Janusz Glowacki tarafından kaleme alınan istanbul devlet tiyatrosu'nda faik ertener tarafından sahneye konulan 2011-2012 sezonu oyunu.
new york'ta evsizlerin yaşamını ve evsiz kalmadan önce yaşadıkları hayatı bu şartlarda nasıl bir hasret ve hüzünle asilce devam ettirdikleri merkezinde bugünki yaşama bakışlarını konu ediyor.
benim ömrümde gördüğüm en güzel ve orjinal metinlerden birine sahip. reji müthiş. bazı oyunculuklar aksasa, bazıları antipatik kaçmış olsa da, öyküsü ve mehmet ali kaptanlar ile ali düşenkalkar'ın başarılı oyunculuğuyla insanı etkisi altına alıyor.
oyunun düşük ritimli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. ama metin bunu zorunlu kılıyor çok kere.
devlet tiyatrosundan başka bir yerde sahnelenmesi bu ülkede mümkün olmayan oyunlardan.
çok iyi. eğer 2012-2013 sezonunda oynanırsa mutlaka görün.
Yazan: Janusz Glowacki
çeviren: Tuğrul çetiner
Yönetmen: Faik Ertener
Dekor Tasarımı: Suar şeylan
Giysi Tasarımı: Medine Yavuz
Işık Tasarımı: Ayhan Güldağları
Yönetmen Yrd.: özden çiftçi
Asistanlar: özlem çakar-Ethem Tuncay
Oyuncular:
Anita: özden çiftçi
Sazsa: Mehmet Ali Kaptanlar
Pire: şamil Kafkas
Polis: Ali Düşenkalkar
Ceset: Adnan Kürkçü
Adam: Ethem Tuncay
iskender altın tarafından sahneye konan istanbul devlet tiyatrolarının 2011-2012 sezonunda sahnelediği john logan oyunu.
2. dünya savaşı sonrası, picasso'nun bile demode sayıldığı, sanatın sorgulandığı 20. yüzyılda, büyük ressam mark rothko'nun asistanı ken ile geçirdiği zorlu 2 yılı konu ediyor.
enfes bir metin. nihat ileri yaşlandığı fark edilse de her zaman kendini izlettiriyor. 2012-2013 sezonunun kaçırılmaması gerekenleri arasında.
Yazan: John Logan
çeviren: Eray Eserol
Yönetmen: iskender Altın
Dekor-Kostüm Tasarımı: şirin Dağtekin Yenen
Işık Tasarımı: Enver Başar
Asistanlar: Ezgi Yentürk-Doğan Turan
Oyuncular:
Rothko: Nihat ileri
Ken: Turan Günay
2. dünya savaşı sonrası, picasso'nun bile demode sayıldığı, sanatın sorgulandığı 20. yüzyılda, büyük ressam mark rothko'nun asistanı ken ile geçirdiği zorlu 2 yılı konu ediyor.
enfes bir metin. nihat ileri yaşlandığı fark edilse de her zaman kendini izlettiriyor. 2012-2013 sezonunun kaçırılmaması gerekenleri arasında.
Yazan: John Logan
çeviren: Eray Eserol
Yönetmen: iskender Altın
Dekor-Kostüm Tasarımı: şirin Dağtekin Yenen
Işık Tasarımı: Enver Başar
Asistanlar: Ezgi Yentürk-Doğan Turan
Oyuncular:
Rothko: Nihat ileri
Ken: Turan Günay
savyon liebrecht'in yazdığı özgür yalım rejisiyle 2011-2012 sezonunda sahne almaya başlayan istanbul devlet tiyatrosu oyunu.
heidegger[ybkz]swh[/ybkz] ile öğrenisi hanna arendt arasındaki aşkı ve sonrasında yaşattıklarını konu alıyor. dekoru başarılı, müzikleri başarılı, oyuncular başarılı. herşeyden öte harikulade bir öyküsü var.
bu sezon da istanbul devlet tiyatrosu cevahir sahnesi'nde sahnelenmeye devam edecek. izleyin derim.
