Ernesto Guevara de la Sernanın fikirlerinin tohumlarını atan güney amerika yolculuğunu konu alan 2004 yapımı walter salles filmi. che guevara'yı gael garcia bernal, yol arkadaşı alberto granado'yu da rodrigo de la serna canlandırıyor. naif, hoş, güzel bir yol filmi.
filmin senaryosu konu edilen günlükleri içeren kitap, latinoamericana'dan referansla yazılmıştır.
7/10
eğer bu maçta 3 ya da daha fazla gol atarsak, lig tarihinde ilk defa bir sezonda üst üste 6 resmi maçta 3 ve fazlası gol atmış olacağız.
bu sabaha kadar beraberliğe çok fazla üzülmeyeceğim, ancak fernandes'in forma giyemeyecek olması sebebiyle mutlaka 3 puan almamız gereken karşılaşma.
bunu hem fernandes için, hem taraftar için hem de beşiktaş'ın kendisi için yapmalıyız. mutlaka kazanmalıyız.
eğer kazanırsak;
1- "(i: fernandes olmadan beşiktaş sıradan bir takım)" diyen denyoların ağzını sıkıca kapatacak,
2- kendisi olmadan da, üstelik zor bir deplasmanda kazanabildiğimizi bizzat fernandes'in kendisine göstermiş olacak ve böylece omuzlarında fazlasıyla hissettiği yükü azaltarak daha rahat oynamasını ve takıma daha fazla saygı duymasını sağlayacak,
3- futbolcularımızın kendilerine olan güvenlerini katlayacak,
4- taraftarın takıma olan güvenini 2'yle çarpacak,
5- ve şampiyonluk yarışında çok önemli bir 3 puan kazanmış olacağız.
bu maç şu andan itibaren 3 puandan çok daha fazlası.
(b: saldır beşiktaş!)
bunu hem fernandes için, hem taraftar için hem de beşiktaş'ın kendisi için yapmalıyız. mutlaka kazanmalıyız.
eğer kazanırsak;
1- "(i: fernandes olmadan beşiktaş sıradan bir takım)" diyen denyoların ağzını sıkıca kapatacak,
2- kendisi olmadan da, üstelik zor bir deplasmanda kazanabildiğimizi bizzat fernandes'in kendisine göstermiş olacak ve böylece omuzlarında fazlasıyla hissettiği yükü azaltarak daha rahat oynamasını ve takıma daha fazla saygı duymasını sağlayacak,
3- futbolcularımızın kendilerine olan güvenlerini katlayacak,
4- taraftarın takıma olan güvenini 2'yle çarpacak,
5- ve şampiyonluk yarışında çok önemli bir 3 puan kazanmış olacağız.
bu maç şu andan itibaren 3 puandan çok daha fazlası.
(b: saldır beşiktaş!)
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize...
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize...
dün gece itibariyle göt olmanın arşına fırlamış eziklerin yazarlık yaptığı site.
hele şu eziklere bakın hele:http://i48.tinypic.com/bzi4l.jpg
hele şu eziklere bakın hele:http://i48.tinypic.com/bzi4l.jpg
muhtemelen viggo mortensen'dir.
1973 doğumlu, istanbul bilgi üniversitesi mezunu genç yönetmen. bir çok başarılı belgesel çalışmasından sonra ilk uzun metrajlı çalışması olan uzak ihtimal'le bir çok festivalden ödülle dönmüştür. gazeteci ahmet hakan'ın kardeşidir.
mahmut fazıl coşkun 2009 yapımı ilk uzun metrajlı filmi. nadir sarıbacak ve görkem yeltan başrolleri paylaşıyor.
film, yan dairesinde oturan dindar bir hıristiyana aşık olan müezzinin hikayesini anlatıyor.
ağır tempolu, detaylarla bezenmiş, yan öyküleri zayıf olan, tam anlamıyla bir "konu" filmi. oyunculuk performansları gayet iyi, buruk bir tadı güzel bir atmosferi de olsa, film ne yazık ki elimize "(b: film fikri)"nden daha fazlasını vermiyor. adeta uzun metraj olması için uğraşılmış bir havası var.
türk insanı olarak sinema konusunda çok az şey biliyoruz ne yazık ki. hala etkileyici film fikirleriyle, etkileyici filmler yapılabileceğini düşünüyoruz. güzel bir konu bulduk mu kendimizden geçiyoruz. halbuki sinema böyle bir şey değil.
yine de uzak ihtimal, istanbul film festivali'nde kazandığı en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu ödülleriyle, rotterdam, hafia ve sofia'da festivallerinde kazandığı büyük ödüllerle başarılı bir yapım olarak addedilebilir.
yine de ben beğendiğimi söylemeyeceğim. ilk film için yeterli diyebilir miyim? zorlarsam diyebilirim ama şahsım adına pek umut vaad ettiğini söyleyemem.
