orhan kemal - ekmek kavgası
ustanın, -yanılmıyorsam- ilk öykü kitabı olması anlamında esasında çok özel bir kitaptı. hem yazarın henüz yerleşmemiş olan anlatım özelliklerini inceleme fırsatı buluyorsunuz hem de kendisinin yetiştiği coğrafyayı onun gözlüğünden görebiliyorsunuz. everest yayınları kitabın sonlarına doğru, yazarın yarım bıraktığı bir-iki öyküsünü ve mektubunu da okuruyla paylaşmış ki, en çok o kısmı beğendim. özetle, kısa öykü sevenlere tavsiye edilir.
değil sezon arası gönderilmek, 4-5 senelik bir mukaveleyle taçlandırılması gereken hoca. fakat hayat o kadar da güzel değil maalesef. başkan değiştiği an, şayet mukavelesindeki tazminata ilişkin hükümler müsaade ediyorsa muhtemelen kapının önünde bulacak kendisini.
bademlerin yeni cazibe merkezi. dozerlerle giriş yapılmış. maalesef şehrin içindeki bu doğal yaşam alanının da talanına başlanmış oldu. üsküdar belediye başkanı, hyde park yapıyordu en son orayı, "imara açılacağı yalandır" diyordu:
http://www.hilmiturkmen.com/validebag-anadolu-yakasi39nin-hyde-parki-olacak.html
sonuç:
http://ilerihaber.org/uskudarda-halkin-yesil-isyani/467/
top bir kez daha kalecinin şaşkın bakışları arasında ağlarla buluşuyor. daha kaç gol yiyeceğiz acaba?
http://www.hilmiturkmen.com/validebag-anadolu-yakasi39nin-hyde-parki-olacak.html
sonuç:
http://ilerihaber.org/uskudarda-halkin-yesil-isyani/467/
top bir kez daha kalecinin şaşkın bakışları arasında ağlarla buluşuyor. daha kaç gol yiyeceğiz acaba?
uzun kollusunun çıkarılıp çıkarılmayacağı merak edilen formalardır. oğlum bak bekliyoruz da, geçen seneki gibi ayazda kalmayalım?
zekasıyla 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir bilim adamı. ama işte el elden üstündür:
#375698
#375698
harikulade bir film.
en az rolü olandan başrollere kadar oyunculuklar şahane. yalnız, başroldeki kadın oyuncuyu biraz zayıf, daha doğrusu ekibin geri kalanının gerisinde buldum şahsen.
abi gora gibi bir komedi bombardımanı beklemeyin ama lütfen gidin. gidin ki, bu filme dökülen emek para kazansın.
tanım: gişe olarak recep ivedik serisinin arkasında kalmayı hak etmeyen film.
en az rolü olandan başrollere kadar oyunculuklar şahane. yalnız, başroldeki kadın oyuncuyu biraz zayıf, daha doğrusu ekibin geri kalanının gerisinde buldum şahsen.
abi gora gibi bir komedi bombardımanı beklemeyin ama lütfen gidin. gidin ki, bu filme dökülen emek para kazansın.
tanım: gişe olarak recep ivedik serisinin arkasında kalmayı hak etmeyen film.
#375310
son dönemde yoğunlaşan transfer dedikoduları karşısında menajeri, "valla billa beşiktaş ile görüşmedik" açıklaması yapmıştır. sonra da, "yeniden irtibat kurarlarsa oturur konuşuruz" demeyi de ihmal etmemiş ama.
tamam bu iş galiba.[ybkz]swh[/ybkz]
son dönemde yoğunlaşan transfer dedikoduları karşısında menajeri, "valla billa beşiktaş ile görüşmedik" açıklaması yapmıştır. sonra da, "yeniden irtibat kurarlarsa oturur konuşuruz" demeyi de ihmal etmemiş ama.
tamam bu iş galiba.[ybkz]swh[/ybkz]
avrupa'nın bütün cafer'lerinin bez tedariği için seferber olduğu ama muvaffak olamadığı sıçış.
#375651
#375664
#375649
#375651
#375664
#375649
inceden edward norton'a benzeyen atletik performans departman şefimiz.
http://www.menshealth.com/celebrity-fitness/uploads/ed-norton-670x350_001.jpg
http://www.karakartal.com/img/5/2013/sivok_atiba_dolu_arslan.jpg
http://www.menshealth.com/celebrity-fitness/uploads/ed-norton-670x350_001.jpg
http://www.karakartal.com/img/5/2013/sivok_atiba_dolu_arslan.jpg
son dönemin modası. birçok takım, idmanlara bu yeleklerle çıkıyor artık. kerametini dolu arslan anlatsın;
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/59871/dolu_arslan_futbol_takimimizin_antrenmanlarda_kullandigi_gps_sistemi_hakkinda_bilgi_verdi.html
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/59871/dolu_arslan_futbol_takimimizin_antrenmanlarda_kullandigi_gps_sistemi_hakkinda_bilgi_verdi.html
23 ekim 2014 fk partizan beşiktaş maçı öncesinde ülkeye[ybkz]swh[/ybkz] girişte problem yaşamış olan beşiktaş başkanı. bir sırbistan klasiği...
kendini özletmiş kıvırbaş. bir başka özleten de döndü.[ybkz]swh[/ybkz] şimdi sırada iki kişi daha var:
(bkz: hemsta34)
(bkz: forzaquila)
(bkz: hemsta34)
(bkz: forzaquila)
#375582
"tövbe" de!..[ybkz]swh[/ybkz]
"tövbe" de!..[ybkz]swh[/ybkz]
en güzel tanım: beşiktaşlı'nın sözlüğü.