Yazan: Savyon Liebrecht
çeviren: Tarık Günersel
Yönetmen: özgür Yalım
Dekor Tasarımı: Behlüldane Tor
Giysi Tasarımı: Nalan Alaylı
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz
Dramaturg: Derya Cumhur
Yönetmen Yardımcıları: Saydam Yeniay-Gamze Yalım
Oyuncular:
Yaşlı Hanna Arendt: Nurinisa Yıldırım
Martin Heidegger: Saydam Yeniay
Genç Hanna: Deniz Elmas
Mıchael Ve Rafael: Efe Tuncer
heidegger[ybkz]swh[/ybkz] ile öğrenisi hanna arendt arasındaki aşkı ve sonrasında yaşattıklarını konu alıyor. dekoru başarılı, müzikleri başarılı, oyuncular başarılı. herşeyden öte harikulade bir öyküsü var.
bu sezon da istanbul devlet tiyatrosu cevahir sahnesi'nde sahnelenmeye devam edecek. izleyin derim.
Yazan: Savyon Liebrecht
çeviren: Tarık Günersel
Yönetmen: özgür Yalım
Dekor Tasarımı: Behlüldane Tor
Giysi Tasarımı: Nalan Alaylı
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz
Dramaturg: Derya Cumhur
Yönetmen Yardımcıları: Saydam Yeniay-Gamze Yalım
Oyuncular:
Yaşlı Hanna Arendt: Nurinisa Yıldırım
Martin Heidegger: Saydam Yeniay
Genç Hanna: Deniz Elmas
Mıchael Ve Rafael: Efe Tuncer
çocuklarından gözyaşlarını gizlemek isteyen bir baba olmak ya da cenaze gibi bazı istisnai durumlar haricinde bu topraklara özgü bir gerçektir.
ve çok da doğrudur. eğer bu siktiminin memleketinde bir erkek olarak doğduysan er ya da geç böyle yapman gerektiğini bir şekilde anlarsın.
izahı çok uzar. şu an da çok fazla yazasım yok. ama kadın milletinin (i: "niye ya, mal mısınız, içinizden geldiği gibi davranın, doğal halinizle duygularınızı gösterin)" gibi sahte insiyaklarına kulak asmamak ve bu durumu onlara izah etmeye uğraşmamak gerekir. zira kendisinin bu sözdeki samimiyeti sen ağladıktan 15 dakika sonra bir sis bulutu gibi dağılacak, az önce söylemiş oldukları "(i: bak doğruyu söyle hiç aldattın mı beni, yemin ediyorum kızmayacağım)" lafı kadar ciddi kalacaktır.
o anne ki, karşısında hayatın boyunca 1 ya da 2 kere ağlayabilirsin. çünkü en fazla o kadarını hakkıyla anlar.
o sevgili ya da eş ki, karşısında hayatın boyunca en fazla 1 kere ağlayabilirsin. çünkü o en fazla o kadarını hakkıyla anlar.
o dost ki karşısında en fazla hayatın boyunca 2 ya da 3 kez ağlayabilirsin. çünkü daha fazlası onu yorar ve sonrasın sıkıntı veren bir dost olarak fazla duygusal insan muamelesi görürsün.
diğer insanların karşısında hiç hakkın yoktur.
ve karşındaki kim olursa olsun ve ne derse desin, karşısında ağlıyorsan bir erkek olarak, o andan sonra artık sen o kadar da (b: "erkek") değilsindir.
bir tek baba başkadır. adam gibi bir baban varsa, bu topraklarda karşısında ağlayabileceğin tek insan o olabilir.