5,5/10
film, yan dairesinde oturan dindar bir hıristiyana aşık olan müezzinin hikayesini anlatıyor.
ağır tempolu, detaylarla bezenmiş, yan öyküleri zayıf olan, tam anlamıyla bir "konu" filmi. oyunculuk performansları gayet iyi, buruk bir tadı güzel bir atmosferi de olsa, film ne yazık ki elimize "(b: film fikri)"nden daha fazlasını vermiyor. adeta uzun metraj olması için uğraşılmış bir havası var.
türk insanı olarak sinema konusunda çok az şey biliyoruz ne yazık ki. hala etkileyici film fikirleriyle, etkileyici filmler yapılabileceğini düşünüyoruz. güzel bir konu bulduk mu kendimizden geçiyoruz. halbuki sinema böyle bir şey değil.
yine de uzak ihtimal, istanbul film festivali'nde kazandığı en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu ödülleriyle, rotterdam, hafia ve sofia'da festivallerinde kazandığı büyük ödüllerle başarılı bir yapım olarak addedilebilir.
yine de ben beğendiğimi söylemeyeceğim. ilk film için yeterli diyebilir miyim? zorlarsam diyebilirim ama şahsım adına pek umut vaad ettiğini söyleyemem.
5,5/10
herkes itin götüne sokarken, her zaman övdüğüm ve arkasında olduğum başarılı forvetimiz. kendisine bugün yeni sözleşme teklif edilmiş, ailesiyle görüşüp cevabını ondan sonra verecekmiş. umarım kabul eder.
http://www.haber1903.com/Besiktas-6410-almeidaya_yeni_sozlesme_teklif_edildi.html
http://www.haber1903.com/Besiktas-6410-almeidaya_yeni_sozlesme_teklif_edildi.html
yarın akaretlerden kalkacak otobüsle bizim reyise istemeye gideceğimiz bacımız, yengemiz, canımız, yeni dişi kartalımız.
eli çabuk tutmak lazım. reyisin başını bir an önce bağlayalım da daha bir kök salsın buralara. sonra istese de gidemez. yıllık 750 bin euro'ya lifelong sözleşmeye bağlarız.[ybkz]swh[/ybkz]
ilk çocukların seneye doğacağını ve verilecek fiştekle bu evlilikten en az 5 oğlan çocuğu doğacağını hesaba katarsak, 2032-2033 sezonu ve onu takip 8-10 sezon junior fernandes'lerin şahlanmasıyla beşiktaş'ımızı 10 yıllık bir şampiyonluk serisi beklemekte.
allah o günleri görmeyi hepimize nasip eder inşallah. amin.
eli çabuk tutmak lazım. reyisin başını bir an önce bağlayalım da daha bir kök salsın buralara. sonra istese de gidemez. yıllık 750 bin euro'ya lifelong sözleşmeye bağlarız.[ybkz]swh[/ybkz]
ilk çocukların seneye doğacağını ve verilecek fiştekle bu evlilikten en az 5 oğlan çocuğu doğacağını hesaba katarsak, 2032-2033 sezonu ve onu takip 8-10 sezon junior fernandes'lerin şahlanmasıyla beşiktaş'ımızı 10 yıllık bir şampiyonluk serisi beklemekte.
allah o günleri görmeyi hepimize nasip eder inşallah. amin.
