bu aralar ironik giden listedir. kendi başlığım altına "sözlüğü artık, ailesi, arkadaşı, kankası, sevgilisi, sırdaşı olarak gören..." gibi birşey yazmamın akabinde mesaj verircesine evde kaldığımı ima ediyor.
biliyor musun sözlük, senden çok tırsıyorum.
nihat doğan mode on;
sözlüğü artık, ailesi, arkadaşı, kankası, sevgilisi, sırdaşı olarak belirleyen yazardır. gerekiyorsa mouse'un sol tuşunu kırana kadar, sonra mouse ayarını değiştirip sağ tuşuda kırana kadar artı vermeye devam edecektir. 1903. artı ve 1903. entry için isim belirlemekle meşguldür.
anında gelen zorunlu ekleme;
niye söylemiyorsunuz kardeşim, nihat doğan modunu kapatmamışım.
nihat doğan mode off;
sözlüğü artık, ailesi, arkadaşı, kankası, sevgilisi, sırdaşı olarak belirleyen yazardır. gerekiyorsa mouse'un sol tuşunu kırana kadar, sonra mouse ayarını değiştirip sağ tuşuda kırana kadar artı vermeye devam edecektir. 1903. artı ve 1903. entry için isim belirlemekle meşguldür.
anında gelen zorunlu ekleme;
niye söylemiyorsunuz kardeşim, nihat doğan modunu kapatmamışım.
nihat doğan mode off;
arada çok kızdığım, arada da koltuktan düşecek kadar güldüğüm entrylerin sahibi yazar. kullandığı kelimelerle bir sorunum yok, bu yazdıklarını sadece merak edenlerin anlayabileceği bir hale getiriyor. ayrıca ilk geldiğindeki kötüye iyi, iyiye kötü deme şeklinde olan mizah anlayışı da oldukça gelişti, artık bir içerik barındırıyor.
üretim araçları; sosyalizm'in, üstünde durduğu temel noktadır. 'alt yapı' şeklinde isimlendirilen bu araçlara sahip olan taraf, diğer insanlar ve '(b: üst yapı)[ybkz]swh[/ybkz]' üzerinde ekonomik bir baskı ve ezme gücüne ve kontrol altına alma-yönetme hakkına sahip olacağından, bu araçlar halkın tümüne ait olması amacı ile devlet kontrolüne verilmesi ile çözüme varılır. dikkat edilmesi gereken nokta; o anki hükümet, karizmatik veya geleneksel bir otorite olmayıp, akılcı bir halkın, rasyonelce ve hatta az çok pragmatistçe kararı ile gelen rasyonel kimlikler olmalıdır. halkın sömürüsü bu şekilde engellenmelidir.
sosyalizm ise, ihtiyaç ve yetenek eğrisi ortalaması ile, ama kesinlikle bir diğerinin hakkına el koymadan, veri aldığı üretim araçlarında oluşan ekonominin, halk arasında homojen olarak dağıtılmasını ve böylece toplumsal refahı sağlamayı amaçlayan, sosyolojik ve ekonomik bir sistemdir.
senelerdir insanlara 'allahsızlık' olarak tanıtılan ve en kötüsü öğretilen bu sistemin işi, ne ahlakla, ne dinle, ne de inançla ilgili değildir. söz konusu sistem, bahsi geçen bu toplumsal veya bireysel yapıların, istismara çok açık olduklarını ve üretim araçları ile desteklendiği takdirde, halkın özgür iradesi üzerinde aşırı baskı yaratacağını, daha ilerisi halkı köleleştireceği düşüncesi ile, bu kısımlardaki hareketlenmeleri, halkın refahına tehdit olarak görür ve önlem alır. bu önlemler, önce halkın eğitim düzeyini yükseltmek ve en üst düzeyde tutmak, sonra kişisel çıkarcı faaliyetleri uzaklaştırıcı anayasa hükümleri ile korumaktır. ancak hiç kimseye, düşünceleri için eziyet ve işkence edilmeyecek ve hiç kimsenin onur ve gururları ile oynanmayacaktır.
kendi düşünceme göre, bu güne kadar anlayabildiğim islam kültürü de bu yaklaşımlara karşı olmamakla, destekler nitelikte olduğu, yine en azından benim için, ortadadır. belki tüm insanları korumaya çalışması ve eşit tutmaya yönelik olması bu tür bir çağrışım yaptırmış olabilir.
sonuç olarak; iki terim arasındaki bağlantı, biri ekonomik ve sosyolojik bir sistem, diğeri bu sistemin kavramı hatta içeriği olmasıdır.