öyle babaya sahip olmak da büyük talih tabi.
benim öyle bir babam olsun çok isterdim. ama yok tabi. sahip olanlar çok şanslı erkeklerdir. ve hayat boyu sırtları çok az yere değer.
ve çok da doğrudur. eğer bu siktiminin memleketinde bir erkek olarak doğduysan er ya da geç böyle yapman gerektiğini bir şekilde anlarsın.
izahı çok uzar. şu an da çok fazla yazasım yok. ama kadın milletinin (i: "niye ya, mal mısınız, içinizden geldiği gibi davranın, doğal halinizle duygularınızı gösterin)" gibi sahte insiyaklarına kulak asmamak ve bu durumu onlara izah etmeye uğraşmamak gerekir. zira kendisinin bu sözdeki samimiyeti sen ağladıktan 15 dakika sonra bir sis bulutu gibi dağılacak, az önce söylemiş oldukları "(i: bak doğruyu söyle hiç aldattın mı beni, yemin ediyorum kızmayacağım)" lafı kadar ciddi kalacaktır.
o anne ki, karşısında hayatın boyunca 1 ya da 2 kere ağlayabilirsin. çünkü en fazla o kadarını hakkıyla anlar.
o sevgili ya da eş ki, karşısında hayatın boyunca en fazla 1 kere ağlayabilirsin. çünkü o en fazla o kadarını hakkıyla anlar.
o dost ki karşısında en fazla hayatın boyunca 2 ya da 3 kez ağlayabilirsin. çünkü daha fazlası onu yorar ve sonrasın sıkıntı veren bir dost olarak fazla duygusal insan muamelesi görürsün.
diğer insanların karşısında hiç hakkın yoktur.
ve karşındaki kim olursa olsun ve ne derse desin, karşısında ağlıyorsan bir erkek olarak, o andan sonra artık sen o kadar da (b: "erkek") değilsindir.
bir tek baba başkadır. adam gibi bir baban varsa, bu topraklarda karşısında ağlayabileceğin tek insan o olabilir.
öyle babaya sahip olmak da büyük talih tabi.
benim öyle bir babam olsun çok isterdim. ama yok tabi. sahip olanlar çok şanslı erkeklerdir. ve hayat boyu sırtları çok az yere değer.
insanlığın ne kadar aşağıya çekilebileceğini tüm ülkeye göstermiş taraftardır.
http://d1209.hizliresim.com/11/s/dcd6y.jpg
http://d1209.hizliresim.com/11/s/dcd6y.jpg
ben bir kere sevmişim seni şarkısının söz ve bestesinin de sahibi.
aynı zamanda beşiktaş taraftarıdır. bu şarkısı da çok güzel şekilde uyarlanıp bir beşiktaş şarkısı olmuştur.
aynı zamanda beşiktaş taraftarıdır. bu şarkısı da çok güzel şekilde uyarlanıp bir beşiktaş şarkısı olmuştur.
harikulade bir yazı yazmıştır. kalemine sağlık.
http://www.haber1903.com/Besiktas-4495-itir_esen_yazdi_cok_adilsin_pfdk_cok.html
http://www.haber1903.com/Besiktas-4495-itir_esen_yazdi_cok_adilsin_pfdk_cok.html
q7'nin kapak sayfasında yer aldığı bir gazete sayfasını çaydanlığın altına nihale yaptım bugün.
(bkz: ilahi adalet vol.2)
harika bir etkiyle sonuçlanmış maçtır.
aykut kocaman'ın üzerinde inanılmaz bir tepki oluşacak. takım içinde alex'e karşı bir zoraki biat, ve travma gelişecek.
aykut sıkıntıdan stresten kendini sikmezse iyidir.
süper lig'e de yansıması ve beter olmaları dileğiyle. amin.
aykut kocaman'ın üzerinde inanılmaz bir tepki oluşacak. takım içinde alex'e karşı bir zoraki biat, ve travma gelişecek.
aykut sıkıntıdan stresten kendini sikmezse iyidir.
süper lig'e de yansıması ve beter olmaları dileğiyle. amin.
hata yapmıştır, yapmamıştır bu konuda yorum yapmayacağım.
ama şu dakkadan itibaren boku avuçlamıştır. net.
ama şu dakkadan itibaren boku avuçlamıştır. net.
zuzuzuuzzhahahahahahhahahaha 90+4'te marsilya attı.
daha iyisi olamazdı. gülmekten zor yazıyorum şu anda. zaaaaaaaaaaa
daha iyisi olamazdı. gülmekten zor yazıyorum şu anda. zaaaaaaaaaaa
fenevlilerin bütün stad "napardım bilmem seni bir gün görmesem" söylediği maç. asdfasdgfasdasdf..