şimdi... sözlük insanları arasında türlü tatsızlıklar daha önce de yaşandı bu sözlükte; yarın da yaşanacak. bir kere bunun önüne geçemeyiz. ben de kimi zaman bazı yazarlarla bazı tatsızlıklar yaşamadım mı? yaşadım elbette. pişman veya üzgün müyüm? hayır. hatta emin olunsun ki, çoğunlukla az bile yaptım. normalde çok umursamam ancak artık başkalarının da huzurunu kaçıran bir durum var ortada ve bir kereye mahsus açıklama yapmak zorunlu benim için.
öncelikle kimse yazdığı bir şeyin silinmesini istemez. ancak hep şunu savundum, sözlük formatı diye tanımlanmış bir kurallar bütünü varsa ve ben de bir şekilde bu formatın ve genel tertibin idamesi ile görevlendirilmişsem ben senin entry'ni silerim hacı abi. ben kendi entry'mi de çatır çatır silerim. bir uyarıyı veya ispit'i dikkate almamam gibi bir durum söz konusu olamaz. her boku çok mu biliyoruz? hayır. sıkıştığım yerde daha kıdemli moderatör arkadaşlardan yardım alırım. kısacası bilen bilir, bana sallanan entry'ler dahil olmak üzere objektif olmaya çalışırım. moderasyon geçmişi orada duruyor. merak eden gitsin, baksın.
yazar küsmesi mevzuu... bunu özel mesaj yoluyla serzenişte bulunana veya dert yanana da, açıktan yazana da her zaman söylemişimdir: "bak çıkış butonu orada, kimse bu sözlüğün demirbaşı veya yıldız oyuncusu değil. istediğin anda çıkar, gidersin." kesinlikle her yazar değerli ama hiçbirimiz kapris yapma lüksüne veya kudretine sahip değiliz.
şutmesafesişutpozisyonu meselesine hiç girmek istemiyorum esasında. zira, herhangi bir yazarı özellikle hedef alan söylemlerde bulunmak, hele ki tarafsızlık gibi bir mecburiyeti olan biri için uygun değil. amma ve lakin bugüne kadar kendisinin saçmasapan çocukça hareketlerini, türlü (vurgula: hakaret ve tacizlerini) sineye çekmiş biri olarak artık bu benim doğal bir hakkım haline geldi.
kızdım, anladığı dilden cevap verdim, olmadı. tatlı tatlı takıldım, olmadı. insanca yaklaştım, olmadı. adam diğer moderatörlere mızıklandı ya, "newcastle şu entry'sini silsin yaaaa..." diye, "şeytana lanet " dedik; formata uyan, hakaret falan içermeyen kendi entry'mizi sildik. neden? dedik ki, uzatmayalım. kaldı ki, bunu sadece benimle de yaşamadı; başka insanları da delirtti vakt-i zamanında. özel yazışmayı afişe etmesini ve beni insanlara hedef göstermesini söylemiyorum bile.
ve şimdi gelmiş hala gram utanma, sıkılma belirtisi göstermeksizin "çabuk silin beni" diyor; daha da vahimi, "tüm enrty'lerimi silin" diyor. şımarıklığa bak! özel hizmetkarların mıyız biz senin? nasıl bir hadsizlik, densizliktir bu? çok istiyorsan oturursun, paşa paşa silersin kendi entry'lerini; sonra da cehennem olur gidersin. ha bu arada gitmek demişken, o numara artık sökmüyor be arkadaşım. senin daha önceki gitmelerini de gördü bu gözler. iddia ediyorum, hiçbir yere gittiği yok. bir-iki gün sözlüğe girmez, sonra şairler parkı'nda görürsünüz, en fazla bir hafta sonra tekrar yazmaya başlamazsa bişey bilmiyorum. aynısı yaşandı yahu, işkembeden sallıyor değilim. çünkü böyle insanlar, huzursuzluktan ve didişmekten beslenir. kendilerine yapay rakipler ve düşmanlar yaratarak güçlendiklerini hissederler. dönecek ve yine birilerine bulaşacak ve hatta belki yine bugünkü noktaya dönülecek.
ama benim için son sözlerdir bu konuya dair. konunun herkes açısından netleşmesi adına konuştum, başka da yorum yapmam. yorum yapılmaya değecek konu var, değmeyecek konu var. artık biraz beşiktaş'ı konuşalım mesela.