sosyalizm ise, ihtiyaç ve yetenek eğrisi ortalaması ile, ama kesinlikle bir diğerinin hakkına el koymadan, veri aldığı üretim araçlarında oluşan ekonominin, halk arasında homojen olarak dağıtılmasını ve böylece toplumsal refahı sağlamayı amaçlayan, sosyolojik ve ekonomik bir sistemdir.
senelerdir insanlara 'allahsızlık' olarak tanıtılan ve en kötüsü öğretilen bu sistemin işi, ne ahlakla, ne dinle, ne de inançla ilgili değildir. söz konusu sistem, bahsi geçen bu toplumsal veya bireysel yapıların, istismara çok açık olduklarını ve üretim araçları ile desteklendiği takdirde, halkın özgür iradesi üzerinde aşırı baskı yaratacağını, daha ilerisi halkı köleleştireceği düşüncesi ile, bu kısımlardaki hareketlenmeleri, halkın refahına tehdit olarak görür ve önlem alır. bu önlemler, önce halkın eğitim düzeyini yükseltmek ve en üst düzeyde tutmak, sonra kişisel çıkarcı faaliyetleri uzaklaştırıcı anayasa hükümleri ile korumaktır. ancak hiç kimseye, düşünceleri için eziyet ve işkence edilmeyecek ve hiç kimsenin onur ve gururları ile oynanmayacaktır.
kendi düşünceme göre, bu güne kadar anlayabildiğim islam kültürü de bu yaklaşımlara karşı olmamakla, destekler nitelikte olduğu, yine en azından benim için, ortadadır. belki tüm insanları korumaya çalışması ve eşit tutmaya yönelik olması bu tür bir çağrışım yaptırmış olabilir.
sonuç olarak; iki terim arasındaki bağlantı, biri ekonomik ve sosyolojik bir sistem, diğeri bu sistemin kavramı hatta içeriği olmasıdır.
içeriğinin ne olduğunu hala bilemediğim teoridir. sebebi bu teoriyi 'biz maymun olabilir miyiz ya' şeklinde özetleyen insanlardır.
belki sesindeki 'çiğlik' nedeniyle, belki eğitimini veren yerlerin yalan yanlış bile olsa müziği öğretememeleri ile belki insanların 50 senedir aynı parçaları çalıp geliştirmemesi ile pek sevemediğim enstrümandır[ybkz]swh[/ybkz].
az çok bir merhabası olan insanların yani kendilerince isimlendirdikleri şekliyle 'samimi oldukları' insanların bilimum anlık tüketilen araçlarına sarkan insanlardır. herhangi bir fast foot mekanında yemek yerken, tabağınızdaki patateslere sarkmaları olsun, benim kullanmadığım, ama kullananları gördüğüm tütün ürünlerine olsun, alkol olsun pek çok alanda su üstüne çıkmış tiplerdir.
gelişim evrelerini tamamladıktan sonra bu kişiler, "...'yı versene bir gün takılayım, kızla buluşucam" veya "bunu bana hediye etsene" tiplerine dönüşmekte ve başından beridir almak için uğraştıkları statüye yani beleşçiliğe erişmiş olurlar.
gelişim evrelerini tamamladıktan sonra bu kişiler, "...'yı versene bir gün takılayım, kızla buluşucam" veya "bunu bana hediye etsene" tiplerine dönüşmekte ve başından beridir almak için uğraştıkları statüye yani beleşçiliğe erişmiş olurlar.
bunların en önemli kavak yelleridir. son bölümlere geçilmeden evvelki 'şeytan marka giyer' filmi senaryosunun kopyalanması mı dersin, aşırı saçma amerikan romantik filmleri esintilerini mi dersin anlat anlat bitmez yani. halbuki başlarda ne eğlenceliydi değil mi...
ayrıca bu alışkanlık sadece dizilerde değil, türk filmlerinde de vardır. örneğin charlie chaplin'in city lights filmi; kamerasıyla,kurgusuyla,senaryosuyla yani kısaca herşeyi ile 'en büyük şaban' şeklinde türkiyede çekilmiş ve bize türk sinemasının şarlo'nun şabanlaştırılmaktan ibaret olduğunu açıkça göstermiştir.
ayrıca bu alışkanlık sadece dizilerde değil, türk filmlerinde de vardır. örneğin charlie chaplin'in city lights filmi; kamerasıyla,kurgusuyla,senaryosuyla yani kısaca herşeyi ile 'en büyük şaban' şeklinde türkiyede çekilmiş ve bize türk sinemasının şarlo'nun şabanlaştırılmaktan ibaret olduğunu açıkça göstermiştir.
