en güzel tanım: beşiktaşlı'nın sözlüğü.
şimdi... sözlük insanları arasında türlü tatsızlıklar daha önce de yaşandı bu sözlükte; yarın da yaşanacak. bir kere bunun önüne geçemeyiz. ben de kimi zaman bazı yazarlarla bazı tatsızlıklar yaşamadım mı? yaşadım elbette. pişman veya üzgün müyüm? hayır. hatta emin olunsun ki, çoğunlukla az bile yaptım. normalde çok umursamam ancak artık başkalarının da huzurunu kaçıran bir durum var ortada ve bir kereye mahsus açıklama yapmak zorunlu benim için.
öncelikle kimse yazdığı bir şeyin silinmesini istemez. ancak hep şunu savundum, sözlük formatı diye tanımlanmış bir kurallar bütünü varsa ve ben de bir şekilde bu formatın ve genel tertibin idamesi ile görevlendirilmişsem ben senin entry'ni silerim hacı abi. ben kendi entry'mi de çatır çatır silerim. bir uyarıyı veya ispit'i dikkate almamam gibi bir durum söz konusu olamaz. her boku çok mu biliyoruz? hayır. sıkıştığım yerde daha kıdemli moderatör arkadaşlardan yardım alırım. kısacası bilen bilir, bana sallanan entry'ler dahil olmak üzere objektif olmaya çalışırım. moderasyon geçmişi orada duruyor. merak eden gitsin, baksın.
yazar küsmesi mevzuu... bunu özel mesaj yoluyla serzenişte bulunana veya dert yanana da, açıktan yazana da her zaman söylemişimdir: "bak çıkış butonu orada, kimse bu sözlüğün demirbaşı veya yıldız oyuncusu değil. istediğin anda çıkar, gidersin." kesinlikle her yazar değerli ama hiçbirimiz kapris yapma lüksüne veya kudretine sahip değiliz.
şutmesafesişutpozisyonu meselesine hiç girmek istemiyorum esasında. zira, herhangi bir yazarı özellikle hedef alan söylemlerde bulunmak, hele ki tarafsızlık gibi bir mecburiyeti olan biri için uygun değil. amma ve lakin bugüne kadar kendisinin saçmasapan çocukça hareketlerini, türlü (vurgula: hakaret ve tacizlerini) sineye çekmiş biri olarak artık bu benim doğal bir hakkım haline geldi.
kızdım, anladığı dilden cevap verdim, olmadı. tatlı tatlı takıldım, olmadı. insanca yaklaştım, olmadı. adam diğer moderatörlere mızıklandı ya, "newcastle şu entry'sini silsin yaaaa..." diye, "şeytana lanet " dedik; formata uyan, hakaret falan içermeyen kendi entry'mizi sildik. neden? dedik ki, uzatmayalım. kaldı ki, bunu sadece benimle de yaşamadı; başka insanları da delirtti vakt-i zamanında. özel yazışmayı afişe etmesini ve beni insanlara hedef göstermesini söylemiyorum bile.
ve şimdi gelmiş hala gram utanma, sıkılma belirtisi göstermeksizin "çabuk silin beni" diyor; daha da vahimi, "tüm enrty'lerimi silin" diyor. şımarıklığa bak! özel hizmetkarların mıyız biz senin? nasıl bir hadsizlik, densizliktir bu? çok istiyorsan oturursun, paşa paşa silersin kendi entry'lerini; sonra da cehennem olur gidersin. ha bu arada gitmek demişken, o numara artık sökmüyor be arkadaşım. senin daha önceki gitmelerini de gördü bu gözler. iddia ediyorum, hiçbir yere gittiği yok. bir-iki gün sözlüğe girmez, sonra şairler parkı'nda görürsünüz, en fazla bir hafta sonra tekrar yazmaya başlamazsa bişey bilmiyorum. aynısı yaşandı yahu, işkembeden sallıyor değilim. çünkü böyle insanlar, huzursuzluktan ve didişmekten beslenir. kendilerine yapay rakipler ve düşmanlar yaratarak güçlendiklerini hissederler. dönecek ve yine birilerine bulaşacak ve hatta belki yine bugünkü noktaya dönülecek.
ama benim için son sözlerdir bu konuya dair. konunun herkes açısından netleşmesi adına konuştum, başka da yorum yapmam. yorum yapılmaya değecek konu var, değmeyecek konu var. artık biraz beşiktaş'ı konuşalım mesela.
allah herkesin yolunu otoban eylesin.[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?