3-5 lik muhteşem galibiyetimizin maçtan sonraki futbol programlarında sadece 15 dakika[ybkz]swh[/ybkz] konuşulduğu..
ve medikalpark antalyaspor'un attığı her golden sonra statta gangnam style çalınması..
bu güzel akşam için beni hafiften uyuz eden şeyler oldu. helal olsun beşiktaşım ağlattın yine. bu sefer tatlı gözyaşlarıydı ama..
not: gangnam style ne la? uyuz musunuz arkadaşım? patladı bir taraflarınızda o hazırlıklar ayrı mesele.
ve medikalpark antalyaspor'un attığı her golden sonra statta gangnam style çalınması..
bu güzel akşam için beni hafiften uyuz eden şeyler oldu. helal olsun beşiktaşım ağlattın yine. bu sefer tatlı gözyaşlarıydı ama..
not: gangnam style ne la? uyuz musunuz arkadaşım? patladı bir taraflarınızda o hazırlıklar ayrı mesele.
mutlaka kazanmamız gereken maç. fernandes yedek başlasın. duruma göre ikinci yarı girebilir. ama inşallah mersin idman yurdu maçındaki gibi bir ilk yarı olur da gerek kalmaz.
18 kasım 2012 medical park antalyaspor beşiktaş maçında bir mallık yapılıp oynatılmaması gereken yıldızımız.
kulüp doktoru ismail başöz 2 hafta dinlenmeli yoksa, sakatlığı büyüyebilir, daha sıkıntılı hale gelebilir demiş. antalya zor deplasman diye, bursa maçında puan kaybettik diye, oynatılmaması gerekir. maazallah bir kötü sakatlık yaşarsa, takımın üstüne mum yak..
reyissiz de kazanabiliriz. inanıyorum ben.
kulüp doktoru ismail başöz 2 hafta dinlenmeli yoksa, sakatlığı büyüyebilir, daha sıkıntılı hale gelebilir demiş. antalya zor deplasman diye, bursa maçında puan kaybettik diye, oynatılmaması gerekir. maazallah bir kötü sakatlık yaşarsa, takımın üstüne mum yak..
reyissiz de kazanabiliriz. inanıyorum ben.
sinema severler için crononberg'in as adamı olarak bilinip sevilen, bütün dünyanın ise lord of the rings serisindeki aragorn olarak tanıyıp sevdiği, 1958 doğumlu, danimarka asıllı amerikalı, yakışıklı, fanatik beşiktaşlı aktör.
istanbul'da çektikleri filmde çalışan set çalışanlarından birinin kendisine feda tişörtü hediye etmesinden etkilenerek beşiktaş'ımızın son 3 maçını formasını giyerek ve coşkuyla tribünden izlemiştir. sıradaki inönü maçındada kapalıda yer alacakmış kendileri.
resmi siteden açıklama;
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/53762
fotoğraflar;
https://twitter.com/mehmetesen/status/268128658462482434/photo/1
https://twitter.com/mothcatweb/status/268128040209506305
http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2012/11/11/fft16_mf2783072.Jpeg
http://www.karakartal.com/img/2012/11/11/viggo_mortensen_8410.JPG
bjk tv'ye verdiği röportaj;
https://twitter.com/sozcelyk/status/268330141145501696
alemin gözü yaşlı viggo mortensen beşiktaşlı!
istanbul'da çektikleri filmde çalışan set çalışanlarından birinin kendisine feda tişörtü hediye etmesinden etkilenerek beşiktaş'ımızın son 3 maçını formasını giyerek ve coşkuyla tribünden izlemiştir. sıradaki inönü maçındada kapalıda yer alacakmış kendileri.
resmi siteden açıklama;
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/53762
fotoğraflar;
https://twitter.com/mehmetesen/status/268128658462482434/photo/1
https://twitter.com/mothcatweb/status/268128040209506305
http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2012/11/11/fft16_mf2783072.Jpeg
http://www.karakartal.com/img/2012/11/11/viggo_mortensen_8410.JPG
bjk tv'ye verdiği röportaj;
https://twitter.com/sozcelyk/status/268330141145501696
alemin gözü yaşlı viggo mortensen beşiktaşlı!
underground edebiyatın öncü isimlerinden 1909 colorado doğumlu, amerikalı uzun öykü yazarı.
kitaplarında, melankolik arturo bandini karakterinin maceralarını anlatır. bütün kitapları atmosfer olarak neredeyse birbirinin aynıdır. öyle ki, 3 fante kitabı okuduktan sonra sürekli aynı şeyleri okuduğunuzu hissedebilirsiniz. ancak kendine özgü buruk, melankolik ve umarsız yazımı pek çok edebiyat severi kendine bağlayacak güçtedir.
kitapları türkçeye avi pardo tarafından başarıyla çevrilmiş ve parantez yayınları tarafından yayınlanmıştır.