çoğunlukla uyumak için değil; tv seyretmek, kitap okumak gibi amaçlar için uzanılan veya [ybkz]swh[/ybkz]yatılan bir yer olduğundandır herhalde, nasıl anlamadan uykuya dalabildiğin yegane rahat ve opsiyonel olarak sıcak bulunan kanepenizden kaynaklanan bir durumdur.
yatakta ise durum içler acısıdır. öleceğini anlayan filler gibi, herşeyin farkında olmanız mı dersin, o kadar saati uyuyacağıma şunu yaparım bunu yaparım derdi mi dersin, alarm kurma ve kaç saat uyuyacağını hesaplama anı mı dersin, o mışıl mışıl rahatlığın anasını ağlatır.
gwbasic ile tanışıp, kodlama olayına yeni başladığım sıralarda, yaklaşık 12-13 yaşlarında falan, bahsi geçen eylemin bir üst modeli olan klavyenin üstünde uyuyakalmak eylemini de gerçekleştirmiş, yatmadığı alan kalmamış biri olarak derim ki; birinci sırada, iyi hazırlanmış yer yatağında kitap okuyarak yatmak, ikinci sırada; okan bayülgen programlarının en koyu muhabbetlisi denk gelinip izlerken kanepede uyuyakalmak tüm yatış şekillerinden üstündür.
yatakta ise durum içler acısıdır. öleceğini anlayan filler gibi, herşeyin farkında olmanız mı dersin, o kadar saati uyuyacağıma şunu yaparım bunu yaparım derdi mi dersin, alarm kurma ve kaç saat uyuyacağını hesaplama anı mı dersin, o mışıl mışıl rahatlığın anasını ağlatır.
gwbasic ile tanışıp, kodlama olayına yeni başladığım sıralarda, yaklaşık 12-13 yaşlarında falan, bahsi geçen eylemin bir üst modeli olan klavyenin üstünde uyuyakalmak eylemini de gerçekleştirmiş, yatmadığı alan kalmamış biri olarak derim ki; birinci sırada, iyi hazırlanmış yer yatağında kitap okuyarak yatmak, ikinci sırada; okan bayülgen programlarının en koyu muhabbetlisi denk gelinip izlerken kanepede uyuyakalmak tüm yatış şekillerinden üstündür.
özellikle kendimde aradığım bir sorundur. günün neredeyse her saati online olmama rağmen, pek entry yazmamaya başladım. sözlükte zamanımı oy kullanarak geçiriyorum desem yeridir hatta.
sonuç olarak, mesaj alındı kaptan. tam yol ileri.
sonuç olarak, mesaj alındı kaptan. tam yol ileri.
bir rasim ozan kütahyalı değildir. bir ara kapıştırmak lazım bunları.
incelediğimde "hani lan, nerde benim eksilerim,artılarım" diye söylenirken, en tuhaf entrylerde kendimi görmemle içime biraz olsun su serpmiş anketlerdir. benim gibi über gıcık bir insanın daha fazla kategoride (en sevilmeyen yazar) olmam gerekirdi.
sonuç; eksik buluyorum.
sonuç; eksik buluyorum.
keman yaylarınındaki at kıllarına, daha tutucu olması ve dolayısı ile daha net ve pürüzsüz ses çıkarması için sürülen organik salgı maddesidir.
şu ara çok eksikliğini çekiyorum sözlük, kemanımdan tuhaf tuhaf sesler çıkmaya başladı.
şu ara çok eksikliğini çekiyorum sözlük, kemanımdan tuhaf tuhaf sesler çıkmaya başladı.
telaş ve tiksinme durumlarından arınıp, yardım edilmeli, gerekiyorsa kızlar tuvaletine de girilip, eli yüzü yıkanmalıdır. yıllardır; osurana,kusana tiksintiyle yaklaşan tuhaf insanların, tuvalette kendilerine nasıl katlandığını çok merak etmişimdir.
etkilemek, önce etkilenmek istenen kişi seçimi ile başlanır. sonra türlü maymunluklar yapılıp çaba harcanır. sonuç sıfırdır.
etkilenmek, etkisi en fazla birkaç gün süreceğinden hem tehlikesiz hem de tatlı bir yapıdır. o an için sana mutluluk veren birinin etrafında olması seni memnun edecektir. sonuç duygusal tatmin ile sıfırın üstündedir.
etkilenmek, etkisi en fazla birkaç gün süreceğinden hem tehlikesiz hem de tatlı bir yapıdır. o an için sana mutluluk veren birinin etrafında olması seni memnun edecektir. sonuç duygusal tatmin ile sıfırın üstündedir.
al pacino'nun scarface filminde, manny'e, sonuç kadınlarla ilgili de olsa bahsettiği konudur.