allah herkesin yolunu otoban eylesin.[ybkz]swh[/ybkz]
şimdi... sözlük insanları arasında türlü tatsızlıklar daha önce de yaşandı bu sözlükte; yarın da yaşanacak. bir kere bunun önüne geçemeyiz. ben de kimi zaman bazı yazarlarla bazı tatsızlıklar yaşamadım mı? yaşadım elbette. pişman veya üzgün müyüm? hayır. hatta emin olunsun ki, çoğunlukla az bile yaptım. normalde çok umursamam ancak artık başkalarının da huzurunu kaçıran bir durum var ortada ve bir kereye mahsus açıklama yapmak zorunlu benim için.
öncelikle kimse yazdığı bir şeyin silinmesini istemez. ancak hep şunu savundum, sözlük formatı diye tanımlanmış bir kurallar bütünü varsa ve ben de bir şekilde bu formatın ve genel tertibin idamesi ile görevlendirilmişsem ben senin entry'ni silerim hacı abi. ben kendi entry'mi de çatır çatır silerim. bir uyarıyı veya ispit'i dikkate almamam gibi bir durum söz konusu olamaz. her boku çok mu biliyoruz? hayır. sıkıştığım yerde daha kıdemli moderatör arkadaşlardan yardım alırım. kısacası bilen bilir, bana sallanan entry'ler dahil olmak üzere objektif olmaya çalışırım. moderasyon geçmişi orada duruyor. merak eden gitsin, baksın.
yazar küsmesi mevzuu... bunu özel mesaj yoluyla serzenişte bulunana veya dert yanana da, açıktan yazana da her zaman söylemişimdir: "bak çıkış butonu orada, kimse bu sözlüğün demirbaşı veya yıldız oyuncusu değil. istediğin anda çıkar, gidersin." kesinlikle her yazar değerli ama hiçbirimiz kapris yapma lüksüne veya kudretine sahip değiliz.
şutmesafesişutpozisyonu meselesine hiç girmek istemiyorum esasında. zira, herhangi bir yazarı özellikle hedef alan söylemlerde bulunmak, hele ki tarafsızlık gibi bir mecburiyeti olan biri için uygun değil. amma ve lakin bugüne kadar kendisinin saçmasapan çocukça hareketlerini, türlü (vurgula: hakaret ve tacizlerini) sineye çekmiş biri olarak artık bu benim doğal bir hakkım haline geldi.
kızdım, anladığı dilden cevap verdim, olmadı. tatlı tatlı takıldım, olmadı. insanca yaklaştım, olmadı. adam diğer moderatörlere mızıklandı ya, "newcastle şu entry'sini silsin yaaaa..." diye, "şeytana lanet " dedik; formata uyan, hakaret falan içermeyen kendi entry'mizi sildik. neden? dedik ki, uzatmayalım. kaldı ki, bunu sadece benimle de yaşamadı; başka insanları da delirtti vakt-i zamanında. özel yazışmayı afişe etmesini ve beni insanlara hedef göstermesini söylemiyorum bile.
ve şimdi gelmiş hala gram utanma, sıkılma belirtisi göstermeksizin "çabuk silin beni" diyor; daha da vahimi, "tüm enrty'lerimi silin" diyor. şımarıklığa bak! özel hizmetkarların mıyız biz senin? nasıl bir hadsizlik, densizliktir bu? çok istiyorsan oturursun, paşa paşa silersin kendi entry'lerini; sonra da cehennem olur gidersin. ha bu arada gitmek demişken, o numara artık sökmüyor be arkadaşım. senin daha önceki gitmelerini de gördü bu gözler. iddia ediyorum, hiçbir yere gittiği yok. bir-iki gün sözlüğe girmez, sonra şairler parkı'nda görürsünüz, en fazla bir hafta sonra tekrar yazmaya başlamazsa bişey bilmiyorum. aynısı yaşandı yahu, işkembeden sallıyor değilim. çünkü böyle insanlar, huzursuzluktan ve didişmekten beslenir. kendilerine yapay rakipler ve düşmanlar yaratarak güçlendiklerini hissederler. dönecek ve yine birilerine bulaşacak ve hatta belki yine bugünkü noktaya dönülecek.
ama benim için son sözlerdir bu konuya dair. konunun herkes açısından netleşmesi adına konuştum, başka da yorum yapmam. yorum yapılmaya değecek konu var, değmeyecek konu var. artık biraz beşiktaş'ı konuşalım mesela.
allah herkesin yolunu otoban eylesin.[ybkz]swh[/ybkz]
mail jargonunda, "carbon copy"[ybkz]swh[/ybkz] ile aynı maili başkasının da bilgisine sunma durumu.
yürek yakan, can acıtan vahim olay; kahpelik. genellikle faili meçhuldür. önüne geçmenin de pek bir mümkünü yoktur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?