19 eylül manchester united galatasaray maçıyla gördük ki, bütün galatasaraylıların götünden anladığı kavramdır.
şimdi mal galatasaraylı, cümleyi öğelerine ayır bi bakayım önce.. heh şimdi yüklemi bir incele bakalım.. şimdi de ortaokul türkçe kitaplarındaki kelimede anlam konusunu bir kere baştan sona oku ve sonra kelimeyi bir daha oku. ya da türkçe sözlüğe bak kelimenin anlamını öğren.
ne diyor yüklemde? (vurgula: dönmesi) dimi gerizekalı? dönmesi.
şimdi söyle beyinsiz hangi topunuz dün direkten (vurgula: döndü)? hangi top lan?
beynimin zarını ziktiniz dün geceden beri "3 topumuz direkten döndü rererörö" diye.
pozisyonları bir daha izle istersen. 3 top da direkten dönmüyor, direkten dışarı çıkıyor! hatta 2 tanesi direğin dış tarafına küçücük bir temas ediyor yalnızca. o da jimmy jibler, örümcek kameralar falan sayesinde 80 kere zoom yapınca falan farkediliyor..
topun direkten dönmesi demek, direğe çarpıp oyun alanına geri dönmesi demektir.
sizin o maçta 1 tane topunuz bile direkten dönmedi cinconlu. acı. ama gerçek.
artık daha fazla milletin kafasını sikme. sakinleş ve yerine otur. geçti.
şimdi mal galatasaraylı, cümleyi öğelerine ayır bi bakayım önce.. heh şimdi yüklemi bir incele bakalım.. şimdi de ortaokul türkçe kitaplarındaki kelimede anlam konusunu bir kere baştan sona oku ve sonra kelimeyi bir daha oku. ya da türkçe sözlüğe bak kelimenin anlamını öğren.
ne diyor yüklemde? (vurgula: dönmesi) dimi gerizekalı? dönmesi.
şimdi söyle beyinsiz hangi topunuz dün direkten (vurgula: döndü)? hangi top lan?
beynimin zarını ziktiniz dün geceden beri "3 topumuz direkten döndü rererörö" diye.
pozisyonları bir daha izle istersen. 3 top da direkten dönmüyor, direkten dışarı çıkıyor! hatta 2 tanesi direğin dış tarafına küçücük bir temas ediyor yalnızca. o da jimmy jibler, örümcek kameralar falan sayesinde 80 kere zoom yapınca falan farkediliyor..
topun direkten dönmesi demek, direğe çarpıp oyun alanına geri dönmesi demektir.
sizin o maçta 1 tane topunuz bile direkten dönmedi cinconlu. acı. ama gerçek.
artık daha fazla milletin kafasını sikme. sakinleş ve yerine otur. geçti.
manu daha kötü oynayamazdı. yok yere cinconu acaip tribe sokacaklar..
neyse bir şekilde yensiller de, galibiyet primi alamasın bari ahlâksızlar..
neyse bir şekilde yensiller de, galibiyet primi alamasın bari ahlâksızlar..
ahahahaa şu an yaptıkları programla hem aynı anda maçı[ybkz]swh[/ybkz] anlatıp yorumluyorlar hem de taraftarlardan gelen twitleri okuyorlar..
az önce bir taraftar şöyle bir twit attı, bu handavallılar da programda okudu. twit şuydu;
"sahada engin baytar olsaydı o hakem görürdü şimdi gününü"
ahahah kepazesiniz yemin ediyorum..
az önce bir taraftar şöyle bir twit attı, bu handavallılar da programda okudu. twit şuydu;
"sahada engin baytar olsaydı o hakem görürdü şimdi gününü"
ahahah kepazesiniz yemin ediyorum..
56. dakikada selçuk'un kafasıyla galatasaray'ın 3. defa topunun direkten döndüğü maç.
gs tv'deki amcaların feryatlarını görmeniz lâzım. çok eğleceli..
gs tv'deki amcaların feryatlarını görmeniz lâzım. çok eğleceli..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?