---------------ayırıcı---------------
in this country, you gotta make the money first;
then when you get the money,you get the power.
then when you get the power,then you get the women.
---------------ayırıcı---------------
---------------ayırıcı---------------
in this country, you gotta make the money first;
then when you get the money,you get the power.
then when you get the power,then you get the women.
---------------ayırıcı---------------
şayet bir denizci terimi olsa, büyük dalga boyunu ifade ederdi.
ön bilgi;
ortaokul çağlarımdan beri, normal uyku düzenim, gece 3-4 gibi yatıp sabah 9-10 gibi kalkmaktır. yalnız şu aralar açıköğretim sosyoloji bölümünde okuduğum için, bu düzeni, toplum normlarına uydurup, akşam 12 gibi yatıp sabah 8:30 da kalkmak gibi bir program oluşturdum.
tanım;
yılbaşı akşamı, salmam gerekenden oldukça fazla salıp, ezan sesini duyana kadar bilimum 3dsmax videosu izleyip, uzun süreler önce başlayıp bitiremediğim ferrari 599 gtb girişmem sonucu devam eden programın akabimde, pazar gününde bir ofsayt, pazartesi gününe de bir taç payı bıraktığımdan ötürü başıma gelen sendromdur.
ortaokul çağlarımdan beri, normal uyku düzenim, gece 3-4 gibi yatıp sabah 9-10 gibi kalkmaktır. yalnız şu aralar açıköğretim sosyoloji bölümünde okuduğum için, bu düzeni, toplum normlarına uydurup, akşam 12 gibi yatıp sabah 8:30 da kalkmak gibi bir program oluşturdum.
tanım;
yılbaşı akşamı, salmam gerekenden oldukça fazla salıp, ezan sesini duyana kadar bilimum 3dsmax videosu izleyip, uzun süreler önce başlayıp bitiremediğim ferrari 599 gtb girişmem sonucu devam eden programın akabimde, pazar gününde bir ofsayt, pazartesi gününe de bir taç payı bıraktığımdan ötürü başıma gelen sendromdur.
özellikle pek birşey paylaşılmamış erkek veya kız arkadaşınızla, bir kafeye gittiğiniz zaman baş gösteren problemdir. aptal aptal çevreye bakınmalar, telefondan birşey bakıyorum süsü verip oyun oynamalar vs. durumlar ile iyice boka sarar.
solutions;
-eğer ilk buluşma ise, özellikle bir aktivite içerisinde kalacağınız yerlere gitmek en mantıklısıdır. lünapark, dev akvaryumlar, geziler, kurslar(özellikle tango) ilkler için önemli olduğu gibi gelişim aşamasında da çok yararlı etkinliklerdir.
-uzun yıllık arkadaşınız/sevgiliniz ile de başınıza geliyorsa, uzun yıllar boyunca çok az yanlız kalmış ve yukarıda bahsettiğim gibi bir etkinlikte bulunmamış olmanız gerekiyor. durum öyleyse bu uzun yıllar arkadaş/sevgili, bir zamanlar arkadaş/sevgili kavramına dönüşmeye çok yaklaşmış demektir. öncelikle bu durumu kurtarmak isteyip istemediğinize bakın. eğer olumlu düşünüyorsanız, bundan sonraki buluşmalarınızı iyi planlayın, ortak birşeyler yaşamaya ve etkinlik yapmaya yönelin. herşey çözülecektir.
kartal sözlük ilişki prof.özdemir özdemir
solutions;
-eğer ilk buluşma ise, özellikle bir aktivite içerisinde kalacağınız yerlere gitmek en mantıklısıdır. lünapark, dev akvaryumlar, geziler, kurslar(özellikle tango) ilkler için önemli olduğu gibi gelişim aşamasında da çok yararlı etkinliklerdir.
-uzun yıllık arkadaşınız/sevgiliniz ile de başınıza geliyorsa, uzun yıllar boyunca çok az yanlız kalmış ve yukarıda bahsettiğim gibi bir etkinlikte bulunmamış olmanız gerekiyor. durum öyleyse bu uzun yıllar arkadaş/sevgili, bir zamanlar arkadaş/sevgili kavramına dönüşmeye çok yaklaşmış demektir. öncelikle bu durumu kurtarmak isteyip istemediğinize bakın. eğer olumlu düşünüyorsanız, bundan sonraki buluşmalarınızı iyi planlayın, ortak birşeyler yaşamaya ve etkinlik yapmaya yönelin. herşey çözülecektir.
kartal sözlük ilişki prof.özdemir özdemir
yıl 2012, çocuklar artık kanmıyor, kurtun büyük anneyi yediğine;
http://tinyurl.com/6oxs7ym
http://tinyurl.com/6oxs7ym
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?