunlardan şikayetçi olun, itiraz edin bık bık bık..
o parayı bana verin, ben çok daha iyi görsel tasarımlarla, daha iyi mailler atarım. hatta ne maili lan, herkesin beynine bilinç enjekte ederim şırıngayla..
özetle bi siktirsin gitsinler yani..
duYgUsal_Jojuk34@hotmail.com
boy:1.79
kilo: 71
yer: istanbul
vücut: fit
adonis: kendini belli ediyor
para: var
ev: var
tip: o biçim
randıman: aklın gider
boy:1.79
kilo: 71
yer: istanbul
vücut: fit
adonis: kendini belli ediyor
para: var
ev: var
tip: o biçim
randıman: aklın gider
muhtemelen aykut kocaman'ı yaşlılık komplexine sokmuş olan olaydır.
adam daha genç lan, ne ettin emenike.. [ybkz]swh[/ybkz]
adam daha genç lan, ne ettin emenike.. [ybkz]swh[/ybkz]
onu bunu bırakın da, gayse haysiyetsizleri yenerse aradaki puan farkının 2. haftadan 5 puan olacağı karşılaşma..
bunlar da çok iyi!
bu beşiktaşlı olanı;http://www.dailymotion.com/video/xso2tz_lig-tv-futbolaski-ittirmeyin-cocuk-var_sport
bu da samsunspor;http://www.dailymotion.com/video/xsofs3_lig-tv-futbolaski-ergun-git-golu-at_sport?search_algo=2
bu beşiktaşlı olanı;http://www.dailymotion.com/video/xso2tz_lig-tv-futbolaski-ittirmeyin-cocuk-var_sport
bu da samsunspor;http://www.dailymotion.com/video/xsofs3_lig-tv-futbolaski-ergun-git-golu-at_sport?search_algo=2
20 ağustos 2012 galatasaray kasımpaşa maçı bir daha göstermiştir ki, kendisini göndererek beşiktaş bu sezon ki en doğru hamlelerden birini yapmıştır.
maçı izlemeyenler bi izlesin be. lütfen. yani bana göre sana göreye de mahal vermiyor adam. pili bitik. tükenmiş. net.
bizde sezonda 1 asist 1 golle oynayan, karakteriyle kendine takımda yer bulan, eskiden panzerimiz olsa da şu an pili bitmiş fason orta saha oyuncusundan kurtulduk.
defansif orta saha bile olan en az sezonda 5-6 gol atacaksın lan. atacaksın beşiktaş'ta oynuyorsan! sezonda 5 gol atamayan orta saha futbolcusu, defansif orta saha bile olsa defolsun gitsin.
ister kel karizması olsun, ister panzer ruhlu, ister karakteri düzgün falan.. bana cennete gidecek futbolcu değil, asist yapacak gol atacak orta saha futbolcusu lazım.
maçı izlemeyenler bi izlesin be. lütfen. yani bana göre sana göreye de mahal vermiyor adam. pili bitik. tükenmiş. net.
bizde sezonda 1 asist 1 golle oynayan, karakteriyle kendine takımda yer bulan, eskiden panzerimiz olsa da şu an pili bitmiş fason orta saha oyuncusundan kurtulduk.
defansif orta saha bile olan en az sezonda 5-6 gol atacaksın lan. atacaksın beşiktaş'ta oynuyorsan! sezonda 5 gol atamayan orta saha futbolcusu, defansif orta saha bile olsa defolsun gitsin.
ister kel karizması olsun, ister panzer ruhlu, ister karakteri düzgün falan.. bana cennete gidecek futbolcu değil, asist yapacak gol atacak orta saha futbolcusu lazım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?