eserleri;
The Road to Los Angeles
Wait Until Spring, Bandini
Ask the Dust
Dago Red
Full of Life
The Brotherhood of the Grape
Dreams from Bunker Hill
The Wine of Youth: Selected Stories
1933 Was a Bad Year (yarım kalmış)
West of Rome
Fante/Mencken: John Fante & H. L. Mencken: A Personal Correspondence
The Big Hunger
kitaplarında, melankolik arturo bandini karakterinin maceralarını anlatır. bütün kitapları atmosfer olarak neredeyse birbirinin aynıdır. öyle ki, 3 fante kitabı okuduktan sonra sürekli aynı şeyleri okuduğunuzu hissedebilirsiniz. ancak kendine özgü buruk, melankolik ve umarsız yazımı pek çok edebiyat severi kendine bağlayacak güçtedir.
kitapları türkçeye avi pardo tarafından başarıyla çevrilmiş ve parantez yayınları tarafından yayınlanmıştır.
eserleri;
The Road to Los Angeles
Wait Until Spring, Bandini
Ask the Dust
Dago Red
Full of Life
The Brotherhood of the Grape
Dreams from Bunker Hill
The Wine of Youth: Selected Stories
1933 Was a Bad Year (yarım kalmış)
West of Rome
Fante/Mencken: John Fante & H. L. Mencken: A Personal Correspondence
The Big Hunger
kibarlığı çoook yanlış yerlerde arayan andavallı cahillerin kullanımıdır. mide bulandıcı bişe..
bi derste, alanında ülkenin en süper hocalarından sayılan ve işi tam da bu muhabbetleri konu alan bir hocam, "bayan" lafını kullanan bir kızı doğduğuna pişman etmişti. bir kamyon laf söylemişti. hiç birini hatırlamıyorum ama bu mallığı izah etmek için bir şeye gerek de yok zaten.
zaten türk erkeğinin kadına 2 tür yaklaşımı vardır:
1- zikmek niyetindeyse ya da %1 bile olsa bir gün bir yerde öyle bir ihtimal vukuu bulabileceğini düşünüyorsa, ölümüne, cahil ve ahmakça kibar
2- zikmek niyetinde değilse ya da böyle bir ihtimali %1 bile görmüyorsa ölümüne hayvan
1. sınıfa kamyoncular, minibüsçüler, meriçler, modern zaman looserları, kadınlara karşı kelime oyunu yarışmasındaki sunucu ihsan gibi davranmaktan başka şansı olmayanlar ve türevleri dahil edilebilir. evet çok pis genelleme yaptım. isteyen dava açabilir.
2. sınıfakiler ise herkesi malûmu. her yerde her zaman karşımıza çıkabilir ve her sınıftan insan olabilirler.
bir de kendi ve hemcinslerine bayan diyen ezolar var ki düşman başına aq. gördüğüm yerde arkama bakmadan uzaklaşıyorum.
bi derste, alanında ülkenin en süper hocalarından sayılan ve işi tam da bu muhabbetleri konu alan bir hocam, "bayan" lafını kullanan bir kızı doğduğuna pişman etmişti. bir kamyon laf söylemişti. hiç birini hatırlamıyorum ama bu mallığı izah etmek için bir şeye gerek de yok zaten.
zaten türk erkeğinin kadına 2 tür yaklaşımı vardır:
1- zikmek niyetindeyse ya da %1 bile olsa bir gün bir yerde öyle bir ihtimal vukuu bulabileceğini düşünüyorsa, ölümüne, cahil ve ahmakça kibar
2- zikmek niyetinde değilse ya da böyle bir ihtimali %1 bile görmüyorsa ölümüne hayvan
1. sınıfa kamyoncular, minibüsçüler, meriçler, modern zaman looserları, kadınlara karşı kelime oyunu yarışmasındaki sunucu ihsan gibi davranmaktan başka şansı olmayanlar ve türevleri dahil edilebilir. evet çok pis genelleme yaptım. isteyen dava açabilir.
2. sınıfakiler ise herkesi malûmu. her yerde her zaman karşımıza çıkabilir ve her sınıftan insan olabilirler.
bir de kendi ve hemcinslerine bayan diyen ezolar var ki düşman başına aq. gördüğüm yerde arkama bakmadan uzaklaşıyorum.
(bkz: ask the dust)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?